Ana Sayfa Blog Sayfa 272

Cumhurbaşkanına ‘gerizekâlı’ demek ifade özgürlüğüdür

Hürriyet’ten Mesut Hasan Benli’nin haberine göre, AİHM’nin kararı, gazeteci-yazar Bekir Coşkun’un Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hakaret suçundan yargılandığı davada da emsal karar olarak mahkemeye sunuldu.

Dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, dava dosyasına göre, Şubat 2008’de Paris Tarım Fuarı’nı ziyaretinde, elini sıkmayan çiftçiye “Defol git, geri zekâlı” dedi. Bu olayın ardından Sarkozy’nin Ağustos 2008 tarihli Laval kenti ziyareti sırasında bu kez Fransa vatandaşı Hervé Eon, ‘Defol git, geri zekâlı’ pankartı açtı. Hakkında ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ suçundan dava açılan Eon, 30 Euro para cezasına çarptırıldı. Üst mahkeme de kararı onadı. Eon, cezayla ifade özgürlüğünün ihlal edildiği gerekçesiyle AİHM’de dava açtı.

‘Hicvetti’

Fransa hükümeti, AİHM’de, “Mahkeme siyasetçi eleştirilerinin daha fazla hoşgörüyle karşılanması gerektiğini kabul etme eğiliminde olsa bile, hedeflenen kişinin devlet başkanı olduğu ve söz konusu eleştirinin, hakaret edici nitelikte olduğu durumlarda bu kuralın zorunlu olarak daha hassasiyetle uygulanması gerekmektedir. Örnek olarak İspanya, Hollanda, Polonya ve Türk yasalarında aynı düzenleme bulunmaktadır” savunması yaptı. Ancak AİHM, Eon’a verilen cezayla ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine oy çokluğuyla karar verdi. Fransız vatandaşın, açtığı pankartta Sarkozy’nin tartışılan ifadelerini hicvettiği tespiti yapıldı. AİHM’nin bu kararı, gazeteci-yazar Bekir Coşkun’un Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret suçundan yargılandığı davada da mahkemeye emsal karar olarak sunuldu. 7 Kasım 2014 tarihli ‘Saray Var Vezir Eder, Saray Var Rezil Eder’ başlıklı yazısındaki ifadeleri nedeniyle Bekir Coşkun’a dava açılmıştı.

Kaynak: direnisteyiz.net

HSBC binlerce kişiyi işten atmaya hazırlanıyor

Merkezi Köln’de bulunan Ford Avrupa İşçi Temsilciliği adına gönderilen ve temsilcilik başkanı Martin Henning imzasını taşıyan mektupta, Ford Otosan işçilerinin yeterli ücret taleplerini reddetmenin gayri insanı ve gayri ahlaki olduğuna dikkat çekildi.

“Ford Avrupa Yönetimi Ford Otosan’ı İkna Etsin”

Evrensel’in haberine göre, Ford Otosan yönetiminin bir kerelik tazminatla sorunu geçiştirmek istemesini de eleştiren Ford Avrupa İşçi Temsilciliği, direnen işçilerin ücret konusundaki isteklerinin yerine getirilmesinin Avrupa genelinde geçerli olan üretim standartlarının da bir gereği olduğunu vurguladı. Direniş nedeniyle bazı işçilerin işten atılmakla tehdit edilmesinin de kabul edilemez olduğunu söyleyen Ford Avrupa İşi Temsilciliğinin mektubunda, Ford Avrupa yönetiminin en kısa zamanda harekete geçerek Ford Otosan yönetimini ikna etmesi isteniyor ve konunun takipçisi olunacağı da yer alıyor.

Köln Ford’da Sendika Temsilcilerinden Dayanışma Mesajı

Ford Otosan işçileriyle ilgili bir dayanışma da Köln’deki Ford fabrikasından geldi. Yaklaşık 18 bin işçinin çalıştığı fabrikada IG Metall Köln Ford Sendika Temsilciliği adına B. Gruschka tarafından yapılan açıklamada, Ford Otosan işçilerinin haklı taleplerinin yanında oldukları, Ford Otosan yönetiminin bu talepleri kabul etmesi gerektiği belirtildi. Köln Ford İşçi Temsilcilerinden Ali Çiçek de, Türkiye’de Ford ve diğer metal işletmelerindeki işçi eylemlerini yakından izlediklerini belirterek, işçilerin haklı talepleri için verdikleri mücadelenin başarıya ulaşmasını diledi.

