İleri Haber’e konuşan işçilerden Erkan Yılmaz, 3 yıldır fabrikada punch operatörü olarak çalıştığını ve iş yerinde yaşadıkları sorunlardan dolayı 1 yıl önce sendikal mücadele başlattıklarını aktardı. Yılmaz, geçtiğimiz ay fabrikada çoğunluğu sağlayıp Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvuru yaptıklarını ancak başvuru günü kendilerinin işten atıldığını belirtti.
23 Mayıs’ta direnişe geçtiklerini belirten Yılmaz, fabrikada sendikalı arkadaşlara yönelik baskıların devam ettiğini, ancak buna rağmen direnişe desteğin gittikçe arttığını söyledi. Bölgede Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu diğer fabrikalardan da desteklerin geldiğini belirten Yılmaz, “Taleplerimiz karşılanana kadar mücadelemiz devam edecek” dedi.
Sendika.Org / 02 Haziran 2016
Manisa Tor Demir Fabrikasında 13 işçi direnişe başladı
Cezayir’de inşaat işçilerinin direnişi kazanımla sonuçlandı
Kayı İnşaat’ın Cezayir şantiyesinde çalışan işçilerin ödenmeyen birikmiş ücretleri ve çalışma koşullarının düzeltilmesi için başlattığı iş bırakma eylemi kazanımla sonuçlandı. İşçilerin bir hafta süren kararlı direniş üzerine inşaat şirketi, işçilerin taleplerini kabul ederek alacaklarını ödemeye başladı.
Direnişin kazanımla sonuçlanması sonrasında bir mesaj yayınlayan işçiler şunları söyledi:
“Altı aydır ödenmeyen maaşlar ve kötü koşulların düzeltilmesiyle ilgili Cezayir’de Kayı İnşaat’ta başlattığımız grevimiz altı gün sonra başarıya ulaşmıştır ve taleplerimiz işveren tarafından kabul edilmiştir.
Bir kez daha işçi sınıfının örgütlü gücü karşısında hiçbir gücün duramayacağını görmüş olduk. Kayı İnşaat yetkililerinden Setif şantiyesi ile diğer Cezayir şantiyelerinde de ödenmeyen ücretlerle ilgili gerekli adımları atmalarını bekliyoruz.”
Kaynak: İşçi Gazetesi
Avon işçileri: “Güzelliğimiz gücümüzden geliyor, gücümüz direnişten”
Yıllık 10 milyar dolar cirosu ile dünyanın en büyük doğrudan satış şirketi olarak bilinen, ABD merkezli kozmetik şirketi Avon’un, Kocaeli’nin Gebze ilçesindeki deposunda sendikalı oldukları gerekçesiyle 19 Mayıs’ta 8 kadın işçi işten çıkarıldı.
Depo, Antrepo, Gemi Yapımı, Deniz Taşımacılığı Sendikası (DGD-SEN) üyesi 8 kadın işçi, işten atılmalarının ardından Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan AVON deposu önünde “Güzelliğimiz gücümüzden geliyor, gücümüz direnişten” pankartı açarak direniş başlattı.
Basın açıklaması ile direnişe geçtiklerini duyuran işçiler adına konuşan Eylem Görgü, “İşimize dair tüm sorumluluklarımızı yerine getirmemize rağmen sendikal faaliyette bulunduğumuz gerekçe gösterilerek işimize son verdiler. İşimizi ve sosyal haklarımızı geri alana kadar direnişimizi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
Talepleri kabul edilene kadar direnişi sürdüreceklerini belirten Avon işçileriyle dayanışma da giderek güçleniyor.
İşçi Gazetesi / 31 Mayıs 2016
CHP’li belediye, direnişteki işçilerin çadırını yıktı
İstanbul’da Avcılar Belediyesi’ne bağlı taşeron şirkette çalışan ve sendikalı oldukları için işten atılan 32 temizlik işçisi, üyesi oldukları Belediye-İş 2 No’lu şube ile başlattıkları direnişlerinin 18’nci gününde saldırıya uğradılar. İşçilerin çadır kurarak belediye yönetimini her gün teşhir etmesine tahammül edemeyen CHP’li belediye yönetimi zabıtalarıyla saldırarak işçilerin çadırını yıktı.
