Kadıköy: Dicle Haber Ajansı’nın haberine göre, Altıyol Meydanı’nda bir araya gelen kitlenin açıklama yapması polis tarafından engellendi. Polis engeli üzerine kitle, Bahariye Caddesi girişinde toplandı. “Nusaybin’de katliama dur de!” pankartı ve “Nusaybin halkı yalnız değildir”, “Hurşit Külter nerede” dövizlerini taşıyarak, “Diren Nusaybin İstanbul seninle” sloganları attı.
Açıklama ardından kitlenin “Barışın elçisi İmralı’dadır” sloganı atması üzerine, polis kitleye tazyikli su ile saldırdı. Polisin saldırısı ile kitle ara sokaklara dağıldı. Deniz Fidan isimli genç ise darp edilerek gözaltına alındı.
Polisin saldırısına çevrede bulunan vatandaşlar “Bu ülkede demokrasi bitti, sokaklarda döve döve halkı gözaltına alıyorlar!” sözleri ile tepki gösterdi.
Sultanbeyli: HDP İlçe binası önünde yapılmak istenen “Nusaybin’e ses ver” eylemine de yine polis saldırdı.
HDP İlçe binası önüne gelen çevik kuvvet polisleri basın açıklaması yapılmasına izin vermedi. Kitlenin dağılmaması üzerine polis plastik mermi ve biber gazıyla kitleye saldırdı.
Saldırı sırasında HDP Sultanbeyli İlçe Yöneticisi Ahmet Narin ile birlikte 2 kişinin gözaltına alındı.
İstanbul’da “Nusaybin’e Ses Ver” eylemlerine polis saldırısı
“Bu Topraklara Hayat Verenler”
Etkinlikte kurumlar adına konuşma yapan Ay Işığı Sanatevi temsilcisinin ardından Börklüce Şiir Topluluğu, Ufuk Çoban ve Mukavemet grupları sahne aldılar.
Etkinlikte, Ankara Katliamı’nda yitirdiğimiz Dilan Sarıkaya’nın babası İzzet Sarıkaya konuşma yaptı. Adana’da yıllarca mücadele vermiş ve 2002 yılında aramızdan ayrılan devrimci, şair, öğretim görevlisi Adnan Yücel’in eşi Ayşe Yücel’de onun şiirlerinden birini okudu. Etkinlik halaylar ve marşlarla sona erdi.
AKA-DER Sokullu Şube açıldı
Dernek adına yapılan konuşmada, dernek faaliyetlerine katılım ile üye olunması çağrısı yapıldı.” Burjuva anlamda dahi parlamentonun, yargının, basının ortadan kalktığı, çocuklara tecavüzün neredeyse normalleştirilmeye çalışıldığı, kapı önlerimize cihatçı çetelerin yerleştirildiği, işçilerin kazanılmış haklarının ellerinden alındığı, barış, kardeşlik, adalet ve özgürlük diyenlerin suçlu kabul edilip, bombalandığı bir coğrafyada kökleri bu toprakların derinliklerinde var olan direniş çiçeklerini büyütmenin zorunluluğuna değinilen konuşma bunca baskı sömürüye karşı boyun eğmeyelim , ufka bakalım, direnelim, öğrenelim, örgütlenelim, kazanalım” denilerek sonlandırıldı .Konuşmanın ardından Liberte müzik grubunun ezgileriyle etkinlik son buldu.
Devrimci işçi Duran Baysal kavgamızda yaşıyor!
Mezarbaşında saygı duruşuyla başladığımız anma şiirlerle, marşlarla devam etti. “Devrimci işçi Duran Baysal kavgamızda yaşıyor, kaza değil cinayet kader değil katliam, katil devlet hesap verecek, sosyalistler ölmez işçi sınıfı yenilmez sloganları atıldı. Yoldaşlarının, ailesinin köy halkının katıldığı anma sonrası lokma dağıtıldı ve ortağımız adına fidan dikilerek anma sonlandırıldı.
