AKA-DER Kızılay Şube’de 18 Kasım Çarşamba Sedat Göçmen’in konuşmacı olduğu “Tarihten Öğreniyoruz, Geleceği Kuruyoruz, Fatsa Deneyimleri, Direniş Komiteleri” söyleşisi yapıldı
ODTÜ’lü dağcılar Can Dündar ve Erdem Gül’e dağlardan selam gönderdi
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) dağcılık ve kış sporları kolu Erciyes Dağı’ndan “Tutuklu gazeteciler onurumuz”dur yazılı pankart açarak, Silivri’de tutuklu bulunan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’e desteklerini dile getirdiler.
Savaş suçlarını örtemezsiniz
Yapılan açıklamada savaş suçlularının yargilanmadigi ama savaşın silah sevkiyatın haber yapan gazetecilerin tutuklanması kabul edilemez denildi.
“Milyonlarca insanın yurdundan olmasına ölmesine ve insan pazarlarında satılmasına tetikçilik yapanlar kendilerini kurtaramayacak” ifadeleri kullanıldı.
Eylem esnasında “Haber alma hakkımız engellenemez, Can Dündar Erdem Gül yalnız değildir, Saray savaş halklar barış istiyor” sloganları atıldı.
1915’ten Varlık Vergisi’ne…
“1915’ten Varlık Vergisi’ne Sermayenin Türkleştirilmesi” başlıklı söyleşimiz 26 Kasım tarihinde AKA-DER Kızılay Şubesi’nde gerçekleştirildi.
Ekonomik ve siyasal varlık koşulları ortandan kalkan Osmanlı bıraktığı boşluğu doldurmak üzere birinci paylaşım sonrasında yeni bir yapılanmaya ihtiyaç duydu. Ancak ortada önemli iki sorun vardı; bunlardan biri Osmanlı’nın devamı olan bir devlet oluşturmak veya yeni bir devlet oluşturup halkları bir arada tutabilecek bir ideoloji oluşturmak ihtiyacıydı. Önemli bir diğer konu ise şekillenecek iktidarın ekonomik altyapısı sorunuydu. Bunlar için yapılanlar halkların imhası ve inkârı ile tüm Anadolu’yu Türkleştirme ve gayrimüslimlerin mal varlıklarının Türkleştirilmesi şeklinde olmuştur. Etkinliğimiz de bu konularda bilgilendirme amacı güderek düzenlendi.
“Bu devlete bir ulus lazım” diyenlerin Anadolu’yu baştanbaşa katliamlarla Türkleştirme ve sermaye birikimi ile beraber bu politika çevresinde sermayenin Türkleştirilmesini ele almaya çalıştık. Bunları konuşmak üzere Kadir Akın ve Nevzat Onaran aramıza katıldılar.
İlk konuşmacı Nevzat Onaran 1915’te mülksüzleştirme, 1920’lerde mülksüzleştirme, transfer tapulama ve bunun bugüne gelen asırlık pratiği, bu pratiğin sonucuyla ilgili bazı değerlendirmelerde bulundu bu çerçevede konuyu bizlere anlattı.
Nevzat Onaran konuşmasını tamamlarken ‘Mülkiyetin Türkleştirilmesi sistemine göre mülkün iadesi ya da tazmininde birinci derecede ve esas sorumlu devlettir, Türkiye Cumhuriyetidir, ikinci derecede sorumlu da mülke benim diyendir. Adalet ancak bu imhacı ve gaspçı sistemi tasfiye edersek gelecektir yoksa maalesef bu yara hep akıp gidecektir.’ dedi.
Nevzat Onaran’ın Ermeni ve Rum mallarına nasıl bir süreçle ve hangi kanun çerçevesinde el konulduğunu ve bunun hala aktüel bir mesele olarak nasıl karşımızda durduğunu anlatmasının ardından konuşmacımız Kadir Akın sözlerine aradan 100 yıl geçmesine rağmen Türkiye’deki devrimci demokrat sosyalist hareketin bu mesele ile hala yüzeleşebilmiş ve tam olarak bu konuda bir netliğe ulaşamamış olmadığı belirterek başladı.
Kadir Akın; geçmişini bilmeyenin sağlam bir gelecek kurmasının mümkün olmadığını belirtti. Ermeni soykırımın bu topraklarda yeşeren sosyalist hareketin deneysiz tecrübesiz ve hafızasız bırakılmasına yol açtığından, Türkiye sosyalist hareketinin Ermeni sosyalist hareketini görmezden geldiğinden, Ermeni sosyalizminin ise bu konuda çekinik davrandığından bahsetti.
