Ülkenin başlıca akarsularında inşa edilen hidroelektrik santralların yol açtığı ekolojik sorunlar son yıllardaki sel felaketleriyle daha da gözler önüne serilirken, hükümet bu kez de Ganj nehri ve kollarında 197 yeni hidroelektrik santral inşa etmek için kolları sıvadı.
Toplam 45 HES’in bulunduğu Alaknanda Bhagirathi nehirlerinde 29 tane daha HES’in inşasına başlandı bile, 96’sı ise plan aşamasında. Ama asıl eleştiri oklarını toplayan ise Şubat ortasında büyük tartışmalara rağmen Çevre ve Orman Bakanlığı’nın, ülkenin kuzeyindeki sellerden muzdarip dağlık Uttarakhand bölgesinde altı HES’in inşasına yeşil ışık yakması oldu.
“HES’ler Tampon Tampona İnşa Ediliyor”
HES’lerin “tampon tapona” inşa edildiğini söyleyen çevrecilere göre barajlar o denli peşpeşe ve aralıkları sık yapılıyor ki, bir rezervuardan çıkan suların bir diğeri tarafından hapsediliveriyor.
ROY: Barajlar Yolsuzluk Anıtları Haline Geldi
Arundahti Roy ise ülkesinde HES’lere karşı bakış açısının geçmesine işaret etti. Hidroelektrik santralların birçok Hintli için milli bir sembol olduğunu vurgulayan Roy, “Barajlar adeta seküler Hindistan’ın tapınaklarına benziyor ve onlara neredeyse tapılıyor. Ben her seferinde zihnimizde devasa ve ıslak çimento bayraklarımız olduğunu söylüyorum. Eğer Baraj Olimpiyatları yapılsaydı, bronz madalyaya sahip olurduk ve en sadık barajcı olarak görülürdük. Nitekim son 50 yılda 3,300 baraj inşa ettik” diyor.
Barajlar yüzünden yüzbinlerce kişinin de zorla tahliye edildiğine dikkat çeken Roy, sözlerine şöyle devam ediyor: “3,300 barajımız var ama kuraklık ve sel riski olan bölgelerin sayısı arttı. Barajlar bir hayalden son derece yozlaşmış bir girişime dönüştü. Bu sayede hükümet yüksek miktarda paralar elde etti, kaynaklarını merkezileştirdi, nehirleri fakirlerden alarak zenginlere geldi. Ve barajlar yolsuzluk anıtları haline geldi.”
Birgün