28 Mayıs, KESK çağrısıyla mitingler…
İstanbul: ”Birleşirsek durdurabiliriz”
İstanbul’da emekçiler KESK’in çağrısıyla Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda biraraya geldi. KESK’in “Baskılara karşı, laiklik ve iş güvencesi” talebiyle 9 bölgede yaptığı mitinglerin İstanbul ayağına Bursa, Çanakkale, Düzce, Kocaeli, Tekirdağ, Kırklareli, Edirne ve Sakarya’dan de emekçiler katıldı.
İncirli Caddesi’nde toplanan emekçiler “Baskılar bizi yıldıramaz”, “İş güvencemizden vazgeçmeyeceğiz” sloganlarıyla Özgürlük Meydanı’na yürüdü. Yürüyüşe KESK’in yanı sıra DİSK, Kaldıraç, AKA-DER, Emek Partisi, Haziran, DİP, EHP, Halkevleri, HDP, ESP gibi siyasi parti ve örgütler de katıldı. Mitinge CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem de katıldı. Yapılan mitingde barış ve birlikte mücadele çağrısı öne çıktı. Gezi Direnişi ve 10 Ekim katliamında hayatını kaybedenler, Zonguldak ve Fransa’da direnen işçiler de unutulmadı.
Ankara: ”Ortak mücadeleyi yükselteceğiz”
KESK’in “Laik eğitim, laik yaşam ve iş güvencemizden vazgeçmeyeceğiz” mitinglerinin Ankara ayağında biraraya gelen emekçiler, gerçek laiklik, gerçek demokrasi ve barış için birlikte mücadele etme sözü verdiler.
KESK “Laik eğitim, laik yaşam ve iş güvencemizden vazgeçmeyeceğiz. Baskı, sürgün ve işten atmalara karşı alandayız” sloganıyla 9 ilde bölgesel mitingler düzenliyor. İki gün süren bölgesel mitinglerin Ankara ayağında mitinge katılan binlerce kamu emekçisi, laiklik yaşam ve iş güvencesi taleplerini alanda bir kez daha haykırdı. Zonguldak, Karabük, Eskişehir, Bartın, Kırıkkale, Aksaray illerinden gelen emekçiler de Ankara’daki mitingde talepleriyle yer aldı.
Eğitim emekçilerinin yoğun katılımıyla gerçekleşen mitinge, TMMOB ve TTB’nin yanısıra emek ve demokrasiden yana siyasi parti ve kurumlar da destek verdi. CHP Milletvekilleri Murat Emir, Necati Yılmaz, Şenal Sarıhan, Nihat Yeşil ile HDP Milletvekilleri Müslüm Doğan, Ahmet Yıldırım ve EMEP Genel Başkan Yardımcısı Şükran Doğan mitinge destek için alandaydı.
İzmir: ”Emek cephesini oluşturalım”
Binlerce emekçinin katıldığı KESK’in Ege Bölge Mitingi’nde KESK Eş Genel Başkanı, emekçilerin önünde ya başbakanlık dayatmasının ya da demokratik bir ülke tercihinin olduğunu belirterek, saldırılara karşı emek cephesi kurma çağrısında bulundu.
KESK Genel Merkezi’nin aldığı karar doğrultusunda gerçekleştirilen bölge mitinglerinin Ege ayağı İzmir’de yapıldı. Balıkesir’den Muğla’ya çok sayıda ilden katılımın olduğu mitingde emekçiler Cumhuriyet Meydanı’nda toplandılar. Polis mitinge katılanların yanı sıra tek tek pankartları ve bayrakları da kontrol etti.
Kortejin en önünde KESK İzmir Şubeleri’nin ‘Laik Eğitim, Laik Yaşam ve İş Güvencemizden Vazgeçmeyeceğiz’ pankartı taşındı. Eğitim-Sen İzmir 1 No’lu Şube üyeleri de ‘Baskılar, Sürgünler, Soruşturmalar, Kadrolaşmalar Bizi Yıldırımaz’, Eğitim Sen İzmir 3 Nolu üyeleri de ‘Özgür Bilim, Özgür Üniversite’ pankartı ile katıldı.
