Nasıl bir üniversite ve bilim tartışmaları üzerine

Savaş mı, Barış mı?

Aydın ve akademisyenlerin bır kısmı bir yandan barış çağrıları yaparken, bir yandan da emperyalist savaşın ve sömürü düzeninin araçları yanı başlarında, üniversitelerde üretilmeye devam ediyor. Patronun kârına endekslenen, tekelleri bir “pazar hatası” olarak sunan teoriler,1 devletin tarafsızlığı üzerinden yapılan iktisadi politika uygulamaları,2 çevreci/yeşil üretim projeleri ile şirketlerin imaj tazeleme yarışlarına katkı,3 insansız hava araçları (İHA) üreten devlet “destekli” projeler, füze sistemleri üzerine yapılan çalışmalar… Ürettiğine yabancılaşmanın üniversitedeki biçimleri.

İster teorik ister uygulamalı olsun, üniversitelerin baskın olarak sunduğu ürünler sınıf savaşımı bağlamında değerlendirildiğinde; karşımıza egemenlerin iktidarının devamı için üretilen “bilimsel bilgi” çıkmakta. Bugün yaşadığımız gerçeklik üzerinden bir örnek vermekle yetineceğim.

Bölgemizde devlet terörünün en önemli araçlarından biri haline gelen İHAlar genel olarak yer tespitinde kullanılsa da, gerektiğinde ABD’nin Irak’ta yaptığı gibi bombalama ‘işiyle’ de görevlendiriliyor. Ağustos ayında Emniyet Genel Müdürlüğü’nün acil İHA talebi, bu araçların kullanım alanlarının genişleyeceğine de işaret ediyor.4 Kaynak gösterilen haberde, Kara Kuvvetleri Konutanlığı’nın bu araçları geçtiğimiz aylarda teslim aldığı, Eylül ayı itibari ile “Güneydoğu”da kullanmaya başladığı da yer alıyor. “Yerli” İHAlar iki senedir Emniyet tarafından kullanılıyor, bu araçların TSK ile Katar Ordusu tarafından da kullanıldığı ifade ediliyor. Bu araçların Araştırma- Geliştirme (AR-GE) çalışmalarının büyük bir kısmı ise çeşitli programlar ve projeler kapsamında üniversitelerin danışmanlığında yapılıyor ya da direk proje ediliyor.

2011 yılı Ekim ayında Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM) tarafından ODTÜ, Aselsan, Roketsan ve TAI ile imzalanan iş birliği protokolleri ile hayata geçirilen Sanayi İçin Araştırmacı Yetiştirme Programı (SAYP)5 kapsamında şu an SSM, 5 üniversite ve 7 firma arasında işbirliği sağlanıyor.6

Savunma Sanayii Müsteşarlığının (SSM) internet sitesinden özetle: “savunma sanayi şirketimiz AR-GE faaliyetleri için Teknokentlerde birimler oluşturmakta ve güçlü bir mühendislik kadrosunu bir araya getirmektedir.” denmektedir.

Üniversitelerde Sistemin Yeniden Üretilmesi
Kendi işleyişi içinde sömürü sistemini yeniden üreten üniversiteler için, karşılaşılan sorunlar için sunulan sistem içi çözümler problemleri daha da derinleştirmekten başka bir işe yaramıyor.

Müşteri Değiliz, Akademisyeniz Biz!

Eğitimin metalaştırılması, öğrencinin müşterileştirilmesi uzun bir süredir mücadele edilen bir gerçek. Bunun yanında son yıllarda yayın faaliyetlerinin metalaştırılması, öğretim üyesi ve adaylarının müşterileştirilmesi de önemli bir mücadele alanı haline dönüşüyor. Sidney Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Doçent Alexander Holcombe’nin blogunda yayınladığı bir makale, üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen değinmek istediğimiz nokta için güncelliğini koruyor.7 Holcombe, normal şartlar altında bir yıl ve hatta daha uzun süren yayınlama faaliyetleri, bazı dergilerin yayın için ek ücret ödemek koşuluyla kısa bir süre içinde hakem incelemesinden geçirme garantisi verdiğini ortaya çıkarmış. Esasında bu bilinmeyen bir gerçek değil. Yayın faaliyetlerini işe dönüştüren bir çok internet sitesi olduğu da biliniyor.8 Ve bu rekabet içinde öğretim üyesi ya da adayının çürütülmüşlüğünü gösteren başka bir gerçek: İntihal… Bilginin metalaşması, yayın gibi özel mülkleştirilmiş faaliyetler üzerinden kazanılan statüler ve üniversitede yayılan aşırma ve yağmacılık kültürü.

Her Türlü Emek İtina ile Taşerolaştırılır!