Bremen Çelik İşçileri de Dayanışma Mesajı Verdi

Türkiye’deki metal işçilerinin direnişine bir destek de Bremenli çelik işçilerinden geldi. Bremen’deki Arcelor Mittal çelik işletmesinde 25 kadar sendika temsilcisinin imza attığı dayanışma mesajında, Türkiye’deki metal işçilerinin yalnız olmadığı belirtildi ve başlattıkları direnişe başarı dileklerinde bulunuldu.

Kaynak: direnisteyiz.net

İran ve 5+1’in nükleer görüşmelerinden anlaşma çıktı: Taraflardan umut, İsrail’den hata vurgusu

İran ve P5+1 ülkeleri arasında uzun bir süredir devam eden ambargo ve müzakerelerin sonunda, 2 Nisan günü İsviçre’nin Lozan kentinde çizilen uzlaşma çerçevesinde mutabık kalındığı bildirildi. Anlaşma ambargo ve yaptırımların kaldırılması için yeni bir adım olarak görülüyor.

Anlaşmada Neler Var

Anlaşmaya göre BM silah ambargosu 5 yıl daha yürürlükte kalacak. Füze yaptırımları ise 8 yıl daha kaldırılmayacak. BM müfettişleri, haklı gerekçeler gösterme koşuluyla İran’da askeri tesislere girebilecek, denetleme hakkı İran’da olacak. İran anlaşmaya uymazsa yaptırımlar 65 gün içerisinde tekrar yürürlüğe girecek.

Anlaşmayla birlikte BMGK’nın uyguladığı ticari yaptırımlar ile nükleer enerji alanında faaliyet gösteren özel ve tüzel kişilerin seyahat yasağı kalkacak. ABD ve AB’nin yaptırımlarının kaldırılmasının yolu, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) olumlu raporundan sonra açılacak.

İran, gelecek 10 yıl boyunca nükleer AR-GE çalışmalarına devam edebilecek ancak 15 yıl boyunca elindeki uranyumu kritik seviye olan yüzde 3,67’nin üzerinde zenginleştiremeyecek.

Çalışır durumdaki santrifüj sayısını üçte iki oranında azaltarak 6 bin civarına indirecek ancak bunların sadece 5 binini zenginleştirme işleminde kullanabilecek.

Zenginleştirme işleminde sadece düşük verimli eski nesil santrifüjleri kullanılacak. Santrifüjlerle ilgili araştırmalar da denetime tabi tutulacak.

İran gelecek 15 yıl süresince yeni uranyum zenginleştirme tesisi ya da ağır su reaktörü inşa edemeyecek. Süreci UAEA denetleyecek.

İran 10 bin kilogram olan zenginleştirilmiş uranyum stokunu 300 kilograma indirerek 15 yıl süreyle bu miktarda tutacak.

Fordo nükleer tesisinde 15 yıl süreyle santrifüj ve fisil madde bulunduramayacak olan İran bilimsel deney yapabilecek. Arak ağır su reaktörü UAEA denetçileri nezaretinde hafif su reaktörüne çevrilecek.

Açıklamalarda ‘Umut’ Vurgusu

İran Devlet Başkanı Hasan Ruhani resmi twitter hesabından yaptığı bir paylaşımda”bu gereksiz krizin çözülmesinin yeni ufuklar açtığını” ifadelerini kullandı. İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’in ise “Bunun tarihi bir an olduğuna inanıyorum. Bu hepimiz için önemli bir gelişme. Kapsamlı olmasa da olabilecek en iyi anlaşma bu. Bugün umudun sonu olabilirdi, ancak yeni bir umut faslı başlatıyoruz.” dediği bildirildi.

İran nükleer programının başındaki isim Ali Ekber Salihi ise, anlaşma sonrası yaptığı açıklamada “İran’ın Parçin askeri üssü konusunda ‘kırmızı çizgilerine’ saygı gösterildiğini” vurguladı.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Mogherini ise yaptığı açıklamada, “Anlaşma silah programından daha fazlası. Bu karar uluslararası ilişkilerde yeni bir sayfa açabilir. Bu tüm dünya için bir umut işareti” ifadesini kullandı. Mogherini ve Zarif tarafından yapılan ortak basın açıklamasında anlaşmanın dengeleri gözeten ve tüm tarafların çıkarlarına uygun bir şekilde dizayn edildiği belirtildi. Açıklamada bunun sadece bir anlaşma değil iyi bir anlaşma olduğu da vurgulandı.

