Ana Sayfa Blog Sayfa 274

Maduro’dan Çipras’a ve Yunanistan halkına destek

Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti Devlet Başkanı Salı günleri yaptığı haftalık televizyon programında  Yunanistan halkı ve Başbakan Alexis Çipras ile dayanışma içerisinde olduklarını ifade etti. Yunanistan’ın kredileri ödemeyi reddetmesinin ardından yapılan açıklamada Maduro, “Venezuela adına, resmi olarak Başbakan Çipras ve Yunanistan halkı işe dayanışma içinde olduğumuzu ifade etmek isterim” dedi. “Yunanistan halkı 2 bin yıldır demokrasi anlayışları ile bilinir ve Yunanistan halkı demokrasiye saygı gösterecektir” diyen Maduro, Yunanistan hükümetini trokyanın dayattığı ekonomik politika reçetelerine karşı mücadele etmesi konusunda destek verdiklerini belirtti.

direnisteyiz.net

Özgür bilimsel eğitim talebimizle sokaklardaydık

İzmir Özgür liseliler olarak “Bilimi geleceksizleştiren,bilimi metalaştıran eğitim sistemini kabul etmiyoruz” talebiyle Alsancak Sevinç Pastanesi önünde toplandık.ÖSYM önüne yapılan yürüyüş sırasında “özgür bilimsel eğitim için ileri”, “liseler bizimdir bizimle özgürleşecek”, ‘Berkin Elvan mücadeleye devam” ve “yaşasın devrimci dayanışma” sloganları atıldı.ÖSYM önünde okunan basın açıklamasında “Bu sene de bir eğitim öğretim yılı bitti ve öğrenciler milli eğitim bakanlığının reva gördüğü notları ve kağıt parçaları ile tatile gönderildi. Bu sene de son sınıf öğrencileri daha iyi bir üniversite hayaliyle 4 sene boyunca yarış atı mantığıyla yetiştirildikleri bir sınava girdi. Bizler bilimin dört duvar arasında saklanmasına karşı,tarihin örtbas edilmesine karşı Özgür bilimsel eğitimi savunuyoruz,bizler rekabeti değil dayanışmayı savunuyoruz, yalnızlığa karşı örgütlü mücadeleyi savunuyoruz.* denildi. Okunan basın açıklamasından sonra eyleme destek veren Yeni Demokrat Gençlik’e teşekkür edilerek eylem sonlandırıldı.

Bozuk eğitim sistemine ve sınavlara karşı sokaklardaydık

22 Haziran Pazartesi günü Özgür Lise, Liseli Öğrenci Birliği, Liseli Genç Umut ve Devlis Koordinasyonu ile beraber bozuk eğitim sistemine ve sınavlara karşı sokağa çıktık. Alsancak Sevinç Pastanesi’nden ÖSYM’ye kadar yapılan yürüyüşte “Liseler bizimdir, bizimle özgürleşecek!”, “Düzene uygun kafalar olmayacağız!” sloganları atıldı. ÖSYM önünde yapılan basın açıklamasında “Liselileri rekabetçi, ezberci, tek tipleştiren eğitim sistemine karşı örgütlü mücadeleye çağırıyoruz!” denildi. Eylem yapılan ajitasyon ve sloganlarla sonlandırıldı.

İzmir’de ulaşım “çilesi” katlanarak büyüyor: 90 dk. uygulaması yok, geçici sistem bilet

İzmir’de sene başında yapılan %6’lık zammın ardından ulaşım giderek kötüleşiyor. Son olarak Elektronik temassız akıllı kart hizmetini Kentkart adlı firmadan alarak Kartek adlı firmaya veren Büyükşehir Belediyesi, zararın tamamını vatandaştan çıkarmaya çalışıyor.

İzmir’de KentKart adlı firma bayilere verilen payı yüksek tuttukları gerekçesiyle ihaleyi kaybettiğini açıkladı. Bu durumun İzmir’de yaşayan vatandaşları ilgilendiren kısmı ise hemen ertesi gün patlak verdi. Kentkart dolumu yapılmıyor, cihazlar kartları okumuyordu. Bu nedenle Büyükşehir Belediyesi tarafından verilen talimatla herhangi bir ulaşım aracına bindiğinde kartı okunamayanlar ücretsiz olarak ulaşım hizmetinden faydalandı.

