Ana Sayfa Blog Sayfa 277

Barışa sahip çıkacak, size savaş yaptırtmayacağız!

26 Temmuz Pazar günü, Suruç katliamına, savaşa, IŞİD-AKP işbirlikçiliğine karşı, Barış Bloku’nun çağrısıyla Aksaray Metro çıkışında bir eylem düzenlendi. Uluslararası katılımcıların da olduğu eylemde barışa sahip çıkmak için alanlarda, sokaklarda olacağız mesajı verildi.

Aksaray metrosundan polis ablukası ile alana giriş yapan eylemciler aramanın ardından alana alındılar. Size savaş yaptırmayacağız sloganları ile başlayan miting basın açıklamaları ile devam etti.

Suruç Şehitleri Ölümsüzdür, Gözaltılar Serbest Bırakılsın, Emperyalizme Karşı Halkların Ortak Mücadelesi, IŞİD-El Nusra Fetih Ordusu ile İlişkiler Kesilsin, Emperyalizm Düşman Halklar Kardeştir ve Türkçe, Kürtçe, İngilizce “Barış” yazan dövizler taşındı. Suruç Şehitleri Ölümsüzdür, Gözaltılar Serbest Bırakılsın, Emperyalizme Karşı Halkların Ortak Mücadelesi, IŞİD-El Nusra Fetih Ordusu ile İlişkiler Kesilsin, Emperyalizm Düşman Halklar Kardeştir ve Türkçe, Kürtçe, İngilizce “Barış” yazan dövizler taşındı.

Filiz Kerestecioğlu, Emine Beyza Üstün, Sezai Temelli, Pervin Buldan, Asiye Kolçak, Garo Paylan, Figen Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu HDP milletvekillerinin katıldığı eyleme, Alper Taş, İlknur Birol, Selma Gürkan, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Arzu Çerkezoğlu, KESK Genel Başkanı Lami Özgen ve Barış Bloku’nu oluşturan siyasi kurum ve kitle örgütlerinin temsilcileri de katıldı.

Büyük boy barış yazılı bayrakların taşındığı eylemde katledilenlerin adlarının yazıldığı kırmızı karanfillerin olduğu bayraklar da dikkat çekti.

Basın açıklaması sonrası kitlenin dağıldığı sırada polis tacizleri olurken HDP üyeleri alan güvenliğini sağladılar.

Suruç’ta katliam…

19-24 Temmuz tarihlerinde Kobanê’ye giderek inşa faaliyetlerine katılacak olan SGDF farklı illerden yola çıkarak Suruç’ta toplandı. Suruç’taki basın açıklamasının ardından Kobanê sınırında bir basın açıklaması yapıp, Kobanê’ye geçilmesi durumunda yeni yaşamın inşasına destek vereceklerdi. Şehit Emre Arslan’ın adını verecekleri bir çocuk parkı inşa edeceklerdi. Çocuk parkı için ülkenin her yerinden topladıkları oyuncaklarla gittiler Suruç’a. “Şehitlik Ormanı” ismiyle her fidana bir şehit ismi vererek bir orman yapmayı planlıyorlardı. Patlamada 31 devrimci katledildi ve 100’e yakın devrimci yaralandı.

Katliam, bizzat devlet eliyle planlanmış, “IŞİD”, “Nusra”, “Fetih Ordusu” adı altında, hem Suriye’de, hem yaşadığımız topraklarda kullanılan kontra güçlere yaptırılmıştır. Emperyalizmin bölgedeki taşeronu ve tetikçileri TC-IŞİD kolkola 31 devrimciyi katletmiştir.

Katliamın ardından SGDF’ye destek açıklamaları yapıldı. Açıklamalarda asıl sorumlular işaret edilerek, hesap sorulacağının altı çizildi.

Açıklamaların satır başları şöyle:

ESP: ‘Suruç Katliamı’nın sorumlusu IŞİD ve AKP iktidarıdır’

Bu saldırıyı gerçekleştirenler Kobanê devrimini ezmek ve boğmak isteyen IŞİD faşist çeteleri ve onunla işbirliği içerisinde olan AKP iktidarıdır. Kobanê düşmanlarıdır. Barış ve özgürlüğü ezmek isteyen IŞİD barbarlığıdır. Bu katliam MİT-Kontrgerilla-IŞİD barbarlığı marifetiyle gerçekleştirilmiştir.