13-14 Haziran tarihlerinde yapılan BRICS zirvesinde de IŞİD ile savaşmak için İran’a uygulanan ambargonun kaldırılması gerektiğinin altı çizilmişti.

Netanyahu: “Tarihi Bir Hata”

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu yaptığı ilk açıklamada anlaşmayı tarihi bir hata olarak değerlendirdi. “İran’ın nükleer hırslarını engellemek için elinden geleni yapacağını” ifade eden Netanyahu, “”İran nükleer silah yoluna koyuldu. Hedefine ulaşmasına engel olan birçok yaptırım kaldırıldı” dedi.

İran’ın yaptırımların kaldırılmasıyla yüklü miktarda para kazanacağını belirten Netanyahu, bu sayede “bölgede ve dünyada terör ve saldırganlığa devam edeceğini” savundu ve bunu “tarihsel boyutları olan kötü bir hata” olarak değerlendirdi.

Obama: Başka Bir Yöntem Yok

Varılan anlaşma ile ilgili açıklama yapan ABD Devlet Başkanı Barack Obama, bu anlaşmanın güven üzerine değil tetkik üzerine kurulu olduğunu ifade etti. Anlaşmanın ABD önderlik geleneğini yeniden gösterdiğini söyleyen Obama, bu anlaşmanın ABD diplomasisinin ‘gerçek ve anlamlı’ değişimler getirebileceğini gösterdiğini belirtti. Bu anlaşmanın olmaması durumunda İran’ın herhangi bir baskıyla vazgeçeceğini düşünmediğini belirten Obama; ambargonun devamını ve silah kullanarak İran’ın durdurulmasını isteyenleri de eleştirdi. Obama, bir çok ülkede, bir çok durumda güç kullanmak ‘durumunda kaldıklarını’ ifade ederken, şu an ulusal güvenlik çıkarları doğrultusunda, İran’ın nükleer silah geliştirmesinin engellenmesi gerektiğine inandığını ifade etti. Anlaşma dışında uzun süreli, kalıcı bir çözüm olmadığını belirten Obama, İran anlaşmasını engelleyecek herhangi kanunu veto edeceğini belirtti. Konuşmasında anlaşmadan başka bir çözüm olmadığını sık sık belirten Obama “Nükleer silahlar ile silahlanmış bir İran daha fazla istikrar bozucu olur ve dostlarımıza ve tüm dünya için daha tehlikeli olur. Herhangi bir anlaşmanın olmaması Ortadoğu’da daha fazla savaş olma olasılığını arttıracaktır” dedi.

Kaynak: direnisteyiz.net

Netanyahu: BDS Hareketi İsrail’in varlığını tehdit ediyor

Partisinin kabine toplantısında konuşan Neyanyahu, işgal ederek yerleştikleri toprakları kastederek, uluslararası boykot hareketinin yaşam haklarını elinden almayı amaçladığını ifade etti. İsrail’i boykot eden uluslararası hareketin, rejimi ve varlığının meşruiyetini karalama amacında olduğunu söyledi.

Uluslararası alanda hak mücadelesi veren kurumların insan hakları İsrail’in ihlalleri konusunda protestoları devam ederken;  Netahyahu, İsrail’in uluslararası kamuoyu tarafından yoğun bir şekilde dışlandığını ifade etti. Netanyahu ayrıca, İsrail rejiminin “dünyadaki tüm kötülüklerin merkezi” olduğu düşüncesini kabul etmediklerini söyledi.

Boykot, Tecrit, Yaptırım (BDS) Hareketi, İsrail işgalini ve Filistin topraklarının bölgenin sömürülmesini sonlandırmak amacıyla ekonomik ve siyasi baskı unsurlarını kullanan uluslararası bir kampanyadır.

Kampanya, Temmuz 2005’te 171 Filistin kurumu tarafından, İsrail’in uluslararası hukuk altında sorumluluklarını yerine getirene kadar çeşitli şekillerde boykot düzenlemek amacıyla başlatılmıştı.