‘‘Bunun ayıbı ile yüzleşmek ve kendi tarihimizi yeniden gözden geçirmek ile yüzyüzeyiz ve bu bir vicdan borcudur ve geleceği kurmakta yol gösterici olacaktır.’’ diyerek soykırıma nasıl başvurulduğunu ve bu sürece nasıl gelindiğini bizlere anlattı. Tarih ile günümüzdeki halklar mücadelesi benzerliklerinden bahsedip tarih ile günümüzde zincirin kopan halkasına yönelmek gerektiğini vurguladı.
Direnişin adı şimdi Silvan!
Bir kent, bir halk günlerdir abluka altında; tıpkı Filistin halkının Siyonist İsrail devletine direndiği gibi, tankıyla topuyla, özel harekât timleri, kobra helikopterleri ve savaş uçaklarıyla saldıran Saray rejimine karşı direniyor.
Yazılı ve görsel medya yine üç maymunu oynuyor. Savaş çığırtkanları işbaşında.
Riyakârlıkta sınır tanımayan bir iktidar var karşımızda. Filistin halkının uğradığı zulme göstermelik de olsa tepki gösterenler, Mısır’da Mursi için, Esma için feryat figan edenler, söz konusu Kürt halkı olduğunda, dönüp dönüp andıkları ecdatlarının kanlı kılıcını kuşanıyorlar. Daha dün Esad’ı “kendi ülkesini bombalayan bir hükümet meşru değildir” diyerek lanetleyenler, bugün Silvan’da karadan ve havadan halkın üzerine bombalarla ölüm ve zulüm yağdırıyor.
Biz bu zulüm ordusunu Zilan’dan, Dersim’den, Fatsa’dan tanıyoruz. Dün “Çorum’u bırakın Fatsa’ya bakın” diyen anlayışın bugünkü temsilcileri, feyz aldıkları ustalarını utandırmayacak bir gaddarlıkla bin yıllık, iki bin yıllık geçmişi olan kentlere saldırıyorlar.
7 Haziran seçimlerinden önce başlayan süreç, şiddet dozu daha da artırılmış olarak devam ediyor.
Kürt halkının özyönetim talebi zor yoluyla bastırılmak isteniyor. Yüksekova, Cizre ve Nusaybin’den sonra şimdi de Silvan kuşatma altında.
En kutsal, en bilindik kavramları bile kirlettiler. Eşitlik ve adalet, en çok da kardeşlik AKP iktidarı döneminde lime lime dökülen manasız birer söze dönüştü. “Milli birlik ve kardeşlik süreci” olarak açıkladıkları yeni dönem icraatlarının ilk organize hamlesi, Silvan’ı haritadan silme girişimi oldu.
Kardeşlik sözcüğü hiç bu kadar ayaklar altına alınıp kirletilmemişti. Tek kutsalları para olan, mezhepçilikte, ırkçılıkta sınır tanımayan, işçilerin alınteri, canı, kadınların, çocukların cansız bedenleri üzerinden egemenlik sürenler; aylardır, halkların kardeşliğinde onulmaz yaralar, kapatılması zor yarıklar açan bir imha politikası uyguluyor.
Silvan direniyor. Kardeşlik için direniyor. Kürt halkının onuru için direniyor. İnsanlık için, yarın büyük bir utancın altında kalmayalım diye hepimiz adına direniyor.
Teslim alınmak istenenin bir kentten çok öte bir anlam taşıdığının farkındayız. Biat etmemizi, sorgusuz sualsiz itaat etmemizi istiyorlar. Mutlak iktidar için mutlak itaat istiyorlar. Güce tapan, gelecek korkusuyla, soruşturma tehdidiyle, şiddetle sindirilmiş bir toplum yaratmak istiyorlar.
Kendilerini farklı adlarla ifade etseler de özgürlüğe kast edenler, dünyanın her tarafında benzer yöntemler kullanıyorlar.
Üç ay önce Suruç’ta, bir ay önce Ankara’da patlayan bombalar dün Avrupa’nın göbeğinde, Paris’te patladı. 127 insan planlı bir saldırı sonucu katledildi. Korkuyu her yere yaymak isteyen örgütlü bir gericilikle, kendisi gibi düşünmeyen herkesi düşman addeden bir bir katiller güruhuyla karşı karşıyayız. Emperyalist çıkar odaklarının besleyip büyüttüğü, Saray Rejimi’nin kol kanat gerdiği IŞİD barbarlığı, bugün artık dünya halklarının korkulu rüyası haline gelmiş bulunuyor.
