Korkmuyoruz, susmuyoruz, boyun eğmiyoruz!
Tehditleriniz bizi yıldıramayacak!
Bugün devlet tecavüzcü çeteleriyle, polisiyle, medyasıyla, askeriyle, savcısıyla, basınıyla, diyanet işleriyle, bürokrasisiyle tüm halklara azgınca saldırıyor. Köşeye sıkışmış, saldırmak dışında hiçbir çıkış noktası kalmayan devlet öldürdükçe biz insanca yaşamak için mücadele edenleri bitirebileceklerini sanıyorlar. Kürt illerinde sokağa çıkma yasakları ilan edip keskin nişancılarla küçücük çocukları katletmeleri, cenazelere işkence etmeleri, kadınların cesetlerini çırılçıplak soyarak teşhir etmeleri köşeye sıkışmışlıklarının göstergesidir.
Anadolu’da barış isteyen, onurlu bir yaşamı savunan insanların üstlerine bombalar yağdırmaları, en küçük hak arama eylemine vahşice saldırmaları, devrimcileri evlerinde katletmeleri başka yollarının kalmadığının göstergesidir.Başka yolları kalmamıştır. Başka bildikleri de yol yoktur. Soykırımların, katliamların, halkların kanı üzerine kurudukları bu çürümüş sistemi, bu ablukayı dağıtacak gücün biz halklarda, emekçilerde, öğrencilerde olduğunu çok iyi biliyorlar. Bunu bildikleri için bugün “barış, adalet, özgürlük” diyen herkese saldırıyorlar. Devrimcilerin bürolarına baskın yapıp notlar bırakıyorlar, tehdit mektupları gönderiyorlar, arkadan sinsi sinsi devrimcileri takip ediyorlar. Çünkü karşı karşıya gelme cesaretleri yoktur. Ancak arkadan vurmasını, gizli gizli not bırakmasını bilirler.Geçtiğimiz günlerde Kaldıraç dergisi İzmir Bürosuna baskın düzenleyerek JÖH imzalı “vur ha vur indiriyorlar” yazılı not bırakmaları ve kütüphanedeki kitapları devirmeleri korkularının göstergesidir. Halkların ortak mücadelesinden korkanlar bununla da kalmamış 13 Şubat Cumartesi günü İzmir’den İstanbul’a AKA-DER Genel Kuruluna giden AKA-DER Alsancak Şube Delegasyonu ve Kaldıraç okurlarını yol boyunca taciz ve takip etmiştir. Devlet sistematik bir şekilde yoldaşlarımıza taciz ve tehdit etmektedir.İzmir’den sonra 16 Şubat Salı günü AKA-DER Kadıköy şubemize de bir tehdit mektubu göndermiştir. “Servet Acıöz” isimli bir şahısın gönderdiği mektup postane görevlisi tarafından şubeye bırakılmıştır. Mektubun içinden 19 Ocak 2016 tarihinde AKA-DER’in yazdığı “Hrant’la Ermeni, Tahir Elçi’yle Kürdüz” başlıklı bildir, bir tane gazete küpürü ve A-4 kağıda yazılı bir not çıkmıştır.
A-4 kağıda yazılan not şu şekildedir:
“ANADOLU KÜLTÜR VE ARAŞTIRMA DERNEĞİNE
Ekte ibraz ettiğim yazınız (el ilanı)’ da Hrant ile Ermeni, Tahir Elçi ile Kürdüz dediğiniz anlaşılmaktadır. Aşağıdaki yazımı dikkatlice okuyıp vicdanınızı ve insanlığınızı tekrar sorgulayınız.
1) PKK yıllardır askerimizi, yaşlılarımızı ve bebekleri acımadan Kürt Türk ayrımı yapmadan katletti bunun taşeronu İsrail, İngiltere, ABD ve 1959’ dan beri kıyısında yalvardığımız Avrupa Birliğidir.
2) 1993 senesinde terhisten dönen 33 askerimiz PKK otobüsten indirip hepsini öldürdü. O zaman niçin hepiniz Türk askeriyiz demediniz ?
3) C.H.P de milletvekili olan Sezgin Tanrıkulu P.K.Klı A. Öcalanın Avukatlığını yapıyor. Bu Adama nasıl inanırsınız? (hain değilmi?)
4) Türk Kanı Kirlidir/ Pistir diyen Hrant Dink hakkında söyleyeceğim —- Hem Türkiyede yaşayıp Bu Vatanın ekmeğini yazacaksın hem hainlik yapacaksın Bunu niye yazmıyorsun ?
5) Hrant ve Tahir vatan hainlerinizdi
6) Yıllardır P.k.k zarar Verdi, hainlik yaptı, Kendileri Bunların Ne türk, veya kürt oldukları Belli değil.
7) Ermeni Asala örgütü yıllardır Diplomatlarımızı Katletti Bunu Niye yazmıyorsunuz?
8) Alçaklık, hainlik, ikiyüzlülük, Puştluk Sadece ve Sadece P.KK ve buna destek Veren H.DP, CHP ve bunlara desteklerinde yardımını Esirgemeyen ANADOLU KÜLTÜR VE ARAŞTIRMA DERNEĞİ ve üyeleridir.
