Ana Sayfa Blog Sayfa 294

NATO savaş gemileri Karadeniz’de

NATO Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Bu tatbikat, uçak ve denizaltılara karşı görev yapacak ve küçük gemilerin saldırılarına karşı hazırlık mahiyetindeki simülasyon ile temel manevraları içerecek” denildi.

Grubun komutanı ABD’li Tuğamiral Brad Williamson, “Müttefiklerimiz ile birlikte Karadeniz’de gerçekleştireceğimiz tatbikat ve eğitim, bizleri, kolektif savunma yükümlülükleri çerçevesinde NATO’nun talep edebileceği her tür misyona hazırlamakta. Burada, Türk, Bulgar ve Romen hükumetlerinin daveti üzerinde bulunuyoruz ve onların deniz kuvvetleri ile işbirliğinin güçlenmesini bekliyoruz” dedi.

Tatbikat Kırım yarımadası yakınlarında yapılacak. NATO savaş gemilerinin tatbikat yapacağı bölgede, Rus savaş gemileri de gözle görülebiliyor. ABD’li komutan Williamson, tatbikat boyunca uluslararası tüm kurallara uyulacağını belirterek, “Onlar kendi planlarını uygulayacak, biz de kendi planımızı” dedi.

Rusya geçtiğimiz hafta Kırım’da 2000 askerin katıldığı bir tatbikat başlatmıştı. Füze savunma sisteminin kullanıldığı tatbikatın 10 Nisan’a kadar süreceği açıklanmıştı.                         direnisteyiz.org

 

Bolivya’da yerel seçim sonuçları

Seçim sonuçları hakkında konuşan Álvaro García Linera “La Paz’da aldığımız yenilgi hem kısmi hem belediye düzeyinde yerel yönetimin oluşumundaki zayıflığa bağlıdır.” derken seçimlerin barışçıl, katılımcı ve demokratik geçtiğini ifade etti. Linera ayrıca, seçim sonuçlarının sol kanatın ülkedeki en büyük politik güç olduğunu gösterdiğini vurguladı.

Öte yandan Bolivya Başkanı Morales Pazartesi günü yaptığı açıklamada, seçim yolsuzlukları iddialarının yerel seçimlerde partisinin güvenilirliğini düşürdüğünü ifade ederken “La Paz’da kaybettiğimiz için üzgünüm. Seçimlerde yolsuzluk iddiaları güçlü bir şekilde propaganda edildi, eğer bunlar tepki oyu ise saygı duyuyor halkımızı tebrik ediyorum; ama MAS düşmedi ve hala en çok desteklenen parti.” dedi.

Güney Amerika Uluslar Topluluğu (UNASUR) delegasyon lideri Wilfredo Penco, Morales ile görüşerek seçimlere yüksek katılım oranı ve seçim süreci konusundaki memnuniyetlerini paylaştı.

Pazar günü yapılan seçimlerde 6 milyon kayıtlı seçmenden en az yüzde 85’inin oy kullandığı belirtildi. Seçimler sırasında kuralları ihlal ettiği gerekçesiyle bin 362 kişinin gözaltına alındığı da belirtildi.

 

 

Hindistan’da halk tecavüzcüyü hapisten kaçırarak öldürdü

Hindistan’ın Dimapur şehrinde, bölgede olan tecavüz olaylarını protesto etmek isteyen bir kitle hapishaneyi bastı. Kitle, 24 Şubat günü bir kız öğrenciye tecavüz ettiği için tutuklanan 35 yaşındaki tecavüzcüyü kaçırdı. Kitle tecavüzcüyü çırılçıplak soyduktan sonra sokakta teşhir edip döverek kilometrelerce yol sürükledi. Tecavüzcü aldığı darbeler sonucu öldü. Kitlenin ayrıca, ikinci el araba ticareti yapan tecavüzcünün işyeri ile bölgede bulunan bazı işletme ve evleri de ateşe verdiği bildirildi.

Hindistan İçişleri Bakanlığı Cuma günü yaptığı açıklamada olayla ilgili detaylı bir rapor isteyerek soruşturma başlatıldığını bildirdi.