Özgürlük, barış ve kardeşlik büyük bir tehdit altında!
Büyük insanlığa inanmaktan başka bir yolumuz yok!
Direnişin o görkemli hafızasına, herşeye rağmen eşitlik, he şeye rağmen kardeşlik, herşeye rağmen barış diyen halkların ferasetine güveniyoruz!
İnsanlığa, özgürlük mücadelesinde yitirdiğimiz canlarımıza sözümüz var:
Biat etmeyeceğiz!
Teslim olmayacağız!
Hep birlikte, yan yana, omuz omuza direneceğiz!
Yaşasın Silvan Direnişi!
Kahrolsun IŞİD!
Yaşasın Emek, Özgürlük, Barış ve Demokrasi
Güçlerinin Birleşik Mücadelesi!
Emek, barış, demokrasi güçleri – İstanbul
Silvan, Cizre, Nusaybin yalnız değildir!
Ankara
Ankara Barış Bloku Silvan, Cizre, Nusaybin’de devletin yaptığı katliamlara karşı halkların yanında olduğunu göstermek için üç koldan barış zinciri oluşturarak Sakarya Caddesine yürüdü ve açıklama yaptı.
(15 Kasım 2015)
İzmir
Paris Katliamı ve Kürdistan’da devam eden devletin saldırılarına dur demek için 15 Kasım’da Alsancak Sevinç Pastanesi önünde oturma eylemi gerçekleştirildi. Eylemde açıklamanın yanı sıra konuşmalara da yer verildi. “Ekim Devriminin yıldönümünde sosyalizmin güncelliği” etkinliğimiz için orada bulunan Temel Demirer de konuşma yapanlar arasındaydı. Konuşmalar ve açıklamaların ardında eylem sona erdi.
(15 Kasım2015)
Edirne
Edirne’de ‘’Silvan, Nusaybin, Cizre’’ için devrimci güçler ve savaşa seyirci olmayı reddedenlerle ortaklaşa yaptığımız eylemde Tahmis Meydanında toplanılıp PTT önüne yüründü. Burada yapılan basın açıklamasının ardından oturma eylemi gerçekleştirildi. Paris Katliamına da değinilen açıklamada ‘’Halkların konuşarak çözemeyecekleri hiç bir sorunu yoktur. Gün, milliyetçiliği körükleyip, yaptığı katliamlara seyirci kalmamızı isteyen hükümete/devlete karşı halkların ortak mücadelesinin sesini yükseltme, zulme karşı bir olma günüdür.’’ denildi. ‘’Katillerden hesabı devrimciler soracak’’ ‘’Silvan halkı yalnız değildir’’ sloganlarının atılmasının ardından eylem sona erdi.
(16 Kasım2015)
“Katil G20 bölgemizden defol! Emperyalistler, işbirlikçi çeteleri bölgemizden defolun!
Basın açıklamasında: “Dünya halklarının tescilli katilleri emperyalistler ve onun işbirlikçi çeteleri, G20 adıyla Antalya’da toplandı. Kirli çıkarları için Ortadoğu’yu yangın yerine çeviren emperyalist haydutlar daha fazla kan ve gözyaşı akıtmak ve savaşı daha da boyutlandırmak adına yeni kararlar almak için Antalya’ya geldiler. Bizler bu toprakların yaşayanları, asıl sahipleri olan işçi ve emekçiler ve halklar olarak diyoruz ki korkun bizden, biz toprakların yerlileri olarak topraklarımızda savaş planları yapıp savaşı kundaklayan emperyalistleri ve işbirlikçilerini tarihin çöplüğüne atana kadar savaşmaya, mücadele etmeye devam edeceğiz.” denildi.
Katil G20 Bölgemizden Defol!
Emperyalistler, İşbirlikçi Çeteleri Bölgemizden Defolun!
53. Eyalet Değil Özgür Anadolu!
Emperyalizm Yenilecek Direnen Halklar Kazanacak!
Tahir Elçi Binlerce İnsanın Omzunda Defnedildi
İlk törenin yapıldığı Koşuyolu Parkı İnsan Hakları Anıtı’ndan “Em te ji bîr nakin, Seni unutmayacağız” ve “PKK terör örgütü değildir” dev pankartıyla başlayan yürüyüş mezarlıkta noktalandı.
