Ana Sayfa Blog Sayfa 264

Filistin’de siyasi tutsaklar kazandı: Grev askıya alındı, mücadele sürecek

Siyonist Hapishane Otoritesinin, hapishane kolundaki yoldaşlar ile yapılan anlaşma kapsamında bu ay ve gelecek ay için yoldaş Ahmad Saat’ın ailesine birer kez ziyaret izni vereceğini ve iki ay sonra aile ziyareti “güvenlik” yasağının tamamen ve nihai olarak kaldıracağı açıklandı.

Mücadele Sürecek

FHKC Hapishane Kolu ayrıca, Siyonist hapishanelerde, diğer taleplerin elde edilmesi ve hapishanelerde yaşam koşullarının iyileştirilmesi için herkesle koordineli bir şekilde mücadelenin sürdürüleceğinin altını çizdi. Bu bağlamda FHKC Hapishane Kolu tek başına sürdüreceği açlık grevinden vazgeçecek ve Ulusal Tutsak Hareketi dâhilinde yapılacak eylem adımlarına katılacağı bildirildi.

İslami Cihad Hapishane Kolu’da benzer bir açıklama yaparak, Siyonist Hapishane Otoritesi’nin uzaklaştırma kararlarından vazgeçmesi ile varılan anlaşma sonucu grevi durduklarını ve Ulusal Tutsak Hareketi’nin bu aybaşında çıkardığı mücadele takvimine devam edeceğini açıkladı. Kolun kendini feshetme kararından da vazgeçtiği duyuruldu.

Filistin İçin İsrail’e Boykot Girişimi

 

Bir milyon galon atık Colorado nehrine döküldü

ABD Doğayı Koruma Kurumu mürettebatı kullanılmayan bir madende bulunan suyu kirletecek nitelikteki metal ve tortuyu kazara nehre bıraktı. Ekip kullanılmayan altın madenindeki kirlilik konusunda incelemelerde bulunuyordu. Turuncu renkli 1 milyon galon (3,8 milyon litre) tortu ve metal geçtiğimiz Perşembe günü yerel bir nehir sistemine salındı.

Atık su, terkedilmiş Gold King Madeni’nin yanındaki bir bariyerin arkasında tutuluyordu, ancak yanlışlıkla Cement deresine boşaltıldı. Bu derenin San Juan bölgesindeki Animas nehrine aktığı ifade ediliyor.

Olayın gerçekleştiği anda birkaç işçinin de suyu pompalamak ve atık suyu işlemek üzere olay mahallinde olduğu ancak onlara hiçbir şey olmadığı belirtildi.

Colorado’da sağlık çalışanları nehirden su kullanımına son verilmesi ve suyla yapılan her türlü sosyal etkinlikten kirli su temizlenene kadar uzak durulması gerektiği konusunda uyarıda bulundu.

 

 

FEMEN: “Ukrayna genelev değil”

Fenerbahçe – Shakhtar Donetsk maçı sırasında bir prezervatif markasının yayınladığı ‘Ukrayna’da yanınızdayız’ reklamı FEMEN’in tepkisini çekti.

FEMEN Türkiye’den yapılan açıklamada “Dün gece Ukrayna’daki seks turizmiyle ilgili rezil bir reklam Türkiyeli futbol izleyicilerinin televizyon ekranlarında boy gösterdi. Charlie Hebdo bu ataerkilliğin güzel bir karikatürünü çizerdi: Futbol, erkek kitle ve seksist reklam”ifadeleri kullanıldı.

Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi 2. Tur ön eleme maçının yayını sırasında ekrana gelen bir prezervatif markasının reklamı ortalığı karıştırdı. Reklamda ‘Ukrayna’da yanınızdayız’ yazıyordu. Bu reklamın üzerine FEMEN’in lideri Inna Shevchenko bir tepki tweet’i attı. Shevchenko Ukrayna’nın genelev olmadığını, markanın seks turizmini öne çıkardığın ifade etti. Femen Türkiye’nin sosyal medya hesabı üzerinde yapılan açıklamada ise şöyle denildi:

‘Kınamaya çağırıyoruz’

“Ukrayna’daki seks turizmiyle ilgili rezil bir reklam Türkiyeli futbol izleyicilerinin televizyon ekranlarında boy gösterdi. Kadınların “eş” ya da “fahişe” olmaya zorlandığı cinsiyet rollerinin hâlâ çok yaygın olduğu yoksul ve istikrarsızlaştırılmış Ukrayna’ya seks turizmi için istatistiksel olarak en çok giden ülkelerden birinin Türkiye olması, bu kadar büyük bir tanıtımdan sonra hiç de garip durmuyor. Ukrayna’daki seks turizmine karşı uzun bir mücadele yürüten FEMEN, Türkiyeli tüm destekçilerini bu cinsiyetçi reklamı kınamaya çağırıyor.”