Hindistan’da her gün 90’ın üzerinde kadın tecavüze uğruyor. Bir çok tecavüz kayıt altına alınamazken, şikayet edilenlerin de sadece yüzde 23’ü ‘cezalandırılıyor’.

direnisteyiz.org/dünyadan

 

“Bizi acılarda akraba ettiler”

Eğer ekonomik hayatın adilliği üzerinden tahsis ediliyorsa kardeşlik, dedemin anlattığına göre Aleviler değil ama Mesihi, Ermeni ve Türkler kardeşmiş Antakya’da. Oysa Habil ve Kabil de kardeşti. Ve Habil bedenen ya da hem bedenen hem de ruhen gitmeliydi. Savaşı fırsata dönüştürmeye niyetlenenler için zamanı gelmişti. Geceleri gruplar hâlinde nehir boyunca ilerleyen, “köyün içinden geçip giderken kimsenin yüzüne bakmayan” bu halkın kalbinde acaba ne gizliydi? Öfke, acı, çaresizlik… Hangisiydi? Belki de hepsi.

Dedem Asi’ye yakın, etrafı eski mezarlarla çevrili, yüksek kamışlıklar ile gizlenmiş Hıdır a.s. makamında konakladıklarını anlatırdı. Onlar için emin bir yerdi. Biraz uzakta Alevi köyü vardı ya, onlardan bir zarar gelmeyeceğini bilirlerdi. Dedemin “hure” dediği din adamları gece hepsini uyandırır, yola devam etmeleri için hemen hazırlanmalarını isterdi. Ne de olsa dağlar ve şehirler insan avına çıkmış çetelerle doluydu. Ve hatta rütbeli askerin bile bu çetelerden eksik kalır yanı yoktu. Çetelerin gece baskın yaptığı köyde, annesi tarafından çalılara gizlenmiş bir bebek için komutan şöyle emir vermişti: şunu öldürün! “ Ama o bir bebek” diye cevap veren askere “Yılanın başını küçükken ezeceksin.” diyerek emrin nasıl uygulanacağını kendi göstermişti.

Yavuz Sultan Selim’in Halep katliamından sonra Lazkiye ve Antakya’ya göç eden Alevilere, Ermeniler; İttihatçıların soykırımı ve tehciri ile Suriye’ye göç eden Ermenilere Aleviler ağıt yakmıştı. Halep katliamından yaklaşık beş yüz, soykırımdan yaklaşık yüz yıl sonra Aleviler Sivas’ta yakılmış, Hrant Dink katledilmiş, Kesab’ta Ermeniler tehcir edilmeden Aleviler katledilmeden birkaç yıl öncesinde Rakel Dink bütün bu zulmü özetlercesine şöyle demişti: “Bizi acılarda akraba ettiler.”

Aleviler tabuta Mesihiler Beyrut’a, şiarı ile Suriye’yi kan gölüne çevirenler, tarihsel kodlarını 21. yüzyılda tekrar ettiler. Kesab’dan Beyrut’a ve Lazkiye’ye kaçan Ermeniler, ardında bıraktıklarını sordu hep Kesab’dan gelenlere çünkü Alevilerin tehcir seçeneği yoktu. Yüz yıl önce babasının tehcir edildiği topraklara Samandağ’a yine aynı yöntemlerle getirilen yaşlı bir kadın şöyle diyordu onu sınıra getiren cihatçı çetelere: “O Alevi’ye ne oldu?”

Oysa cevabını bildiği ve inanmak istemediği gerçeğin sorusuydu bu: Ortadoğu’nun ileri demokrasisine Allahu ekber nidalarıyla kurban oldu. Evinin anahtarını neden seni sınıra getiren sakallıya verdin sorusunu soranlara, kapıyı kırmasın diye cevap veren yaşlı kadın şunu da ekliyordu “Bizi geri götürün orada ölelim.”

Payına ölümlerin, yoksullukların düştüğü halkların hafızası geçmişin yinelendiğinin farkındaydı elbet. Öyle olmasa Yavuz Sultan Selim Tugayları kurulmaz. Camilerden katliamlar için fetvalar verilmez enfal (ganimet) saldırısı başlatılmazdı. Öyle olmasa dün Ermenilerin mezarını hazine bulmak için kazan mezar soyguncuları bugün Alevi mezarlarını yıkmazdı. Türbe mezarlarından cesetler çıkarıp onları yok etmezdi. Öyle olmasaydı dün Dersim’de elinde kestiği baş ile fotoğraf çekilen asker bugün Suriye’de köyleri yakıp, baş kesenlere lojistik destek sağlamazdı.