Elçi’nin cübbeli meslektaşlarının omuzlarında cenaze aracından alınan sarı kırmızı yeşil ve baro flamasına sarılı Elçi’nin naaşı defnedileceği yere getirildi. Devlete ve hükümete büyük öfkenin olduğu cenaze törenine katılan yüzbinlerce kişi, sık sık “Şehit namirin”, “Katil Erdoğan” ve “PKK halktır halk burada” sloganlarını attı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın posterleri ve PKK bayraklarının açıldığı mezarlıkta yurttaşlar, üzerinde “Boyun eğmedik” yazılı Elçi’nin posterlerini taşıdı.
İnsan hakları ve barışın yılmaz savunucusu Tahir Elçi daha sonra sevenleri tarafından “Şehit namirin” sloganıyla toprağa verildi. Elçi defnedildikten sonra mezarına karanfiller konuldu.
Elçi’nin mezarı başında kısa bir konuşma ağabeyi Ahmet Elçi, “Davamız, kardeşlik, birlik, barış ve halkımızın özgürlük davasıdır” dedi. Yakınları ve sevenleri mezarı başında gözyaşı dökerken, Elçi’nin başucuna fotoğrafı konuldu.
Kaynak: ANF (29 Kasım 2015)
Tahir Elçi’nin katledilmesi Kürdistan ve Anadolu’yu sokağa döktü
İstanbul
İstanbul’da Galatasaray Lisesi önünde Tahir Elçi’nin öldürülmesini protesto için toplanan kitleye polis saldırdı. Yapılan görüşmelerin ardından basın açıklaması gerçekleştirildi.
Diyarbakır’da katledilen Baro Başkanı Tahir Elçi için eylem düzenlemek üzere 17.00’de Galatasaray Lisesi önünde toplanmaya başlayan kitleye polis saldırdı. Kitlenin yeniden toplanması üzerine Milletvekilleri polisle görüşerek çekilmelerini istedi.
Yeniden toplanabilen kitle Galatasaray Lisesi önünde basın açıklamasına başladı. açıklamayı kitle adına HDK Eşsözcüsü Ertuğrul Kürkçü okudu. Kürkçü “Tahir Elçi hükümetin dediği gibi kaza ile değil planlı bir suikastla öldürüldü. Tutuklanmaya çalışıldı, olmadı tehditler devam etti. Bunun sonucunda katledildi.” şeklinde konuştu.
“Halklarımıza karşı gerçek bir savaş açıldığını biliyorduk. Demirtaş’a suikast düzenleyenlerin Tahir Elçi’ye yöneleceklerini bilmeliydik. Bu saldırılar korkarız ki devam edecek, çünkü içeride dışarıda savaş politikasına ısrar eden bir iktidar var.” diyen Kürkçü, “AKP hükümetine sesleniyoruz. Tahir Elçi’nin öldürülmesinin koşullarını siz yarattınız. Kontr-gerilla ile kurulan ittifaka son verilmelidir. 90’ların JİTEM’i, kontr-gerillası ile hükümet kolkoladır. Suçluların açığa çıkarılmasından şüpheliyiz. Umarız bizi şaşırtırlar.” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Açıklamanın ardından kitle dağılırken Tarlabaşı tarafında polis yeniden kitleye saldırdı. “Katil devlet hesap verecek”, “Hırsız Katil Erdoğan” sloganları atıldı.18.00 sularında polis saldırısı son buldu.
VAN
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin katledilmesine ilişkin HDP Van İl Örgütü önünde toplanan yurttaşlar, katliamı protesto etmek için yürüyüş düzenlemek istedi. Çok sayıda yurttaşın önünü kesen polisler ise yürüyüş yapılması halinde müdahale edeceği anonsu geçti. Bunun üzerine yurttaşlar, “Tahir yoldaş ölümsüzdür”, “Şehîd namirin” ve “Katil devlet hesap verecek” sloganları eşliğinde yaklaşık 40 dakikalık oturma eylemi düzenlendi. Oturma eyleminin ardından açıklama yapan DBP Van İl Eşbaşkanı Münir Aras, “Yürüyüşümüze engel olan polis ‘Bizim de arkadaşımız öldürüldü biz de öfkeliyiz’ tehdidinde bulunuyor. Polisin bu tutumuna akıl sır erdiremiyoruz. Onlar bilsin hiç bir zaman baskılara karşı boyun eğmeyeceğiz” dedi.
HDP Van Milletvekilli Tuba Hezer ise “PKK terör örgütü değildir” diyen Elçi’yi tutuklamak isteyenlerin Elçi’yi tehdit edenlerin suikastı gerçekleştirdiğine vurgu yaparak, “Bir kez daha barışa kurşun sıkıldı” dedi.
