Ana Sayfa Blog Sayfa 289

Çağlayan Adliyesi’nde Berkin için adalet eylemi

 

Savcının rehin alınmasını internet üzerinden dışarıya duyurarak, savcının serbest bırakılması için talepler 5 madde ile sıralandı:

1- Berkin Elvan’ı katleden polislerin canlı yayına çıkarak itirafta bulunmaları,

2- Polislerin Halk Mahkemelerinde yargılanmalar,

3- Bugün kadar, Berkin Elvan için yapılan eylemlere katıldıkları gerekçesiyle haklarında soruşturma açılan, işten atılan, tutuklanan herkesin suçlamalarının kaldırılması,

4- Bu üç saatin ardından güvenli bir şekilde ayrılmalarının sağlanması,

5- Oluşturulacak bir heyetle iletişim kurmak.

Oluşturulacak heyette bulunmasını istedikleri kişiler ise şunlardı: Ümit Kocasakal, Sezgin Tanrıkulu, ÇHD’den bir avukat, Halk Meclislerinden bir kişi.

“Haklı olan bizleriz. Buna inanıyoruz.”

Canlı röportajda 19 Aralık katliamını ve 30 mart Kızıldere’yi de hatırlatan devrimciler, adaletin sağlanacağını söylediler ve şu sözleri sarf ettiler:

“Buradan Berkin Elvan’a ve tüm gezi şehitlerine, Ali İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Medeni Yıldırım ve diğer gezi şehitlerinin ailelerine buradan selamlarımızı gönderiyoruz. Onları çok seviyoruz. Şehitlerimizi de çok seviyoruz. Ve onların hesabının sorulacağını defalarca söylemiştik. Bugün de o hesabın sorulma günü, onun bir parçasıdır. İçleri rahat olsun. ”

Eylemin başlangıcında verilen üç saatlik süre yapılan görüşmelerle uzatılırken, arabulucular ile yapılan görüşmeler neticesinde, taleplerini sadece katil polislerin açıklanması olarak netleştirerek, yanıt beklediler. Bu görüşmeler sırasında, Berkin Elvan soruştırmasına ilişkin bir çok belgeyi yayınlayarak, şüpheli olan polislerin tamamının isimlerini ortaya çıkardılar.

Saat 20:00’ye kadar süren görüşmeler neticesinde, talebin kabul edildiğine dair haberler çıkarken, açıklamayı görüşen avukatlarla birlikte yapması istenen emniyet yetkililerinin bunu kabul etmemesi neticesinde görüşmeler kesilmiş, arkasından özel tim’in saldırısı ile iki devrimci, Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol direnerek hayatını kaybederken, savcı M. Selim Kiraz da, polisin saldırısı sonucu hayatını kaybetti.

Devlet, halk düşmanı olduğunu bir kez daha kanıtlayarak, savcısının hayatını korumak yerine katil polislerini koruyarak bir katliama daha imzasını atmış oldu.

Devrimcilerin cenazeleri kaçırıldı

Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol’un cenazelerinin ertesi gün, Gazi mahallesine getirilerek tören yapılmasını engelledi. Bunun için gün boyunca, Adli Tıp önünde toplanan insanlara saldırarak, gözaltına alarak terör estirdi. 31 Mart akşam saatlerinde cenazeleri kaçırarak, Şafak Yayla’nın cenazesini Giresun’a, Bahtiyar Doğruyol’un cenazesini Ankara’ya götürdü.

Bahtiyar Doğruyol’un cenazesi gece saatlerinde Ankara, Karşıyaka mezarlğına defnedilirken, 1 Nisan günü, Halk Cephesi’nin çağrısı ile toplanan kitle tarafından anma töreni gerçekleştirildi.

Şafak Doğruyol’un cenazesi, Giresun’da bulunan köyünde, bir grup faşistin jandarma gözetiminde saldırısına uğradığı bir ortamda defnedildi.

Berkin için adalet isterken şehit düşen iki devrimci, Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol ölümsüzdür!

 

Fidel Castro’dan Maduro’ya mektup

ABD ile Venezuela arasındaki gerilim artarken, Küba Devrimi’nin lideri Fidel Castro’dan Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’ya bir tebrik mesajı yolladı.

