Saldırın efendiler, coplarınızla, biber gazınızla, TOMA’nızla, ordunuzla, polisinizle saldırın.
Nasılsa meydan sizin.
Nasılsa, sarayınız var.
Nasılsa karanlıklar üreten basınınız var.
Nasılsa kan dökmeye alışıksınız.
Nasılsa yağma ve rant üzerine kurulu rejiminiz henüz ayakta.
3. Havalimanındaki işçilere nasıl saldırdınızsa, öyle saldırın. Nasılsa hapishaneleriniz, yargınız sizin emrinizde.
Soma işçilerine saldırdığınız gibi saldırın, işçileri tekmeleyin, coplayın.
Gezi Direnişi’ne saldırdığınız gibi saldırın. Palalılarınızı, çetelerinizi toplayıp kadınların, gençlerin üzerine saldırın.
Lice’de saldırdığınız gibi saldırın, insanları ateşe verin. Kadın çocuk ayırmadan saldırın. Evleri yıkın, bombalayın, yakın tüm mahalleyi.
Meydan sizin.
Otobüslerde kadınlara saldırın, yoldan yürüyenlerin giysilerine saldırın.
Grevdeki işçilere saldırdığınız gibi saldırın, onları köleliğe “razı” edene kadar, topunuz tüfeğinizle saldırın.
Açlıktan kıvranana, yaz günü sıtmadan ölene, yere düşene saldırın.
Kasalarınızın içi dolana kadar.
Torunlar inşaatta asansörde ölenlerin hesabını soralım diyenlere saldırın.
Annelere, Galatasaray meydanında toplanıp kayıplarını yıllardır arayan analara saldırın. Sakın aman vermeyin, her yerde saldırın.
Avukatlara saldırın.
Öğretim üyelerine saldırın. Barıştan söz eden herkese nasıl saldırıyorsanız öyle saldırın. Kimsenin çığlığına aldırmayın, sadece saldırın.
Öğrencilere saldırın. Hapishanelere tıkın. Linç edin.
Gazetecilere saldırın.
Milyonlarca insana, bir an tereddüt etmeden saldırın.
Mitinglere, barış mitinglerine saldırın. Ankara Garı’nın önünde olduğu gibi, barış isteyenlere saldırın. Suruç’ta olduğu gibi saldırın. IŞİD çetelerini, mafyanızı devreye sokarak, halkın üzerine sürün.
Ama ne yapsanız, bu zulüm sonsuza dek sürmeyecek.
Ne yapsanız, halk size boyun eğmeyecek.
Ne yapsanız sizin aç gözlülüğünüz doymayacak.
Ne yapsanız elinizdeki bu kan kurumayacak.
Hazır işçiler henüz yeterince örgütsüz iken, hazır halk henüz yeterince örgütsüz iken durmadan saldırın.
Ama siz de biliyorsunuz ki, günleriniz sayılıdır. Bu zulüm, bu baskı, sizi ayakta tutmaya artık yetmeyecek.
Hapishaneler, size yetmeyecek.
Yargınız, polisiniz, jandarmanız, TOMA’nız, harekete geçen halkın karşısında dayanamayacak.
Gezi Direnişi’ni hatırlayın. Biber gazına karşı, elleri çıplak, “at at” diyen, “sık sık” diyen kalabalıkları hatırlayın. Halkın biriken öfkesinin ne demek olduğunu hatırlayın. Metal Fırtına’yı hatırlayın.
Bu baskı ve şiddetin içinde, bu kan gölünün içinde, bu çürümüşlüğün ve kokuşmuşluğun içinden işçi sınıfının dirilişi, ağır ağır gerçekleşmektedir.
Saldırın efendiler.
Durmadan saldırın.
Bir daha bu günleri göremeyeceksiniz.
Biz biliyoruz ki, çok ama çok korkuyorsunuz. Biz biliyoruz ki, korktukça daha da saldırganlaşıyorsunuz. Biz biliyoruz ki, er ya da geç, bu korkularınız gerçeğe dönüşecek.
Nasırlı ellerini toprağa basarak işçi sınıfı, ayakları üzerine dikilecek, örgütlenecek ve sizi hak ettiğiniz yere, tarihin karanlık sayfalarına gönderecek. Gençler, kadınlar, tüm halk, bu karanlığa, bu kokuşmuşluğa son verecek birikimi er ya da geç yakalayacak. Anadolu’nun güneş ülkesi olduğunu unutmayın. Sizin basınınız bu güneşi solduramayacak. Ebedî karanlığınız sizinle birlikte tarih olacak.
Siz de biliyorsunuz, başlangıcı olan her şeyin, bir de sonu vardır. o