Oysa dün köylere saldıran Mustafa Tobali ve çetesine karşı bir halkın tek desteği inancı ve birbirine olan bağıydı. En büyük lojistik desteğini köyün şeyhi sağlamış, parmağındaki yüzüğü eritip Osmanlı’dan sakladıkları bir silâha kurşun yapmıştı. Sinanlı dağına pusan bir grup köylü aşağı patika yoldan geçen çetecilerin üzerine kayalar yuvarlamış, tam o anda elinde silah olan da tek seferlik hakkını kullanarak herkesin yıkılmaz bildiği, öldürülmez sandığı Tobalı’yı cezalandırmıştı. Belki de bu kendiliğinden gelişigüzel örgütlülük bir köyün katliamını engellemişti. Bera’nın yakılmasını ve köyde yaşayan herkesin katledilmesini göz önünde bulundurursak kuvvetle muhtemel Ermenilerden zaman kalırsa sıra Süveydiye Alevilerine de gelecekti. Çünkü Süveydiye’de hemen hemen bütün Ermeni köyleri boşaltılmış, Antakya’dakiler göç etmek zorunda bırakılmıştı. Belki de geri döneceklerini düşündüklerinden kimse kimseyle vedalaşmamış hatta ardında bıraktığı yıkıma bakmamıştı. Kimsenin bir diğerini beklemeye zamanı olmamıştı çünkü çeteler birinin değil hepsinin, bir halkın peşindeydi. O kadar ki;

Tehcirde gece ziyarette konaklayan kafileden ayrılan bir çocuk kaybolmuş, kafileye önderlik eden din adamı bir çocuk için yüzlerce kişinin canını tehlikeye atmamıştı. Kafile yola devam etmişti. Altı-yedi yaşlarında olan bu çocuk bütün gece ağlamış, yorgunluktan bitap düşmüştü. Ertesi gün keçileri otlatmaya götüren köyün çocukları tarafından bulunmuştu. Çocukla konuşmak istediler, olmadı çünkü o Ermeni dilinde konuşuyordu; diğerleri Arapların dilinde. Ekmeklerini yağa batırıp paylaştılar. Çocuğu ziyarete geri götürüp burada yat dediler. Ertesi günlerde defalarca yanına gelip, ekmeklerini yağa batırıp, pay ettiler.

Ermeni düşmanı genç bir adam ziyaretin yanından geçerken ekmeklerini bu çocuğa uzattıklarını görünce yanlarına gitti. Yoksulluğun had safhada olduğu bu günlerde çocukların ekmeklerini paylaşması dikkatini çekmişti. “Bu kim dedi?” “Ermenidir” dediler. “Kaybolmuş ekmek veriyoruz, ziyarette yatıyor.” “Yatsın” dedi “O halde. Ekmek verecem.”

Ve

Kalbi gibi kapkara bir taş alıp çocuğun kafasını ezdi. Bizim çoban çocuklardan biri de dedemdi. Oradan hemen kaçtıklarını ve çok ağladıklarını söylemişti. Ertesi gün çocuğa bakmaya gittiklerini fakat çocuktan geriye ayaklarının ve gövdesinin bir bölümü kaldığını anlatmıştı. Dedemin anlattığına göre domuzlar, çakallar çok olurmuş bizim orda. Zavallının cesedini yarı yarıya yemişler gece.

Sanatkâr insanlar der dururdu dedem. Rakıdan şaraptan anlar, gelin çeyizlerinin dizildiği sandıklara çiçek, melek motifleri işlerlermiş. Belki de sapına gül motifi işledikleri bir bıçağın boğazlarına çalındığını gördüklerinde acı bir tebessüm ile ‘amen’ demişlerdir.

Güvendim! o

ABD ve Güney Kore’den savaş provası

Pazartesi başlayan “Foal Eagle” isimli büyük çaptaki ortak askeri tatbikata 200 bin Güney Kore askeri ve 3 bin 700 Amerikan askeri katıldı.

Tatbikatın 24 Nisana kadar devam edeceği, amacının ise ordunun, Kuzey Kore tarafından gelebilecek hücumlara karşı koyma kabiliyetini artırmak olduğu bildirildi.

