Ana Sayfa Blog Sayfa 223

Cerattepe’nin 20 yıllık süreci

Artvin’in Cerattepe bölgesinde ilk olarak, 1992 yılında altın ve maden arama ruhsatı alan Kanadalı Cominco Madencilik şirketi altın arama çalışmalarına başladı.
Bölgedeki altın arama çalışmalarının bölgenin ekolojik, doğal ve turistik değerlerine; bölgede çıkarılacak altın ve madenden daha fazla zarar vereceğini ileri süren Yeşil Artvin Derneği, çevreciler ve Artvinliler bölgedeki çalışmaları protesto ederek hukuksal mücadeleye başladı.
Yoğun tepki ve hukuksal mücadelelere karşın, 2004 yılının Ağustos ayında işletme ruhsatı alan Cominco Madencilik, yöre halkı ve çevrecilerin tepkisi karşısında bölgedeki işletme hakkını yine Kanadalı olan Inmet Mining isimli şirkete devretti. Aynı zamanda Rize’deki Çayeli Bakır İşletmeleri’nin işletmecisi ve sahibi olan Kanadalı şirket, Artvin Bakır ve Maden İşletmeleri adıyla yeni bir şirket kurdu ve bölgedeki arama çalışmalarını yeniden başlattı.
Şirketin işletme ruhsatının altın, gümüş, bakır ve çinko için geçerli olduğu vurgulanırken; Yeşil Artvin Derneği tarafından başlatılan mücadelede, maden işletmesinin çevresel etkileri nedeniyle yaşamsal tehlikeler taşıdığı, doğal yaşlı ormanların en yoğun olduğu Kafkas ekonomik bölgesinin en önemli uzantısı olan bölgede onlarca endemik bitki türünün barındığını ön plana çıkardı.
Artvin Barosu ve Yeşil Artvin Derneği, 2005 yılı Haziran ayında Erzurum İdare Mahkemesi’nde işletme ruhsatının iptali için iki ayrı dava açtı. Mahkeme konunun önemine ve gecikme halinde telafisi imkânsız zararların doğacağına kanaat getirerek, “Yürütmenin durdurulması” kararı verdi. Ancak şirket bu karar karşısında temyize giderek yargı sürecini devam ettirdi ve çalışmalarını da sürdürdü.
Bölgede devam eden çalışmalarda yapılan sondajların bölgede çeşitli heyelanlara neden olduğu ve mahkeme kararlarına uyulmadığı gerekçesi ile bölgedeki çalışmaların durdurulması için Artvin’de geniş katılımlı bir protesto eylemi düzenlendi.
Eylemin ardından Rize İdare Mahkemesinde açılan yürütmenin durdurulması yönünde açılan dava çevrecilerin lehine sonuçlandı ve bunun ardından yine aynı mahkemede bu kez şirketin altın ve maden arama izninin iptal edilmesi yönünde dava açıldı. Rize İdare Mahkemesinde görülen dava sonucunda mahkeme, temyiz yolu açık olmak üzere söz konusu şirketin altın ve maden arama iznini de iptal etti.
Artvin’in 1700 metre rakımlı Cerattepe bölgesinde yaklaşık 2 bin hektarlık bir alan üzerinde yapılması planlanan ve 17 hektarlık bir alanda sürdürülen altın ve maden arama çalışmaları sırasında bu güne kadar 2 binin üzerinde ağaç kesildi. Bölgedeki su seviyelerinin ölçülmesi amacıyla 30 ve 70 metre derinliğinde 5 lokasyon, 10 adet de kuyu ile birlikte bir de 100 metrelik bir galeri açıldı. Çalışmalarda, bölgenin 100-120 metre altına inilerek, buradan da 700-900 metrelik galerilerle bölgedeki maden rezervlerine ulaşılması planlanıyor. Bölgeden çıkarılması planlanan cevherin ise hiçbir ayrıştırma işlemi yapılmadan karayolu ile Çayeli Maden İşletmelerine aktarılarak, burada ayrıştırıldıktan sonra ihtiyaca göre yurtiçi veya yurtdışına satılması öngörülüyor. Çıkarılan madenin işleneceği bölgeye götürülmesinde kullanılacak hatlar için ise 3 bin 800 ağacın daha kesilmesi planlanıyordu.