Basın açıklamasının ardından Cumhuriyet Caddesi’ne doğru yürüyen yurttaşlara polis ağza alınmayacak küfürler ederek, tehditler savurdu. Caddede yürüyen neredeyse herkese saldıran polislerin ellerinde tespihler ile yurttaşları provoke etmeye çalışması dikkat çekti.
HAKKARİ
Hakkari’deki sivil toplum örgütleri de Tahir Elçi’nin katledilmesini KESK binası önünden Hakkari Belediyesi’ne düzenlenen yürüyüşle protesto etti. Yürüyüş sırasında, kitlenin önü akrep tipi zırhlı araç ve TOMA’lar tarafından durdurularak, yürüyüşe izin verilmedi. Daha sonra zırhlı araç ablukası altında yürüyüş düzenleyen kitle, belediye önüne geldi. “Faşizme geçit vermeyeceğiz” ve Tahir Elçi’nin fotoğrafı ile “Katilleri tanıyoruz” pankartı taşıyan kitle sık sık, “Katil AKP”, “Elçi ölümsüzdür”, “Katil devlet hesap verecek” sloganları attı. Burada açıklama yapan İHD Hakkari Şube Başkanı İsmail Akbulut, “Bir aydınımızı, insan hakları savunucumuzu, barış elçimizi kaybettik. Tetiği çeken ve çektirenlere lanet olsun. Öfkeliyiz, susmayacağız. Tahir Elçi’nin mirası olan barışın ve insan haklarını savunmaya devam edeceğiz. Katilleri Suruç’tan, Roboski’den, Hrant Dik’ten tanıyoruz” dedi.
Açıklamanın ardından Elçi’nin anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
YÜKSEKOVA
Devlet terörünün sürdüğü Hakkari’nin Gever (Yüksekova) ilçesinde de HDP ilçe binası önünde bir araya gelen binlerce kişi, ilçede polis kurşunuyla vurulup yaralananlar ve Sur’da katledilen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi için Cengiz Topel Caddesi üzerinde kitlesel yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşte kitle sık sık “Katil Erdoğan, işbirlikçi AKP” ve “Kürdistan faşizme mezar olacak” sloganlarını haykırırken, özel harekat timleri de caddedeki Merkez Camii karşısında konumlanarak zırhlı araçlarla kitleye doğru hareket etti.
‘Elçi barikat başında mıydı?’
Polis provokasyonuna aldırmayan binler Eski Cezaevi Kavşağı’na gelerek burada Elçi anısına saygı duruşunda bulundu. Burada konuşan HDP İlçe Eşbaşkanı Fikret Turgut, devlet eliyle işlenen cinayetlere tepki göstererek, “Elçi barikat başında mıydı? Barikat mı kuruyordu? Elinde silah mı vardı?” diye sorarak Kürt halkı ve temsilcilerinin hedef alınarak katledildiğini ifade etti.
Gever Halk Meclisi Eşbaşkanı Şerafettin Dede ise Kürt halkının bu katliam politikalarına karşı sabrettiğini belirterek, “Katliamcı politikalar asla kazanmadı ve kazanmayacak da. Kürt halkı Önder Apo’ya bağlıdır, onun sözünü bekliyor. Direnerek bekleyeceğiz, sağduyuluyuz” dedi.
Açıklamanın ardından kitle dağıldı.
AĞRI
Ağrı’da 21 Temmuz’da düzenlenen Suruç Katliamı protesto ettikleri gerekçesiyle haklarında soruşturma açılan kamu emekçilerine ilişkin Ağrı Tabib Odası ve KESK bileşenleri basın açıklaması yaptı. Halk Eğitim Merkezi binası önünde yapılan açıklamaya Türk Tabipler Birliği MYK üyesi Hüseyin Demirdizen, HDP Ağrı Milletvekili Dirayet Taşdemir, Yazar Latife Tekin ve KESK üyeleri katıldı. Sur ilçesinde Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin katledilmesine değinerek sözlerine başlayan TTB MYK üyesi Demirdizen, Elçi’ye sıkılan kurşunun aynı zamanda barış ve emeğe sıkıldığını belirtti. Açıklanmayan her katliamın karanlık gölgesinin iktidarın üzerinde dolaşmaya devam edeceğini söyleyen Demirdizen, “Kurulan hükümet bu olay ile ilgili gerçek katilleri bulup kamuoyuna açıklaması gerekir. İktidar barıştan korkuyor” dedi.
ANTAKYA
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin katledilmesi Antakya’da toplanan Çukurova bölge baroları tarafından protesto edildi. Antakya ilçesi Künefeciler bölgesinde yapılan açıklamada Hatay, Adana, Mersin, Antep baro başkanları ile Türkiye Barolar Birliği Genel Başkan Yardımcısı katıldı.