Saldırı sonrası çadır kullanılamaz hale geldi. Belediye yönetimine tepki gösteren işçiler, saldırıların kendilerini yıldıramayacağını vurgulayarak, “Bize engel olmak isteyenlere sözümüz; direne direne kazanacağız” dediler.
İşçilerin direnişi büyüyen dayanışma eylemleri ile kararlılıkla sürüyor.
İşçi Gazetesi / 30 Mayıs 2016
Fransa’da grev, hayatı durma noktasına getirdi
Fransa’nın en büyük işçi sendikaları konfederasyonu CGT, ülkede bulunan 19 nükleer santral ve enerji sektöründe de grev kararı alındığını açıkladı. Bu akşamdan itibaren geçerli olacak grevde, hükümet binaları ve işverenler örgütü hedef alınacak.
CGT’den yapılan açıklamada, bu akşamdan itibaren geçerli olmak üzere, enerji sektöründe ucu açık grevlerin başlayacağı duyuruldu. Duyuruda, enerji sektörü çalışanlarına, hükümet binaları ve işverenler örgütü MEDEF’e ait binaların elektrik ve gazının kesilmesi çağrısı yapıldı.
Grev dalgası enerjiye sıçradı
Çağrıda ayrıca 19 nükleer santralde üretimin düşürülmesi veya tamamen durdurulması, rüzgâr enerjisi tesislerinde de aynı uygulamaya gidilmesi ifadelerine yer verildi.
CGT’den geçen hafta yapılan çağrı sonrası 9 nükleer santralde üretim durmuş ve 6 bin megavat üretim kaybı yaşanmıştı.
Öte yandan yasa tasarısı protestoları kapsamında Fransa Ulusal Demiryolları (SNCF), dün geceden itibaren süresiz greve çıktı. Grev nedeniyle şehirlerarası ulaşımda ve bazı banliyö seferlerinde yüzde 50 aksama yaşanıyor.
Fransa’da hayat felç noktasında
Grevden İsviçre, Almanya, İtalya ve İspanya seferi yapan trenler de etkileniyor.
Fransa Ulusal Pilot Sendikası, hafta başında yaptığı açıklamada, haziranda havacılık sektöründe süresiz grevin oylandığını duyurmuş ancak grevin tam olarak ne zaman başlayacağını belirtmemişti.
Geçen hafta sivil havacılık sektöründeki sendikalar da 2-5 Haziran’da büyük bir grev yapacak. Paris ve çevresindeki toplu taşımadan sorumlu RATP’de de 2 Haziran’da gece 03.00 itibarıyla süresiz grev başlayacak.
Mart sonundan bu yana sendikalar ve hükümet arasında yaşanan çalışma yasa tasarısı gerginliği, Fransa’da son bir haftada neredeyse hayatı felç noktasına getirdi. Rafinerilerdeki eylemler nedeniyle ülkenin birçok kentinde benzin bulmak çileye dönüşmüş, araç sahipleri, benzin istasyonlarının önünde uzun kuyruklar oluşturmuştu.
Tartışmalara neden olan yasa tasarısının onaylanması halinde, günlük azami 10 saatlik çalışma süresi 12 saate çıkarılacak, iş sözleşmesinde değişiklik yapmak isteyen çalışanlar işten atılabilecek, yarı zamanlı çalışanların haftalık 24 saat olan asgari çalışma süresi düşürülecek, fazla mesailerde daha az ödeme yapılabilecek.
Sendikalar ve işçi örgütleri, hükümetin tasarıyı geri çekmesini, aksi halde geri adım atmayacaklarını söylüyor. Tasarı 8 Haziran’da Senato’ya gelecek. Sendikalar, bu süreye kadar hükümete baskı yapmayı planlıyor.
