Temel Demirer konuşmasında; Alevilere dönük olarak yapılan saldırıların Dersim katliamı sürecinin bir devamında, devlet eliyle tezgahlanan Malatya, Maraş, Çorum ve Sivas Katliamları ile sürdüğünü ve diğer süreçlerde olduğu gibi Maraş Katliamı’nın faillerinin de cezasızlıkla ödüllendirildiğine değindi. Demirer; Aleviliğin Kemalizm kıskacında, ‘makul Alevi’ yaratma çabasının ve Aleviliği sadece inanç olarak ele alarak siyasi bağlamından uzaklaştıran, içini boşaltan fikrin kuşatması altında olduğunu vurguladı ve devletin etnik kökenli dayatmalarını sonlandırmadan, bir siyasi hesaplaşma sağlanmadan bu sorunun çözülemeyeceğini, devletin yaptığı tüm açılımların yalan olduğunu, bunun düzende köklü bir değişim meselesi olduğunu ekledi. ‘19 Aralık 2000’de F tipi hapishanelere karşı, devrimci tutsakların direnişine karşı, yine katliamla cevap veren devletin, bize öğrettiği tek şey, devletle görüşülerek bir yere varılamayacağıdır.’ diyen Demirer, büyük değişimlerin büyük bedeller ödeyerek oluştuğunu, bugün Kürt halkının, nasıl mücadele edileceğine dair büyük bir örnek olduğunu ve sürecin kazanımla sonuçlanmasının yolunun halkların yüzünü mücadeleye dönmesinden geçtiğini, söyledi.