Öte yandan tatbikata karşı çıkan Güney Koreli Kim Ki-jong, başkent Seul’de sabah saatlerinde bir programa katılan ABD’nin Güney Kore’deki Büyükelçisi Mark Lippert’e bıçaklı saldırıda bulunmuştu.

 

Peru’da elektrik şirketine karşı protestoya polis saldırısı

Peru’da Electro Sur Este şirketine ihale edilen elektrik hizmeti; özellikle elektriğe yapılan zam ve düşük hizmet kalitesi ile köy ve kasabalarda yaşayan halkı zor duruma düşürüyor. Protestolarda binlerce kişi bölgenin en büyük şehri olan Andahuaylas’a giden ana arterleri trafiğe kapattı. Elektrik hizmeti veren özel şirket işgal edilerek, şirketteki çeşitli eşyalara el konuldu.

Andahuaylas’ın Çıkarları İçin Mücadele Komitesi tarafından düzenlenen protestolarda, halk elektrik kullanımının ucuzlaması ve özellikle köylerdeki hizmetlerin kalitesinin arttırılmasının yanı sıra; alınan zamlı ücretlerin geri verilmesi, servis kalitesi nedeniyle yaşanan kesintilerin zararının karşılanması ve Electro Sur Este şirketi ile yapılan sözleşmenin feshedilmesini talep ediyor. Elektrik ücretleri kentlerde iki kat artarken, bazı bölgelerde ise üç kat arttırıldığı bildiriliyor.

direnisteyiz.org

Brezilya’da hükümet yanlısı ve hükümet karşıtı eylemler

Brezilya’da 15 Mart Pazar günü, sağ muhalefetin organize ettiği bir eylem ile Devlet Başkanı Dilma Rousseff protesto edildi. Muhalefetin düzenlediği eylemin sebebi devlet petrol şirketi Petrobras’ta yaşanan yolsuzluk skandalı Rousseff şirketin başkanıyken yaşandığı iddiaları idi. Başsavcılığın soruşturmasında aklanan Başkan Rousseff ise bu iddiaları reddettmişti. Rüşvet iddiasıyla suçlanan siyasilerin çoğunluğunu koalisyon hükümeti üyeleri oluşturuyor.

Pazar günü Rousseff’in yargılanması talebiyle sokağa çıkan eylemlerin en kalabalık gerçekleştiği yer, muhalefetin en güçlü olduğu Sao Paulo oldu. Sao Paulo’da 500 binden fazla kişinin sokağa çıktığı kaydedilirken; Rio de Janeiro, Belo Horizonte, ve Başkent Brasilia’de de eylemler gerçekleştirildi. Halkı sokağa çıkartan asıl nedenin ise politik ve ekonomik reform talebi olduğu ifade ediliyor.

Öte yandan Cumartesi günü Rousseff ve hükümete destek eylemleri düzenlendi. Cumartesi sokağa çıkan halk, muhalefetin bir kriz ortamı yaratarak Başkan Rousseff’i demokratik olmayan yollarla iktidardan düşürmeye çalıştıklarını savunuyor. Cumartesi günü yapılan eylemlerde 23’den fazla şehirde sokağa çıkıldığı kaydedildi.

Brezilya’da son Başkanlık seçimi Eylül ayında yapılmış, İşçi Partisi adayı Dilma Rousseff %51.64 oy oranı ile sosyal demokrat rakibi Aécio Neves’i geçerek ikinci kez devlet başkanı olmuştu.

direnisteyiz.org

 

Kuzey Kore Halk Cumhuriyeti’nden ABD’ye bir uyarı daha

DPRK Dışişleri Bakanı Ri Su Yong, İsviçre’nin Cenevre şehrinde yapılan Birleşmiş Milletler Silahsızlanma Konferansı’nda konuştu. Ri “ABD’nin artan nükleer tehditiyle baş edebilmek için DPRK’nın elinden nükleer caydırıcılık kapasitesini arttırmaktan başka bir şey gelmez. DPRK şu an ABD’yi caydırma ve gerekirse önleyici saldırı yürütme gücüne sahiptir” dedi.