Eğitim-Sen’in 25 Nisan 2015’te düzenlediği “Üniversite’de Taşeronlaşma Çalıştayı” hazırlık aşamalarında erişilen bilgiler, taşeron çalıştırmanın bazı üniversitelerde büyük sayılara ulaştığı, 1500-2000 kişinin bu yolla istihdam edildiği görülüyor. “Özellikle üniversite hastanelerinde verilen gündelik hizmetin çoğunu taşeron işçiler yapıyor.” Öte yandan üniversitelerde taşeronlaştırma süreci yalnızca temizlik, bahçe, trafik vs. gibi emek biçimlerinin ötesine geçiyor. 50d kadrosu ile alınan araştırma görevlileri yıllık sözleşmelerle düzenlenen ve belirsiz çalışma koşulları altında istihdam edilerek her türlü işe koşturan mevsimlik işçi, taşeron asistan kimliğinde çalıştırılıyor. Öğretim Elemanı Yetiştirme Programı (ÖYP)’nın 2016’da kaldırılması ile üniversitelerde emeğin taşeronalştırılması da daha büyük bir sorun olarak karşımıza çıkacak. İdari personel kadro yükseltmeleri ahbap-çavuş ilişkisine bakar durumda, tıpkı bir çok üniversitede bölüm başkanı ve dekan ya da herhangi bir üniversitede Rektör olabilmek için devletin icazetinin alınması gerektiği gibi. Bunlar da bizi doğrudan sermayenin yararına piyasa için üretim yapacak üniversiteler ve bilimin metalaşması konularına geri döndürüyor.9

Üniversitelerde Cam Tavan

Okuru “kim için, ne için, nasıl bir bilim, nasıl bir üniversite” tartışması ile başbaşa bırakmadan önce, sistemin yeniden üretilmesi bağlamında değinilmesi gereken bir diğer nokta da, erkek egemen iktidarın en “gelişmiş” üniversitelerde bile karşımıza çıkması.10 2014 yılında vakıf üniversitelerinde çalışan akademik personelin %50.16’sı, devlet üniversitelerinde çalışanların ise %41.9’u kadın. Toplamda ise üniversitelerde akademik personelin olarak çalışanların %43.12’sini kadınlar oluşturuyor. Bakıldığı zaman bilimsel çalışmalarda cinsiyetlerin eşit temsiliyeti yanılgısına düşebiliyoruz. Fakat, kademeler bazında baktığımızda bu oranlar istikrarlı bir düşüş gösteriyor. Vakıf üniversitelerinde profesör kadrosunda çalışanların yalnızca %26.28’i kadın iken devlet üniversitelerinde bu oran %29.7. 184 üniversiteden sadece 13’ünde kadınlar rektörlük görevi yapıyor.11, 12 Kadınların iş gücüne katılım ve istihdam oranları13 ile kıyasladığımızda, akademik yaşam kadınların erkekler ile rekabet içinde olabildiği bir alan gibi gözükmekte. Fakat idari kadrolara ait verilere baktığımızda bunun cinsiyete atfedilen mesleki rollerin ötesinde bir anlam ifade etmediği, yazında kadının iş hayatında ancak belli bir noktaya kadar tırmanabildiğini anlatmak için kullanılan “cam tavan” kavramının üniversitelerde de mevcut olduğu görülmekte.

Sonuç Yerine

Bugün tekelci kapitalizmin geldiği nokta ve derinleşen çelişkileri, sistemin devamı için oynadığı rol ve içerisinde barındırdığı emek biçimlerinin çeşitliliği nedeniyle üniversitelere daha yakıcı bir şekilde yansıyor. Üniversiteler ise özelde kendi iç çelişkilerini genelde ise sistemin çelişkilerini, yeni bir yaşam tezahürü ile çözümleme kapasitesine sahiptir. Bu kapasite “ne için, kim için ve nasıl bilim” tartışmalarının derinleştirilmesi ile ilerleyecek, ancak değiştirme iradesi göstermekle anlam bulacaktır.
Bugün bilim insanlarının önünde; kendisini ancak işçinin, emekçinin, ezilenlerin kanı, canı ile sürdürebilen kapitalizmin karşısında “yaşamak ve yaşatmak” gibi çok temel bir sorumluluk durmaktadır.