Fakat devam eden günlerde İzmir Büyükşehir Belediye tarafından sorunun giderilememesiyle ilgili açıklama yapılarak Kentkart adlı firmanın sistem şifrelerini değiştirdiği iddia edildi, firma ise böyle bir şeyin olmadığına dair açıklama yayımladı.

“Filler tepişir çimenler ezilir”

İzmir’de yaklaşık 1 haftadır yaşanan bu problemden dolayı “Her problemde olduğu gibi bu problemin de bir sorumlusu vardır. Ve bunun bedeli, mutlaka sorumlu ya da sorumlulara yansıtılacaktır.” diyen Kocaoğlu yönetimindeki Büyükşehir Belediyesinin kaybı milyonlarla ölçülüyor, haliyle bu zararı karşılamak için vatandaşın cebine yüklenmekten başka çare bulunamadı.

Şuan da kullanılmakta olan İzmir’de kart öncesi kullanılan kağıt bilet sistemi… Şoförler, kartı geçersiz olanları geçtiğimiz günlerde otobüslerden indirmişti. Şimdi ise aktive edildiği ve bakiye yüklendiği halde cihazların okuyamadığı kartlar için herkes bilet almak zorunda. Metro, İzban, otobüs ve vapurlara konulan siyah bilet kutuları yeniden ortaya çıktı. Elinde bulunan kartına para yükleyenler, sistem değişiminin ardından aktivasyon yaptıranlar bir de cihazların kartlarını okumaması durumunda bilet almak zorunda bırakıldı. ESHOT şoförleri ve metro istasyonlarınca satılan biletlerin fiyatı Tam 2,00 TL, Öğrenci 1,00 TL şeklinde düzenlenmiş.

Cihaz arızaları, kart dolu olsa dahi “bakiye yetersiz”,”kullanımda değil”,”geçersiz kart” şeklinde uyarılar veriyor. İndirimli ücret düşmesi gerekirken tam ücret düşüyor ve İzmirlileri en çok bunaltan ise varolan 90 dakika uygulaması çalışmıyor.

90 Dakika Uygulaması yok, ulaşımdaki yeni aktarma sistemi hala devrede

Aziz Kocaoğlu’nun “12 Şubat 2007’de başlayan ve kent içi ulaşımda ücretsiz aktarma olanağı sağlayan sistem, dar gelirli vatandaşlarımıza destek olmak amacıyla uyguladığımız önemli bir sosyal proje niteliği taşımaktadır ve bundan vazgeçmemiz mümkün değildir. Hemşehrilerimizden, her seçim öncesinde ortaya atılan ‘90 dakika kaldırılıyor’ şeklindeki iddialara itibar etmemelerini rica ediyorum”dediği 90 dakika uygulaması, ilk ücret ödenen ulaşım aracından sonra 90 dakika içerisinde yapılan binişlerde ücretsiz geçişi sağlayan bir sistem. Özellikle geçtiğimiz aylarda İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından uygulamaya sokulan aktarma merkezli ulaşım sistemi nedeniyle İzmir’de kısa mesafeler dahi 2-3 aktarmayla gidiliyorken her binişte 2,00 veya 1,00 TL ücet ödeniyor. 90 dakika uygulamasının kalkması ise İzmir halkında büyük tepkilere neden oldu.

Direnişteyiz.net

15-16 Haziran yol gösteriyor, S&F işçisi direniyor; kazanacak!

İzmir’de 83 gündür direnen S&F işçileri, 15-16 Haziran nedeniyle Kaldıraç, AKA-DER ve İşçi Gazetesi tarafından ziyaret edildi. İşçilerin bulunduğu Gaziemir Organize Sanayi Bölgesi girişine sloganlar ve daha önce “Mulberry”adlı markanın adını lekelediği için yasaklanan dövizle giren kurumlar “S&F İşçisi Yalnız Değildir”, “Direne Direne Kazanacağız” sloganları attılar. İşçiler, büyük bir coşkuyla karşıladı.

Deriteks Sendikası İzmir Şube Başkanı Makum Alagöz’le ve işçilerle birlikte oturan kurumlar, Alagöz’ün ağzından süreci tekrar dinledi. Alagöz fabrikada çalışma koşullarının nasıl olduğundan bahsederek “insanları zorunlu mesaiye bırakıyorlar ve 25 kuruşluk iki dillim kek veriyorlar” dedi.