Artvin Valiliği Suç Duyurusunda Bulunmuştu
Rize İdare Mahkemesinin verdiği karar ile işletmeci firmanın bölgeyi terk etmesi sonrası ise ‘bölgede yaşanan çevre katliamının hesabını kim verecek’ tartışmaları başlamış, Artvin Valiliği de konu hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına ‘suç duyurusunda’ bulunmuştu.
Maden Firmasına Ceza ve Dava Açılmıştı
Mahkeme sürecinin devam etmesine ve verilen ‘yürütmeyi durdurma’ kararlarına karşın bölgedeki çalışmalarını sürdüren işletmeci firmanın çalışmaları sırasında Artvin İl Çevre ve Orman Müdürlüğü tarafından bölgede yapılan inceleme ve analizlerde çalışmaların bölgeye geri dönüşümü olmayan zararlar verdiği belirlenmişti. Söz konusu şirket tarafından bölgede açılan galeri içerisinde biriken ağır metal yüklü suların yeterince arıtımı yapılmadan doğaya verildiği belirlenerek sonrasında şirkete para cezası kesilmişti.
Yapılan işlemlerin ardından Artvin Valiliği’nin söz konusu şirket hakkında Artvin Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunması ile Artvin Sulh Ceza Mahkemesinde 2008/118 Esas sayılı dosya ile devam eden davada ilgili maden şirketinin “çevreyi kirletmek ve çevreye geri dönüşümü olmayan zararlar vermek” suçu ile yargılanmasına başlanmıştı.
Maden Yasasına Ek
Ancak, yaşanan gelişmelerin ardından maden şirketlerinin Artvin’e bir daha uğramayacağı beklenirken; AKP hükümetinin çıkardığı torba yasaların içerisinde bulunan ilgili Yasa ve Yönetmeliklere, ‘Her ne şekilde olursa olsun maden alanlarındaki arama-çıkarma çalışmalarıyla ilgili ruhsatların iptal edilmesi durumunda, bakanlığın kamu yararı gördüğü alanlar yeniden ruhsatlandırmaya açılır’ ifadeli eklemelerle Artvin’deki maden sahaları gibi ülke genelindeki 1400’ü aşkın maden alanı da yeniden ihaleye açılarak tehlikeye girdi.
Sonuçta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yasadaki bu değişikliğe dayanarak, Cerattepe bölgesindeki maden sahası için 17 Şubat 2011’de yeniden ihale sürecini başlattı.
Son olarak 17 şubat 2012 de maden sahası tekrar ihaleye açıldı. İlk ihaleyi Cengiz Holding’in de içinde olduğu Özaltın Şirketi aldı. Özaltın Şirketi gerekli koşulları yerine getiremediği için buradaki haklarını Cengiz Holdingin sahibi olduğu Eti Maden’e devretti. Bunun ÇED’ine karşı dava açıldı. Dava süreci halen devam etmektedir. Mahkeme 14 Mart 2016 tarihine bilirkişi incelemesinin gereğine hükmetti.
Şu an ve bundan sonra Cerattepe’de yapılan ve yapılacak bütün işlemler hukuk dışıdır.
Cengiz Holding’in Cerattepe’ye girmesi bu hukuk dışılığın sonucudur.

Cerattepe’nin hikâyesi

Artvin’in Kafkasör Yaylası Cerattepe Bölgesi’nde madencilik faaliyetlerine karşı ekoloji mücadelesi yürütenlerin ve yöre halkının, 21 Haziran 2015 Pazartesi gününde başlattığı nöbet tutma eyleminin ardından, nöbetin 239’uncu gününde çevre illerden bu bölgeye jandarma takviyesi yapıldığı bilgisi geldi. Erzurum ve yakın ilçelerden alınan takviye kuvvetlerle nöbet alanına saldırılacağı bilgisini alan bölge halkı; başta Artvinliler olmak üzere tüm yaşam savuncularını direnişe ve dayanışmaya çağırdı.
İşte burada; Yeşil Artvin Derneği, sivil toplum örgütleriyle bir araya geldi. Yaklaşık 2 bin kişi, Cerattepe yolunu ulaşıma kapatarak beklemeye başladı.

