Derslikte, çeşitli üniversitelerde halen görev yapan akademisyenler; Berke Özenç, Alper Açık, Nedim Süalp, Reyda Ergün, Emek Durmuşoğlu ile barış imzacısı oldukları için üniversitelerinden ihraç edilen Tül Akbal Süalp ve Latife Akyüz konuşmacı olarak yer aldı.
Açılış konuşmasını yapan Tül Akbal, Kampüssüz Ders Ortaklıkları’nın amaçları ve hedefleri doğrultusunda yaptığı çalışmalardan ve bu amaçla kurulan Toplum İçin Akademisyenler’in hedeflerinden (TAKA) bahsetti. Dersliğin genel anlamda bir kapitalizm eleştirisi olarak planlandığını belirterek klasik ders yöntemlerinin ve konuşmacı-dinleyici arasındaki hiyerarşik yapının aşılmasının hedeflendiğine de değindi.
Nedim Süalp, derslikte ilk konuşmacı olarak yer aldı. Süalp, Kapitalizmin genel karakteri ve üretim ilişkileri üzerine konuşmasını yaptı. Süalp’in ardından Reyda Ergün, 16. ve 17. yüzyıllarda kapitalizmin ortaya çıkışı ile birlikte şekillenen toplumsal yapıları ele alarak konuyu özellikle hukuk açısından değerlendirdi. Latife Akyüz ise konuşmasında konuyu ulus-devletler bağlamında ele alarak ulus-devlet kavramının kapitalizme nasıl hizmet ettiği ve buna bağlı olarak ortaya çıkan milliyetçilik ideolojisinin toplumu nasıl yönlendirdiği üzerine tartışma yürüttü.
Ardından söz alan Berke Özenç, 19. yüzyılda kapitalizmi hukuksal bağlamda değerlendirerek hedeflenen toplumsal düzen içerisinde eşitlik kavramının soyut olduğunu ve fiili olarak bir eşitsizliğin hüküm sürdüğünü belirtti. Özenç’in ardından Alper Açık sözü alarak 19. Yüzyılda doğa bilimleri ve bu bilimlerin kapitalizmle ilişkisi üzerinde durdu.
Tül Akbal ise konuşmasına “şimdi, ana aktör olmayan insanlara bakalım” diyerek başladı ve kapitalizmde kent yaşamındaki insanların içinde bulunduğu koşullar, krizler ve açmazlar üzerine konuştu. Ayrıca konuşmasında kapitalizmin her şeyi araçsallaştırarak dönüştüren dinamizme sahip olduğunu belirterek işçi sınıfının bilgilerini dönüştürüp bir yaşam pratiği haline getirmekte neden kapitalizme göre daha sınırlı kaldığı üzerine tartışma yürüttü.
Son konuşmacı Emek Durmuşoğlu ise, kapitalizmin doğa bilimleri ve sosyal bilimlerin bağlantısını kopararak insanları bütünlüklü bir bilim anlayışından nasıl uzaklaştırmaya çalıştığı üzerine konuştu. Günümüz dünyasından örnekler veren Durmuşoğlu, bilimin iktidara hizmet ettiğini ve bilim insanının da kapitalizmin ihtiyaçlarını karşılayan bir araç haline getirildiğini anlattı. Konuşmada, diğer akademisyenlerin de katkısıyla, mevcut koşullarda bilimde neyin sorulması gerektiğini değil neyin sorulmaması gerektiğini belirleyen bir düzen olduğunu ifade etti.
Etkinlik, konuşmacıların ardından soru – cevap ve katkılarla devam etti. Kampüssüzler Ders Ortaklıkları’nın yaygınlaştırılması hedeflenerek ve 6 Kasım’da Hrant Dink Vakfı’nda gerçekleştirilecek Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları konulu dersliğin duyurusu yapılarak etkinlik sonlandırıldı.