AKA-DER: Susma Seyretme Sokağa Eyleme

Patlatılan bombalılar bu sürecin açığa çıkışıdır. SGDF’li gençlere yapılan saldırı tüm halklara da yapılmıştır.

Yitirdiğimiz gençlerimizin çığlıkları savaş naralarımız olacaktır.

Öfkemiz, acımız büyüktür. İsyanımız da büyük olacaktır.

Kaldıraç: SGDF’li Kavga Yoldaşlarımız, Devlet-IŞİD Organizasyonu ile Katledildi!

…Katliamın esas sorumlusu TC devletidir. Katliam, IŞİD’çi canilere yaptırılmıştır.

…Sömürü, katliam, talan, rant üzerine kendini var eden bu çürümüş kanlı egemenlik, halklar ayağa kalktıkça, emekçiler örgütlendikçe daha fazla köşeye sıkışıyor.

Daha çok kan dökerek ömürlerini uzatmaya çalışıyorlar.

Nafiledir!

Döktükleri kanda boğulacaklar!

Devrim şehitleri ölümsüzdür

KESK: ‘Suruç’taki vahşi katliamı nefretle kınıyoruz’

Halkevleri: ‘Katliamın asıl sorumluları IŞİD’i besleyen, barındıran, silahlandıranlardır’

…Acımız ve üzüntümüz büyük! Tarihimizin en büyük katliamlarından, en büyük gençlik katliamlarından birini yaşattılar bize bugün. Elbette gençlere böylesine düşman iktidar, bunun hesabını mutlaka ödeyecektir. Ödetmek boynumuzun borcu, insanlığımız gereğidir.

BHH: ‘Acımız ve öfkemiz büyük, hesabını soracağız’

ÖDP: ‘Suruç’ta yapılan katliamı lanetliyoruz. Yaşam, özgürlük ve barış kazanacak’

HTKP: ‘Suruç Katliamı’nın hesabını soracağız’

EMEP: ‘Suruç’taki saldırıyı lanetliyoruz’

EHP: ‘Suruç’taki katliamın sorumlusu AKP’dir, hesap soracağız’

Öğrenci Kolektifleri: ‘SGDF’li arkadaşlarımızın yanındayız! Cihatçı katillerden ve AKP’den hesap soracağız!’

Emek Gençliği: ‘Tüm katliamlara inat, barış kazanacak’

ESP/SKM: ‘Sosyalist gençlerin katliamından devlet doğrudan sorumludur’

Devrimci Hareket: ‘Suruç’taki katliamın sorumlusu emperyalizm ve işbirlikçileridir’

Tüm Bel-Sen: ‘SGDF’li gençlere yapılan saldırı bütün halklara yapılmış kanlı katliamı kınıyoruz‘

YDGK/ YDG-H: “Bütün yurtsever devrimci, demokratik, sosyalist gençliği öz savunma temelinde tutuklamalara karşı gezi ve 6-8 Ekim Kobanê direniş ruhuyla meydanlara dökülmeye, sokak sokak nöbet tutmaya ve serhildanları yükseltme temelinde aktif mücadeleye çağırıyoruz”

EYLEMLER

Katliamın ardından, 31 devrimcinin katledilmesi Anadolu’nun ve Kürdistan’ın birçok bölgesinde protesto edildi. Eylemler düzenlendi.

Şırnak’ın Silopi ve Mardin’in Nusaybin İlçelerinde düzenlenen eylemlere polis saldırdı. Nusaybin’de bir kadın gaz kapsülüyle başından vuruldu. Cizre ve İdil’de esnaf kepenk kapattı. Siirt’de düzenlenen eyleme polis saldırdı. 10 kişi gözaltına alındı.