Sendikalı oldukları için işten atılan işçilere ilişkin ise “Mulberry’ye çanta üretiyor bu insanlar. Mulberry diyor ki sendikalı olma hakkına saygı gösterilmelidir. Ama buradaki işletme bunu dikkate almaksızın 14 arkadaşımızı işten çıkardı. Sonrasında da 40 civarında arkadaşımız zorla istifa ettirildi. Bununla da kalmadı, Mulberry ismini lekelediği gerekçesiyle pankartımızı gözaltına aldılar. Dövizimizi yasakladılar. Hepimize 2911 sayılı kanundan önce soruşturma açtılar, sonra da şirket ‘haksız rekabet’ bu diyerek dava açtı. Hangi rekabet? Rekabet dediğiniz iki firma arasında olur. Biz sendikayız. En son da yayın yasağı getirdiler. Facebooktan bile paylaşamazmışız fotoğraflarımızı.” dedi. Mulberry’nin bir çanta fiyatının 8000 TL olduğunu kaydeden Alagöz, işçilerin aldığı ücretin 1020 TL olduğunu söyledi.

Alagöz, tekstil sektöründe çok az sendikalının olmasından bahsetti. Hem marka ismi olduğu gerekçesiyle gözaltına alınan pankart, hem yayın yasağı nedeniyle “Bu direniş hepimizin. Bugün marka adını kullanmayın demek, bunu yasallaştırmak yarın öbür gün başka bir fabrikada da karşımıza çıkacak. CMS’de grev var yazamayacak basın. Veya biz pankarta ‘Bu iş yerinde grev var’ yazamayacağız.” dedi. S&F işçilerinin kazanımlarının, tüm işçilerin kazanımı olacağına değinen Alagöz, “yapmamız gereken işçilere her şeyi anlatabilmek. İçeride hala çalışan arkadaşlarımız var. Resmen eziyet görüyorlar içeride. Bu fabrikaya sendikanın girmesi gerek” dedi. Ayrıca internet üzerinden de bir imza kampanyasının başladığını belirtti.

Nergiz Öztürk fabrikadaki kazanımlardan bahsederek “Siyasi simge olduğu için başını kapatanların başı açtırılıyordu. Geçtiğimiz gün patron inip diyor ki ‘artık takabilirsiniz, bundan sonra mesaiye kalmak zorunlu değil. Ama sakın bunları sendika yüzünden verdiğimizi zannetmeyin’. Sonra bir arkadaş gidip ‘beni de atın’ diyor patrona, patron da ‘valla şu aralar kımıldayacak durumda değilim. Kimseyi çıkarmayı göze alamam’ diyor. E biz daha sendika olarak girmeden bu kadar kazanım sayabiliyoruz. Bir de girdiğimizde nasıl olacak biliyorlar. Bu yüzden korkuyorlar. Bugün S&F Tekstile sendikanın girmesi demek bu bölgede çalışan bütün tekstil işçilerinin sendikalı olabilmesi demek” dedi. İşçilerle yapılan sohbetin ardından ziyaret son buldu.

ODTÜ’de eğitim emekçileri işten atmalara karşı direniş çadırı kurdu, direniş kazanımla sonuçlandı

ODTÜ’de açılan soruşturmalarla üç Eğitim-Sen üyesinin 1 yıl süreyle kademe ilerlemesini durdurma cezası alması, Barış Çelik ve Mert Kükrer’in ise dosyalarının kamu görevinden  çıkarma talebiyle YÖK’e gönderilmesi üzerine başlayan çadır direnişinde ODTÜ Rektörlüğü geri adım attı.

Eğitim Sen Ankara 5 Nolu Üniversiteler   Şubesi örgütlenme sekreteri Mert Kükrer ile denetleme kurulu üyesi Barış Çelik’in dosyaları ise kamu görevinden çıkarma talebiyle YÖK’e gönderilmişti.