‘Hakaret tüm kadınlara’

Femen Türkiye açıklamasında şöyle sürdürdü: “Ukrayna’daki seks turizmi, ekonomik ve sosyal açıdan zayıf milyonlarca kadını mahveden ve varlıklı erkeklerin ceplerini şişiren canavar bir endüstridir. Ukrayna’da da tüm Doğu Avrupa’da olduğu gibi seks turizmi politikacılar ve şirketler tarafından yayılan, erkeklerin kadınları “sahiplendiği,” zevk ya da zenginleşme amaçlı kullandıkları ölümcül bir hastalıktır. Ukraynalı kadınları değil tüm kadınlık tanımını aşağılayan bu reklamdan tiksinti duyuyoruz. Ukrayna bir genelev değildir!”

FEMEN lideri Inna Shevchenko Fenerbahçe maçındaki bu reklama tepki gösterdi ve firmanın kınanmasını istedi.

direnisteyiz.net

 

 

Karayip Halkları Kongresi’nden ABD’ye Küba ablukasını ve Guantanamo işgalini sonlandırma çağrısı

Bu yıl Curaçao Adası’nda 6.sı düzenlenen Kongre’de yayınlanan deklerasyonda ABD Başkanı Barack Obama’dan ABD’nin Küba’ya uyguladığı ekonomik, finansal ve ticari ablukayı bir an önce kaldırması talep edildi.

Bölgedeki 12 ülkeden bir çok farklı konuda örgütlerin temsilcilerinin katıldığı Kongre ayrıca Obama’dan ABD’ye işgal ettiği Guantanamo’yu Küba’ya geri vermesi çağrısında bulunuldu.

Kongre, Fidel Castro ve Hugo Chávez’in katkıları ile on yıl önce Karayip ülkelerinin sosyo-ekonomik gelişimini teşvik etmek üzere başlayan proje kapsamında Küba ve Venezuela tarafından sağlanan maddi ve beşeri kaynakları tanıdığını bildirdi.

Karayip Halklarından Venezuela ile Dayanışma

Kongreye katılanlar ayrıca Venezuela’yı istikrarsızlaştırmak için yapılan her türlü girişime karşı Venezuela’nın yanında olduklarını bir kez daha tekrardı. Bölgede varlığını sürdürmeye çalışan sömürgecilik reddedilirken, emperyalist baskıya ve müdahaleye karşı mücadele vurgusu yapıldı.

Kongrede Puerto Rico’nun bağımsızlığına destek mesajı verilirken, siyasi tutsak Oscar López Rivera’nın özgürlüğü talep edildi.

Katılımcılar ayrıca, ALBA (Latin Amerika için Bolivarcı İttifak), CARICOM (Karayip Topluluğu) ve CELAC (Latin Amerika ve Karayip Devletleri Topluluğu) gibi bölgesel örgütlere olan desteğini de açıkladı.

Venezuela Dayanışma Komitesi

 

Küba, şeker hastaları için umut olmaya devam ediyor

Küba’dan sağlık yetkililerinin yaptığı açıklamada 43 binin üzerinde Kübalının diyabetik gıda enfeksiyonu vakasında ampütasyon riskini düşüren Heberprot-P isimli biyoteknolojik ilaç ile tedavi edildiği belirtildi. Bu yıl içinde şimdiye kadar tedavinin 6  bin 859 Küba vatandaşında başarılı bir şekilde uygulandığı da belirtildi.

Şırınga ile uygulanan ilaç dünya üzerinde tek ve Havana Genetik Mühendisliği ve Biyoteknoloji Merkezi’nde (CIGB) üretilmiş. İlaç ilk olarak 2007 yılında diyabetik ayak ülserine sahip hastaların tedavisi için geliştirilmiş. Yaklaşık iki ay süren tedavide ilk üç hafta ülsere doğrudan ilaç enjekte ediliyor.