Van, Muradiye, Saray, Çaldıran, Muş, Malazgirt, Başkale, Özalp, Erciş, Amed, Şırnak, Dersim, Mardin, Batman, Silvan, Kızıltepe, Bursa, Çanakkale, Antalya, Trabzon, İzmit, Kayseri, Gaziantep, Çorlu ve daha bir çok şehirde eylemler düzenlendi.

İstanbul Taksim’de yapılan eyleme polis tazyikli su ve biber gazıyla saldırdı. Ankara’da AK Parti İl Başkanlığı önünde basın açıklaması yapıldı. Mersin’de emek ve demokrasi güçlerinin çağrısıyla düzenlenen eylemde bir binadan ateş açılması sonucu bir kişi başından bir kişi göğsünden vurularak yaralandı. Bursa’da polis yol kesti. Çok sayıda eylemciyi gözaltına aldı. Kadıköy Altıyol’da bir araya gelen kitleye yürüyüşe geçmeden, polis TOMA, gaz bombası ve plastik mermilerle göstericilere saldırdı. Küçükçekmece’de yapılan eyleme saldıran polis, 7 yaşında bir çocuğu gaz bombasıyla kafasından vurdu. Kadıköy’de gençlik öğütlerinin çağrısıyla yapılan yürüyüşe saldıran polis 15 kişiyi gözaltına aldı. Aydos’ta AKA-DER ve Halk Cephesi birlikte eylem yaptı. Kadıköy ve Taksim’de birçok esnaf kepenk kapattı. Sarıyer ve Gazi Mahallesi’nde de katliamı protesto etmek için halk sokaktaydı.

Urfa’nın Ceylanpınar ilçesinde 2 polis öldürüldü. Olaya ilişkin açıklama yapan HPG Basın İrtibat Merkezi polislerin IŞİD çeteleriyle işbirliği içerisinde oldukları için, Suruç katliamına misilleme olarak cezalandırıldıklarını ifade etti.

YDG-H, MLKP, BÖG, TİKKO, DHKC ve Halkın Devrimci Yolu milisleri Sarıyer ve Gazi’de protesto amaçlı sokağa çıktı. Sarıyer’de, Fatih Sultan Mehmet Mahallesi, Küçük Armutlu Polis Merkezi Amirliği yakınında akşam saatlerinde toplanan milislerin, Suruç’ta yaşanan katliamı protesto eylemleri sırasında polis ekipleri gruba plastik mermi ve biber gazıyla saldırıda bulundu. Saldırı esnasında polislere uzun namlulu tüfekle ateş açıldı. Açılan ateş sonucunda 2 polis vücutlarına isabet eden saçmalarla hafif şekilde yaralandı.

Dikmen’de, Suruç katliamını protesto eylemi

Suruçta yaşanılan katliamın ardından Dikmen’de 21 Temmuz günü eylem gerçekleştirildi. 

HDP, AKA-DER, Halkevleri, KP’nin çağrısıyla saat 19:00’da Ziraat Bankası önünde toplanan kitle, okunan basın açıklamasının ardından yürüyüşe geçti.

Basın açıklamasında Suruç’ta yaşanılan katliamın hesabının sorulacağı ve şehitlerin mücadelelerine sahip çıkılacağı vurgusu yapıldı. “Katil devlet hesap verecek, Devrim şehitleri ölümsüzdür, Suruç’un hesabı sorulacak, Suruç’ta düşene dövüşene bin selam, katil IŞİD işbirlikçi AKP” sloganlarıyla mahalle aralarında yürüyen yaklaşık 100 kişilik kitle, Ahmed Arif Parkı’na gelerek bir saatlik oturma eylemi gerçekleştirdi.

Oturma eyleminin ardından eylem sonlandırıldı.

AKA-DER Dikmen

SGDF’li kavga yoldaşlarımız, devlet-IŞİD organizasyonu ile katledildi!

Kobanê’nin yeniden inşa edilmesi çalışmalarına katılmak için vardıkları Suruç’ta, düzenlenen bombalı saldırı sonucu, onlarca Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyesi kavga yoldaşımız yaşamını yitirdi.

Katliamın esas sorumlusu TC devletidir. Katliam, IŞİD’çi canilere yaptırılmıştır.