Fidel’in mesajı şöyle:

Sevgili Nicolas Maduro

Bolivarcı Venezuela Devlet Başkanı

ABD hükümetinin zalimce planlarına karşı yaptığın muhteşem ve kahramanca açıklamadan dolayı tebrik ederim.

Sözlerin, insanoğlunun gerçekleri bilmek ve gerçekliğin farkında olmak zorunluluğunun kanıtı olarak tarihe geçecek.

Yoldaşça

Fidel Castro Ruz

9 Mart 2015

 

Venezuela’da ‘Anti-emperyalist Yasa’ kabul edildi

Anti-emperyalist Yasa, Devlet Başkanı Nicolas Maduro’ya yasa çıkartabilmesi için özel yetkiler veriyor. Maduro artık “Adalet, özgürlük, bağımsızlık, ulusal egemenlik, cezasızlık, toprak bütünlüğü, kendi kaderini tayin hakkı ve barış” konularında yasal düzenlemeler yapabilecek. “ABD tarafından gelecek tehdit ve saldırılara karşı” yasal müdahalede bulunabilecek. Ancak yetkinin sınırları henüz net değil.

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro: ‘Obama Bir Frankestein’dır’

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Venezuela’nın ABD’nin ulusal güvenliğine olağanüstü tehdit oluşturduğu ilanı ve 7 Venezuelalı üst düzey görevlinin vizelerini iptal etmesine sert karşılık verdi. Maduro, “Obama bir Frankestein’dır.” ifadesini kullandı.

ABD’nin yaptırımlarının şimdiye kadar Venezula’ya yönelik en büyük saldırı olduğunu belirten Maduro, “ABD gibi bir gücün bu tehdidi orantısız, kaba ve haksız olmasının yanında yasa dışıdır” diye konuştu.

Venezuela’daki ‘emperyalist iş birlikçi muhalefetin beceriksiz çıkması üzerine ABD’nin hükümeti devirmek için bizzat kolları sıvadığını belirten Maduro, Obama’yı darbecilikle suçlayarak ABD’nin ülkesine karşı müdahale zemini yaratmaya çalıştığını söyledi.

Venezuela’dan ABD’ye Karşı Tedbirler

26 yıl önce Venezuela’da emperyalizme karşı başlatılan ve yaklaşık 3 bin kişinin öldürülmesiyle sonuçlanan Caracazo İsyanı anmasında konuşan Devlet başkanı Nicolás Maduro, ABD’nin Venezuela’ya karşı devam eden müdahelelerini önlemek amacıyla dört maddeden oluşan tedbir paketini açıkladı. Maduro, Venezuela çalışan ABD diplomatlarının yeniden incelenerek azaltılacağını ifade etti.

Venezuela Dışişleri Bakanı Delcy Rodriguez Pazartesigünü yaptığı açıklamada, ABD Büyükelçiliği’nin 15 gün içinde personel sayısını 17’ye indirmesi gerektiğini açıkladı. Rodriguez, bu sayının düşürülmesi ve çalışacak olanlar hakkındaki bilgilerin Venezuela devletine iletilmesi için gerekli ve yeterli olacak 15 günün verildiğini de sözlerine ekledi.

Açıklama Bakan’ın ABD Venezuela Büyükelçisi Lee McClenney yaptığı görüşmesi sonrası yapıldı.

ABD’den gelen turistlerin artık vize alması gerektiği de hatılatırken; Bakanlık bu önlemlerin uluslararasıhukuka uyduğunu, ve egemen ülkeler arasında olması gereken üst düzey tekabüller sonucu yapıldığını hatırlattı.

Venezuela’nın ABD Büyükelçiliğinde 17 personel bulunmasına rağmen; ABD’nin Venezuela Büyükelçiliği’nde 100 kişi çalışıyordu.

Maduro tedbirlerle ilgili açıklamasında “İnsan haklarını ihlal etmiş ve Irak’ı, Suriye’yi ve Vietnam’ı bombalayanların” Venezuela’ya giriş yapmalarına için izin verilmeyeceğini söyleyerek “Başta George W. Bush, Dick Cheney, George Tenet, Robert Menendez, Marco Rubio, Ileana Ross-Lethinen, ve Mario Díaz Balart isimlerinin yer aldığı bir anti-terörist listesi hazırlanacak, bunlar Venezuela’ya giremeyecek” dedi.