‘Elçi hedef gösterildi’
Hatay Baro Başkanı Ekrem Dönmez, Elçi’nin güvenliği sağlanmış bir toplantıda katledildiğini belirterek, “PKK terör örgütü değildir” ifadelerini kullandığı için hedef haline geldiğini söyledi. Dönmez, “Bizler ezilenlerin yanında yanlışların karşısında olmaya devam edeceğiz” dedi. Saldırıda sorumluluğu olanların herkesçe bildiğini belirten Dönmez, “Kimse sorumluluktan kaçamaz” dedi.
‘Bırakın ülke huzura kavuşsun’
Mersin Baro Başkanı Alpay Antmen, Türkiye’de yüzde 50 oy alarak iktidar olduğunu ifade eden bir partinin Türkiye’yi yönetemediğini belirterek, “Fırat’ın kenarındaki bir kuzunun hesabını vereceğini söyleyenler, şehrin göbeğinde bir insanın katledilmesine engel olamamışlardır. İstediğiniz oyu aldınız bırakın artık ülke huzura kavuşsun. Hangimizin can güvenliği var artık. Yazıklar olsun” diye konuştu.
‘Yeşil hala sokakta’
Antep Baro Başkanı Bektaş Şarklı, Türkiye’de adalete güvenin kalmadığını belirterek, “Türkiye’de ‘Yeşiller’ hala sokaklarda geziyor. Sorumlular ortaya çıkarılmadıkça bu saldırılar devam edecek. Ancak biz avukatlar olarak susmadık ve susmayacağız” ifadesinde bulundu.
‘Hukuk devleti yerine polis devletinin sonucudur’
Adana Baro Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık, katliamın sorumlusunun hukuk devletini değil polis devletini savunanlar olduğunu belirtti. Elçi’nin bir televizyon programında düşüncesini ifade ettiği için hedef gösterildiğinin hatırlatan Çıtırık, “Ne yazık ki hukukçular bile günlerce meslektaşımızın ifadelerini tartışarak, ifadelerini düşünce ve fikir özgürlüğü olarak değerlendirmemiştir” dedi.
‘Saldırganlar cevaplarını alacaktır’
En son konuşan Türkiye Barolar Birliği Genel Başkan Yardımcısı Kaya Yelek ise Elçi’ye sıkılan kurşunun tüm avukatlara sıkıldığını belirtti. İktidarın çatışmacı politikalar izlediğini belirten Yelek, sorumluların bir an önce ortaya çıkarılmasını istedi.
Yelek, Elçi’nin Diyarbakır’da devlet saldırıları sonucu tahrip edilen tarihi miraslara ilişkin açıklama sırasında vurulmasının da bilinçli seçildiğini belirterek, saldırının arkasındakilerin başta bölge halkı olmak üzere toplumun tüm kesimlerine mesaj verdiğini dile getirdi.
İZMİR
Diyarbakır’da katledilen Tahir Elçi için Alsancak Sevinç Pastanesi önünde açıklama gerçekleştirildi. Açıklamanın ardından İzmir Barosu önüne yürünerek eylem sürdürüldü. “Katil devlet hesap verecek”, “Tahir Elçi ölümsüzdür” sloganlarının atıldığı eylem, Baro önünde ÇHD ve ÖHD açıklamalarıyla son buldu.
ÇANAKKALE
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Çanakkale Şubesi’nin çağrısıyla Gestaş İskelesi Meydanı’nda bir araya gelen basın emekçileri, sivil toplum kuruluşları ve gençlik örgütleri, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin katledilmesini ve gazeteci Can Dündar ile Erdem Gül’ün tutuklanmasını protesto etti. ÇGD Çanakkale Şubesi adına konuşma yapan Çanakkale Olay Gazetesi Başyazarı Sermet Atadinç, Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin devletin kontra güçleri tarafından kasıtlı bir şekilde öldürüldüğünü belirterek, “İnsanlar sokak ortalarında katlediliyor. Özgür olmayan bir toplumda devletin kontra güçleri Elçi’yi katletti. Diktatörlük uygulamalarına karşı susmayacağız, sokaklara çıkacağız, bağıracağız, gerçekleri yazmaya devam edeceğiz” dedi.