ODTÜ içinden ve dışından aydın ve akademisyenler başta olmak üzere yaşanan haksızlığa gösterilen tepkiler ve 17 gündür süren çadır direnişi sonuç verdi. Eğitim Sen Genel Merkezi ile görüşen ODTÜ Rektörlüğü dosyaların usulsüzlükler içerdiği için YÖK’ten geri  çekileceğini bildirdi. Bu kararın ardından sendika çadır direnişini sonlandırarak mücadeleye diğer yollarla devam etme kararı aldı. Dosyaların geri çekilmesinin önemli bir kazanım olduğunu belirten Eğitim-Sen’liler sürecin hala kritik olduğunu, tüm cezalar geçersiz kılınana, aynı süreç içerisinde Aralık ayında işten atılan iş yeri temsilcisi işe geri alınana dek aktif mücadelenin süreceğini, ODTÜ’de emekçilerin yaşadığı pek çok sorunun çözümü için de sendikal faaliyetlerin artarak süreceğini   belirttiler

KESK, TMMOB, TTB: Metal işçilerinin yanındayız

Ankara’da direnişte olan Türk Traktör işçilerinin şahsında metal işçilerinin mücadelesi sahiplenmek için sendikaların çağrısıyla Sakarya Caddesi’nden Yüksel Caddesi’ne yürüyüş gerçekleştirildi. “Sermaye ve işbirlikçi sendika anlayış yenilecek metal işçisi kazanacak” pankartının açıldığı eylemde sık sık “yaşasın sınıf dayanışması”  sloganı atıldı.

Ostim’de İşçi Gazetesi dağıtımı

Ostim Metro istasyonunda sabah işçilerin iş’e gidiş saatinde işçi gazetesi dağıtımı yapıldı. Direnişte olan metal işçilerinin direnişiyle dayanışmaya çağırıldı.

15-16 Haziran’dan Gezi’ye direniş sürüyor

15-16 Haziran büyük işçi direnişinin 45. yıldönümünde AKA-DER Kızılay Şube “15-16 Haziran’dan Gezi’ye Direniş Sürüyor, Metal İşçisi Yolumuzu Aydınlatıyor” başlıklı panel düzenledi. Konuşmacı olarak DİSK Genel-İş’ten sendika uzmanı Onur Bakır’ın ve İşçi Gazetesi temsilcisi Mehmet Koç’un yer aldığı panel yaklaşık 2 saat sürdü.

Panelin birinci bölümünde Onur Bakır işçi sınıfını 15-16 Haziran Direnişi’ne taşıyan koşulları, direniş sürecini ve kazanımlara değindi. Bu büyük direnişin işçi sınıfı adına kazanım olduğuna özellikle değinen Onur Bakır işçilerin sendikalarına örgütlülüklerine sahip çıktıklarına vurgu yaptı. Disk’in direniş sürecinde öncü rol oynadığını söyleyen Bakır 15-16 Haziran Direnişi ile DİSK’i tasfiye planının boşa düşürüldüğünü ifade etti.

İşçi Gazetesi temsilcisi Mehmet Koç konuşmasında 15-16 Haziran’dan metal direnişine metal işçisi direnişlerinin kendini aşarak tüm işçi sınıfına yol gösterdiğine değindi. Ayrıca bugün işçi sınıfının örgütsüz olduğunu ifade etti. İşçi cinayetlerine sendikasızlığa güvencesiz çalışmaya karşı mücadelenin ve kalıcı kazanımların ancak örgütlü mücadele ile mümkün olacağını söyleyerek örgütlenmeye çağrı yaptı. Konuşmaların ardından etkinlik soru-cevap şeklinde devam etti. Bu bölümde ise daha çok önümüzdeki süreçte işçi sınıfı ve sendikaların mevcut durumu tartışıldı.

“15-16 Haziran’dan Gezi’ye Direniş Ruhuyla Geleceğimizi Kurmaya”

Etkinlikte, Soma maden işçisi, Direnişteki Dora Otel İşçisi, Mehmet Ayvalıtaş’ın babası, Ali İsmail’in Babası Şahap Korkmaz, Gezi Şehit ve Gazileri Platformu adına Volkan Kesanbilici, Murat Cantop ve Kaldıraç Dergisi adına Ülkü Gündoğdu da konuşma yaptı.

Direnişin 45. yılında Kaldıraç, İşçi Gazetesi, AKA-DER ve Özgür Lise’nin bu yıl 13.sü düzenlediği etkinlik Göztepe Özgürlük Parkı Amfi Tiyatro’da gerçekleştirildi. Domane Dersim, Suave ve Rosa Kadın Korosu’nun sanhe aldığı etkinlikte Sarıgazi Güneş Çocuk korosu da kendi şarkıların seslendirdi. 15-16 Haziran ve Gezi Direnişine uzanan direniş ve sınıf mücadelesi tarihini anlatan kısa film gösterimi yapılan etkinlikte direnişteki Dora Otel işçilerinden işçi temsilcisi ve Soma’dan gelen maden işçisi de konuşma yaptı. Direnişe mesaj gönderen Renault İşçileri etkinliği selamladı.

