Ana Sayfa Blog Sayfa 186

Haziran ayında en az 200 işçi, hayatını kaybetti!

Açıklamada, İstanbul Atatürk Havalimanı’nda gerçekleştirilen bombalı katliam nedeniyle hayatını kaybeden 45 kişiden 20’sinin saldırı anında çalışan emekçiler olduğu belirtildi.
Haziran ayında işçi cinayetlerinde 13 kadın ve 187 erkek, 6 çocuk ve 44 yaşlı işçi yaşamını yitirdi. İSİG, hayatını kaybeden işçilerin 22’sinin ise sığınmacı olduğunu belirtti.
Açıklamada, ilk altı aydaki işçi cinayetleri şöyle açıklandı:
* Ocak ayında en az 115 işçi,
* Şubat ayında en az 143 işçi,
* Mart ayında en az 160 işçi,
* Nisan ayında en az 171 işçi,
* Mayıs ayında en az 123 işçi,
* Haziran ayında en az 200 işçi yaşamını yitirdi.
İşçi ölümleri en çok Tarım, Orman, Taşımacılık ve İnşaat işkollarında yaşandı.
Ülkenin 58 şehrinde ve yurtdışında iki ülkede olmak üzere işçi cinayetleri yaşandı. AKP’nin rant düzeninin merkezi İstanbul, Hava Limanında gerçekleşen katliamda yaşamını yitiren 20 emekçiyle beraber 44 ölüm ile başı çekti.
Haziran ayında iş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçilerin isimleri şöyle:
Şükrü Akbıyık, Ahmet Doğan, Ömer Sefil, Nezir Çerbez, Süleyman Bayraktar, Erkan Ölmez, Hüseyin Yıldız, Ömer Çakır, Veli Karadoğan, Hasan Akay, İsmail Ekinci, Nuri Balcı, Kenan Avcı, Münür Filiz, Cemile Aydın, Diyap Abid, Murat Başer, Fatma Sarıçiçek, Ali İlhan, A.E., Kadir Muhammed Simavi, Mesut Karakoç, Zülfü Habip Yaşar, Doğan Deniz, Turan Özdemir, Muhammed el Aşab, Rami el Aşab, Basil Halit, Kusay (Hüseyin) el Salih, Abdullah Haydar el Bargas, Ayşe Gence, Recep Ersoy, Ercan Şen, Ökkeş Muğlu, Halim Oğuz Giray, Turgut Güzel, Meltem Karadeniz, Birol Anuf, Vefa Muhammed, Sıdıka Müslim, Kemal Eroğlu, Rahim Mahmut, Hasan Karaoğlan, Muhammed Uysal, Zeki Gürlek, İlhan Aydoğdu, Ali Küçükuzun, Yaşar Çetin, Hasan Çelikten, Furkan Ateş, Mehmet Emin Bulgurcu, Namık Tezmen, Orhan Gülbiten, Yusuf Akdi, Feridun Yükseltürk, Alaattin Bayrak, Kadir Yayla, Ali Kaya, Mustafa Caymaz, Alpay Ünal, Niyazi Gülerce, Celil Serim, Murat Gülen, Volkan Uysal, Mehmet Ferik, Ahmet Şimmo, Mutlu Aydar, Kadir Güney, Mustafa Cemal, Sevim Kardeş, Elif Tutuş İnce, Soner Gözdağı, Alaattin Diken, Muammer Erdoğan, Fırat Karavil, Mustafa Solak, Yunus Ahmet Erken, Ali Abay, Ali Rıza Çatal, Esra Tekin, Ahmet Bayraktar, Birol Bakü, Ahmet Cebeci, Rüstem Akıncı, Aykut Koçak, Muhammed Muhtar Muhayri, Mehmet Ali Nalbantoğlu, Erhan Gülbeniz, Yılmaz Kuzucu, Serhat Koç, Cemil Üstünel, Havle El Halef, Göksel Kurnaz, Fatih Aybir, Cengiz Elveran, Talat Kara, Emre Eser, Hakan Yaslıtaş, Yusuf Yücedağ, Yusuf Bal, Mehmet Ağırağaç, Murat Genç, Fikret Akçay, Mikail Cengiz, Mustafa Mete Ayık, Niyazi Murtazalioğlu Aliyev, Halil İbrahim Çakır, İsmail Yüceyüz, Hüseyin Koç, Mustafa Mutlu, Mustafa Güllü, Abdurrahman Çiçek, Mustafa Korkmaz, Kadir Başaran, Abdullah Yıldız, Hüdaverdi Özkan, M.E., Fatih Yamaner, Hüseyin İmren, Aleksandre Akopashvili, Husein Al Husein, Karim Özbek, İsmail Kurt, Hüseyin Kar, Mahmut Çekiç, Selahattin Uslu, Yılmaz Eren, İmdat Çise, Serhat Bozkuş, Kerim Erhan, Tevfik Yusuf Haznedaroğlu, Çağlayan Çöl, Umut Sakaroğlu, Mahmut Çizmecioğlu, Abdulhekim Buğda, Özgül İde, Gülşen Bahadır, Mahmut Mert, Adem Kurt, Muhammed Eymen Demirci, Ercan Sebat, Merve Yiğit, Yasin Öcal, Mustafa Bıyıklı, Erol Eskisoy, Ali Zülfikar Yorulmaz, Dombrasow Dimitriv Kyucyukov, Halil İbrahim Sevimli, Hakan Akay, Serdar Aslan, Bekir Ulusoy, Kemal Güngör, İhsan Bircan, Akın Ercan, Engin Güvercin, Bayram Bitane, Bakır Yıldırım, Barış Turan, Mehmet Beşir Ova, Hüseyin Eşen, Osman Saygılı, Ahmet Cankar, Ali Sevda, Timurhan Kapışkay, Feruşah Esen, Durmuş Topal, Ekrem Öztürk, Bilal Kaya, Cumhur Köse, Dursun Ali Göl, Cemal Doymaz, Oleksiy Voytsov, Sergi Kravchenko, Mehmet Yıldırım, Mustafa Törün, Gürsu Ulaşan, İlknur Yüce, Özler Kiriş, Hikmet Türk, Şinasi Özdemir, Veli Duman, Ertan An, Murat Güllüce, Sıddık Peçenek, Erkan Çınar, Ercan Yılmaz, Ayhan Ölçer, Sabri Emir, Yakup Kahraman, Yaşar Taşkıran, Kadir Tekin, Davut Uzun, Hikmet Kafalı, Mehmet Fatih Çetin, Rahman Yalçın, Önder Bilikli, Mehmet Timur, İsmail Tonbak, Selim Mehmet Serim,ve ismi öğrenilemeyen bir işçi.
İşçi Gazetesi / 6 Temmuz 2016