URFA
Urfa İl Demokrasi Platformu, da Elçi’nin katledilmesine ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. Ahmet Bahçıvan İş Merkezi’nde yapılan açıklamaya DBP ile HDP İl ve ilçe örgütleri, Barış Anneleri Meclisi, İHD, HRÜ-DEMYÖM, KJA, KESK ve yüzlerce kişi katıldı. Açıklama öncesi Elçi için bir dakikalık saygı duruşunda bulundu. Açıklamayı yapan İHD Urfa Şube Eşbaşkanı Nalan Durdu, “Hiçbir ölüme alışmayacağız, hiçbir baskıyı kabul etmeyeceğiz” dedi.
ANTEP
Antep’te de Antep Emek ve Demokrasi Güçleri, Tahir Elçi’nin katledilmesini protesto etmek için Yeşil Su Parkı’nda açıklama gerçekleştirdi. Açıklamaya DBP ile HDP il örgütleri, KESK, MKM çalışanları, İHD’nin yanı sıra yüzlerce yurttaş katıldı. Protesto açıklamasında yurttaşlar, “Barışın ELÇİ’sini devlet öldürdü” dövizleri taşıdı.
ŞIRNAK
Saldırıyı protesto etmek için Şırnak Valiliği önünde bir araya gelen Roboskili Aileler adına açıklama yapan Veli Encü, “Bugün sabah saatlerinde Diyarbakır da Diyarbakır Baro başkanı Tahir Elçi’nin de aralarında bulunduğu gruba açılan ateş Kürt halkına yapılmıştır” dedi. Açılan ateş sonucu hayatını kaybeden Tahir elçinin Roboski katliamınada da avukatlık yaptığını söyleyen Veli, “Tahir Elçi Kuşkonar’dan Roboski’ye ve onlarca faili meçhul cinayetlerin mağdurlarına Avukatlık etmiş değerli bir hukukçuydu. Roboski aileleri olarak bu alçak saldırıdan ötürü öfke ve üzüntümüzü dile getiriyoruz. Başta Kürt halkına, ailesine, sevenlerine ve meslektaşlarına sabır diliyoruz” diye belirtti. Devletin Roboski katliamını unutturmaya ve ciddiyetsiz bir tavır takındıklarını belirten Veli, “Ne yazık ki bugün halen Roboski katliamının unutturulmaya ve ciddiyetsiz bir noktaya çekilmeye çalışıldığı bir günle sizlerle beraberiz. Üzerinden 1430 gün ve 47 ay geçmiş olmasına rağmen katliamın belli olan failleri ortaya çıkarılmadığı gibi, gerek yaşamını yitiren kardeşlerimiz evlatlarımız adına ve adalet ve hukuk adına bu durumdan utancımızı ve büyük üzüntümüzü dile getirmek istiyoruz ” dedi
.
ELAZIĞ
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin katledilmesinin ardından KESK Elazığ Şubeler Platformu sendika merkezinde basın açıklaması yaptı.
Dönem Sözcüsü Kenan Korkmaz açıklamada şunlara değindi. “Türkiye’nin yıllardır kanayan yarası olan ve 40 bini aşkın insanımızın yaşamına mal olan Kürt sorununun, barışçı yollarla çözülmesini, halkların kardeşçe bir arada yaşamasını istemeyenler katliamlarına bir yenisini daha ekledi” diyen Korkmaz “Elçi bir televizyon programında ifade ettiği görüşler yüzünden bir süredir hem iktidar hem de ırkçı çevreler tarafından tehdit ediliyordu” dedi. “KESK olarak, barışın ve kardeşliğin ‘Elçi’sini katledenleri bir kez daha nefretle kınıyoruz” diyen Korkmaz “kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına yıllardır barışa, kardeşliğe, demokrasiye hasret bırakılan bu ülkenin halklarının yanında olmayı sürdüreceğiz” dedi. Korkmaz ayrıca, “Tahir Elçi’nin ailesine ve yakınlarına ve Elçi’yi hedef alan suikastte yaşamını yitiren polis memurunun ailesine ve yakınlarına baş sağlığı tüm yaralılara acil şifalar diliyoruz” dedi.