Şirket, 16 Şubat’ta sabah erken saatlerde iş makineleriyle yaylaya çıkmayı denedi. Cerattepe halkı yayla yolunu araçlarıyla kapattı. Bu nedenle yukarı çıkamayan Cengiz Holding, polisi halkın üzerine saldırttı. Gaz bombaları ve plastik mermilerle gerçekleşen polis saldırısında yaralananlar oldu.
Cengiz İnşaat’ın birçok denemesine rağmen polisi Cerattepe’ye sokmayan yaşam savunucuları, yine polisin saldırısına rağmen Cerattepe yolunu kapatarak direnişini sürdürdü. Artvin halkının saldırıya karşı kepenk kapattığı eylem sonrası polis geri çekildi.
“Yaşam hakkını savunuyoruz, asla çekilmeyiz.” diyen halk eylemini sürdürdü. Devlet hasteneleri yaralı sayısı konusunda uyarıldı, çeşitli illerden polis birlikleri bölgeye gönderildi. Yollar arabalarla polise karşı kapatılınca herkesin beklemekte olduğu Atmaca Mahallesi’ne çıkış yasaklandı. İnsanlar yürüyerek gelmeye başladı.
Yine 16 Şubat’ta “Cerattepe geçilmez, Artvin halkı yenilmez” sloganıyla Ankara’da Artvin’e destek eylemi düzenlendi.
17 Şubat günü Artvin Cerattepe’de halk, güne polis saldırısıyla başladı. Avukat Bedrettin Kalın maden şirketinin bölgeye girmeye çalışmasının hukuksuz olduğunu belirtirken halk kurduğu barikatlarla direndi.
Bunun üzerine Ankara, İzmir, İstanbul, Eskişehir ve Kocaeli’de Artvin’e destek eylemleri için çağrılar yapılmaya başlandı.
Polis ve jandarma ekipleri, Yeşil Artvin Derneği Başkanı Neşe Karahan da dahil olmak üzere onlarca kişiyi gözaltına aldı. Devletin bu saldırılarına karşı kurduğu barikatlarla direnişe geçen halk, barikatları güçlendirerek hendekler açmaya başladı.
Aynı gün devlet saldırılarına karşı Hopa halkı, ilçeden geçen uluslararası yolu ve şehiriçi yolunu trafiğe kapattı.
İstanbul’da 17 Şubat’ta Cengiz Holding’in Altunizade’de bulunan binası önünde nöbet başladı.
İzmir’de Artvinliler Derneği, Artvin’deki maden direnişine destek vermek amacıyla saat 18.00 de Alsancak ÖSYM önünde basın açıklaması düzenledi. Çalınan tulumlar eşliğinde çekilen halaylardan sonra yapılan basın açıklamasında, açıklamayı okuyan Artvinliler Derneği üyesi ve ESP İzmir Eş Başkanı Ezgi Bahçeci, “Her dereye onlarca HES, her yeşilliğe yol yaparak rant alanı açanlara Artvin Halkı izin vermeyecektir. Kesilmeye çalışılan her ağacın önüne yatılacaktır. Artvin’i insansızlaştırma projesine, para için her şeyi yapmak isteyenlere izin verilmeyecektir. Çünkü bizim halkımızın haklı mücadelesine olan inancı sonsuzdur. Çevre ve yaşam alanımıza müdahale ettirmeyeceğiz. Ormanımızın son ağacına, derelerimizin son damlasına kadar direneceğiz” dedi.
Ayın 18’inde Ordu, Rize, Antalya, Zonguldak, Kocaeli, Samsun ve İzmir’de sokağa çıkıldı. İzmir’deki oturma eylemine polis saldırdı ve 17 kişi gözaltına alındı. Ankara’da Cengiz Holding önünde basın açıklaması yapanlara polis saldırdı ve 10 kişi gözaltına alındı. Rizeliler Cerattepe’ye doğru yola çıktı.
Cengiz Holding’in dünyanın 100 doğal ormanından birinin bulunduğu Cerattepe’de yapmayı planladığı maden projesi için 20 Şubat’ta Türkiye’nin en geniş katılımlı doğa davası açıldı. Davaya 760 kişi müdahil oldu.
Yırca’dan Albatros’a savunmalar ve birçok kişi Artvin’e destek için pankartlar açtı, dövizler kaldırdı ve fotoğraf çekti.