Taksim’de Avcılar Belediyesi işçileri ile dayanışma eylemi

İşçilere yönelik sermaye saldırılarının teşhir edildiği dövizler ve sloganlarla Galatasaray Meydanı’nda toplanan kitle yapılan konuşmalar ve okunan basın açıklamasının ardından yine sloganlarla eylemlerini sonlandırdı.
Eylemde sıkça; “Hak verilmez alınır, zafer sokakta kazanılır!”, “Emek düşmanı Handan Toprak istifa!”, “Taşeron çalışma yasaklansın!”, “Yaşasın işçilerin birliği halkların kardeşliği!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber, ya hiç birimiz” sloganları atıldı.
‘Krizin faturası emekçilere ödetiliyor’
Avcılar Direnişiyle Dayanışma Platformu adına yapılan basın açıklamasını DERİTEKS Örgütlenme Uzmanı Veysel Arslan okudu. Türkiye’de içinden geçilen zorlu sürece, Kürt kentlerinde sürdürülen kirli savaşa, baskı, gözaltı ve OHAL saldırısına dikkat çekilen açıklamada krizin faturasının her dönem olduğu gibi yine işçi ve emekçilere ödetildiğine işaret edildi.
Avcılar belediyesi temizlik işçilerinin anayasal hakları olan sendikal örgütlenme haklarını kullandıkları için işten atıldığı belirtilen açıklamada, işçileri sendikalı olmaya iten işyerindeki insan onuruna aykırı çalışma şartları dile getirildi, kendisini emek savunucusu gibi göstermeye çalışan CHP’li Avcılar belediye yönetimi teşhir edildi.
‘İşçilerin onurlu mücadelesinin yanındayız’
“Demokrasiye sahip çıkma çağrılarının yapıldığı bu günlerde, ‘sendikalı olmak anayasal bir haktır ve güvenceli iş, güvenli gelecek demokrasilerin vazgeçilmez ilkelerindendir’ diyerek Avcılar Belediyesi taşeron temizlik işçilerinin bu onurlu mücadelesini sahipleniyoruz” denilen açıklama, sınıf dayanışmasını güçlendirme çağrısıyla sonlandırıldı.
İşçi Gazetesi / 30 Temmuz 2016

