Ali İsmail’in ölümünün 2. yıldönümünde, Kaldıraç, AKA-DER, Taşra ve pek çok taraftar grubunun katılımıyla Ali İsmail Korkmaz anması ve belgesel gösterimi gerçekleştirildi. Anma programı Gezi şehitleri için saygı duruşuyla başlarken, Kaldıraç’ın ve anti-faşist Fenerbahçeliler grubu Taşra’nın konuşmasıyla devam etti. “Gezi şehitleri ölümsüzdür” ve “adalet halkların elleriyle gelecek” sloganları konuşmaların aralarında Kızılay’da yankılandı. Anma programının devamında, AKA-DER Müzik Topluluğu küçük bir dinleti gerçekleştirdi. Kitlenin hep beraber Çav Bella ve tribünlerin Ali İsmail Korkmaz için yazdığı “Düşlerinde Özgür Dünya” şarkısını söylemesinin ardından, kurulan platformda Red Hack’in hazırladığı Ali İsmail Korkmaz belgeseli gösterildi. Belgeselin sonunda taraftar gruplarının getirdiği meşaleler Konur sokağı aydınlatırken, dilek fenerleri gök yüzüne uçuruldu.
Ankara’da 2 Temmuz anma etkinlikleri
Kızılay: “Tarihinden Öğren Kendi Gücüne Güven Örgütlen”
AKA-DER Kızılay Şube olarak 28 Haziran Pazar günü saat 17.00’da Konur Sokak’ta 2 Temmuz Sivas katliaminı anma etkinliği gerçekleştirdik. Anma etkinliğinde Kaçıncı Senfoni, Gülten Akkaya sahne aldı.
Etkinlik 22 yıl önce Sivas’ta katledilen 35 can ile Gezi şehitleri, Pir Sultan Abdal, Mahir, İbo, Deniz ve tüm devrim şehitleri için yapılan saygı duruşu ile başladı.
AKA-DER temsilcisi yaptığı konuşmada katliamların sadece Alevilere yönelik değil, Anadolu’da ki tüm halklara yönelik olduğunu, devletin işçilere ve halklara düşman olduğunun altını çizerek, kurtuluşun tek yolunun örgütlenmekten geçtiğini vurguladı. Konuşma 2 Temmuz mitinginde AKA-DER saflarına çağrı yapılarak sonlandırıldı.
Etkinliğin yapıldığı Yüksel Caddesi afişler ve flamalarla donatılırken, Konur Sokak’a “Ape Musa ile Kürt, Hrant ile Ermeni, Sivas’ta Aleviyiz..Halklarız Biz Kardeşiz” yazılı pankart asıldı. Yoğun ilgi gören etkinlikte sık sık “Metal işçisi yalnız değildir” sloganı atılarak metal direnişi selamlandı.
Seyran
2 Temmuz Sivas anması kapsamında 30 Haziran 2015’te AKA-DER Kızılay Şube tarafından Seyran Mahallesi Özgürlük Parkı’nda anma etkinliği düzenlendi. Sivas-Gezi-devrim şehitlerinin isimlerinin okunması ve saygı duruşuyla başlayan anmada, Sivas’ta Alevi, Hrant’la Ermeni, Ape Musa ile Kürdüz halklarız biz vurgusuyla AKA-DER adına yapılan konuşmada, yıllardır Alevilerin uğradığı baskı, asimilasyon ve katliamlardan örgütlü güçle çıkılabileceği ve emperyalist savaşların kurbanı olmamak için halkların ortak mücadelesini büyütmenin kaçınılmaz olduğu vurgulandı. – Madımak Oteli Utanç Müzesi olsun, – Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılsın, – zorunlu din dersleri Kaldırılsın – Pir Sultan Abdal kültür etkinlikleri tekrar Sivas’a taşınsın talepleri dile getirilen konuşmada 2 Temmuz mitingi çağrısı yapıldı. Mahalle halkının yoğun ilgi gösterdiği anmada ilk olarak türküleriyle Ali Eren Çınar sahne aldı. Sonrasında Emrah Metin’in şarkı ve türküleriyle devam etti. Enel Hak Semah Ekibi ve Ortaköylüler Vakfı Lâmekân Semah Ekibi’nin sahne almasıyla etkinlik sonlandırıldı.