IŞİD denilen katiller çetesi, Erdoğan’lı AK Parti’nin, Erdoğan’lı devletin sadece Irak’ta, Suriye’de değil, Türkiye’de de kullandığı bir güç haline getirildi.

Başta Suriye sınırındaki iller ve İstanbul olmak üzere birçok yerde IŞİD’çi katiller besleniyor, organize ediliyor, katliam planlarında kullanılıyor. İstanbul’da açıkça kır toplantısı düzenleyebilmeleri ancak devlet himayesinde mümkündür.

Mersin ve Adana’da HDP il binalarına bombalı saldırı, Diyarbakır’da HDP mitingine yönelik gerçekleştirilen katliam ve bugün Suruç’ta onlarca canımızın katledilmesi IŞİD’in ülke içinde nasıl kullanıldığının açık kanıtlarıdır.

Kandan kına yakarak ömrünüzü uzatamazsınız!

Sömürü, katliam, talan, rant üzerine kendini var eden bu çürümüş kanlı egemenlik, halklar ayağa kalktıkça, emekçiler örgütlendikçe daha fazla köşeye sıkışıyor.

Daha çok kan dökerek ömürlerini uzatmaya çalışıyorlar.

Nafiledir!

Döktükleri kanda boğulacaklar!

Devrim şehitleri ölümsüzdür!

Kaldıraç 

20 Temmuz 2015

Maduro’dan Ekvador’da sağ kanadın saldırılarına karşı dayanışma çağrısı

13 Haziran Cumartesi günü bir açıklama yapan Maduro, CELAC üyesi ülkelere Ekvador devlet başkanı Rafael Correa ve hükümetine karşı darbe girişimi ve ülkede tırmanan gerilim ile ilgili konuşmak üzere acil toplanma çağrısı yaptı. Miranda’da katıldığı bir toplantıda konuşan Maduro “Ekvador halkı ve Başkan Rafael Correa ile dayanışmayı etkinleştirme zamanıdır” dedi.

Correa, Brüksel’de gerçekleşen AB- CELAC toplantısı sonrası, bir açıklama yaparak ülkesinde yaratılan kargaşanın bir darbe planı olduğunu ifade etmişti. Sağlık durumu nedeniyle Brüksel’e gidemeyen Maduro ise Ekvador’daki sağ kanatın Correa’nın sol yönetimini istikrarsızlaştırmak amacıyla şiddete başvurduğu konusunda uyarıda bulunmuştu.

direnisteyiz.net

Sovyet zaferi için Kızıl Meydan’daki törene yüzbinler katıldı

ydan’da sonlandırılan yürüyüşe, 16 bin 500 görevli, 200 askeri araç ve 140 civarında helikopter katılırken, 500 bin kişinin yürüdüğü belirtildi. Törene Çin Halk Cumhuriyeti devlet başkanı Xi Jinping, Hindistan lideri Pranab Mukherjee ve Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti devlet lideri Nicolas Maduro başta olmak üzere çeşitli ülkelerin devlet başkanlarının katıldığı bildirildi. Yürüyüşe ayrıca, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon ve UNESCO Başkanı Irina Bokova başta olmak üzere uluslararası organizasyon temsilcileri de katıldı.

Yürüyüşe babasının fotoğrafıyla katılan Vladimir Putin yürüyüşün halkın kendilerine, yapabileceklerine ve geleceklerine dair duyduğu güvenin göstergesi olduğunu ifade etti. Bazı ülkelerinin Ukrayna krizi nedeniyle töreni protesto ettikleri ifade edilirken; Lugansk ve Donetsk Halk Cumhuriyetleri’nde de askeri tören yapıldı. Bazı eski Sovyet ülkelerinde anma törenleri gerçekleştirildi.