20 Şubat’ta yaşam savunucularının ortak çağrısıyla yağma ve talan politikalarına karşı çıkmak için İstanbul’da bir araya gelenlerin yürüyüşünü polis engelledi. Taksim Tünel’de toplananların önü polis barikatı ile kesildi. Yaklaşık 2 saat boyunca sloganlarla, horonlarla süren eylem polis barikatı önünde yapılan açıklama ve “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganları ile sonlandırıldı.
Artvin halkının direnişine destek vermek için Türkiye’nin dört bir tarafından ve Hopa’dan giden gruba polis ve jandarma, Cankurtaran mevkiinde sert biçimde saldırdı. Halk, tüm engellere rağmen Artvin Meydan’da toplandı. Binler “Katil şirket Artvin’i terk et” sloganları attı.
Adana’da 21 Şubat’ta Atatürk Parkı’nda bütün yaşam savunucuların katılımıyla polisin sert saldırılarını kınamak için bir basın açıklaması gerçekleştirildi.
Yapılan basın açıklamasında; Karadeniz halkı ve doğası yıllardır sermaye ve devlet işbirliğinin saldırısı altında direniyor. Karadeniz sahil yolu, HES’ler, Termik Santraller, Yeşil Yol ve son olarak madencilik faaliyetleriyle Karadeniz’in yaşam alanları, canlı türleri, geçim kaynakları sürekli tehdit altında. El değmemiş son doğal alanlara göz diken sermaye ve devlet her seferinde gerekli cevabı alsa da saldırmaya devam ediyor. Şimdiki gündemleri Artvin’in Cerattepe bölgesindeki, el değmemiş doğal orman alanları. Bu ormanlık alanda başlatılmak istenen madencilik faaliyeti hayata geçerse, sırada bekleyen 358 maden ruhsatının çıkması kolaylaşacak. Yağma ve katliamın önüne geçilemeyeceğine değinildi.
Basın açıklamasında,”Türkiye halklarına çağrımızdır. Gelin sermayenin yağma ve katliam düzenine karşı, doğanın yaşama hakkını, çeşitliliğini ve sürekliliğini savunalım. Cerattepe halkına destek olalım. Kapitalizm bizi yok etmeden, biz kapitalizmi yok edelim.” diye eklendi. Basın açıklamasında “Her yer Artvin her yer direniş!” “Artvin halkı yalnız değildir.” sloganları atılarak basın açıklaması sonlandırıldı.
20 Şubat’ta Ankara, İstanbul, İzmir, Sinop’tan Artvin’e destek için gidenler yollarda defalarca durdurulmuş, GBT yapılmış ve gerekçesiz şekilde bekletilmişlerdi. Artvin halkı ayın 21’inde de Cerattepe’ye yürüyüşe geçti, yine polis saldırısıyla karşılaştı.
22 Şubat’ta İstanbul Gazi Mahallesi’nde Cengiz Holding’in de ortağı olduğu CLK Boğaziçi Enerji’ye (BEDAŞ) ait bir vinç, Cerattepe direnişine destek için yakıldı.
23 Şubat’ta Ankaralı kadınlar Cerattepe direnişine destek için sokaktaydı. “Cerattepe’den Cizre’ye kadınlar direnişte” diyen kadınlar, dayanışmayı ve mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.
Artvin’de Kazanım:
Artvin’de polis olan kiracısını evden atandan tutun da “Polis müdahale ettiği sürece polise satışımız yok” diyen hastane kantinine kadar, Anadolu’nun her yerinde devam eden direniş sonucu Şubat’ın 24’ünde Davutoğlu, Artvin Heyetiyle yaklaşık 2 saat süren toplantıdan sonra Cerattepe’de madencilik faaliyetinin durdurulduğunu açıkladı. Açıklamaya göre hukuki süreç bitene kadar Cerattepe’ye dokunulmayacak. Artvinliler ise “Biz zaten yargıda kazanmıştık. Ama dikkate alınmadı.” dedi ve ekledi “Artvin halkının haklı mücadelesi maden şirketi Cerrattepe’yi terk edene kadar devam edecektir.”