Dikmen
AKA-DER Dikmen Şube de, “Tarihinden Öğren, Kendi Gücüne Güven, Örgütlen” şiarıyla 28 Haziran Pazar günü Dikmen Âşık Mahsuni Şerif parkında yaklaşık 500 kişinin katıldığı 2 Temmuz Sivas şehitlerini anma etkinliği düzenledi.
Anma etkinliği 2 Temmuz şehitlerinin isimlerinin okunduğu saygı duruşu ve fotoğraflarının sahneye taşınmasıyla başladı. Etkinliğe AKA-DER Dikmen Şube bağlama kursiyerlerinin enstrümantal bağlama dinletisi ile devam edildi. Sonrasında sanatçı Serdar Çakmak sahne aldı. Sivrialan Köy Derneği Enel Hak Semah Ekibi tarafından dönülen semah ilgiyle izlendi. Sonrasında Uğur Tezcan türküleriyle anma etkinliğine destek oldu. Sahneden, etkinliğe katılan Pir Sultan Ankara Şube Başkanı ve şehit aileleri de selamlandı.
AKA-DER adına yapılan konuşmada tüm ezilen halkların kimliğine kültürüne sahip çıkması gerektiği ve birlikte mücadelenin zorunluluğundan bahsedildi. Devletin yeni katliam hazırlıklarına karşı örgütlenmeye ekmek kadar su kadar ihtiyaç duyulduğuna vurgu yapılırken, Sivas katliamını ve diğer tüm katliamların hesabını sormak için, 2 Temmuz’da Ankara Kolej meydanındaki mitinge çağrı yapıldı.
Etkinlik “Sivas’ın ışığı sönmeyecek, Sivas’ı unutma unutturma” ve “Katil devlet hesap verecek” sloganları ile sona erdirildi.
Mamak
Mamak’ta 2 Temmuz Sivas şehitlerini anma kapsamında 4 ayrı mahallede etkinlik düzenledik. 23 Haziran’da Akşemsettin’de başlayarak Şirintepe ve Tekmezar’da devam eden etkinlikler, 1 Temmuz’da Tuzluçayır meydanında Dertli Divani’nin ve şehit ailesi Zeynep Karababa’nın da katılımıyla sona erdi. Tuzluçayır etkinliği öncesinde Tekmezar’dan yol trafiğe kapatılarak meydana yürüyüş düzenlendi. İlk 3 etkinliği Halkevi ve Imat-der ile, Tuzluçayır’dakini ise ADAD, Halkevi ve BDSP ile düzenledik. Duyurusunu günler önceden afiş ve mahallelerde bildiri dağıtımı şeklinde gerçekleştirdiğimiz etkinliklerde alanda da Gerçeğe Hü satışı yapıldı.
Sivas şehitleri ve tüm devrimci şehitlerimizin için saygı duruşuyla başlayan etkinliklerimiz, tarihimizde bizlere yaşattıkları katliamları hatırlatarak ve unutmadık sloganıyla devam etti. Katliam odağından çıkmak için örgütlenme çağrısının ve sloganının sık sık yapıldığı etkinlikler deyişler ve semah ile sona erdi. Tuzluçayır’daki etkinlikte ise AKA-DER Hasret Semah Ekibi semah döndü.
2 Temmuz çalışmaları sonucunda da aldığımız kararla, etkinliklerden elde ettiğimiz iletişim numaralarından ve birebir tanıştığımız dostlar ile 2 Ağustos’ta Hacı Bektaş Gezisi örgütlüyoruz.
Sivas Şehitleri Ölümsüzdür!
Sivas’ın Işığı Hiç Sönmeyecek!