Geçtiğimiz yıllardan farklı olarak bu yıl Kiev’de yapılan törende Kızıl Ordu ve SSCB yerine Ukrayna’nın savaştaki rolü vurgulandı. Bu değişimle ilgili açıklama yapan Ukrayna devlet başkanı Petro Poroshenko “bir daha asla Rusya’nın senaryoları doğrultusunda anma yapmayacağız, çünkü Zafer Günü soğuk kanlı bir şekilde yayılmacı politikaya bir özür niteliğinde kullanılıyor. Bundan sonra Zafer Günü’nü kendimizi referans alarak kutlayacağız” dedi. Bu referansın ise Ukrayna İhtilalci Ordusu’nun savaşta oynadığı özel rol üzerinden olacağı belirtildi. Sputnik, İhtilalci Ordu’nun Nazi Almanyası ile işbirliğine; savaş sırasında Polonya ve Rusya halkı ile anti-faşist Ukrayna vatandaşlarına karşı işlediği suçlara dikkat çekiyor.

 

 

Bahreyn’de neler oluyor?

El’Alem kanalının haberine göre, yapılan gösteride, dikta rejimin basın mensuplarını, çalışmalarından dolayı cezaevine atmasını kınayarak basın mensuplarının bir an önce serbest bırakılmasını talep ettiler.

Protestocular, basın mensuplarının görüşlerini bildirdikleri ve yaptıkları açıklamalardan dolayı tutuklandıklarını, tutuklanmaların asıl sebebinin de halkın sesinin kısılması olduğunu ifade ettiler.

Bahreyn el-Vefak el-İslami Cemiyeti genel sekreteri Şeyh Ali Selman’ın 4 aydan fazla bir zamandır tutuklu olarak kalmasının da kınandığı açıklamada, Selman’ın ve tüm tutsakların derhal serbest bırakılması istendi. Eylemde, ülkede sultanın son bulması ve özgürlüklerin sağlanmasına kadar barışçı eylemleri ve gösterileri sürdüreceklerini açıkladılar.

Geçtiğimiz ay da Formula 1 otomobil yarışının öncesinde sokaklarda protesto gösterileri düzenlenmişti. Polisin sert müdahalesiyle karşılaşan protestocular ülkede yönetim değişikliğine gidilmesini ve tüm siyasi tutukluların serbest bırakılması çağrısında bulunmuştu.

3 Bine Yakın Siyasi Tutsak, Sürekli İşkence

Mart 2014 verilerine göre ülkedeki hapishanelerde en az 2 bin 853 siyasi tutuklu bulunuyor. Geçtiğimiz günlerde Maname’nin merkezi hapishanesinde 1600 siyasi tutuklunun sürekli işkence edildiğini ve en temel haklarından mahrum bırakıldıklarını açıklandı. Hapishanelerdeki işkencenin bir biçimi de cinsel taciz ve tecavüzler.

2012 Yılında devletin kendi hapishanesine düzenlediği saldırıda 40’dan fazla tutsak katledilmişti.

Bahreyn’de Neler Oldu?

Çoğunluğu Şii olan Bahreyn, Sünni bir iktidar tarafından yönetiliyor ve Şiiler ayrımcılığa uğruyor. Bahreyn’de nüfusun yüzde 70’ini oluşturan Şiiler siyasette eşit temsil edilmediklerini ve üst düzey devlet görevlisi olarak çalışamadıklarını belirtiyor. Bahreyn’de nüfusun %70’i Müslüman, %30’u Hıristiyan, Yahudi, Hindu, Sih ve diğer inançlardan. Müslümanlar’ın %80’i Şii, %20’si Sünniler oluşturuyor.

2011 Yılı Şubat ayı başında Sünni yönetime karşı başlatılan halk ayaklanması Başkent Manama’daki İnci Meydanı’nın işgali ile devam etmişti. Protestolara ülke nüfusunun yarısından fazlasının katıldığı işgal eylemi 29 gün sürdü. Yüzlerce polisin şiddetli saldırı ile onlarca kişi hayatını kaybetmişti. Buna rağmen protestoların sürdüğü ülkeye bu kez Mart 2011’de Suudi Arabistan bin kişilik askeri güç sevketmişti. İran Suudi Arabistan’ın Bahreyn’e yönelik askeri müdahalesini işgal olarak niteleyerek Suudi Arabistan’ın askerlerini Bahreyn’den derhal çekmesini istemişti.