DİYARBAKIR
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin katledilmesi Ergani Demokrasi Platformu tarafından yapılan yürüyüş ve basın açıklaması ile kınandı. DBP ve HDP Ergani ilçe Eş Başkanları, Ergani Demokrasi Platformu üyeleri, Tahir Elçinin meslektaşları ve çok sayıda yurttaş katıldı. DBP Ergani binası önünde bir araya gelen yüzlerce yurttaş eski hükümet konağı önüne kadar yürüdü. “Tahir elçi unutulmayacak”, “Çeteler zindana atamadı katlettiler”, “Bu ülkede adaleti yok sayanlar hukuku da öldürdüler” yazılı dövizlerin taşındığı eylemde sık sık “Katil devlet hesap verecek”, “PKK halktır halk burada” ve “Tahir elçi ölümsüzdür” sloganları atıldı. Eski hükümet konağı önünde demokrasi ve devrim şehitleri anısına gerçekleştirilen saygı duruşunun ardından kitle adına DBP Ergani ilçe EŞ Başkanı Şehmuz Doku basın açıklamasını okudu. Şehmuz, “Amed baro başkanı Sayın Tahir Elçi, Surda balıkçılar başında bulunan tarihi değerlerin çatışmalarda zarar görmesi sonucu basın açıklaması yaptığı esnada, alçakça bir suikast sonucu infaz edildi. Bu infaz bizi hiç şaşırtmadı. Çünkü daha önce Sayın Tahir elçi bazı medya organları da yaptığı konuşmalarından dolayı bazı kesimler tarafından hedef gösterilmiş ve hatta tutuklaması talebiyle mahkemeye sevk edilmişti. Aslında o gün yaşananlar Sayın Tahir Elçi’nin can güvenliğinin olmadığını bize göstermişti. Bütün ömrünü Türkiye’deki demokrasi, barış ve insan hakları mücadelesine adayan bir insanın böyle bir infazla katledilmesi aslında Türkiye’nin demokratikleşmesine ve barışına yapılan bir suikasttır” dedi.
Açıklamanın ardından 5 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi.
Dtk: tahir elçi şahsında bir arada yaşama umudu katledildi
Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin katledilmesi ile ilgili yazılı açıklama yaptı. Tahir Elçi’nin her dönemde olduğu gibi bu dönemdeki kirli savaşta da tarihin, kültürün, sanatın tahrip edilmesine karşı yaptığı basın açıklaması sonrası düzenlenen suikast ile katledildiği belirtilen açıklamada, Tahir Elçi’nin “PKK terör örgütü değildir” söyleminden sonra siyasi linçe tabi tutulduğu ifade edildi. Tahir Elçi şahsında hukuk, adalet, insan hakları ve en önemlisi bir arada yaşama umudunun katledildiği belirtilen açıklamada, “Halkımıza yönelik katliamcı uygulamalara karşı Kürdistan’ın tüm illerinde başlatılan topyekûn savaşa karşı kendi savunmalarını almaya, alanlarında demokratik tepkilerini direnerek göstermeye ve tüm halkımızı yarın gerçekleştirilecek olan cenaze törenine katılmaya çağırıyoruz.”
BATMAN
Batman Demokrasi Platformu, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin devlet güçleri tarafından katledilmesini kınamak amacıyla basın açıklaması düzenledi. Yılmaz Güney Sineması önünde yapılan basın açıklamasına binlerce kişi katıldı. Kitle “Tahir Elçi’yi katledenler onu alçakça hedef gösterenlerdir, Katili tanıyoruz” pankartı açarak sık sık, “Tahir Elçi ölümsüzdür”, “Katil devlet hesap verecek” sloganlarını attı. Demokrasi mücadelesinde yaşamlarını yitirenler adına yapılan saygı duruşunun ardından konuşan Türkiye Tabipler Birliği Başkanı Zülfikar Cebe, “Tahir Elçi’nin mücadelesini mücadelemizin her alanında yükselteceğiz” derken, Eğitim Sen Batman Şube Eşbaşkanı Aziz Turay ise “Tahir Elçi’yi katledenler onu açıkça hedef gösterenlerdir. Tanıyor ve lanetliyoruz. Tahir Elçi’yi katlederek barış savunucularını ve bizleri susturamaz ve sindiremezsiniz” ifadelerinde bulundu.
Kaynak: DİHA – JINHA, 28 Kasım 2015
Ankara katliamında yitirilenler İzmir’de anıldı
Yapılan açıklamada “Silvan’da yaşanan katliama sessiz kalmayacağız. Bugün Silvan için sessiz eylem yapan yöneticilerimiz gözaltına alındı. Bizler bu saldırılara karşı olmaya devam edeceğiz” ifadeleri kullanıldı.
Eylem Ankara ve Silvan için atılan sloganlarla oturma eylemi olarak sürdürüldü.
Eylem sonrası Ankara katliamının birinci ayında kaybettiğimiz yoldaşlarımızı anmaya geçtik.Katillerden hesap sormak için sokaklardaydık.
Ankara’da yitirdiğimiz yoldaşlarımızın sesi olup onları haykırdık “ANKARA’NIN HESABI SORULACAK!” , “ANKARA’YI UNUTMA,UNUTTURMA!” dedik.
Deniz’e yoldaşlarımız için karanfillerimizi bıraktık.