Konu hakkında açıklama yapan CIGB araştırmacısı Manuel Raices, Heberprot-P’nin yaygın bir şekilde kullanımının diyabetik ayak ülserine bağlı ampütasyonları yüzde 80’in üzerinde azalttığını ifade etti. Raices, tedavi görenlerin ayak ampütasyonunun beş yıl içinde ortadan kalktığını ve bunun büyük bir başarı olduğunu bildirdi. Uzmanlar 2016 yılına kadar bu tür ampütasyonların oluşumunu daha da azaltmayı hedeflediklerini belirtiyor.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’ya göre dünya çapında yaklaşık  347 milyon diyabetli insan bulunuyor. WHO’nun  tahminlerine göre 2030 yılı itibari ile diyabet önde gelen yedi ölüm sebebi içinde olacak.

direnisteyiz.net

 

FHKC’den Lays el-Halidi açıklaması: “Hiçbir ses direniş sesinin üstünü örtemez!”

FHKC Genel Sekreter Yardımcısı Abu Ahmad Fuad, 18 aylık Devabşe’nin intikamını almak için işgal ordusuyla yaşanan çatışmada şehit düşen Lays el-Halidi için açıklama yaptı.

FHKC’nin mesajı şu şekilde:

“Filistin Halk Kurtuluş Cephesi Genel Sekreter Yardımcısı Abu Ahmad Fuad, Genel Sekreteri Ahmad Saadat ve tüm kadro ve yoldaşları adına, yoldaşı, Calazon mülteci kampının çocuğu Lays el-Halidi’nin ağır yasını tutuyor. Yoldaşımız Fadıl el-Halidi’in oğlu 01.8.2015 Cumartesi sabahında Atara kontrol noktasının yanında, Siyonistlerin Nablus’ta yakarak öldürdüğü 18 aylık Devabşe’nin intikamını almak için işgal ordusuyla yaşanan çatışmada şehit düştü.

Cephe, yoldaşlarının kanının yerde kalmayacağına söz veriyor. Şehitlere şan, tutsaklara özgürlük, yaralılara şifa. Zafer bizimdir.

Hiçbir ses direniş sesinin üstünü örtemez!”

direnisteyiz.net

 

 

Bağımsızlık isteyen Katalonya erken eçime gidiyor

27 Eylül’de erken seçime gitme kararı alan Katalonya Yönetimi lideri Artur Mas bağımsızlık tartışmasını yeniden ülke gündemine taşıdı.

Katalonya’nın normal şartlar altında olmadığını savunan Mas, “Ülkenin büyük çoğunluğu haklarını demokratik ve barışçıl bir şekilde kullanmak istiyor ama her seferinde reddediliyor ve müzakerelerle diyalog yolları yüzüne kapanıyor. Bu bizim sıra dışı kararlar almamız gerektiği anlamına geliyor” dedi.

Bağımsızlık yanlıları, seçimlerden alınacak bir zaferin Katalonya’nın İspanya’dan ayrılmasının yolunu açacağını düşünüyor, Madrid yönetimi ise bunu anayasaya aykırı buluyor.

İspanya Başbakan Yardımcısı Soraya Santamaria, Mas’ı eleştirerek, “Katalonya Cumhurbaşkanı Artur Mas’a anayasaya saygı duyması ve bağımsız kalması çağrısında bulunuyorum. Katalan halkına saygı duymalı. Katalan Cumhurbaşkanı sadece parlamentoyu feshedip erken seçim kararı alabilir. Sadece bunu yapabilir ne daha azı ne daha fazlası.”

Bu arada bağımsızlık yanlısı partiler seçimlerde oyların dağılmaması için ortak aday listesi çıkardı.

Geçen yıl yapılan referandumda sandığa giden Katalanların yüzde 80’i bağımsızlık yanlısı oy kullanmıştı. Madrid hükümeti, katılımın yüzde 40’larda kaldığı referandumu anayasaya aykırı bulmuştu.

 direnisteyiz.net

 

Savaş tetikçilerinden İngiltere, savaş mağdurlarına ev kiralayanları hapse atmaya hazırlanıyor

Tasarı aşamasındaki düzenlemeler hayata geçerse, oturma izni olmayan göçmenlere ev kiralayanlar hapis cezasına çarptırılabilecek. Oturma ve çalışma izni olmayan göçmenlerin kazandıkları paralara el konulması da tasarı içinde yer alıyor.

Sonbaharda meclis gündemine getirilmesi beklenen tasarı, İngiltere’nin de sebep olduğu içsavaş ve savaşlardan kaçarak hayatta kalma mücadelesi veren göçmenleri hedef alıyor.

Paralarına El Konulacak

Şu ana kadar İngiltere’de geçerli bir oturum iznine sahip olmayan göçmenlere ev kiralayanlar sadece para cezası ile cezalandırılıyordu. Clark, evlerini kiralamak isteyenlerin, kiracı adaylarının İngiltere’deki oturum durumu hakkında bilgi edinmesi gerektiğini ifade etti. Öte yandan, İngiltere’de oturma ve çalışma izni olmayan göçmenlerin çalıştıkları işlerden kazandıkları ücretlere el konulması da gündeme gelen önerilerden biri.