İşçiler Grevi Desteklemeyen Gazeteleri Basmadı
Gazete matbaası işçileri, örgütlü oldukları CGT’nin greve destek çağrısına olumlu yanıt vermeyen gazetelerin matbaalarında iş bıraktı. Sadece greve destek veren Fransız Komünist Partisi yayın organı L’Humanite bayilere ulaşabildi.
Fransa’da işçilerin kazanılmış haklarını patronların insafına bırakan yeni iş yasasına karşı başlayan grev dalgası gazetelerin matbaalarına da yayıldı. İşçilerin örgütlü olduğu CGT (Genel İş Konfederasyonu) ülkenin gazetelerine greve destek çağrısı yaptı. Çağrıya olumlu yanıt vermeyen gazetelerin matbaalarında iş durduruldu.
Fransa’da grev nedeniyle bayilere ulaşabilen tek gazete, Fransız Komünist Partisi yayın organı L’Humanite oldu. Diğer gazeteler ise internetten yayınladı.
Kaynak: İşçi Gazetesi
Fransa’da kölelik yasası onaylandı, genel grev başladı
Fransa’daki ‘Sosyalist’ Parti (PS) hükümeti, 16 Mayıs’ta, anayasanın meclis oylamasını baypas etme yetkisi tanıyan 49/3 maddesine dayanarak yeni ‘iş reformu’ yasa tasarısını onayladı. PS hükümetinin, Fransa nüfusunun dörtte üçünün karşı çıkmasına rağmen yasayı onaylaması üzerine 2 aydır sokakları terk etmeyen işçi örgütleri genel grev kararı aldı. Fransız devleti, gösterilerde öne çıkacak gençlik örgütlerinden çekiniyor.
Fransa’nın kölelik yasası
Fransa’da, Yunanistan’da ya da Türkiye’de; burjuva devlet meclislerinden çıkarılan yasaların hepsi işçi sınıfının mevcut haklarını sınırlandırma, ortadan kaldırmaya yöneliktir. Burjuvazi, ulusal çıkar kisvesi altında her yerde işçi sınıfına kemer sıkmayı, kölece çalışmayı dayatıyor.
PS hükümetinin, “işsizliği azaltmak ve Fransız şirketlerinin rekabet gücünü artırmak” gerekçesi ile savunup onayladığı yeni ‘iş reformu’ yasası ciddi hak gaspları içeriyor.
Yasa, olabildiğince esnek çalışma yanında; işten çıkarmanın kolaylaşması, haftalık resmi çalışma süresinin de facto olarak ortadan kalkması, işten çıkarma tazminatlarının asgariye indirgenmesi gibi bir dizi maddeyi içeriyor. Yani, ücretli emekçilerin hakları tırpanlanacak, şirketlerin rekabet gücü artacak!
Sendikalar grev kararı aldı
İş yasasının onaylanmasının ardından sendikalardan grev kararı açıklamaları geldi. İlk grev 16 Mayıs gecesi itibari ile başladı. Fransa Genel Çalışma Konfederasyonu (CGT) başkanı Philippe Martinez, ‘işçilerin zorlu bir mücadeleye giriştiğini’ açıkladı.
Kitlesel iş bırakma eylemlerinin yaşanacağı kilit sektörlerin başında demiryolları, limanlar, nakliyat ve havaalanları geliyor. CGT aynı zamanda petrol rafinerilerinde de iş bırakma çağrısında bulundu. Birçok tır şoförünün de grev kapsamında yolları kesmesi bekleniyor.
Sınıf mücadelesi Avrupa’da yeni bir evreyi başlatabilir
İşçi Gazetesi’nin sorularını yanıtlayan Fransız Bilimsel Araştırmalar Merkezi’nden Sosyolog Gülçin Erdi Lelandais, Fransa’daki işçi hareketi üzerine yaptığı değerlendirmede, işçi sınıfını düzen içinde tutan dayanakların giderek yıkıldığına dikkat çekti.