Renault’ta üretim durdu, işçilere polis saldırdı: 15 işçi gözaltına alındı

DİSK Birleşik Metal İş’in örgütlenmesini engellemek ve sarı sendika Türk Metal’i getirmek isteyen Renault, Sosyal Diyalog Komitesi seçimleri öncesinde 28 Şubat’tan itibaren 3 vardiyayı iptal etmiş, 10 işçiyi isten çıkarmıştı.
Renault yönetimine 29 Şubat’ta yapılan uyarı eylemlerinin ardından bu sabah (1 Mart) 08.00/16.00 vardiyası fabrikaya girerek üretimi durdurdu.
Fabrikada yönetimi soyunma odaları ve kantinleri kapattı. Fabrikaya dışarıdan gelecek desteği kesmek için fabrikanın çevresini tel örgülerle çevirmeye başladı. Dışarda bekleyen işçilere ise polis saldırdı.
Polis saldırısının ardından 15 işçi gözaltına alındı.

Ovacık’ın Komünist Başkanı 2015 yılı gelir-gider tablosunu belediye binasına astı

Maçoğlu, geçtiğimiz yaz aylarında belediye eliyle yapılan organik üretim ile gündeme gelmişti. Hazine arazisinde Ovacık fasulyesi ve nohut yetiştirip, bir kısmını öğrencilere burs vermek için satışa çıkaran bir kısmını da halka dağıtan Fatih Mehmet Maçoğlu, son olarak belediyenin 2015 gelir ve gider tablosunu açıkladı.
Maçoğlu, 2015 yılının gelir ve giderlerinin yer aldığı tabloyu, hem internet sitelerinde paylaştı; hem de büyük bir bez afiş hazırlatarak belediyenin dış kapısına astırdı.
Sosyalistler için halka hesap vermek mecburidir
Kendilerinden önceki dönеmlеrdе hеp zаrаr еdеn bеlеdiyе ikеn şimdi 150-200 bin TL dеvrеdеn bеlеdiyе durumunа gеldiklerini ifade eden komünist Bаşkаn Maçoğlu, “ Sоsyаlistlеr için hаlkа hеsаp vеrmеk mеcburidir. Biz sоl vе sоsyаlistlеr, bu bilinçtеyiz hаlk bizi sеçti. Hаlkа hеsаp vеrmеk zоrunluluğumuz vаr. Hеr bеlеdiyе bizim gibi şеffаf vе hаlkçı оlursа, birçоk sоrun dа çözülür” dedi.
Daha önce hiçbir belediye, gelir gider tablosunu belediye binasına asmamıştı.
İşçi Gazetesi / 23 Şubat 2016

Haribo işçileri fabrika önünde direnişe geçti

İstanbul Hadımköy’de bulanan Pamir Gıda’ya ait Haribo fabrikasında çalışan Türk İş/ Tek Gıda-İş Sendikası’nda örgütlü 220 işçi patronun işyeri temsilcilerini işten çıkarması ve yüzde 30’luk zam talebi için fabrika önünde başlattıkları direniş kazanımla sonuçlandı.
İşçilerin talebi olan iki arkadaşlarının geri işe alınması ve ücretlerindeki iyileştirme talebi fabrika yönetimi tarafından kabul edildi. İşçilerin ücretlerine yüzde 25 zam yapıldı, işten çıkarılan iki işçide işe geri alındı.
Sendika.Org / 1 Mart 2016