2 Temmuz Ankara Miting
2 Temmuz 2015’te Sivas katliamının 22. yıldönümünde Ankara Kolej Meydanında anma mitingi düzenlendi. Devrimci kurumlar, demokratik kitle örgütleri, siyasi partilerin katıldığı miting saat 17.00’da Toros Sokak’tan binlerce kişinin yürüyüşüyle başladı. AKA-DER olarak “Emperyalizm ve çeteleri yenilecek halkların ortak mücadelesi kazanacak” pankartıyla mitinge katıldık. Dövizlerimiz ve ve ajitasyonlar ile Madımak Oteli Utanç Müzesi olsun, Diyanet İşleri kaldırılsın, zorunlu din dersleri kaldırılsın, Pir Sultan Kültür Etkinlikleri Sivas’a taşınsın taleplerimizi dile getirdik.
Miting Sivas’ta katledilen 35 can, Gezi Direnişi ve devrim şehitleri için saygı duruşu ile başladı. Saygı duruşunun ardından tertip komitesi adına basın açıklaması okundu.
Dağıttığımız dövizler ve bildirilerimizde Dersim’in, Sivas’ın, Maraş’ın, Çorum’un hesabını sormak, katliamlar odağından çıkmak ve geleceğe umutla bakabilmek için şimdi örgütlenme zamanı olduğu ve Kürt halkının kazanımlarından ders çıkartarak halklar arasındaki dayanışma ve birlikteliği güçlendirmemiz gerektiği vurgusu yaptık.
‘Artık Herkesin Bir Hikâyesi Var’
Devrim şehitleri için yapılan saygı duruşu ardından, AKA-DER Sarıyer Şube adına bir konuşma yapıldı.AKA-DER temsilcisi yaptığı konuşmada; devrimci önderleri, Gezi şehitlerini, Kobanê’de ölümsüzleşenleri anarak, işçi cinayetlerinde katledilen işçiler, katledilen kadınlar, çocuklar, halklar ve tarihin her döneminde direnenler olarak, Gezi Direnişi’nde sokakları doldurduğumuzu ve direnişin burjuvazinin en büyük korkusu olduğunu belirtti, örgütlü güç ile direnişi büyütme çağrısı yaptı.
Konuşmanın ardından Ortak Sahne oyuna başladı. Oyun; yaşanan elektrik kesintisine rağmen, sahnenin mumlarla aydınlatılmasının ardından direniş ruhuyla devam etti.
Oyunun ardından etkinlik dayanışma çağrısıyla bitirildi.
Ethem Sarısülük vurulduğu yerde ve saatte anıldı
Anma Ethem’in vurulduğu saatte 17.37’de saygı duruşuyla başladı. Gezi şehitlerinin isimlerinin hep bir ağızdan haykırıldığı anma’ya kitle örgütleri, Ethem Sarısülük’ün annesi, kardeşleri, abisi ve Sırrı Süreyya’nın katıldığı anma konuşmalarla devam etti. Avukatı Kazım Bayraktar’ın da konuştuğu eylemde, annesi Sayfi Sarısülük’ün oğlunun vurulduğu yere geldiğinde gözyaşlarını tutamadığı bu anda kitle “Anaların öfkesi katilleri boğacak, Ağlama anne evlatların burada” sloganlarıyla destek verdi. Konuşmasında “Ethem’in mezarı başından geldiğini belirten Sayfi ana o bana sarılamasa da ben ona sıkıca sarıldım. Hepinize çok teşekkür ediyorum” diyerek konuşmasını bitirdi. Anmanın devamında Sırrı Süreyya Önder konuşma yaptı. Gezi Direnişi’nin bir milat olduğunu belirten Önder, “Gezi’nin bittiğini sananlar yanılıyor. İsyanımız büyüyerek geliyor. Bu acıları bizlere yaşatan bu sistemin artık sonu geldi. O son tokadı biz vuracağız tüm şehitlerimizin hesabını soracağız” dedi.
Gezi Direnişi’nde şehit düşen “Abdullah Can Cömert, Ahmet Atakan, Ali İsmail Korkmaz, Mehmet Ayvalıtaş, Medeni Yıldırım, Berkin Elvan, Hasan Ferit Gedik, Ethem Sarısülük” hep bir ağızdan burada denilerek anıldı.