Şubat 2012’de ise, Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Al-i Halife’nin Bahreyn’in konfederasyon çerçevesinde Suudi Arabistan’a ilhakını onayladığı bildirildi. Ne var ki Mayıs 2012’de Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdulaziz başkanlığında Riyad’da toplanan Körfez İşbirliği Örgütü üyeleri, “işbirliği aşamasından” Bahreyn’le Suudi Arabistan’ın birleşmesi şeklinde somut bir girişime dönüşen “birleşme aşamasına” geçmek konusunda anlaşmaya varamadı.

Nisan 2011’de Uluslararası Savaş Suçlularını İzleme Birliği Bahreyn yönetiminin kendi vatandaşlarına işkence etmek için İngiliz işkenceciler kullandığını açıklamıştı.

Suudi Arabistan’ın Askeri Müdahalesi

Mart 2011’de Bahreyn hükümetinin şiddet kullanmasına rağmen bastıramadığı protestolar devam ederken Suudi Arabistan’ın Bahreyn hükümetine destek için bu ülkeye bin kişilik bir güvenlik gücü sevk etti. Buna karşın İran, Suudi Arabistan’ın Bahreyn’e yönelik askeri müdahalesini işgal olarak niteleyerek Suudi Arabistan’ın askerlerini Bahreyn’den derhal çekmesini istedi.

Şubat 2012’de ise, Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Al-i Halife’nin Bahreyn’in konfederasyon çerçevesinde Suudi Arabistan’a ilhakını onayladığı bildirildi. Ne var ki Mayıs 2012’de Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdulaziz başkanlığında Riyad’da toplanan Körfez İşbirliği Örgütü üyeleri, “işbirliği aşamasından” Bahreyn’le Suudi Arabistan’ın birleşmesi şeklinde somut bir girişime dönüşen “birleşme aşamasına” geçmek konusunda anlaşmaya varamadı.

Bahreyn, ABD’nin Deniz Kuvvetleri Merkezi

Diğer Körfez ülkeleri kadar büyük petrol ve doğalgaz zenginliğine sahip olmayan Bahreyn’de halkın yaşam koşullarından da memnuniyetsizliği baskıcı iktidara tepkiyi artırıyor.

Bahreyn devleti, ABD için stratejik öneme sahip bir müttefik olmayı sürdürüyor. Bahreyn, 1971 yılında yaptığı bir anlaşmayla Amerika’ya 40 kilometrekarelik bir askeri üs vermişti. 1993 yılında bölgedeki deniz kuvvetleri komutanlığı merkezi için Bahreyn’i seçen ABD, 1995’ten beri de 5. Filosunu Bahreyn’e konuşlandırdı.

Amerikan 5. Filosu; Fars Körfezi, Umman Denizi, Kızıl Deniz ve Hint Okyanusu’nun bir bölümünde denetim ve operasyon yapıyor. 2011 Yılı Mayıs ayında yapılan bir anlaşma ile 5. filoya ait deniz üssünün iki kat genişletilmesi karara bağlanmıştı. (direnisteyiz.net)

 

Laricani: “Batılılar sözlerinde durmazlarsa iran uranyum zenginleştirmeye devam eder”

İran ile müzakerelerin ardından, nükleer anlaşma metninin taslağını New York’ta yazılmaya devam ederken Laricani’den çarpıcı bir açıklama geldi. Laricani, ”eğer batılılar küstahlık eder ve müzakerelerdeki sözlerine rağmen uygulamada farklı girişimde bulunurlarsa, İran uranyum zenginleştirme konusunda geçmişteki yoluna geri döner” ifadesini kullandı.

Laricani, Amerika ve Avrupa’nın İran’ın kararlılığını gördüklerini ve İran’da uranyum zenginleştirilmesini kabul ettiklerini belirterek; İran’ın nükleer tesislerinde gözlemci için Amerikalıların sözlerine ihtiyaç olmadığını ve onun sebebinin Siyonistlerin Amerika üzerindeki sultası olduğunu söyledi.