Türkiye Petrolleri işçileri Batman’da iki saat iş bıraktı

Batman Bölge Müdürlüğü giriş kapısında bir araya gelen işçiler, ellerinde dövizlerle sloganlar atarak bölge müdürlük binasına yürüdü. İşçiler, Bölge Müdürlüğü önünde bir basın açıklaması yaptı. Petrol-İş Sendikası Batman Şube Başkanı Şehmuz Kaygusuz, Türkiye Petrolleri’nde uygulanan yanlış politikalar ve istihdama yönelik tasarrufların, çalışma barışını tehdit ettiğini söyledi.
İşçilerin artık dayanamaz hale geldiğini ifade eden Kaygusuz, “Biz işçilerin sabır eşiği artık aşılmıştır. Bugüne kadar takındığımız sağduyulu tavır ve yaşadığımız sorunlarla ilgili yaptığımız uyarılar kurum yönetimi tarafından dikkate alınmamıştır. Türkiye Petrolleri yönetimini, bu tavrını değiştirmesi ve sorunların çözümü noktasında adım atması için son kez uyarıyoruz” dedi.

Yaşanılan krizin faturasının işçiye çıkarılmak istendiğini, hizmet alımı yoluyla taşeron çalışmanın yaygınlaştırıldığını ifade eden Kaygusuz, “oysa Türkiye Petrolleri’nin kamusal niteliği, özel bir şirketten farklı davranmasını gerektirmektedir… Kamuda istihdamın güvenceli, kadrolu ve sürekli olması ilkesinden vazgeçilemez…” diye konuştu.
Basın açıklamasının ardından 2 saat iş bırakma eylemi gerçekleştiren işçiler daha sonra dağıldı.
23 Şubat 2016

Zonguldak’ta taşeron işçilerin kadro eylemi

ÇATEŞ, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nca özelleştirilerek Aralık 2014’te Bereket Grubu’na ait Elsan Elektrik Gereçleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye devredilmişti.
Santral önünde kurdukları çadırda gece-gündüz ateş yakarak nöbet tutan işçilere, aileleri ve sivil toplum örgütleri de destek veriyor. 80 yaşındaki Emine Durmuş da oğlu ve işçilerle çadırda bekliyor. 4 çocuk ve 4 torunu bulunan Emine Durmuş, işçiler eylem yaparken evde duramadığını ve vicdanının sızladığını belirterek, “Dayanamıyorum. Çocuklarım, torunlarım için ben buradayım. Oğluma destek için buradayım. Burada eylem yapanlara iş verilsin, 4 gündür bu çocuklar boşta, işsiz” dedi.
41 yaşındaki Mehmet Durmuş ise haklarını almak için eylem yaptıklarını belirterek, “3 aydan bu yana maaş alamıyoruz. 1 yıllık kıdem tazminatım içeride duruyor. Bizim tek derdimiz kadroya geçmek. Biz hepimiz kadro istiyoruz. Annem de bize destek için geliyor” dedi.
Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) yöneticileri de işçilere destek verdi. GMİS Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, bünyesinde yüzlerce işçi bulunan bir firmanın 138 işçiyi taşeron firmadan çalıştırmasını ve aylarca maaşlarını vermemesini kabul edemediklerini söyledi.
İşçiler, haklarını alıncaya kadar eylemlerini sürdüreceklerini belirtti.
22 Şubat 2016

