Ana Sayfa Blog Sayfa 195

Ahrar’uş Şam yetkilisi ABD’yi ziyaret etmiş!

soL’un haberine göre Ahrar temsilcisi Labib el Nahhas ziyareti geçen Aralık ayında gerçekleştirdi. Ziyareti kamuoyuna duyuran dört kaynağın isimleri açıklanmadı. Fetih Ordusu içerisinde yer alan Ahrar’uş Şam, Türkiye’nin de Suriye’de desteklediği cihatçı gruplar arasında yer alıyor.
Ziyaretin iki taraf için de “hassas” yanlar taşıdığı söyleniyor. Ahrar’ın ABD ile bağlantılı görünmekten çekindiği, ABD’nin ise İslamcı bir paramiliter kuvveti Washington’da ağırladığının duyulması bunun nedenlerini oluşturuyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı, yorum yapmaktan kaçınırken Sözcü John Kirby, ABD’li yetkililerin “genel olarak”, Ahrar’uş Şam’ın da içinde yer aldığı Suriye muhalefeti ile temas ettiğini doğruladı.
Kaynak: direnisteyiz3.org

İsrail, ‘Suriye’den gelebilecek tehditler’ için özel birlik hazırlığında!

İsrailli uzmanların Suriye’deki krizin ve istikrarsızlığın uzun süre devam edeceğini öngördüğü belirtiliyor. İsrailli bir kaynak, Suriye için oluşturulan birliğin, İsrail’in Lübnan’ı işgal etmeden önce kurduğu özel birliğin yapısında olduğunu söyledi.
Habere göre İsrailli kaynak, Golan’ın Suriye tarafının tıpkı güney Lübnan gibi işgal edilmesi yönündeki senaryoları reddetmekle birlikte İsrail’in son haftalarda kuzeydeki (Lübnan ve Suriye sınırı) askeri varlığını arttırdığını söyledi.
Öte yandan aşırı sağcı Avigdor Lieberman’ın savunma bakanlığına getirilmesinden sonra İsrail’in Lübnan veya Gazze’ye saldırı yapabileceği belirtilirken, Hizbullah’ın da muhtemel savaş senaryoları çerçevesinde Suriye’deki bazı seçkin birliklerini güney Lübnan’a kaydırdığı öne sürülüyor.
Kaynak: Arap Alevi Üniversiteliler Facebook Sayfası

Hizbullah: Suriye’de kalmaya devam edeceğiz

Nasrallah, Suriye’de hayatını kaybeden grubun askeri kanadının sorumlusu Mustafa Bedreddin’i anma töreninde konuştu.
Konuşmasında Hizbullah’ın Suriye’deki kayıplarına değinen Nasrallah, “Suriye’de çok sayıda kaybımız var. Bunlar arasında üst düzey yöneticiler de var. Suriye’de kalmaya devam edeceğiz ve daha fazla komutanımız oraya gitmeye de devam edecek. Bu savaşı sonlandıracağız” dedi.

Suriye ordusu Deyrizor’da 40 IŞİD üyesini öldürdü

Mayıs ayı başlarında arka arkaya saldırılar düzenelyen IŞİD, kimi yerleri ele geçirebilmişti. Ancak bu kez, IŞİD saldırısının ardından Suriye ordusu karşı saldırıya geçerek IŞİD’i bölgeden uzalaştırmayı başardı.

Dışa bağımlılığa karşı komün sera

İki ay önce ilçede yaşayan Metin Demir ve Nadir Akbulut adlı yurttaşlar tarafından kurulan serada yetiştirilen biber, salatalık, patlıcan ve domates gibi sebzeler, yetiştikten sonra ilçe halkıyla paylaşılıyor. Seradan elde edilen gelirin de bir kısmını ihtiyacı olan halkla paylaşan “komün seranın” kurucularından Metin Demir, kendi öz kaynaklarıyla iki ay önce kurdukları serada komün bir çalışma yürüttüklerini söyledi. Demir, “Serada eşlerimiz ve çocuklarımızla çalışıyoruz. Ücretli çalışılanımız yok. Arkadaşlarımız da hafta sonları yardım etmeye geliyor. Özyönetime dayalı çalışmalarda ekonomik boyutu oluşturup, tarımı geliştirmek istiyoruz” diye konuştu. Seradan iki ayda üç kez ürün elde ettiklerini belirten Demir, “Bu işe başlarken herhangi bir kurumdan destek almadık. Bu işe başladıktan sonra Gürpınar Belediyesi bize teknik destekte bulundu” ifadesinde bulundu.
Bölgede tarım için gerekli olan toprak potansiyeli, su ve insan gücünün yoğun olduğunu ifade eden komün seranın bir diğer kurucusu Kadir Akbulut ise, “Maalesef gençlerimiz, insanlarımız batıya göç ediyor. İstanbul, İzmir gibi büyükşehirlere gidip en zor koşullarda ve kötü şartlarda yaşıyorlar” dedi. Toprağı işlenmeyen bölgenin dışa bağımlı hale geldiğini belirten Akbulut, “Bu topraklar hepimize yeter topraklarını terk etmesinler. Özgücümüzle birlik olursak kooperatiflerimizi oluştururuz. Göçü önleriz ve emeğimizin karşılığını da alırız” diye konuştu.
Kaynak: DİHA