Laricani, ayrıca bölgede IŞİD’a da değinerek, İran’ın bölge ve uluslar arası meseleler açısından birçok konuyla karşı karşıya kaldığını söyledi.

Ali Laricani, yaptığı açıklamalarda terör örgütü IŞİD’i “İslam dünyası için büyük bir bela” olarak tanımlıyor.

Üzerinde çalışılan nükleer anlaşma metninin taslağının bugün tamamlanması bekleniyor.

ABD’de “fast food restaurant” işçileri eylemde

Protesto yürüyüşü düzenleyen işçiler New York, Detroit, Chicago ve Los Angeles şehirlerinde eylem yapacak.

Saatlik ücretlerinin 15 Dolar’a yükseltilmesi isteyen işçiler New York’ta Columbus Heykeli etrafında toplanarak yürüyüş öncesinde konuşma yaptılar ve ellerinde hak ettikleri ücreti almadıkları yönünde pankartlar taşıyarak taleplerini haykırdılar.

Mc Donald’s 1 Temmuzda saatlik ücretini 9,90 Dolar, 2016 yılında da saatlik ücretini 10 Dolar yapacağını söylüyor. Targer ise Nisan ayında 9 Dolar, Walmart seneye 10 Dolar’ın üstüne yükselteceğini söylerken işçiler 15 Dolar’a yükseltilmesi konusunda kararlı davranıyor.

Düşük ücretlerle ve belirsiz saatlerde çalışan daha önce de eylemlerle taleplerini dile getiren işçiler talepleri karşılanıncaya kadar eylemlere devam edecek. En büyük tepki McDonalds çalışanlarından geliyor. ABD genelindeki 1500 restaurantta 90 bin çalışanı bulunduğu belirtiliyor.

 

 

Meksika’da aylardır direnen tarım işçilerinin talepleri kabul edildi

Meksika’nın Baja California bölgesindeki San Quintin’da çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve ücret arttırılması için aylardır protestolar düzenleyen tarım işçileri ile Meksikalı yetkililer 13 Mayıs Çarşamba günü müzakere masasına oturdu. 15 saat süren görüşmeler sonrası sosyal sigorta, çocuk işçilikle mücadele, daha iyi iş güvenliği koşulları, barınma hakkı ve işçilerin yasada yer alan haklarını kullanabilmesi konularında anlaşma sağlandı. Ücret arttırılması konusunda henüz anlaşma sağlanamazken, taraflar bu konunun da üç hafta içinde çözülmesi konusunda fikir birliği sağladı. Taraflar arasındaki bir sonraki görüşme 4 Haziran’da yapılacağı açıklandı.

Çoğunluğunu kadınların ve yerli halkın oluşturduğu tarım işçileri eylemlerine 17 Mart’ta başlamıştı. İşçiler bu iki ay içinde iş bırakma ve işgal eylemleri yaptılar. Protestolar sırasında polisin saldırması ile üç işçi ölmüş 70 işçi ise yaralanmıştı.

 

 

Peru’da maden projesine karşı başlatılan protestolar yayılıyor

Peru’nun Arequipa’nın güney bölgesindeki Islay yerleşiminde ABD- Meksika ortak yatırımlı şirket Southern Copper Corporation tarafından işletilen Tia Maria maden projesine karşı devam eden direniş, ülkeye yayılıyor.  Peru’nun güneyinde Çarşamba günü itibari ile iki günlük dayanışma grevi yapıldı. Grev çağrısına en az üç bölgede kitlesel katılımın olduğu; okul ve iş yerlerinin greve katıldığı ile yolların ulaşıma kapatıldığı belirtildi.
67 gündür devam eden protestolarda polisin saldırısı sonucu en az dört kişinin öldüğü onlarca kişinin yaralandığı biliniyor.
Lima’da Çatışmalar
Öte yandan Tia Maria’ya karşı Lima’da da eylemler yapıldığı, polisin kitleye saldırması sonucu gece boyunca çatışmaların deva ettiği bildirildi. 3 bin civarında kişinin katıldığı eylemde en az 26 kişinini göz altına aldındığı bildiriliyor.