 

ABD saldırılarına karşı Venezuela ile dayanışma kampanyası

ABD Başkanı Barack Obama’nın, Venezuela’nın kendileri için ulusal tehdit oluşturduğu ve Venezuela’ya karşı yaptırım çağrısına karşı; Venezuela ile dayanışma için imza kampanyası başlatıldı.

Kampanyada ABD’nin Venezuela’ya karşı eylemleri ve karalama kampanyası reddedilirken; ABD Başkanı Barack Obama iki ülke arasındaki ilişkileri Venezuela halkının yaptığı demokratik tercihlere saygı çerçevesinde diplomatik boyuta taşımaya ve Venezuela’nın içişlerine müdahaleden vazgeçmeye çağırıldı.

 

direnisteyiz.org

 

 

Venezuela’da darbe girişimi ile ilgili yeni belgeler

Maduro katıldığı haftalık televizyon yayınında bu hafta, ABD’de kaydedilen ve darbe girişimi ile ilgili daha fazla bilgi sağlayan yeni bir Skype konuşmasına ulaşıldığını açıkladı. Maduro New York’tan bağlantı sağlayan Carlos Manuel Osuna Saraco ile bir asker arasında geçen ve Saraco’nun askere darbe süresince okuması gereken açıklamayı dikte eden konuşmayı yayınladı. Maduro ayrıca New York’tan yapılan konuşmanın yanında Miami’den ikinci bir görüşme yapıldığını da ifade etti. Bir ABD Elçilik çalışanının muhalefet ile buluşarak hazırlık aşamasında yardımcı olabilmek için gerekli belgeleri verdiği de açıklandı. Darbe ile bağlantısı olduğu için tutuklanan Belediye Başkanı Antonio Ledezme’nin de Saraco ile iletişim halinde olduğu belirtildi.

Maduro konuşmasının devamında ABD Devlet Başkanı Barack Obama’yı uyararak “Siz, Sayın Obama, karar vermelisiniz… eğer Komutan Chavez’in ayağını kaydırmakta başarısız olan George W. Bush gibi tarihe geçmek istiyorsanız…” dedi.

ABD’den gelen inkar mesajlarına ve darbe ile ilişkisi olduğu için tutuklanan Ledezma’ya ABD’den gelen desteğe karşı da cevap veren Maduro, ABD’ye “Tüm mesaj ve açıklamalarınız darbe komplocularını destekler nitelikte. Ve bu mesajlar zalim insanları cesaretlendiriyor” dedi.

Yakalanan kişilerin ifadelerine dayanarak fakat henüz kesinliği ispat edilmemiş açıklamalara göre ise darbecilerin mesajlarının CNN ve Televen’den yayılmaya başlanacağı planı yapıldığı açıklandı.

Maduro, konuşmasında “100-günlük Geçiş Planı” isimli bir belgenin kopyasını gösterdi. Bu belgede, cunta sırasında yapılacakların listesinin yer aldığı belirtilirken, planın darbe sonrası erken seçim çağrısı yapılması ve tüm kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi ile başlatılacağı ifade edildi. Geçiş hükümetinin tüm devlet çalışanlarını 180 gün içinde polisleştirmeye çalışacağı da planda yer alıyor. Plan ayrıca IMF, Dünya Bankası ve Amerika Ülkeleri Kalkınma Bankasına Venezuela’yı ‘kalkındırmak’ için biçilen role de yer veriyor.

Maduro yakalanan darbecilerden alınan bilgilerin ancak tüm bilgilerin yüzde birini oluşturabileceğini ve ilerleyen haftalarda daha ayrıntılı bilgilerin verileceğini ifade etti. Muhalefet liderlerini silahlı bir mücadeleden uzak durmaları konusunda uyaran Maduro, onlardan anayasaya saygı göstermelerini istedi.

UNASUR ABD’nin Venezuela’yı İstikrarsızlaştırma Çabalarına Karşı Çıkıyor

Güney Amerika Uluslar Topluluğu (UNASUR), Venezuela’ya darbe girişimine karşı, Venezuela’nın yanında olduklarını açıkladı.

UNASUR genel sekreteri Ernesto Samper, UNASUR içindeki her devletin Venezuela’ya karşı yapılan saldırıları istisnasız reddettiğini söyledi. Ernesto Samper, sadece bu yıl 50’den fazla darbeci eylemin olduğunu, Venezuela’ya darbe girişiminin arkasında ABD’nin olduğunu ve bunu kanıtlandığını söyledi.