Ali Ayvalıtaş: “Çoğalırsak Sesimiz Gürleşiyor”

Etkinliğinde konuşan Mehmet Ayvalıtaş’ın babası, yapılacak duruşmaya çağrı yaptı.

20 Haziran’da Göztepe Özgürlük Parkı Amfi Tiyatro’da yapılan etkinlikte söz alan Ayvalıtaş şunları söyledi:

“Çarşamba günü Mehmet’in davası var.. Son davada ben dayak yemiştim. Adalet yok hukuk yok yani insanlığın olmağı faşist sömürü vampir kadın kesen tecavüzcülerin önünü açan bir yönetim anlayışı içindeyiz. Herkesi davaya bekliyorum. Yalnızlaştıkça saldırıları artıyor. Çoğalırsak sesimiz gürleşiyor.

Gezi’de kaybettiğimiz tüm gençleri saygıyla anıyorum. Onlar bizim canlarımız. İlla babaları olmak nedeniyle değil sizler de varsınız. Bu faşist düzenin bir nevi burnu sürtüldü ama önümüzde çok yok var. Biz dünyaya insanlığı getireceğiz o faşistleri yok edeceğiz”

Şahap Korkmaz: “Biz Çocuklarımızla Gurur Duyuyoruz”

Ali İsmail Korkmaz’ın babası Şahap Korkmaz, “Sizi Ali İsmail’in selamıyla selamlıyorum. Sizi devrimci şehitlerimizin selamıyla selamlıyorum.” sözleriyle konuşmasına başladı.

Korkmaz şunları söyledi:

“Ben Ali İsmail’in babasıyım ve onunla gurur duyuyorum ve oğlum ve diğer şehitler haksızlık yapmadılar, adam öldürmediler. şerefleri ve namuslarıyla yaşayarak ve alınları ak olarak ayrıldılar. Onlar hiçbir zaman ölmeyecekler. Hırsızlık yapan, adam öldüren ve adam öldürene sahip çıkanlar yaşıyorlar ama korkarak yaşıyorlar. Korkarak yaşayacak ve korkarak ölecekler..

Biz çocuklarımızla gurur duyuyoruz. Ben yılanı vururken karşımda durup “bize ne zararı var niye yapıyorsun” dedi. Çiçeği bile ağacından koparmaya kıymazdı. Hiçbir canlıya zarar vermek istemezdi. Öyle iyiydi eminim diğerleri de aynı ruhu taşıyorlar onlar bizim gururumuz ve ışığımızdır. Onlar bu ülkede çok şeyin değişmesine vesile olacaklar buna inanıyoruz. Onları katledenler ve katillerine sahip çıkanların cezalarını çekmelerine şahit olmak istiyoruz.”

“Acımızın ve mücadelemizin ortaklarına selam olsun.”

Gezi Şehit ve Gazileri Platformu adına Volkan Kesanbilici, Murat Cantop da etkinliğe katılanları selamlayarak şunları söylediler:

“Sami Elvan’ın selamlarını getirdim. Haziranlar ve direnişlerin bitmeyeceğinin en iyi kanıtlarından biri bu olsa gerek, ailelerimiz burada bizler burada olduğumuza göre devrime direnişe olan inancımız tüm hızıyla sürüyor. Devrim ateşi aynı sıcaklıkla alanlarda kendini bulmayacaktır. Ara da verse ona değenler yüreklerinde bir parçasını götürüyorlar Bizim geziden daha büyük direnişlere olan inancımız budur.

Platformumuz adına teşekkür etmek istiyorum. Haziran zamanı barikatlarda bizimle beraber ve omuz başımızdaydı. ardından geçen iki yılda hastanelerde adalet arayışlarımızda hep bizle birliktelerdi. Acımızın ve mücadelemizin ortaklarına selam olsun.”