Fransa’daki toplumsal örgütlülük düzeyinin henüz zayıf olduğunu belirten Lelandais, işsizliğin, hak kayıplarının artmasıyla mücadelenin radikalleşerek birleşik bir sınıf hareketine evirileceğine işaret etti, “Direniş hareketleri belli olmaz. Bazen hiç beklenmedik bir anda beklenmedik bir noktadan çok büyük kitlesel işçi hareketleriyle karşılaşmak mümkün olabilir” dedi.
Gelişmelere bakılırsa, işçi sınıfının Avrupa genelinde kapitalist saldırı yasalarına karşı yükselttiği mücadele yeni bir safhaya eviriliyor.
Kaynak: İşçi Gazetesi
Maden işçileri sömürü ve rant düzeni kıskacına direniyor
Sermaye sınıfının Ak Parti/Saray ortaklığı ile kurduğu sömürü-yağma-rant düzeneği; zaten ölümle burun buruna çalışan maden işçilerinin yaşamını tam bir cendereye aldı.
TTK, TKİ gibi kamu işletmelerine ait maden ocaklarının rodövans sözleşmeleriyle şirketlere kiralanması, işçi sağlığı ve güvenliğinin hiçe sayılarak azami kar elde etmeye koşullanmış bir sistemin egemen kılınması ve sermaye-devlet güdümlü sendikaların bu kirli sisteme onay veren tutumu, madenlerde çalışmayı kölelikle eş anlamlı hale getirdi.
Kozlu, Soma, Ermenek işçi katliamları bu kirli sömürü-rant düzeneğinin ürünüdür. İşçiler; ölmek, işsiz kalmak, sadaka dilenir duruma düşürülmek ya da bedenlerini açlığa yatırarak, bina çatılarına çıkarak, yolları kapatarak direnme ikilemiyle karşı karşıya kaldılar. İkisi de birarada yaşanıyor.
Soma’da katliamdan kurtulan işçiler işten atıldı. Yeni Çeltek’te, Kilimli’de işçiler birikmiş alacakları ve işlerini kaybetmemek için kendilerini yerin altında açlığa yatırdılar. Ermenek’te 18 işçiyi katleden şirketin 3 nolu ocağında çalışan işçiler 4 aydır ödenmeyen ücretleri için yeraltına çekileceklerini belirttiler.
İşçiler, aileleri ve dayanışma için yanlarında olan bir avuç insan ile birlikte yaşamlarını, geleceklerini karartan bu kirli çürümüş düzene karşı direniyor; İşleri, onurları, gelecekleri için…
Zonguldak Kilimli İşçilerinin Direnişi Verilen Söz Üzerine Sona Erdi
Çalıştıkları ocağın kayyuma devredilip kapatılmasıyla, birikmiş alacakları ve özlük haklarından yoksun ortada bırakılan maden işçilerinin başlattığı direniş 11’nci gününde sona erdi. İşçiler, madene inen kayyum heyeti, emniyet müdürü ve vali ile yaptıkları görüşmenin ardından kendilerine verilen, alacaklarının ödeneceği sözü üzerine direnişi bitirerek madenden çıktı.
Görüşmede kıdem tazminatı konusundaysa anlaşma sağlanamadığı belirtildi.
Zonguldak Valiliği’nden yapılan açıklamada, “İşçilerimizin alacaklarının bir an evvel ödenebilmesi için kayyum heyetince gerekli çalışmalar ivedilikle yapılmaktadır” ifadesi kullanıldı.
Eylemin sona ermesi ardından yerel medyaya konuşan işçi temsilcisi Serkan Demir, “Tüm maaşlarımızı aldık. Tazminatları da yasal sürece bıraktık. Direne direne kazandık” dedi.
Madenden çıkan işçiler sağlık kontrolünden ardından aileleri ile birlikte daha sonra İl Emniyet Müdürlüğü’ne ait otobüsle Polisevi’ne yemeğe götürüldü.
Ermenek Maden İşçileri İş Bıraktı: ‘Gerekirse Ocağa Gireriz!’