Sincan Sanayi’de çocuk tecavüzcüsünü işçiler dövdü

Sincan Sanayi’de çocuk işçiye tecavüz eden atölye sahibi diğer atölyedeki çalışanlar tarafından dövüldü.
Sincan Sanayi’de bir mobilya atölyesi sahibinin çırak olarak çalıştırdığı çocuk işçiye tecavüz ettiği ortaya çıktı. Daha önce de atölyenin kapısının ara ara kilitlenmesi nedeni ile şüphe duyan çevre atölyelerde çalışan işçiler, benzer bir durumun yaşanmasına üzerine Ali Akman isimli tecavüzcünün atölyesini bastılar. Şahsın tecavüz ettiği çocuğu alan çevre esnaf gelen 112 ekiplerinin tecavüz olayını netleştirmesi ile birlikte atölye önünde tecavüzcü sapığı dövdüler.
Yerel bir gazetede çıkan, sonrasında Sincan İşçi Birliği tarafından gündeme taşınan olay büyük tepki çekti. Konu ile ilgili olarak Facebook sayfası aracılığı ile açıklama yapan Sincan İşçi Birliği, ortaya çıkan bu olayın yaşananların sadece küçük bir örneği olduğunu vurgulayarak, yaşananların kaynağının toplumu çürüten kapitalist sömürü düzeni olduğunu ifade etti. SİB açıklamasında, “Bu nedenle diyoruz ki, Ali Akman isimli bu ruh hastası şahıs her türlü cezayı hak etmekle birlikte, bu pisliğe son vermenin yolu kapitalist sömürü düzenine son vermekten, haklarımız ve geleceğimiz için birleşmekten, mücadele etmekten geçmektedir. İnanıyoruz ki, bu iğrençliklere son verecek tek güç işçi sınıfıdır. Dünya işçi sınıfının nasırlı elleri ile güzelleşecek, insanca bir yaşam işçi sınıfının nasırlı elleri ile kurulacaktır” ifadelerini kullandı.
Direnişteyiz.org / 28 Temmuz 2016

Açlık sınırı 1.370, yoksulluk sınırı 4.462 TL

Türk-İş tarafından her ay yapılan “Açlık Ve Yoksulluk Sınırı Araştırması” Temmuz ayı sonuçları açıklandı. Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 1.370 lira, yoksulluk sınırı 4.426 lira olarak hesaplandı.
Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarını ifade eden açlık sınırı 1.370 TL, gıda harcaması ile birlikte giyim, konut; kira, elektrik, su, yakıt; ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamaların toplam tutarını ifade eden yoksulluk sınırı 4.462 TL oldu.
Bekâr bir çalışanın aylık yaşama maliyeti ise 1.705 TL olarak hesaplandı.
İşçi Gazetesi / 29 Temmuz 2016