“Savaşmadan Özgürlük Yok”

15-16 Haziran’dan, Gezi Direnişi’nde ve devrim mücadelesinde ölümsüzleşenler için yapılan saygı duruşunun ardından başlayan programda, yaşları 3 ile 8 arasında değişen çocuklardan oluşan Sarıgazi Güneş Çocuk Korosu kendi şarkılarını seslendirdi. “Büyük işçi direnişi ve gezi direnişi bu topraklarda yaşanmış en büyük iki direniştir. Biz çocuk korosu olarak bu direnişleri selamlıyoruz.” diyen çocukların “Tavuklar, savaşmadan özgürlük yok demişler” şarkısı büyük ilgi gördü…

“Tek Başına Mırıldanma Birlikte Söyleyelim”

Farklı yaş ve mesleklerden kadınların oluşturduğu ve Ankara’da çalışmalarını sürdüren Rosa Kadın Korosu “Hava Döndü İşçiden” marşıyla sahneye çıktı.

Rosa Kadın Korosu: “Tek başına mırıldanma birlikte söyleyelim” diye çıktık yola Güzel yarınları bugünden yaratmak için söylüyoruz şarkımızı selam olsun metal işçilerine selam olsun Özgecan, Nevin, Cansu için isyan eden kadınlara, selam olsun direnen halklara…” diyerek etkinliği selamladı. Koro marş ve türküler seslendirdi.

Dora Otel İşçileri Direnişle Öğreniyor

Devam eden Dora Otel direnişine değinen işçi Tüm Emeksen’de örgütlendikleri için işten atıldıklarını ve ardından başlattıkları direniş sürecini anlattı. Her Pazar günü Taksim Talimhane’de yaptıkları eylemlere de katılım çağrısı yapan işçi şöyle konuştu: “Her pazar sabahı taksim de yürüyüş gerçekleştiriyoruz. Bu süreçte yanımızda olan İşçi Gazetesi’nden arkadaşlarımıza selamlarımızı iletiyoruz. Devam eden gezi direnişi etkisiyle bizim yanımızda olan sınıf dostlarımızı selamlıyoruz.”

“Soma Katliamının Sorumluları Enerji ve Çalışma Bakanları da Yargılansın”

Soma’dan gelen maden işçisi Enerji Bakanı ve Çalışma Bakanı’nın da yargılanması gerektiğini söyledi. Maden işçisi hakkını arayan işçilerin işsizlikle yüz yüze bırakıldığı ancak mücadele ile kazanılacağını vurguladı. Maden işçisi katliamın üzerinden 14 ay geçmesine rağmen sorumluların cezalandırılmadığını hatırlattı. 18 Ağustos’a ertelenen duruşmaya da çağrı yapan işçi şunları söyledi: “Devletin verdiğiyle yetinen sesini çıkaramayanlar var. işe giremiyorlar. Bizim üzerimizde baskılar var. Biz işçiyiz emekçiyiz bu sömürü ve baskı altında yaşamamamız gerekir. Kimse işsiz kalmasın, haklarını savunanlara baskı yapmasınlar. DİSK olarak örgütleniyoruz baskılara rağmen devam ediyoruz. Herkesin destek vermesini istiyoruz.”

Domane Dersim Müzik Topluluğu sahneden etkinliği ve direnişleri selamlayarak türkülerini seslendirdi.

“Eylem Birleştiriyor, Örgüt Özgürleştiriyor”

Kaldıraç dergisi adına konuşan Ülkü Gündoğdu 15-16 Haziran’dan bu yana her direnişin burjuvaların kabusu olduğunu hatırlatarak, devrimci önderleri, Gezi şehitlerini, Kobanê’de ölümsüzleşenleri andığı konuşmasında metal direnişinin de öğretici olduğunu belirtti.

Gündoğdu: “Eylem ne kadar birleştiriyorsa, örgüt de o kadar özgürleştiriyor, gücü toparlıyor. Örgüt güçtür, örgüt özgürlük” diyerek örgütlenme ve mücadeleyi yükseltme çağrısı yaptı.

“Gülmeyi bilen çocuklar geldi. Tükenme!”

Son olarak sahneye çıkan Suavi, direnişler ve direnişlerde yitirilen canları andı. Berkin Elvan’a ve katledilen çocuklara özel yer verdiği konuşmasında Ahmet Kaya ve Yılmaz Güney’i de onlara adadığı şarkısını söyledi. Zulme ve adaletsizliklere rağmen direnişin hiç yok olmadığının altını çizen Suavi sevilen ezgileriyle izleyenlere coşkulu anlar yaşattı.

Etkinlik Gezi şehitleri duruşmalarına, Soma katliamı duruşmasına, 2 Temmuz eylemlerine ve tüm işçi direnişleriyle dayanışma çağrısı ile son buldu.

direnisteyiz.net