Kaynak: direnisteyiz.net

İsrail Filistin’in bine yakın ağacını katletti

Independent’ın haberine göre, İsrail ’in, Batı Şeria’da Filistinli çiftçilere ait yaklaşık 1000 zeytin ve badem ağacını, “yasa dışı olarak devlet arazisinde oldukları” gerekçesiyle kestiği açıklandı. Olayın ardından açıklama yapan Filistinli yetkililer, İsrail’i savaş suçu işlemekle suçladı. Arazilerinin talan edildiğini gören çiftçiler, büyük üzüntü yaşadı. Çiftçilerden biri olan ve 800 ağacının İsrail tarafından yok edildiğini söyleyen Sabri Manasra, “Bana hiçbir şey bırakmamışlar” dedi ve ekledi, “Bu zararı kimse unutmayacak, çocuklarım da unutmayacak, onların çocukları da. Bu bizim kalbimize zarar vermek. İnsanların nasıl böyle bir şey yapabildiğini anlamıyorum.”

İsrailli yetkililer ise tepkiler üzerine yaptıkları açıklamada, arazide yapılan operasyonun “kanunun uygulanması” olduğunu söyledi. Independent’a konuşan İsrail Savunma Bakanlığı’ndan yetkililer, “Wadi Fukin’deki devlet arazisine yasa dışı dikilen yaklaşık 1000 zeytin ağacı yok edildi. Operasyon hukuki süreçten sonra yapıldı” dedi.

Kaynak: direnisteyiz.net

Golan’da halk İsrail ambulanslarının Nusralıları hastaneye taşımasını engelledi

Suveyda günlerce Nusra cephesinin kuşatması altında kalırken, Velid Canbolad’ın çağrısına uymayan Durziler ordu saflarında savaşmaya devam ediyor.

Ayrıca 16 Haziran gece saatlerinde Durziler’in yoğun olarak yaşadığı ve İsrail işgali altında bulunan Golan tepelerinde, halk İsrail ambulanslarını durdurup yolu kapatarak Nusra militanlarının hastaneye taşınmasını engelledi.

Yaklaşık bir yıl önce kurulan Golan Kurtuluş Cephesi’nin sınırda ve Golan’da bir direniş örgütleme hedefinde olduğu bilinirken, Nusra çetelerinin tedavi edildiği hastanenin Hizbullah savaşçıları tarafından vuruldugu iddia edildi.

Kaynak: direnisteyiz.net

Kuveyt’te düzenlenen intihar saldırısında en az 24 ölü

Kuveyt’te Cuma namazı sırasında Şiilere ait İmam Sadık Camisi’nde düzenlenen intihar saldırısında ölenlerin sayısının 24’e yükseldiği bildirildi. 50 kişinin ise yaralandığı ve hastanelere kaldırıldığı belirtildi.

CNN’in haberine göre saldırıyı IŞİD üstlendi.

Cuma günü Tunus ve Fransaya da saldırılar düzenlenmiş; Tunus’ta en az 27 kişi katledilirken Fransa’da bir kişi öldürülmüştü.

Kaynak: direnisteyiz.net

Suudi savaş uçakları Yemenli 279 çocuğu öldürdü, 402 çocuğu yaraladı

Örgütün Yemen’deki temsilcisi Julian Harneis yayınladığı deklarasyonda Suudi bombardımanları sonucunda Yemenli 279 çocuğun yaşamını yitirdiğini, 402 çocuğun da yaralandığını açıkladı. Deklarasyonda yaralı çocukların bir kısmının ağır olduğu, bir kısmının da ömür boyu engelli kalacaklarına da işaret edildi.

İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinin resmi sözcüsü Rupert Colville ise, 11 ila 15 Haziran tarihleri arasında Suudi bombardımanları sonucunda aralarında 18 çocuk ve 11 kadının bulunduğu, 50 sivil insanın öldüğünü, yine aralarında 20 çocuk ve 20 kadının bulunduğu yüzden fazla sivilin de yaralandığını açıkladı.

Sözcü Suudi Krallığı ve müttefiklerinin 26 Marttan itibaren Yemen’e karşı başlattığı savaşın toplam bilançosunun aralarında 2010 kadının bulunduğu 1412 ölü, 3423 yaralı olduğunu ilan etti.

Kaynak: Suriye Enformasyon

Irak’ta intihar saldırısı: 16 ölü, 35 yaralı

DHA’nın haberine göre, intihar saldırısı, El Neda aşireti şeyhi Mutlak Turki El İleyvi’nin evini hedef aldı. Şeyh Mutlak Turki El İleyvi, kimliği belirsiz silahlı kişiler tarafından kaçırılmıştı. Kaçırılan aşiret şeyhinin evinde bir araya gelen Diyale’deki aşiret temsilcileri şeyh Mutlak Turki’nin kaçırılma olayını görüşüyordu.