 

ABD, GDO’lu tahıllarını zorla Afrika’da pazarlamaya çalışıyor

Afrika Biyo-güvenlik Merkezi’nden Haidee Swanby “ABD, dünyanın en büyük GDO üreticisi ve Afrika’da GDO’lu tahıllar için yeni pazarlar arıyor. ABD yönetiminin stratejisi, Afrikalıları GDO’lu ürünlerin potansiyel tehditlerine karşı korumak yerine Afrika ülkelerinde ABD tarım çıkarlarını teşvik eden biyo-güvenlik yasaları üretmekten oluşuyor.” diyor.

Yeni rapor ayrıca tarım devi Monsanto’nun Afrika ülkelerinde biyo-güvenlik mevzuatını nasıl etkilediğini, kendi ürünleri için nasıl düzenleyici onay kazandığını ve GDO’lu mısır gibi ürünlerin pazara girişinin yolunu nasıl açtığını açığa çıkarıyor.

Sadece dört Afrika ülkesi -Güney Afrika, Mısır, Burkina Faso ve Sudan- ticari GDO’lu ürünleri piyasaya sürmüş durumda. Ancak genetiği değiştirilmiş mısırın durumu, milyonlarca Afrikalının başlıca gıdası olduğu göz önüne alındığında, epey tartışmalı.

Güçlü biyo-güvenlik yasalarının yıllardır yürürlükte olduğu Avrupa ve diğer ülkelerin aksine çoğu Afrika ülkesinde hala bu tür yasalar yok. Şu anda sadece yedi Afrika ülkesinde işlevsel biyo-güvenlik yapıları var.

Küresel olarak, geçtiğimiz on yılda GDO’lu ürün piyasası ciddi olarak biyo-güvenlik yasa ve yönetmelikleriyle kontrol altına alınmış durumda. Ayrıca GDO’lu gıda ve ürünler, özellikle Avrupa olmak üzere, birçok ülkede tüketiciler tarafından doğrudan reddediliyor.

Afrika Biyo-güvenlik Merkezi çalışanı Haidee Swanby’a göre “Güney Afrikalı çiftçiler GDO’lu mısır, soya ve pamuk yetiştirmekte 16 yıldan fazla deneyime sahip. Ancak GDO’lu ürünlerin gıda güvenliğini sağlayacağı vaadi hala yerine getirilmedi. Tersine Güney Afrika’nın gıda güvenliğinin düşüşte olduğu bildirildi. Şu anda mısır ihracatı yapılsa bile Güney Afrika’nın neredeyse yarısı gıda güveliğine sahip değil. Güney Afrika deneyimi GDO’lu ürünlerin sadece iyi kaynaklara sahip az sayıda çiftçiye finansal yarar sağlayabileceğini gösterdi. Afrikalı çiftçilerin büyük çoğunluğu sentetik gübre ve kimyasallara bağımlı pahalı tahılları yetiştirmeye durumu el vermeyen küçük çiftçilerden oluşuyor.”

Yeşil Gazete, direnisteyiz.org

 

Venezuela ABD’nin emperyalist müdahalelerine direniyor

ABD, Venezuela’yı ulusal güvenliğe tehdit ilan etti

ABD, Venezuela devletinin ulusal güvenliğe tehdit oluşturduğunu ilan ederek yaptırım kararları aldı. Venezuela, ABD’nin bu kararına sert tepki gösterdi.

Barack Obama’nın imzaladığı başkanlık emriyle Venezuela hükümeti görevlisi 7 kişi hakkında yaptırım kararı alınırken bu gelişmenin Venezuela’ya yönelik daha geniş bir saldırının ilk adımı olduğu yorumu yapılıyor.

Venezuela Dışişleri Bakanı Delcy Rodriguez, ülkesinin ABD ile olan ilişkisini karşılıklı saygı ve eşit egemenlik ilkeleri üzerine kurmaya devam edeceğini belirtti.

Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest ise yaptığı açıklamada Venezuela’nın siyasi rakiplerine yönelik tavrı sebebiyle derin endişe duyduklarını söyledi. Earnest, “Venezuela problemlerini muhalifleri suçlulaştırarak çözemez” dedi. Beyaz Saray açıklamasında Venezuela’ya siyasi tutukluları serbest bırakma çağrısı da yapıldı.