 

Nepal’de anayasaya karşı binler sokağa çıktı

Toplanma sonrası kitle binlerce polisin koruduğu meclise yürümek istedi. Polis ise kitleyi durdurmak için gaz ve cop ile saldırdı. Tanıklar saldırı sonrası onlarca kişinin yaralandığını ifade etti.

Nepal’de Maocu gerillaların devlete karşı silahlı mücadelesini sonlandırarak masaya oturmasının üzerinden yaklaşık on yıl geçti. Bu süre zarfında ise anlaşmaya varılarak bir anayasa oluşturulamadı. Cumartesi yaşanan olayların temelinde ise anayasa ile yeni bir eyaletin oluşturulması tartışması yatıyor. Hükümetin devam eden müzakereleri göz önünde bulundurmadan, meclisteki siyasi gücünü kullanarak fikir birliğine varmadan yeni anayasayı geçirmeye çalışması üzerine devlete karşı savaşçıların masayı terkettiği bildirildi.

Maocu lider Prachanda Cumartesi günü yapılan eylende meclisteki egemenleri meclisten anayasayı geçirmek konusunda tekrar düşünmeleri gerektiğini ya da yeni bir siyasi baskı ile karşılaşacaklarını ifade ederek “Ölmeye hazırım ama asla insanların hakları için mücadele etmeyi bırakmayacağım” dedi.

direnisteyiz.org

 

 

İşsizlik Fonu; yağmaya açık, işçiye kapalı!

Türkiye İstatistik Kurumu’nun önceki gün açıkladığı işgücü istatistiklerine göre işsizlik son dört yılın en üst düzeyine ulaşırken, Çalışma Bakanı Faruk Çelik, İşsizlik Fonu’nda 81 milyar 393 milyon lira biriktiğini açıkladı. Ancak bu fondan, işsizlik ödeneği olarak yalnızca 8 milyar 462 milyon aktarıldı. Buna karşın fondan, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) İdaresi’ne 11 milyar 511 milyon lira, harcama yapılan kalemlerin belirtilmediği ‘diğer giderlere’ ise 4 milyar 181 milyon lira gitti.
‘Nereye aktardık, bilmiyoruz’
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin soru önergesine verdiği yanıt da fonun kullanımındaki keyfiliği gözler önüne serdi.
2010, 2011 ve 2012 yıllarında Bütçe, Özelleştirme Fonu ve İşsizlik Sigortası Fonu’ndan elde edilen kaynakların topluca proje bazında yatırım programına girdiğini belirten Yılmaz, bu nedenle işçilerin ücretlerinden yapılan kesintilerden İşsizlik Fonu’na aktarılan tutarın hangi projelere gittiğine ilişkin ellerinde bilgi bulunmadığını ifade etti.
Bakan Yılmaz ayrıca, fona aktarılan tutara karşılık olarak, yatırımlardan elde edilen gelirler veya varlık satışlarından elde edilen gelirlerden herhangi bir geri ödeme yapılmadığını bildirdi.
Hak kazanmak kolay değil
İşsizlik sigortası başvuruları, işsizlikteki yükselişe bağlı olarak rekor düzeyde arttı. İŞKUR verilerine göre, şubat ayında işsizlik ödeneği için başvuranlar, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 28,1 artarak 81 bin 808 kişiye yükseldi. Bu kişilerden yalnızca 57 bin 47’si işsizlik sigortasından yararlanmaya hak kazandı. İşsizlik maaşına hak kazanabilmek için işten atılmadan önce 120 gün kesintisiz olmak üzere son üç yıl içinde en az 600 gün sigorta primi ödemek gerekiyor. 600 gün prim ödeyenler 180, 900 gün ödeyenler 240 ve bin 80 gün ödeyenler 300 gün işsizlik maaşı alabiliyor. İşsizlik maaşı en fazla 850 TL olmak üzere, brüt ücretin ortalamasının yüzde 40’ı olarak hesaplanıyor.
İşçi Gazetesi/18 Mart 2015

Perspektif

1 Mayıs 2025: Açlığa, yoksulluğa, işsizliğe, savaşa ve katliamlara, devlet terörüne,...

2024 yılı 1 Mayıs’ından sonra, hemen herkes, “1 Mayıs alanı Taksim’dir,” dedi. Her 1 Mayıs’tan sonra bu söylenir. Kimisi, “nasılsa 1 Mayıs geçti ve...