“Ulusal Varlık Fonu”; İşsizlik Fonu ve özelleştirme gelirlerinden sağlanacak

15 Temmuz darbe girişimin ardından ekonomide yaşanabilecek sıkıntıları minimuma indirmek için alınacak önlemlerden biri de ‘finansal istikrara ve büyümeye katkı sağlanması’ gerekçe edilerek bir varlık yönetim fonu kurulması kararı oldu.
Ulusal Varlık Fonu (Sovereign Wealth Fund) kavramı Türkiye’de yeni dillendirilmeye başlasa da geçmişi yaklaşık 70 yıl öncesine dayanıyor. Ülkelerin resmi rezervleri dışındaki birikimlerinden oluşturulan bu fon, daha çok cari fazla veren veya emtia zengini olan ülkeler tarafından kullanılıyor. Türkiye’nin herhangi bir emtia geliri yok ve cari açık problemi yıllardır sürüyor.
Piyasaya kurtarıcı
Cumhuriyet’ten Pelin Ünker’in haberine göre, ekonomistlere göre Ulusal Varlık Fonu, öncelikle işsizlik fonu ve özelleştirme gelirlerinden sağlanacak kaynakla oluşturulacak. Fonun nerede kullanılacağı henüz açıklanmadı. Fon özellikle ekonomik kaos zamanlarında gündeme geliyor. 2008 küresel ekonomik krizde otomotiv devi GM’yi batmaktan kurtarmak için ABD Hazinesi 49.5 milyar dolarlık hisse alımı yapmıştı.
İşsizlik Fonunda 100 milyar Lira Birikti
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Nisan ayında işsiz sayısı 2 milyon 824 bin kişiye ulaştı. İşsizlik sigortası uygulamasının başladığı Mart 2002’den bu yılın Mayıs ayına kadar ise işsizlik fonunda biriken para 96 milyar liraya ulaştı. İşsizlik sigortası fonunun, olağan işleyişiyle yılsonunda 100 milyar liraya ulaşması bekleniyor. Özelleştirmeden ise 2016’da 10.8 milyar lira geleceği açıklanmıştı.
T24 / 29 Temmuz 2016

Zonguldak’ta maden işçileri sokağa indi

Eyleme TTK’ye ait Armutçuk, Amasra, Karadon, Kozlu, Üzülmez müesseselerinde çalışan işçiler katıldı. İşçiler, “iş ekmek yoksa barış da yok” sloganlarıyla Madenci Anıtı önüne yürüdüler.
Madenci Anıtı önünde basın açıklaması yapan GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci, Zonguldak üzerinde 1990 ve 1994 yıllarında, 5 Nisan kararlarında olduğu gibi yine kara bulutlar dolaştığını, maden ocaklarının, demir- çelik sektörünün tehdit edildiğini söyledi.
‘Bizi işsizliğe, açlığa, yoksulluğa mahkûm etmek istiyorlar’
Özelleştirme saldırısıyla ülke sanayisinin felç edilmek istendiğini belirten Demirci, “Uluslararası tekeller ve yerli işbirlikçileri, kendi kazançlarını artırmak için bizi, Zonguldak ve bölge halkını, sonra da ülkemiz insanlarını işsizliğe, açlığa, yoksulluğa mahkum etmek istiyorlar. Bugün bunun ilk adımını TTK Karadon Müessesesi’nde atmak istiyorlar. Çünkü Karadon Müessesesi, TTK’nin bel kemiğidir. En kısa sürede TTK’den kurtulmanın hesabını yapıyorlar” diyerek bu saldırıya izin vermeyeceklerini vurguladı.
Uluslararası destek
Merkezi İsviçre’de bulunan ve 143 ülkeden 700 sendikaya üye 50 milyondan fazla maden, enerji ve sanayi işçisini temsil eden Küresel Sanayi İşçileri Sendikası IndustriALL Global Union, Zonguldaklı maden işçilerine destek ve dayanışma mesajı yayınladı.
İşçi Gazetesi / 14 Temmuz 2016