Tarım Orkam-Sen ‘Mesut Mak Onurumuzdur. Mücadelemizde yaşıyor’, Yapı Yol-Sen ‘Güvenli Gelecek, Güvenceli İş’, BTS ‘Emekçinin Ateşi, Sermayeyi Yakacak’, Yapı Yol-Sen ‘İş Güvencemizden ve İnsanca Yaşam Talebimizden Vazgeçmeyeceğiz’, SES ‘Laik Eğitim, Laik Yaşam’ pankartı ile mitinge katıldı. Mitinge DİSK ve TMMOB üyeleri de laiklik ve iş güvencesi talebiyle katıldı.
Kaldıraç olarak, ”Kirli savaşa, sömürüye, baskılara karşı Direnişe, Ortak Mücadeleyi Büyütmeye” pankartı ile mitinge katıldık.
Miting boyunca “Ferman devletin sokaklar bizimdir”, “Esir değil işçiyiz yarının sahibiyiz”, “Yaşasın İş Ekmek Özgürlük Mücadelemiz” ve “Faşizme Karşı Omuz Omuza”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması” ve “Yaşasın Halkların Eşitliği” sloganları atıldı.
Adana: ”Yağmura Rağmen Alanlardayız”
KESK’in çağrısı ile Mimar Sinan Amfi Tiyatro önünde toplanan demokratik kitle örgütleri ve siyasi parti üyeleri, sloganlar eşliğinde mitingin yapılacağı Uğur Mumcu Meydanı’na yürüdü. Olumsuz hava koşullarına; yağmura rağmen emek ve demokrasi güçleri alanı boş bırakmadı.
Mitinge Çukurova bölgesindeki Mersin, Osmaniye, Maraş ve Hatay’dan gelen yüzlerce kişi katıldı. Mitinge aralarında Kaldıraç, AKA-DER, Halkevleri, EMEP ve HDP’nin de olduğu çok sayıda siyasi partinin yanı sıra Adana Alevi Platformu, Haziran Hareketi, işten atılan Şişecam işçileri, DİSK Genel İş Mersin Şubesi katıldı.
Mitinge HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş ve CHP Adana Milletvekili İbrahim Özdiş de katıldı.
Antalya: ”Birlikte mücadele”
Antalya Valiliği’nin Laiklik Mitingi’ni yasaklaması üzerine 28 Mayıs günü KESK çağrısıyla Kapalıyol Halk Bankası önünde toplanıldı. Kapalıyol’dan yürüyüşe geçen kamu emekçilerine, partiler ve demokratik kitle örgütleri destek verdi. Aylardır yürüyüş yapılması engellenen Kapalıyol’dan Attalos’a siyah bantlarla yürüyen kitle burada basın açıklamasını okudu.
Yapılan açıklamalarının ardından eylem sonlandırıldı.
Samsun: ”Birleşik mücadeleyi büyütelim”
KESK’in Samsun’da düzenlediği bölge mitingine Tokat, Amasya, Sinop, Ordu, Kastamonu, Sivas ve Çorum’dan gelen emekçiler de katıldı.
Cumhuriyet Caddesi Ray Apartmanı önünde toplanan KESK Şubeler Platformu üyeleri Cumhuriyet Meydanı’na kadar yürüdü.
Yürüyüş boyunca sık sık “Darbeye karşı demokratik direniş”, “Zonguldak işçisi yalnız değildir”, “Direne direne kazanacağız”, “Laik demokratik anadilde eğitim”, “Savaşa değil eğitime bütçe”, “Yaşasın halkların kardeşliği” sloganları atıldı.