Ardından kurumlar adına hazırlanan basın açıklaması okundu. “Gezi Direnişi’nde yoldaşlarımızı katledenlerden hesap soracağız. Gezi artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak diyen milyonların öfkesi bugün fabrikalarda yankılanıyor. İşçiler Gezilerini yaratıyor. Bursa’da başlayarak birçok yere sıçrayan metal işçilerinin direnişi bize yol gösteriyor. Gezi isyanı örgütlenerek büyüyor” denildi. Eylem öncesinde Yüksel Caddesi’ne Ethem yoldaşın pankartı asıldı. “Bugünlerden geriye bir yarına giden kalır birde yarınlar için direnenler.”
Oyalamaya son! Kamp Armen Ermeni halkına iade edilsin
Yapılan açıklamada “Kamp Armen, koşulsuz bir biçimde ve ivedilikle Ermeni halkına iade edilmelidir! Devletin, dört bir yandan yürüttüğü gasp ve inkar politikalarına, kapalı kapılar ardında süren, yönelttiğimiz tüm sorulara rağmen detayları kamuoyuyla paylaşılmayan çözüm arayışlarına karşı Kamp Armen’in tapusu iade edilene kadar mücadelemizin süreceğini duyuruyor, halklarımızı Kamp Armen’e gelmeye ve direnişimizi desteklemeye çağırıyoruz.” denildi.
Açıklama “Tarihleri İnkâr, Tarihleri Katliamdır”, “Yaşasın Halkların Kardeşliği” sloganları ile sonlandırıldı.
Antakya’da 2 Temmuz ve Halil Aksakal anması
Antakya Arap Alevi Gençlik Meclislerinin çağrısıyla Antakya Harbiye’de Sivas katliamı anması ve Tel Abyad’da şehit düşen Halil Aksakal’ın ölümünün 7. günü olması sebebiyle mezarlığa ziyaret ve aileye taziye gerçekleştirildi.
Harbiye’de Ali İsmail Korkmaz Alanı’nda toplanan kitle “Madımak’ta Pir Sultan Kerbela’da Hüseyin Tel Abyad’ta Halil’iz Bir Gider Bin Geliriz” yazılı pankart ile ajitasyonlar ve Arapça, Türkçe, Kürtçe sloganlar ile Karyer Mezarlığı’na yürüdü. Mezarlıkta tüm devrim şehitleri için saygı duruşu yapıldıktan sonra hem Arapça hem de Türkçe okunan basın açıklaması gerçekleştirildi.
Okunan basın metninde bu devletin tarihinin kan ve katliam olduğuna, bunun Dersim’den, Çorum’dan, Maraş’tan ve Sivas’tan iyi bilindiğine ve devletin Alevileri katletme geleneğini Gezi Direnişi’nde de sürdürdüğü vurgusu yapıldı. Suriye’de süren emperyalist savaşın katilleri olan çetelerin bugünün Sivas katliamcıları olduğu vurgulandı. Son olarak Tel Abyad’da şehit düşen Halil Aksakal’ın Arap Alevi gençlerin mücadelesine daima ışık tutacağı söylenerek açıklama sloganlarla sonlandırıldı. Basın açıklaması sonrası eylem sonlandırılarak Halil Aksakal’ın ailesine taziyeye gidildi.
IMF’ye boyun eğmeyen Yunanistan halkının yanındayız!
“Direnen Küba’nın, savaşan Rojava ve Filistin halklarının, umudu büyüten Venezulla’nın yanında olduğumuz gibi bugün de boyun eğmeyen Yunanistan Halkının yanındayız!” demek için bugün buradayız. “Bizler, yüzünü umuda dönen, verdiği mücadele ile sokakları özgürleştiren Yunanistan halkına karşı yapılan bu onursuzlaştırma ve baskı altına alma çabasına, halkı ekonomik sıkıntılar içinde boğmaya bu kadar istekli AB politikalarına karşı Yunanistan halkıyla dayanışma içinde olacağız. Enternasyonel dayanışmayı büyüterek, Venezuela’dan Yunanistan’a uzanan bu sindirme, baskılama ve itibarsızlaştırma politikalarına karşı halkların ortak mücadelesini yükselteceğiz. Tüm dünya halklarını, IMF ve AB eliyle uygulanan dayatmacı politikalara karşı Yunanistan halkının yanında durmaya çağırıyoruz.”