Ermenek’te 2014 yılı Ekim ayında 18 işçinin yaşamını yitirdiği maden katliamının meydana geldiği ocağın ruhsat sahibi Ermenek Cenne Linyit Kömürü Şirketi’ne ait 3 numaralı kömür ocağında çalışan 75 işçi, 4 aydır ücretleri ödenmediği için iş bıraktı. İşçiler, sorunun çözülmemesi halinde Zonguldak’taki madenciler gibi ocağa girip çıkmamayı düşündüklerini duyurdu.
İşçiler adına konuşan Mehmet Davarcı, 4 aydan bu yana ücret alamadıklarını, bugüne kadar geçimlerini sürdürmeye çalıştıklarını ancak ekonomik olarak dayanacak güçleri kalmadığı için iş bırakma kararı aldıklarını belirtti.
Dayanacak gücümüz kalmadı
Davarcı, şunları söyledi: “Patronlarımız bu zamana kadar çıkan kömürü satamadıklarını ve para kazamadıklarını söylüyorlardı. Biz de idare ediyorduk. Ama dayanacak gücümüz kalmadı. Ev kiramızı ödeyemiyoruz. Bakkala borçlarımız birikti. Bizimle ilgilenen kimse yok. İşletme yetkilileri maaşımızı isteğimiz zaman ‘Paramız olduğunda yatıracağız’ deyip çekip gidiyorlar. Kömür satamadıklarını söyleyerek maaşlarımızı vermiyor. Bu işe bir çözüm bulunmasını istiyoruz.”
Gerekirse ocağa gireriz
Biriken 4 aylık ücretlerini alıncaya kadar eylemlerini sürdüreceklerini dile getiren işçi temsilcisi Davarcı, “Gerekirse Zonguldak’taki madenci arkadaşlarımız gibi ocağın içerisine girip çıkmamayı düşünüyoruz” dedi. Bireysel kredi borçlarının bulunduğunu, ev kiralarını ödeyemediklerini ve borçlarının biriktiğini dile getiren diğer işçiler de yetkililerin bir an önce sorunlarının çözümü için yardım etmesini istedi.
İşçi Gazetesi / Evrensel – 30 Mayıs 2016
Mersin Arap Alevi Gençlik Meclisi Lazkiye’deki Alevi katliamlarını protesto etti
Arap Alevi Gençlik Meclisi adına basın açıklamasını okuyan Ali Gür, 200’den fazla insanı katleden cihatçı çetelerin emperyalist devletlerce finanse edildiğine, Türkiye’nin bu cihatçı çetelerin ikmal yeri olduğuna vurgu yaptı.
“Havuz medyasında Alevilere yönelik sistematik savaş var”
Ali Gür, Türkiye’nin cihatçı çetelere yardımıyla bölgede üstlenmiş olduğu misyonunu gözler önüne serdiği için yargılanan Erdem Gül ve Can Dündar’ı da hatırlatarak “Coğrafyamızda yaşayan Arap Alevileri, Arap Hıristiyanları, Ezidileri, Kürtleri, Süryanileri katleden bu çeteleri ülkemizde Reyhanlı, Diyarbakır, Suruç, Ankara saldırılarından çok iyi tanıyoruz. Saldırıları gerçekleştiren örgütlere olaylardan çok önce destek olduğunu açıklamış hükümetin ve güdümündeki havuz medyasının Alevilere yönelik sistematik savaşını görüyoruz. Ceble Katliamı üzerine de Sabah Gazetesi’nin “Suriye’de Esad’ın Kaleleri Yıkılıyor” başlığı kabul edilemez” dedi.
“Alevileri korkutarak seslerini kısmaya çalışıyorlar”
Basın açıklamasında Ali Gür; devletin sürekli cemevlerini, Alevilerin kanaat önderlerini, ibadethanelerini hedef gösterdiğini, Maraş Terolar’ da, Sivas Divriği’de cihatçılara hizmet edecek kamplarla yeni bir Alevi katliamını sürekli gündemde tutarak, Alevilerin korkutularak göçe zorlandığını ve Alevilerin eşit yurttaşlık taleplerini dile getirdiği bu dönemlerde seslerinin kısılmaya çalışıldığını belirtti.