Mitinge HDP ile ESP, SYKP, Devrimci Parti, YSGP, EMEP, Halkevleri, Haziran Hareketi, Devrimci 78’liler ve TTB üyeleri de katıldı. Mitingde yapılan konuşmalarda, AKP’nin sürdürdüğü politikaların ülkeyi hem savaş ortamına hem de gericiliğe teslim ettiği vurgulandı.
Birleşik mücadelenin önemine dikkat çekilen konuşmalarda, emekçilere alanları terk etmeme çağrısı yapıldı.
Direnisteyiz.org / Sendika.org / Evrensel
Mehmet Ayvalıtaş davasında sanıklar “kusursuz”
Gezi Direnişi sırasında İstanbul Ümraniye’de gerçekleşen yürüyüşte hızla gelen bir arabanın çarpması sonucu hayatını kaybeden Mehmet Ayvalıtaş’ın ölümüne ilişkin açılan davanın 13’üncü duruşması Kartal’da bulunan Anadolu Adliyesi 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Mahkeme hakiminin değiştiği duruşmaya, avukatlar, sanıklar ve sanık avukatları haricinde kimse alınmadı. Ayvalıtaş’ın ailesinin dahi alınmadığı duruşmada, Ayvalıtaş ile aynı olayda yaralanan Seyit Kartal’ı “tam kusurlu”, sanıkları ise “kusursuz” bulan bilirkişi raporuna Ayvalıtaş’ın avukatları itiraz etti.
Bilirkişi Mehmet Ayvalıtaş’ı Suçladı: Sanıklar Kusursuz
Avukatlar, raporun termodinamik ve trafik uzmanlarından oluşan bir heyet tarafından hazırlanmasını istedi.
Talebi değerlendiren mahkeme heyeti, avukatlara rapora itiraz için 30 gün süre vererek duruşmayı, 12 Temmuz’a erteledi.
Nuh Köklü davasında katile müebbet
Nuh Köklü’nün davasının 4. duruşması Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Karar duruşmasına Nuh Köklü’nün Ankara’da yaşayan ailesi de katıldı. Duruşmada katilin rahat tavırlarının yanı sıra “cam kırdılar, cam pahalı” sözleri de tepki çekti. Sanığa indirim yapılmayan davada “kasten öldürme” suçundan müebbet hapis cezası kararı çıktı.
Ne Olmuştu?
Savcı, 13 Mayıs’ta yapılan 4. duruşmada sanık Serkan Azizoğlu’nun kasten öldürme suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılmasını istemiş, dava 27 Mayıs’a ertelenmişti. Davanın ilk duruşmasında Köklü cinayetinin faili “Ben vurmadım, bıçağın üzerine düştü” diye konuşmuş failin ağabeyi ise Erdoğan’a bir mektup yazmıştı.
Serkan Azizoğlu hem cinayeti işlerken hem de mahkemede “Benim 46 raporum var” diyerek, akıl sağlığının bozuk olduğu bahanesiyle cezadan muaf olacağını iddia ediyordu. Adli Tıp raporu ise katili yalanladı. Rapora göre Azizoğlu’nun cezai sorumluluğu olduğuna Adli Tıp Kurumu oy birliği ile karar verdi. İstanbul Adliyesi’nde görülmeye başlanan duruşmada, sanık Serkan Azizoğlu’nun “akıl sağlığı raporu” için 7 Mart’ta Adli Tıp Kurumu’na yatırılmasına karar verilmişti.
İddianamede, gazeteci Nuh Köklü’yü ‘kartopu kavgası’ yüzünden bıçaklayarak öldürdüğü gerekçesiyle Serkan Azizoğlu hakkında, “Kasten adam öldürmek” suçundan müebbet hapis cezası, Köklü’nün arkadaşı olan 13 kişiye karşı “Kasten yaralamaya teşebbüs”, “Tehdit” ve “Hakaret” suçlarını işlediği gerekçesiyle de toplamda 3 yıl 9 aydan 11,5 yıla kadar hapsi isteniyor.