Tel Abyad’da şehit düşen Halil Aksakal anıldı
Ankara Yüksel Caddesinde “Tel Abyad-Grê Spî’de Şehit Düşen, Enternasyonal Özgürlük Taburu Komutanı, MLKP savaşçısı Halil Aksakal (Mazlum Aktaş) için anma yapıldı. Saygı duruşuyla başlayan anma sloganlarla devam etti.
“Yaşasın Siper Yoldaşlığı, Yaşasın Devrimci Dayanışma, Mahir Arpaçay Ölümsüzdür”
Kobane’de şehit düşen Mahir Arpaçay için Ankara Yüksel Caddesi’nde basın açıklaması yapıldı. Açıklama atılan sloganlarla bitirildi.
Nikaragua, doğayı katledecek kanal projesine karşı eylemde
Nikaragua’da 10 binden fazla kişi, Atlas Okyanusu’nu Büyük Okyanus’a bağlayacak 44 milyar dolarlık kanal projesini protesto etti.Eylemciler, kanalın binlerce kişiyi topraklarından edeceğini, bölgede çiftçilik faaliyetini bitireceğini savunuyor. Nikaragua gölünün civarında tatlı su kaynaklarının zarar göreceğini belirten eylemciler, yaptıkları yürüyüşte duvarlara “Hainler” yazılamaları yaptı.
Eylemciler, Devlet Başkanı Daniel Ortega’nın bu projeyle ülkeyi Çin’e sattığını söylüyor.
Kanalın olumsuz olarak etkileyeceği 47. bölgede yapılan yürüyüş, ikinci ulusal eylem.
Kaynak: Revolution News
Günay Özarslan ölümsüzdür!
Suriye’ye saldırı niyetinde olanların içeride de kamuoyunu sindirmeye çalıştığı izlenimi yaratan baskınlarda, Suruç katliamı şehitlerinin en çok sahiplenildiği semtlerin seçilmiş olması dikkat çekerken İstanbul’daki baskınlara Bursa’dan takviyeyle birlikte 5000 polis katıldı.
Günay Özarslan’ın avukatlarının verdiği bilgiye göre vücudundan 15 mermi çekirdeği çıkarıldı.
Bağcılar’daki evinde ailesinin gözleri önünde polis tarafından öldürülen Halk Cephesi’nden Günay Özarslan’ın Adli Tıp’taki otopsi işlemleri tamamlandıktan sonra, Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının verdiği bilgiye göre Özaslan’ın vücudundan 15 mermi çekirdeği çıkarıldı.
Burjuva medya Halk Cephesi’nden Özarslan’ın polise silahla karşılık verdiği ve çatışma sonucu öldürüldüğü yalanını servis etse de, Özarslan’ın avukatı Özgür Yılmaz, Özarslan’ın slogan atmak için yan odadaki cama çıkmaya gittiğini ve bu sırada polisin eve girerek Özrslan’ı öldürdüğünü belirtti.
Günay Özarslan için birçok kentte eylem yapılırken İstanbul’da Halk Cepheli devrimci Günay Özarslan’ın evinde polis tarafından katledilmesi ve cenaze töreninin polis saldırılarıyla engellenmesine ilişkin suç duyurusunda bulunan avukatlara polis saldırdı.
Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önünde, suç duyurusunda bulunmadan önce açıklama yapmak isteyen avukatlara saldıran polis ÇHD’li avukatları yerlerde sürükledi. Görüntü almaya çalışan Diha ve İMC TV muhabirleri de polis saldırısına maruz kaldı. Polis saldırısının ardından açıklama yapan Mahpullah Özarslan ise, “Çocuğum beni Gazi’de toprağa verin diye vasiyet etti. Ben 80 yaşındayım. 5 gündür çocuğumu toprağa defnedemiyorum. Günlerdir gaz atıyorlar bize. Dumanların içinde çaresiz kaldık. Derdimi kime anlatayım?” diye isyan etti.