Basın açıklaması esnasında sık sık “Seccel Seccel Ena 3alevi”, “Emperyalizm Yenilecek Direnen Halklar Kazanacak”, “Ortadoğu Halkları Sıklaştırın Safları” sloganları atıldı.
“Eli kanlı cihatçı çetelere coğrafyamızda geçit vermeyeceğiz”
Ali Gür basın açıklamasını şu sözlerle tamamladı; “Eli kanlı cihatçı çetelere coğrafyamızda geçit vermeyeceğiz. Bizler biliyoruz ki Alevileri, özgürlükleri için mücadele eden tüm halkları katleden bu zihniyete karşı çözüm birlikte mücadeleden, halkların direniş ekseninden doğacaktır. Yaşasın halkların direniş birliği!”
Direnmek yaşamaktır!
Eylemlerin kim tarafından yapıldığı artık fark etmiyor. Öso’su da Ahrar-u Şam’ı da El-Nusra’sı da IŞİD’i de bizim için birer katil sürüsüdür.
Suriye’de 5 yılı aşkın süredir devam eden bu paylaşım savaşımında emperyalistlerce beslenen ve sahaya sürülen çeteler halkları katletmeye, bölgeyi talan etmeye devam ediyor. Bu katliamlardan talanlardan selefi çeteler kadar bölgedeki tetikçiler ve Ortadoğu’yu gözüne kestiren emperyalistler de sorumludur. Onlar kadar vahşi, onlar kadar gözleri dönmüştür. Çeteler katil ise ABD, İngiltere, İsrail de katildir; tetikçi olan Suudi Arabistan, Katar ve bu devlet de katildir. Vahşidir, canidir, kana susamıştır.
13 Mayıs 2016’da Hama’nın güneyi Humus’un kuzeyinde bulunan El-Zara’da Aleviler katledildi.
13 Mayıs 2016’da bir ateş daha düştü yüreğimize, İkrime’de güzel gözlü çocuklarımızın katledilmesinin ardından, Adra, Maan, İştebrak, Keseb’in ardından bir ateş daha yaktı içimizi.
El Kaide’nin Suriye kolu El Nusra Cephesi, El Kaide bağlantılı Ahrar’uş-Şam ve Ehli Sünnet Tugayları, Alevi nüfusunun yoğun olduğu El-Zara Köyü’nde sivilleri katletti. Köye yapılan baskında katlettikleri canlarımızın fotoğraf ve videolarını sosyal medya hesaplarından paylaşan katil cihatçılar, daha önce de Grad füzeleriyle köyü hedef almıştı.Köy muhtarının da içinde bulunduğu bir grubu Rastan’a götürerek infaz ettiler.Aralarında kadın ve çocukların olduğu onlarca canımız kaçırıldı ve katledildi.
Aynı süreçte Kilis’i bombalayan MİT’le hareket eden Işidliler, Antep Devlet Hastanesi’nde tedavi gördü.
13 Mayıs 2016’da Sivas’ın Alevi nüfusunun yoğun olduğu Divriği ilçesinde, cihatçıların eğitileceği kamp hazırlıkları başladı.
13 Mayıs 2016’da, Maraş’ın Pazarcık ilçesine bağlı eski mera alanı ve Alevilerin yaşadığı Terolar Mahallesi’nde cihatçıların eğitilmesi için kurulacak kampa karşı “Yaşamıma, Maraş’ıma, Ovama Dokunma” diyerek Maraş’a giden canlarımız sürekli polis engeline takılarak Maraş’a girişleri engellenmek istendi. Daha önce de Terolar’da çadırlarla nöbet tutuldu, miting düzenlendi.Miting için Diyarbakır, Sivas, Antep, Mersin, Adana, Erzincan’dan gelen otobüslerin girişlerine izin verilmedi. Jandarma, mitinge gaz bombası ile saldırdı, gözaltı yaptı. 82 yaşındaki canımız Mor Ali Kabayel gaz bombaları sonucu hayatını kaybetti.