Olay sırasında Serkan Azizoğlu’na yardım eden bir esnaf hakkında ise “Kasten adam öldürmeye yardım etmek” suçundan 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Öte yandan, Başbakan olan Tayyip Erdoğan’ın ‘esnaf gerektiğinde Alperendir, askerdir, polistir, şehittir, kahramandır’ sözlerinin hatırlatan Avukat Mehmet Ümit Erdem hakkında Cumhurbaşkanlığı soruşturma başlatmıştı.
Direnisteyiz3.org
‘Dilek Doğan’ davasının 3. duruşması 12 Ekim’e ertelendi
Mahkemeye mazeretsiz olarak katılmayan sanık polisin başka bir ile tayin edildiği anlaşıldı. Adalet istemek için adliyeye gelen 18 kişi gözaltına alındı.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne görülen duruşmaya Dilek Doğan’ın ailesi ve avukatları katılırken, ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’ suçundan yargılanan sanık polis Y.M davaya katılmadı.
Duruşmaya mazeretsiz katılmayan sanık polisin avukatı, Y.M’nin ‘güvenlik gerekçesiyle’ duruşmaya gelmediğini, başka bir şehre tayin olduğunu beyan etti.
İkinci duruşmada mahkeme, duruşma sırasında çıkan gerginliği gerekçe göstererek duruşmanın kapalı görülmesine karar vermişti. Doğan’ın avukatlarının itirazı mahkeme heyeti tarafından reddedildi. Avukatların olay yeri keşif talebi ve sanık polisin tutuklanması talepleri de mahkeme tarafından reddedildi.
‘Mahkeme tarafsız davranmıyor’
Avukatlar mahkemenin adil davranmadığını ancak reddi hakim talebinde bulunmayacaklarını belirtmelerine rağmen mahkeme, bunun zimnen reddi hakim talebi sayılacağını belirtti ve talebi değerlendirmek için duruşmayı 12 Ekim 2016 tarihine erteledi.
Sancaktepe’de katledilen Dilan Kortak’ın soruşturmasında takipsizlik!
Kortak ailesinin avukatları, Anadolu Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, dosya üzerindeki gizlilik kararını geçen süreye rağmen kaldırmadan takipsizlik kararı verdiğini açıkladı.
Ne olmuştu?
4 ay içinde 3’ü İstanbul’da olmak üzere 4 kadın, polis tarafından sabaha karşı yapılan ev baskınlarında “çatışma süsü” verilerek infaz yöntemiyle katledildi. Polis tarafından infaz edilen Günay Özarslan, Taybet Cansi, Dilek Doğan ve Dilan Kortak, “çatışma süsü” vererek katledilirken, cinayetlerin üzerinin kapatılacağına da kesin gözüyle bakılıyordu.
Dilan Kortak, 4 Aralık’ta Sancaktepe’deki evini basan polislerce yargısız infazla katledilmişti. Soruşturmaya “gizlilik” kararı verilmesi de dellilerin karartılacağı yönündeki kuşkuları doğruluyordu.
Polislerin, baskından iki saat önce gözaltına aldıkları ev sahibi Adil Abiş’e, “Evde kim var?” şeklinde soru sorulduğunu belirten avukatlar, polislerin, “Kimse yok” şeklinde cevap veren Abiş’e, “Biz evde kimin olduğunu biliyoruz. Şimdi oraya gidiyoruz” dediğini aktarmıştı.
Kortak’ın ön otopsi raporunda vücuduna beş mermi isabet ettiği anlaşılırken; otopsiye katılan avukat Kadir Tunç, Kortak’ın otomatik silahla taranmış olduğu da yargısız infaza işaret ediyordu.
Baba İbrahim Kortak da, “Devletin yaptığı infazlardır bunlar. Kızımın infaz edildiğine inanıyorum. Evde tek başınaydı. Çatışma yoktur.” dedi.
19 yaşındaki Dilan Kortak’ın cenazesi İzmir’de toprağa verilmişti.