THY, kan kokuları ve yıkıntılar içinde çalışmaya zorladı

ın kişinin de yaralandığı katliamın henüz şokunu atlatamayan uçak kabin emekçilerini patlamanın gerçekleştiği gece sabaha karşı saat 06.12’de mesajla uçuşa çağırdı.
Çalışanlardan şirket politikası gerekçesiyle gülümseyerek hizmet etmelerini de isteyen THY yönetimi, “Yola devam ediyoruz. Brüksel patlamasından sonra uçuşlara ara verilmişti. Ama biz profesyoneliz. THY dünyanın en iyi markaları arasında” diyerek personeli övgülerle görev yerlerine gönderdi.
‘Kan kokusu arasında uçuşa gittik’
Evrensel gazetesine konuşan bir THY kabin memuru, sabah saatlerinde uçuş için gittiği havalimanındaki atmosferi şu sözlerle anlattı: “Gittiğimde her yer yıkılmış, camlar kırılmıştı. Savaş alanı gibiydi. Kan kokusu vardı havada. O kokunun ve bu atmosferin içinden geçerek uçuşa gittik.”
‘Kalıcı hasarlar oluşabilir’
Evrensel’in görüştüğü İşyeri Hekimi Uzman Doktor Gökmen Özceylan, böyle büyük bir olayın hemen ardından çalışanları uçuşa çağırmanın tartışmasız yanlış olduğunu ifade ederek, 15 günlük bir dinlenme ve rehabilitasyon sürecinin ardından, kişinin kendini hazırlayarak, kendi isteğiyle işe gitmesi gerektiğine dikkat çekti.
Özceylan, “Bu süreçte bunlar yapılmadan çalışan işe zorlanırsa, 3 aydan sonra kalıcı hasarlar olabilir. Posttravmatik stres bozukluğu, uyku bozukluğuna ek olarak organik bozukluklar da oluşabilir” dedi.
İşçi Gazetesi / 5 Temmuz 2016

DTK’dan Gever için çağrı

Yapılan açıklamada “Tüm yurtseverleri, gönüllü olarak Gever’de çalışmaya, Gever halkının yanında olmaya davet ediyoruz. Gever halkının acil olarak giderilmesi gereken, ciddi beslenme ve gıda ihtiyaçları vardır. Yurtsever halkımızın ve ilerici ulusal ve uluslararası kamuoyunu, Kobane’de gösterdiği dayanışma ruhunu, Gever’de bir kez daha göstererek harekete geçmeye çağırıyoruz. Avrupa ülkelerinde başlatılan kardeş aile kampanyasını, Kürdistan ve Türkiye’de de geliştirmek ve sahiplenmek adına imkanı olan herkesi duyarlı olmaya davet ediyoruz.” ifadelerine yer verildi.

İngiltere’de İşçi Partisi Milletvekili Cox uğradığı saldırıda yaşamını yitirdi

Cox, geçen günlerde İşçi Partisi Lideri Jeremy Corbyn’i eleştirmesiyle gündeme gelmişti. Corybn, saldırı sonrası yaptığı açıklamada, “büyük şok” yaşadığını söyledi.

İngiltere’de, 23 Haziran’da gerçekleştirilecek AB referandumundan bir hafta önce düzenlenen saldırının ardından hem “Brexit” yanlıları hem de karşıtları, geçici olarak kampanya çalışmalarını askıya aldı.

Kaynak: direnisteyiz3.org

Madımak’ı unutma

23 yıldır bir ateş yanıyor, Kızılırmak boylarında bir şehirde. Sivas’ta, Alevi halkının yüreğinde…

2 Temmuz 1993’te Madımak Oteli’nde askeri, polisi, belediye başkanı, valisi, başbakanı ve cumhurbaşkanının da içinde olduğu bir devlet organizasyonu ile diri diri yaktılar, katlettiler 35 canımızı.

Bu devletin tarihidir, katletmek, inkar etmek ve katilleri korumak. Mesela Hrant Dink, mesela Dersim’de, Çorum’da, Maraş’ta katledilen Aleviler, mesela Roboski’de katledilen Kürt Halkı, mesela Suruç’ta, 10 Ekim Ankara Garında katledilenler.

Cihatçı çete kampları yeni katliam planlarıdır

Ortadoğu, Kafkaslar, Balkanlar ve Türkiye de içinde olmak üzere bölgemiz emperyalist güçler tarafından tetikçi devletler – çeteler eliyle yağma savaşının yürütüldüğü odak noktası olmuştur. Suriye’de 5 yıldır süren savaşta emperyalistler ve tetikçileri, onların yarattıkları cihatçı çeteler, Suriye ve bölge halklarının yaşamını cehenneme çevirmiştir. El Zara’da, Humus’ta, Lazkiye Tartus’ta, Şengal’de halklar katledilmiştir.