DHA’ya konuşan görgü tanıkları vatandaşlar ve güvenlik güçleri mensupları, aşiret temsilcilerinin hedef alındığı saldırı sonucu 16 kişinin öldüğünü ve 35 kişinin de yaralandığını söyledi.İntihar saldırısı üzerine hedef alınan evde ağır hasar meydana geldi ve çok sayıda araç hasar gördü.

Kaynak: direnisteyiz.net

Suriye ordusu ve Hizbullah Zabadani’de cihatçıların yolunu kesti

Suriye ordusu ve Hizbullah’ın Şam kırsalında yer alan Zabadani’yi temizleme operasyonu sürüyor. Operasyonda cihatçılara ait ikmal yolunun kesildiği bildirildi. Zabadani’nin batısında kalan Ja’amiyat bölgesinin kontrolü de Ordu ve Hizbullah’a geçti.

Suriye uçakları ile topçu birlikleri cihatçılara ait mevzileri yoğun ateş altına alırken, Hizbullah güçleri de Zabadani’nin batısındaki Koko kalesini ele geçirdi. Zabadani’nin kuzeyindeki ana yolu kontrol altına alarak silahlı grupların bağlantısının kesildiği aktarıldı.

Hizbullah’a yakınlığıyla bilinen El Menar televizyonu muhabiri Haşim es Seyyid, “Zabadani, Suriye ordusu ve direniş mücahitleri açısından Lübnan Suriye sınırının güvenliğinin sağlanması ve militanlarının geçişlerinin önlenmesi açısından yeni bir başlangıç noktası konumunda” bilgisini paylaştı.

Nusra’nın Tek ve Son Üssü

Zabadani, Kalamun eteklerindeki Nusra’nın tek ve son üssü olarak görülüyor. Diğer bölgelerden kaçanlar da Zabadani’ye geliyorlardı.

Zabadani’deki Nusra, Ahrar Şam, İslami Cephe ve diğer silahlı gruplar daha önce de ağır darbeler yemişti. Zabadani etrafındaki stratejik tepelerin çoğu yaklaşık 2 ay önce Suriye ordusunun kontrolüne geçmişti.

El-Nusra’nın Bölge Lideri Yaser Hawa Al-Maghrebi’nin Suriye Ordusu Tarafından Öldürüldüğü İddia Edildi

Suriye’deki resmi kaynakların aktardığı habere göre Suriye Ordusu Halep’in batısı Zehra Cemiyeti cephesinde El-Kaide Örgütünün Suriye kolu Nusra Cephesine tabi ‘Seyfullah Taburu’ adıyla bilinen çetelerin iki azılı komutanını öldürdü.

Saha kaynakları öldürülen çete komutanlarının ilkinin Özbekistanlı ‘Ebu Muhammed el Özbeki’, ikincisinin ise Çeçenistanlı ‘Ebu Ali el Şişani’ kod adlarıyla bilindiklerini ifade etti. Ayrıca Halep’te ki yerel kaynakların belirttiği habere göre Zabadani’de, SyriaTell binası yakınlarında El-Nusra’nın bölge lideri Yaser Hawa Al-Maghrebi’nin Suriye Ordusu tarafından öldürüldüğü iddia ediliyor.

Fetih Ordusundan Tehdit. Zabadani’ye Karşılık Fua ve Kafrya

İdlib’i işgal eden Fetih ordusu, Alevi yerleşimleri olan Fua ve Kafrya’ya operasyon başlattığını duyurdu. İçinde Nusra ve Ahrar ur Şam’ın da bulunduğu Fetih ordusu, Hizbullah ve Suriye ordusunun Zabadani kuşatmasına karşılık operasyon başlatılacağını duyururken; ablukadaki IŞİD ve Nusra militanlarının kurtuluşu için Hizbullah ve Suriye ordusunu Kafrya ve Fua’ya saldırmakla tehdit etti.

Kırk sekiz saat süre tanıyan çeteler bu sabah saatlerinde saldırları başlattı. Üç yüzden fazla füze saldırısında bulundu.

Zabadani, Hizbullah’ın Şam kırsalına sevkiyatında ve Şam’ın korunmasında stratejik bir mevzi.

Kaynak: SoL, direnişteyiz.net