ÇHD Genel Merkez Yönetim Kurulu üyesi Avukat Güray Dağ da, “Tüm maddi olgular Günay Özarslan’ın açık bir şekilde infaz edildiğini gösteriyor. Polisin yalanlarla infazın üstünü örtmesine ve delilleri karartmasına izin vermeyeceğiz” şeklinde konuştu.
Ankara’da ise Günay Özarslan’ın öldürülmesini protesto etmek için oturma eylemi yapanlara polis saldırmış ve 13 kişi gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınanlardan Taner Özer, Mehmet Er, Hasan Koç, Eren Coşkun, Eda Arı, Abdurrahman Aziz Arslan tutuklama talebiyle sevk edildikleri mahkeme tarafından tutuklandı.
Geriye kalanlardan 2 kişi serbest bırakılırken, 5 kişi de denetimli serbestlikle salındı.
Tutuklananlar Kaldıraç okuru Hasan Koç, Partizan okuru Taner Özer, Mehmet Er ve Halk Cepheli Eren Coşkun, Eda Arı ile Abdurrahman Aziz Arslan Sincan F Tipi Hapishanesine gönderildi.
Okurumuz Hasan Koç, Sincan 1 No’lu F Tipi Hapishanesi B-1-02-41 nolu hücreye konulmuştur.
Diğer yandan Gazi Mahallesi’nde bekletilen cenazeye 3 gün boyunca saldırıldı. Gazi Cemevi ve çevresini günlerce abluka altında tutan polisin tazyikli su ve yoğun gaz bombalı saldırısı nedeniyle Özarslan’ın ailesi ve HDP’li vekillerin de olduğu kalabalık uzun süre cemevinde mahsur kaldı. Cenazenin Gazi Mahallesi Mezarlığı’na yürüyüş ile götürülüp tören düzenlenmesi için polis ile görüşmeler yapıldı. Gazi Karakolu’nda süren görüşmelerde polis cenazede slogan atılmasına ve pankart açılmasına izin vermeyeceklerini söyledi. Görüşmelerden bir sonuç çıkmaması üzerine kitle oturma eylemi yapmaya başladı. Toma ve akrepler kitlenin üzerine tazyikli su ve biber gazı ile saldırdı.
2’si gazdan etkilenen 3 kişi hastaneye kaldırıldı. Gazi Mahallesi halkı kitleye camlardan süt ve limon uzatarak ve kapılarını açarak sahip çıktı. Çıkan çatışma sonrası göğsüne isabet eden 3 kurşunla ağır yaralanan çevik kuvvet polisi Muhammet Fatih Sivri, kaldırıldığı Taksim İlk Yardım Hastanesi’nde öldü. Polislerin birçok defa cemevini kuşatmasına rağmen Günay Özarslan’ın kavga yoldaşları bütün saldırıları püskürttü, cemevine yönelik bu saldırı Alevi kurumları tarafından İstanbul ve İzmir’de protesto edildi. Alevi kurumları tarafından hazırlanan ortak açıklama Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Baki Düzgün tarafından yapıldı.
HDP Milletvekili Ali Kenanoğlu, Turgut Öker ile CHP Milletvekilleri Aykut Erdoğdu ve Hilmi Yarayıcı’nın da katıldığı basın açıklamasında 24 Temmuz günü Gazi Cemevi’ne getirilen Günay Özarslan’ın cenaze töreninin, polisin yoğun saldırısı nedeniyle 3 gün boyunca yapılamadığı vurgulandı. Valilik önündeki eylem ve görüşmeden sonra cenazenin Gazi Cemevi’nden törenle kaldırılacağı açıklandı.
Binlerce polis, 13 toma, 8 akrepe karşı 3 gün boyunca direnen, Günay Özarslan’ı sahiplenen halk saat 16.00’ya yapılan çağrıda binler oldu. Cemevi önünde başlayan toplanmadan sonra Gazi Halk Meclisi önünde kortejler kurulmaya başlandı. Yürüyüş boyunca kortej kendi güvenliğini sağladı, Halk Meclisi önünden Gazi Mezarlığı’na kadar yapılan yürüyüşte sık sık “Günay Özarslan Ölümsüzdür”, “Devrim Şehitleri Ölümsüzdür” sloganları atıldı.