12 Mayıs 2016’da Kilis’te, Suriye’nin Işid denetimindeki bölgesinden atılan roketlerle 21 insanımız katledildi. 30 bin öğrenci okullarına gidemedi, yaşam durdu.Bir aydır katyuşa roketleriyle hedef haline gelen Kilis esnafı “Başımız sağolsun.Kilis öldü.” yazan notlar asarak kepenk kapattı.
TC Devleti; dışarıda ve içerde savaşı yoğunlaştırırken Ortadoğu’daki emperyalist paylaşım planlarının tetikçisi olmayı ilkesi haline getirmiş durumda. Burjuva medyayla gerçekler karartılıyor. TC, Işid aracılığıyla şehirlerimizde saldırıların yolunu hazırlayacak kamplar kuruyor, biz Alevi halkını hedef haline getiriyor. TC ile AB arasında yapılan mülteci kampları kurma projesinin odak noktası savaştan kaçan çocuklara yaşam alanı sunmak değil yaşam alanlarımızı paylaşarak, bizleri katledecek cihatçıları eğitmektir. Antakya’da kurulan eğit-donat kampıyla yaşam alanımızı kanın, gözyaşının hedefi haline getirme niyetindeler.Tıpkı 1938 Dersim Katliamı gibi tıpkı 1978 Maraş Katliamı, 1993 Sivas, Reyhanlı, İkrime, El-Zara Katliamı gibi.
Roketler yağıyor çocuklarımızın düşlerine, seyirci kalan kirlenir.
“Haykır acını ey halk, baş eğme haykır
bir yol kavşağındasın ve ancak
yaraların haykırışlarla onarılır…”
Biz sömürüsüz bir dünyanın düşünü kuranlarız, biz geleceğini elinde taşıyan Aleviler. Sessizliğimiz savaşı besler, sokaklara çıkıp haykırmalıyız yaşamı.
Biz Tel Abyad’ta özgürlük mücadelesi veren Halil Aksakal’ın yoldaşları, Suruç’un yeniden inşası için giden Okan Pirinç’in okul arkadaşları, Suriye’nin sesini Ankara’daki barış mitingine taşıyan Necla Duran’ın kız kardeşleriyiz.
“Kanadık toprak olduk
Çekildik bayrak olduk
Döküldük yaprak olduk
Geldik bugüne”
Bizler düşlerinde özgür dünya olan Ali İsmail’in sınıf arkadaşları , Abdullah Can Cömert’in, Ahmet Atakan’ın dostlarıyız.
Gezi Direnişinde Armutlu sokaklarında yaşamımız için direnen, Gezi Parkı’nda komün hayatı kuranlarız.
“Ekilir ekin geliriz , ezilir un geliriz
Bir gider bin geliriz
Bizi vurmak kurtuluş mu”
Tartuslu Hamza’nın, Alevi olduğunu söyleyince katledileceğini bilmesine rağmen, aslını inkar etmeden “Ena 3alewe Hayye” diyen haykırışı hala kulaklarımızda. Hz Fatıma’nın direnciyle atıldığımız mücadelede yaşamı, birliği savunuyoruz. Şimdi bize düşen yaşamımız, dilimiz, kültürümüz için örgütlenmek, sokaklara çıkıp mücadele etmektir.
Sesimize ses katın Arap Alevi Üniversiteliler saflarında örgütlenin.
Seccel Seccel Ena 3aleve
Seccel Seccel Ena 3arabi!
Yaşasın Halkların Ortak Mücadelesi!
3aşet Mukawemet-el Şu3b!
Arap Alevi Üniversiteliler
Devrimci Parti’ye yönelik operasyonlar üzerine basın açıklaması yapıldı
Birleşik Devrimci Parti, yapılan operasyonlara karşı bugün saat 13.00’de İnönü Parkı’nda basın açıklaması yaptı.