Emperyalistlerin tetikçisi TC Devleti şimdi de başta Maraş, Sivas, Çorum, Malatya olmak üzere Alevi Halkının yaşadığı bölgelere konteyner kentler kurarak “sığınmacılar” maskesi altında, cihatçı çeteleri yerleştirerek hepimize karşı kullanabilecekleri, içeriden yönetebilecekleri yeni bir kontr-gerilla örgütlenmesi yaratmayı planlıyor.

Katliam planlarına asimilasyon politikaları eşlik ediyor. Zorunlu din dersi, inkarcı eğitim müfredatı, dünya gericiliğine ait uygulamalar devreye sokuluyor. Halkların kültürüne, değerlerine saldırılıyor.

Devletin bu saldırıları Aleviler ve Kürtler başta olmak üzere tüm halklara, işçi ve emekçileredir. 7 Haziran’dan bu yana Sur’da, Cizre’de, Nusaybin’de, Silvan’da ilan ettikleri sokağa çıkma yasakları sırasında 2 aylık bebekten 70 yaşındaki dedeye kadar katletmişler, evleri yıkıp yakmışlardır. Bu saldırılar Artvin’de Cerattepe’de doğasına sahip çıkanlara, barış isteyen halklara, devrimcilere, akademisyenlere, karanlığa sırtını dönen liselilere, Ensar Vakfında 45 çocuğa tecavüz edenleri üniversitelere sokmayan öğrencilere, tacize, tecavüze, şiddete karşı çıkan kadınlara, avukatlara, HDP’li milletvekillerine, gazetecilere, Kilis’te roketlerin düşmesine sessiz kalmayanlara, itiraz eden, başkaldıran herkese, hepimizedir.

Saldırılardan kurtulmanın yolu direnmektir

“Bizim tarihimizde katliamlar yoktur” diyenlere, başta IŞİD olmak üzere cihatçı çeteleri köylerimize yerleştirmek, yeni katliamlar yapmak isteyenlere, toplumu nefessiz bırakanlara karşı direnmekten başka yol yoktur.

Maraş’ta konteyner kente karşı direnen Aleviler gibi, yeşil yola karşı direnen ve “devlet kimdir” diyen Havva Ana gibi, aylardır direnen Kürt Halkı gibi, ücretleri için madenlerde açlık grevine yatan işçiler gibi, Şeyh Bedrettin, Pir Sultan Abdal, Seyit Rıza gibi direnmekten başka yol yoktur.

Direnmek yaşamaktır. Direnmeden, örgütlenmeden yeni katliamlardan kurtulmak mümkün değildir. Derneklerimizde, kurumlarımızda, örgütlerimizde yan yana durmak, direnişi örmek ve örgütlemek, sokakta olmak, eylemek gereklidir. Mahallelerimizde, işyerlerimizde bir olmak, iri olmak, diri olmak gereklidir. Adalet ve özgürlük halkların ortak örgütlü mücadelesiyle gelecektir.

Dersim’in, Maraş’ın, Çorum’un, Sivas’ın, Roboski’nin, Reyhanlı’nın, Soma’nın, Ermenek’in, Suruç’un, 10 Ekim’in hesabını sormak için 2 Temmuz anmalarında sokağa, eyleme…

Taleplerimiz

-Diyanet İşleri Başkanlığı lağvedilsin.

-Zorunlu din dersine, inkarcı eğitim müfredatına ve politikalarına son verilsin

-Cihatçı çete kamplarının yapımları durdurulsun.

-Nüfus cüzdanlarından din hanesi çıkartılsın.

-Madımak Oteli utanç müzesi olsun.

-Ensar Vakfı gibi devlet eliyle büyütülen istismar kurumları kapatılsın.

-Halkların doğasına, kültürüne yapılan saldırılar son bulsun.

-Kürt illerindeki katliamlar durdurulsun.

AKA-DER

Anadolu Kültür ve Araştırma Derneği