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, “Darbe girişimini püskürttükten sonra ABD ve Obama hükümetimizi devirme görevini bizzat üstlenmiş durumda” dedi.

 

ABD’de Adalet Bakanlığı’nın Ferguson polisi ile İlgili raporu

ABD’de, Ağustos 2014’te polis tarafından katledilen 18 yaşındaki siyah genç Michael Brown’un ardından yeniden su yüzüne çıkan ırkçılık Adalet Bakanlığının raporunda da yer aldı. Brown’un ardından devam eden ırkçı polis cinayetleri ve polisleri yargılamayan mahkeme kararları tartışmaların odak noktasına oturmuştu.

Salı günü sonlandırılan, Çarşamba günü ise kamuoyu ile paylaşılan raporda Brown’un katili polis Darren Wilson’ın yeniden yargılanması gerek görülmezken, polisi de temize çıkarttılar. Öte yandan, polisi aklayan Bakanlık, nüfusun yüzde 67’sini siyahların oluşturduğu bölgede, “azınlıklara” karşı ırkçı önyargılara sahip olunduğunu; bölgede yaşayan siyahların sıklıkla ırkçı tavırlara maruz kaldığını da rapora ekledi.

35 bin sayfalık polis raporlarının da incelenmesi sonucunda hazırlanan raporda, 2012-2014 yılları arasında trafikte araçları durdurulanların yüzde 85’i, tutuklamaların yüzde 93’ü, ceza kesmelerin yüzde 90’ı, polisin güç kullandığı vakaların yüzde 88’ini siyahlar oluşturduğu belirtiliyor. Geçtiğimiz yılın Nisan ve Eylül ayları arasında iki günden fazla hapishanede kalanların da yüzde 95’i yine siyahlardan oluşuyor.

direnisteyiz.org

 

Çin’in 3 gemisi Aden Körfezi’nde

Çin’in Yemen’deki vatandaşlarını Aden limanına yanaşan donanma gemileri aracılığıyla tahliye ettiği bildirildi. Çin resmi medyası, Somali açıklarında deniz korsanlığına karşı uluslararası devriye görevinde bulunan 3 donanma gemisinin, dün Aden limanına demirleyerek Yemen’deki 590 Çin vatandaşını tahliye etmeye başladığını bildirdi.

DHA, direnisteyiz.org

 

İran’dan Erdoğan’a: “Geri adım atmadan Tahran’a gelme”

Zahidi, Erdoğan’ın “İran bölgeyi domine etme çabası içinde. Yemen, Suriye ve Irak’ta ne gücü varsa çekmesi lazım” sözlerine tepki olarak “Erdoğan, önce İran konusundaki tutumundan geri adım atmalı daha sonra Tahran’a gelmeli” diye konuştu.

İran meclisinin resmi internet sitesi ICANA’ya konuşan Zahidi, “Erdoğan’ın sözleri dostça olamamakla birlikte bölgedeki gerginliği de tırmandıracaktır. Bu sebepten dolayı ziyaretin ertelenmesi daha uygun olur” değerlendirmesinde bulundu.

Zahidi, Erdoğan’ın İran konusunda kullandığı ifadelerin yanlış bilgilerden kaynaklığı söyledi.

İptal Olmazsa Konuyu Meclise Taşıyacağız

İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu üyesi İsmail Kevseri de İran Dışişleri Bakanlığı’na çağrıda bulunarak Erdoğan’ın İran ziyaretinin iptal edilmesini talep etti.

İran’ın yarı resmi Fars Haber Ajansı’na konuşan Kevseri, Dışişleri Bakanlığı’nın buna kayıtsız kalması durumunda konuyu meclis gündemine taşıyacaklarını kaydetti.

Kevseri, “Erdoğan yersiz ifade kullanıyorsa bunun karşılık bulacağını anlamalı” ifadesini kullandı.

Kaynak: DHA

 

 

Perspektif

1 Mayıs 2025: Açlığa, yoksulluğa, işsizliğe, savaşa ve katliamlara, devlet terörüne,...

2024 yılı 1 Mayıs’ından sonra, hemen herkes, “1 Mayıs alanı Taksim’dir,” dedi. Her 1 Mayıs’tan sonra bu söylenir. Kimisi, “nasılsa 1 Mayıs geçti ve...