Cumartesi Anneleri 891. hafta: 1992-1997 yılları arasında 27 çocuk gözaltında kaybedildi
Cumartesi anneleri 891. hafta eylemlerinin 23 Nisan’a denk gelmesi nedeniyle kaybedilen çocukları gündeme taşıdı.
Ne olmuştu?
“İnsan Hakları Derneği’nin tespitine göre 1992-1997 yılları arasında Batman, Bitlis, Bingöl, Cizre, Dargeçit, Dersim, Şırnak, Kulp, Nusaybin, Yüksekova, Silopi, Bismil, Silvan, Kızıltepe, Diyarbakır ve Lice’de 27 çocuk gözaltında kaybedildi.
Dersim Mirik Mezrası’nda ailesiyle birlikte kaybedilen 3 yaşındaki Dilek Serin, Şırnak’ta kaybedilen 12 yaşındaki İlyas Diril, Yüksekova’da kaybedilen 13 yaşındaki Münir Sarıtaş, Lice’de kaybedilen 14 yaşındaki Metin Budak, Kulp’ta kaybedilen 15 yaşındaki Ümit Taş ve gözaltında kaybedilen onlarca çocuğun akıbetinin açıklanması ve adaletin sağlanması talebi bugüne kadar karşılıksız bırakıldı.
Kaybedilen çocukların nasıl gözaltına alındığı, nasıl kaybedildikleri tanık ifadelerinde, savcılık iddianamelerinde, mahkeme tutanaklarında, AİHM kararlarında ve TBMM raporunda tüm ayrıntılarıyla yer alıyor. Buna rağmen başvurulara ‘Bu çocukları biz almadık, bizde yok’ cevabı verildi.”
Cumartesi Anneleri 892. hafta: Hüsamettin Yaman ve Soner Gül için adalet istiyoruz
Bu haftaki açıklamayı Maside Ocak yaptı.
Ne olmuştu?
19 Aralık 2011’de özel harekât polisi Ayhan Çarkın’ın infazlar ve kayıplarla ilgili itiraflarının basına yansıdığını hatırlatan Yıldırım: “Ayhan Çarkın, yaptığı itirafların bir bölümünde Hüsamettin ve Soner için ‘Kafalarına birer kurşun sıkmak suretiyle öldürdük. Çerkezköy kırsalına gömdük. Ölürken son sözleri ‘İnsanlık onuru işkenceyi yenecek’ oldu’ dedi. Bunun üzerine aile avukatları yeniden suç duyurusunda bulundu. Ayhan Çarkın’ın ifadelerine rağmen devlet, suçu etkin bir biçimde soruşturma ve faillere karşı dava açma yükümlülüğünü yerine getirmedi. Ankara-İstanbul arasında gidip gelen dosya zamanaşımına sürüklenerek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararla kapatıldı” dedi.
Cumartesi Anneleri 893. hafta: Babamı aramaktan ölene kadar vazgeçmeyeceğim
Bu hafta Mehmet Can Ayşin için yapılan online eylemde; 7 Mayıs 1994’te Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Kılıçlı Köyü’ne baskın düzenleyen askerlerin köy halkını gözaltına aldığını ve Mehmet Can Ayşin’den bir daha haber alınamadığını anlatan Mehmet Can Ayşin’in kızı Ferman Ayşin, 28 yıldır yaptıkları tüm başvuruların sonuçsuz kaldığını dile getirdi. Ayşin, “Geri gelmeyeceğini biliyoruz ama en azından bir mezar taşı olsa da bir cuma akşamı ya da bir bayram sabahı dua okusak. Ama ne yazık ki bir mezar taşı bile bize reva görülmüyor. Devletten tek beklentimiz; bunları açığa çıkarsın, en azından bir mezarı olsun” diye konuştu.
Cumartesi Anneleri 894. hafta: Örhanlar Dosyası kapatılamaz
20 Nisan 1994 tarihinde Bolu Komando Tugayı’na bağlı askeri birlik Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağlı Çağlayan Köyü civarında kamp kurdu. Bölgede operasyonlar yapan birliğe bağlı askerler, 6 Mayıs 1994 tarihinde Deveboyu Mezrası’na da baskın yaptı. Askerler, köyün boşaltılması için üç gün süre vererek Deveboyu’ndan ayrıldı.
24 Mayıs 1994 tarihinde askerler köye tekrar geldi. O sırada köyde bulunan 46 yaşındaki Mehmet Selim, 40 yaşındaki Hasan ve 17 yaşındaki Cezayir Örhan’ı gözaltına aldı. “Onları nereye götürüyorsunuz?” diye soran ailelerine “Yolda bize rehberlik edecekler, sonra bırakacağız, merak etmeyin” dediler.
Ailenin ve İHD’nin ısrarlı arayışı sonunda 2003 yılında Mehmet Selim ve Hasan Örhan’a ait kemikler Kulp’a bağlı Bağcılar Köyü yakınlarında bir toplu mezarda bulundu. Cezayir Örhan’a ise hâlâ ulaşılamadı.
İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda kimliklendirme çalışması yapılan Mehmet Selim ve Hasan Örhan’a ait kemikler 16 Temmuz 2004’te postayla Kulp Savcılığı’na gönderildi. Ancak defnetmek için kemikleri isteyen aileye Savcılık kemiklerin kaybolduğu bilgisini verdi. Aile ve İHD bu sefer de kaybedilen kemiklerin peşine düştü. Altı yıllık arayışın ardından Örhanlara ait kemiklerin, aynı toplu mezardan çıkan 6 kişiyle birlikte topluca kimsesizler mezarlığına gömüldüğü anlaşıldı.
Örhanlar dosyasının zamanaşımı uygulanarak kapatıldı.