Soma’da işten atılan madenciler yüksek gerilim hattına çıktı

İzmir Kınık’ta bulunan Maden İşçileri Dayanışma ve Mücadele Derneği’ne 21 Şubat Pazar sabah saat 10.00’da çok sayıda sivil polis tarafından basılıp işçiler gözaltına alınmıştı.
Direnen İmbat Maden işçileri 22 Şubat’ta (64.gün) bir kez daha İmbat Maden Müdüriyeti önünde eylem yaptılar. Saat 17.30’da işçiler pankart açarak eyleme başladılar. İşçilerin sloganlar atmaya başlaması üzerine kısa sürede jandarma işçilere saldırdı. Saldırıda Volkan Çetin, İlhan Kaya isimli işçiler gözaltına alınırken Öncü Çetin, Serkan Arslan yüksek gerilim hattına çıkarak işe geri alınmadan inmeyeceklerini söyledi. İşçiler yaptıkları açıklamada; “64 gündür direniyoruz, çadırımızı yıktınız, imbat önüne almadınız, her defasında işe geri alınma talebimize karşı saldırarak gözaltına aldınız. Yetmedi derneğimizi bastınız yine gözaltına aldınız. Kınık’a savaş çıkmışçasına polis yığdınız, maden önüne, yoluna jandarma doldurdunuz. İşçiye başka seçenek bırakmadınız. Tek talep işe geri alınmak. Arkadaşlarımızın başına gelecek her şeyden İmbat Madencilik sorumludur. Direne Direne Kazanacağız!”
İşçilerden Öncü Çetin, arkadaşı Serkan Aslan ve kendisinin 12 yıllık madenci olduğunu kaydederek, “İkimizin de 3’er çocuğu var. Ev için krediye girmiştik. Verdikleri tazminat krediye bile yetmedi. Biz bu şirkete bedel verdik. İşimizi geri istiyoruz. Yetkililer buraya gelsin, sorunlarımızı görsünler” dedi.
Direnen işçiler; Milletvekili Özgür Özel ve İmbat Madencilik Müdürü Gökalp Büyükyıldız’ın verdiği sözler üzerine Yüksek gerilim direğinden indiler. Verilen sözlerin takipçisi olacaklarını ve işe girene kadar mücadeleye devam edeceklerini belirttiler.
22 Şubat 2016

Soma ve Ermenek’te işçileri öldürdüler, 80 milyonluk faturayı işçiye çıkardılar!

Soma’da 13 Mayıs 2014 tarihinde Eynez Maden Ocağı’nda gerçekleşen katliam sonrasında hayatını kaybeden işçi aileleri ve kurtulan işçilere 77 milyon 749 bin 573 lira 89 kuruş ödeme yapıldı. Soma Kömür İşletmeleri AŞ’den fondan harcanan paranın faiziyle alınması gerekiyordu. Son ödeme tarihi olarak ise Ekim 2015 belirlenmişti. Maden patronu parayı ödemediği için İŞKUR Manisa İl Müdürlüğü icara takibi başlattı. Söz konusu ödemeler, 8 Haziran 2014’te çıkarılan 6545 sayılı torba yasayla yapıldı. 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Fonu Kanunu’na eklenen geçici 12. Madde’nin a ve b bentleri yapılan ödemeleri açıklıyor.
Ermenek’te 29 Ekim 2014’te gerçekleşen katliamın ardından da hayatını kaybeden işçi ailelerine ve kurtulan işçilere 2 milyon 567 bin 906 lira 48 kuruş ödeme yapıldı. Ermenek Cenne Linyit Kömürü Limited Şirketi yerine yapılan ödeme de Soma’da olduğu gibi yine torba kanunla yapıldı. 4 Nisan 2015’te kabul edilen 6645 sayılı torba yasa uyarınca, İşsizlik Sigortası Fonu Yasasına madde eklendi ve eklenen geçici 13. Madde kapsamında ödemeler gerçekleşti. Maden şirketinden bu para da henüz alınmadı.
22 Şubat 2016

Cornaglia Otomotiv’de işçi kıyımı

Bursa Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Cornaglia Otomotiv’de önce sendikalı 7 işçiyi atan patron, çalışan işçilerin iş bırakarak direnişe geçmeleri üzerine işçi kıyımını sürdürdü, 30 dolayında işçinin işine son verdi.
Sendikaya üye oldukları gerekçesiyle işten çıkarılan işçiler daha sonra Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne müracaat etti. İşçilerle birlikte Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne gelen BMİS Bursa Şube Başkanı Ayhan Ekinci, işçilerin anayasal haklarını kullandıkları için iş haklarının feshedildiğini belirterek işvereni kınadı.
22 Şubat 2016