20 OCAK 2016
Şişli-İSTANBUL
* Kemal Kılıçdaroğlunun Amcasının oğlu Mustafa Karabulut P.k.k’nın Almanya Temsilcisidir
*Aklınıza Başınıza Toplayın, Manukyanın Çocuklarısınız”
Mektuptan çıkan gazete küpüründeki not ise şu şekilde:
“1 Yılda 7 Kez Aynı Suçu İşledi” başlıklı gazete küpürünün hemen altında yazan “Adana’da, kendisini polis olarak tanıtıp yaşlıları dolandıran bir kişinin bir yıl içinde aynı suçtan yedi kez yakalandığı ortaya çıktı.” spotuyla verilen haberin kenarına ok çıkarak; “SİZ BUSUNUZ” yazılı bir not, haberin en altında ise; “BİRİNCİSİNDE YAKALANIP ELLERİ KESİLSEYDİ TEKERRÜR ETMEZDİ (TARİHTEN DERS ALINMALI)’’ yazılı bir not düşülmüş.
—–
Ne yapmaya çalıştıklarının farkındayız. Tehdit mesajlarıyla, baskılarla, tacizlerle örgütlü irademizi teslim alabileceklerini, korkularını bize bulaştırabileceklerini sanıyorlar. Yoldaşlarımıza yapılan baskıyı, devletin tarihinden biliyoruz ve hiçbir zaman boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. 97’de işkencede katlettiklerinde Komutanımız Bekir; Burhan’ımız boyun eğmedi. Ajanlık teklif ettiklerinde Serkan’ımız insan olmanın çığlığı oldu. Geçen 2 sene içerisinde yoldaşlarımız defalarca tehdit edildi, kaçırıldı; hatta Kadıköy’ün ortasında polisler iki yoldaşımızın kafasına silah dayadı. Boyun eğmedik, eğmeyeceğiz.
Biz halkların kardeşliğinin simgesi olan Hrant’ın, Tahir’in, Gezi’de, Ankara’da, Suruç’ta yitirdiğimiz yoldaşlarımızın, Kürdistan’da eli kanlı çeteleriyle katledilen canlarımızın hesabını sormadan hiçbir yere gitmiyoruz, gitmeyeceğiz.
Tehditlerinizden, eli kanlı çetelerinizden, mafyanızdan, polisinizden, ordunuzdan korkmuyoruz. Yükselen halkların ortak mücadelesini teslim alamayacaksınız. Biz kazanacağız.
Susmuyoruz, sinmiyoruz, boyun eğmiyoruz!
Yaşasın Halkların Ortak Mücadelesi!
AKA-DER
Yapılan saldırılara ilişkin İzmir Kaldıraç Temsilciliğinin açıklaması şu şekildedir:
Kaldıraç Bürosuna JÖH imzalı Cizre tehditi.
İzmir Alsancak’ta olan büromuza 12 Şubat günü, T.C devletinin çete örgütlenmesi olan JÖH tehdit kağıdı bırakmıştır. Gezi direnişi ile birlikte ayyuka çıkan çete örgütleri bugün saldırılarına devam ediyor. Cizre, Silvan, Sur, Nusaybin ve Silopi başta olmak üzere bu çeteleri halkların üzerine toplu katliamlar için salanlar, İzmir’de de savaşa karşı direnen halkları selamlayan bizleri tehdit etme girişiminde bulunmaktadırlar. Bizler nasıl ki bugüne kadar tüm saldırılara karşı dimdik inancımızla durduysak bundan sonrada tıpkı hendeğin arkasında tüm direnciyle direnen halklar gibi ve çetelere karşı boyun eğmemiş Ali Ismail, Hasan Ferit gibi saldırılar karşısında olacağız. Yapılan tehditler bu devletin ne kadar savunmasız ve aciz duruma düştüğünü birkez daha gösterdi. Korkuları, bugün saldırı olarak karşımıza çıkıyor. Nasıl ki geçen ay yaşadığımız saldırıya karşı devrimci dayanışmayı yukselttiysek bu saldırıya karşı da örgütlenerek cevap vereceğiz. Suriye’de çetelere silah depolayanlar, Anadolu’da ve Kürdistan’da halklara, devrimcilere ve emekçilere savaş açanlar bilmelidir ki kan üzerinden yükselen günlerinizin sonu yakındır. Dünyayı ellerinde doğuran emekten, halklardan yana olan bizler kazanacağız.
Korkmuyoruz.
Biz kazanacağız.
Kaldıraç İzmir Temsilciliği
Gazi AKA-DER Şubesi de saldırılara ilişkin açıklama yayınladı.
Halk Düşmanları Yenilecek Direnen Halklar Kazanacak
Kürdistan’daki devletin yaptığı katliamlara karşı mahallemizde yapılan Kürt halkıyla dayanışma eylemlerini bahane göstererek, mahallemizi abluka altına alan, cemevlerimize saldıran, halka kurşun sıkan devlet, gençlerimizi yaralamıştır.Katil devlet 20 Şubat günü yaşanan çatışmalar esnasında, GAZİ AKA-DER şubeyi yeniden hedef almış derneğe 3 el kurşun sıkmıştır. Mahallemizde, ibadethanemize, devrimcilere, derneklerimize saldıran devlete karşı cevabımızı sokakta vermeye devam edeceğiz. Gazi sokakları onurlu, yiğit Gazi halkınındır, devrimcilerindir. Mahallemizi katillere, halk düşmanlarına teslim etmeyeceğiz. Bu ablukayı dağıtmanın yolu tekrar tekrar sokağa çıkmak ve örgütlenerek direnişi büyümektir.
Baskılar bizi yıldıramaz !
Katil devlet hesap verecek!
Gazi AKA-DER Şube
Yapılan saldırılara karşı İzmir Kaldıraç Bürosuna çok sayıda devrimci kurum ziyarete gelerek dayanışma gösterdi. Kaldıraç’ın da bileşeni olduğu İzmir Barış Bloku, Kaldıraç Dergisi İzmir temsilciliğine yönelik yapılan tehdit ve saldırılara karşı “Bileşenlerimizin yanındayız.’’ diyerek bir basın toplantısı gerçekleştirdi.