Gülşah Gülen

1 Kapsamlı bir tartışma için: Deniz Adalı, 21. Yüzyıl ve Ka-
pitalist-Emperyalizm, Kaldıraç Yayınevi.
2 Kapsamlı bir tartışma için: Vlademir İlyiç Lenin, Devlet
ve Devrim; Deniz Adalı, Tekelci Polis Devleti, Kaldıraç Yayınevi.
3 Çevreci/yeşil üretime eleştirel bir yaklaşım için: Feryal Tu-
ran, Çevre Dostu Şirketler: Yeşil Göz Boyama mı, Çevresel Üretim mi?, Hacettepe Üniversitesi Sosyolojik Araştırmalar E-Dergisi, 17 Ağustos 2014
Daha güncel bir tartışma için:
NTV’nin Maskesi ve Volkswagen Skandalı, Bülent Falakaoğlu, Evrensel, 28.09.2015
http://www.evrensel.net/yazi/74974/ntvnin-maskesi-ve-volkswagen-skandali#.Vgj7b0iFIP9.twitter
4 Emniyete Yerli İnsansız Hava Aracı, NTV, 21.08.2015
http://www.ntv.com.tr/turkiye/emniyete-yerli-insansiz-hava-araci,dW3p9vNaQE6ibDBPjxaPAw
5 SSM’nin ilgili sayfası (güncellenmemiş bilgi içerir)
SSM: http://www.ssm.gov.tr/anasayfa/savunmaSanayiimiz/Sayfalar/SAYP.aspx
6 SSM’nin işbirliği protokolü imzaladığı üniversiteler ve iş-
birliği içinde olan firmalar:
ODTÜ: Aselsan, FNSS, Havelsan, MİLSOFT, Roketsan ve TAI – http://ak.metu.edu.tr/sayp-nedir
(ODTÜ- TSK Modelleme ve Simülasyon Araştırma Uygulama Merkezi (ODTÜ- TSK Modsimmer) 1998’de ODTÜ, TSK ve SSM ortak girişimiyle kurulmuştur. http://modsim.metu.edu.tr/node/98 )
Gazi Üniversitesi: Roketsan, TAI, Aselsan, Havelsan – http://gazi.edu.tr/posts/view/title/gazi-universitesi-ile-savunma-sanayii-mustesarligi-arasinda-sayp-icin-mutabakat-metni-imzalandi-135345
http://gazi.edu.tr/posts/view/title/gazi-universitesi-ile-savunma-sanayii-isbirligi-protokolu-93805
Abdullah Gül Üniversitesi: Roketsan- http://95.183.226.98/pages.php?pageid=100766
Ankara Üniversitesi: Aselsan, Havelsan, FNSS, Roketsan, TAI- http://bap.ankara.edu.tr/sayp/
İTÜ: Roketsan, FNSS (Döner Kanat Projeleri Merkezi- DKTM- dahilinde TAI) –
http://www.itu.edu.tr/haberler/2015/08/21/savunma-sanayii-ara%C5%9Ft%C4%B1rmac%C4%B1lar%C4%B1-i-t%C3%BC’de-yeti%C5%9Fiyor
7 Fast-track Fees Imperil Journals’ Reputation For Fairness,
Alexander Holcombe https://alexholcombe.wordpress.com/2011/03/19/fast-track-fees-imperil-journals-reputation-for-fairness/
8 “Jeffrey Beall’in güncel olarak tuttuğu olası “yağmacı ya-
yıncılar listesi: http://scholarlyoa.com/individual-journals/
Verdiğiniz para karşılığı bir makalenizin önemli bir dergide yayınlanmış, sizi bir konferansa katılmış gibi gösteren intenet sitelerine örnek için bakınız: Parayı Bastıranı Profesör Yapıyorlar, Hürriyet, 12.12.2010, http://www.hurriyet.com.tr/pazar/16512276.asp
9 Analizlerinin tümüne katılmamakla, özellikle tarihsel bağ-
lamında eksikler bulmakla birlikte konu hakkında farklı bir okuma için: Özgür Müftüoğlu, “Üniversite’de Neden ve Nasıl Örgütlenilmeli” , 2011.
http://ozgurmuftuoglu.blogspot.com.tr/2013/04/universitede-neden-ve-nasl-orgutlenmeli.html
10 Bu bölümde kullanılan istatistikler, YÖK’ün internet site-
sindeki istatistikler bölümünden yeniden üretilebilir. https://istatistik.yok.gov.tr/
11 “184 Üniversitede 13 Kadın Rektör”, Hürriyet, 12.05.2015,
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/28978739.asp
12 Daha aşlt kademelerde kadın yöneticilerin oranlarını gös-
teren bir çalışma için:
Gülen Elmas Arslan, Erkek Egemen Üniversite Yönetimleri ve Kadın Akademisyenler, 2015.
http://www.egitimtercihi.com/okulgazetesi/17102-erkek-egemen-ueniversite-yoenetimleri-ve-kad-n-akademisyenler.html
13 2014 yılında kadınların iş gücüne katılım oranı %30.3
iken, istihdam oranı %26.7 olarak gerçekleşti (TÜİK, İşgücü İstatistikleri 2014, http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=18645).