Son aylarda, yüzlerce sığınmacının ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Fransa’nın Calais kentindeki Manş Tüneli’ni aşarak İngiltere’ye geçmeye çalıştığı biliniyor. Fransız AFP ajansında yer alan habere göre geçtiğimiz pazar gecesi polis bin 700 dolayında sığınmacının Manş Tüneli’ni aşmasına engel olduğu bildiriliyor.

Öte yandan geçtiğimiz ay çocuk haklarıyla ilgili uluslararası çalışmalar yürüten “Save the Children” adlı uluslararası kuruluş, İngiltere’nin kapılarını refakatsiz çocuk göçmenler ile binlerce Suriyeliye açması için hükümete çağrıda bulunmuştu.

Büyük çoğunluğu Suriye’deki içsavaştan kaçan göçmelerden 200’den azının ‘Korunmasız Kişileri Yeniden Yerleştirme’ programı çerçevesinde ülkeye resmi olarak kabul edildiğini belirten Save the Children,”Bizler binlerce Suriyelinin ülkeye alınmasını bekliyoruz.” çağrısı yapmıştı.

Öte yandan, İngiltere’nin 2014 yılının başında Suriyeli mültecilere kapılarını açacağını duyurmuş olmasına karşın, göçmenlerin Avrupa Birliği ülkeleri arasında eşit dağılımının AB gündemine gelmesi üzerine Mayıs ayında İngiltere İçişleri Bakanı Theresa Maya bu öneriye karşı çıkmış, bunun göçmenlerin tehlikeli yolculuğuna teşvik olacağını iddia etmişti.

direnisteyiz.net

 

 

Libya açıklarında 700 göçmen taşıyan gemi battı

Akdeniz’de Libya açıklarında, göçmenleri taşıyan tekne ‘imdat çağrısı’ gönderdi. Çağrının ardından bölgeye bir geminin geldiğini gören göçmenlerin aynı noktaya ulaşmasının ardından tekne alabora oldu. Yetkililer yaklaşık 100 göçmenin sağ olarak kurtarıldığını, kalanlar için ise arama kurtarma çalışmalarının sürdüğünü kaydederken, görgü tanıkları çok sayıda göçmenin hayatını kaybettiğini belirtiyor.

Sınır Tanımayan Doktorlar örgütü ‘Onur’ adlı kurtarma gemisinin göçmenleri taşıyan teknenin battığı bölgeye gittiğini, üç kurtarma gemisinin daha kurtarma çalışmalarına katılacağını açıkladı. Kurtarma çalışmalarına İtalyan ordusuna ait bir helikopter ve İrlanda donanmasına ait bir gemi de destek veriyor.

Nisan ayında bir göçmen gemisi Libya açıklarında alabora olmuş kazada yaklaşık 850 kişi hayatını kaybetmişti. Uluslararası Göç Örgütü’nün rakamlarına göre, 2015 yılında Akdeniz’i geçmek isteyen 2000’den fazla göçmen yaşamını yitirdi.

Libya açıklarında ağustos başında yine bir balıkçı teknesinin alabora olmasıyla 200’den fazla kişi bulunamamış ve nisan ayında bir teknenin alabora olması sonucunda 800 civarında göçmen hayatını kaybetmişti.

direnisteyiz.net

 

 

Akdeniz yine katliamın adresi: 2 tekne battı. İçinde en az 500 göçmen var!

Libya’nın Zuvara kenti açıklarında, yaklaşık 500 göçmeni taşıyan iki tekne battı.

Perşembe sabahı yardım sinyali gönderen ilk teknede yaklaşık 50, ikinci tekneden ise yaklaşık 400 göçmenin bulunduğu belirtiliyor.

Libya Sahil Güvenlik görevlileri ikinci tekne için kurtarma çalışmalarını sürdürüldüğünü belirtti, ancak teknedeki göçmenlerin büyük bölümünün öldüğünden endişe ediliyor.

BBC, Libya’nın başkenti Trablus’taki bir hastaneye şu ana kadar 100’den fazla cesedin getirildiğini, 20 civarında kişinin ise sağ kurtarıldığını belirtti.

Birleşmiş Milletler (BM) 2015’te deniz yoluyla Avrupa’ya varmaya çalışan 2400 göçmenin öldüğünü açıkladı.