Roboski’de devlet katliam geleneğini sürdürüyor

HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encü’nün , attığı tweette, “Roboski’de sınır ticaretine gidenlerin bombalandığı, ölü ve yaralıların olduğu bilgisi geldi. Bütün Roboski halkı, şu anda sınıra doğru yürüyor” ifadeleri yer aldı. Haberin duyulmasının ardından bölge halkı sınıra doğru yürüyüşe geçti.
16 yaşındaki Vedat Encü’nün yaşamını yitirdiği bombalamada, sınır ticareti için Federal Kürdistan Bölgesi’ne gitmeye çalışan yaklaşık 40 kişilik sivil bir grup, tam sınıra yaklaştıkları sırada bölgede bulunan askeri üs bölgelerine konuşlandırılmış tanklar tarafından hedef alınarak bombalandı.
Bombardımanda kurtulan yurttaşların köylülere aktardığına göre, bombalama öncesi üs bölgelerden herhangi bir uyarı atışı yapılmazken, Vedat Encü, sırtını isabet eden bomba paçası nedeniyle olay yerinde yaşamını yitirdi.
Encü’nün omuzlara alınan tabutu, ilk katliamda yaşamını yitirenler için yapılan Roboski Şehitliği’ne defnedilmek istendi. Ancak buna engel olan askerler, aileyi ve köylüleri tehdit etti.
Engelleme üzerine Encü’nün naaşı, köydeki diğer mezarlığa defnedildi. Cenaze töreni sırasında mezarlığın hemen üst kısmında bulunan Ortasu Karakolu’nun bahçesinde kobra tipi zırhlı araçlar ile askerlerin konuşlandırılması da dikkati çekti.
Cenaze töreninde, AKP hükümeti ve Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan lanetlendi
Öte yandan, Encü’nün evinde kadınlar ağıtlar yakarken, anne Hacer Encü de, devlete lanetler yağdırıp gençlerin sınır ticareti yapmaktan başka çarelerinin olmadığını belirtti.
31 Mayıs günü, Robosi Katliamı’nda ağır yaralanan ve kaldırıldığı Şirnex Devlet Hastanesi’nde bir bacağını kaybeden Yılmaz Encü yaşamını yitirdi.
Kaynak: Direnişteyiz3.org

Korucular kaçırdıkları genç kadına tecavüz etti

Genç kadına bir hafta boyunca cinsel işkence de bulunan Aktaş, kendisi gibi korucu olan kuzeni Ercan Aktaş’ın evine götürdüğü öğrenildi. Genç kadın, korucuların telefonu odada unutmasından yararlanarak Jandarmaya ulaşarak yardım istedi. Jandarmaların eve baskın yapmasıyla Ahmet ve Ercan Aktaş, gözaltına alınarak, İlçe Jandarma Karakolu’na götürüldü. Buradaki işlemlerinin ardından savcılığa sevk edilen korucular, tutuklanma talebiyle sevk edildikleri mahkeme tarafından tutuklandı.Tutuklanan korucuların aynı zamanda silahlarına da el konuldu. Yürütülen soruşturmaya gizlilik kararı getirilirken, kaçırılan kadın ise ‘sığınma evine’ gönderildi.
Kaynak:Direnişteyiz3.org

Silopiya’da cinsel saldırı ile göçe zorlama

Evlerin bahçesine giren ve ilçe halkını kadınlar üzerinden göçe zorlayan özel harekatçılar, kadınların giyindiği çarşafları kastederek, “Sıcakta niye çarşaf giyiyorsunuz çıkarın bunları da sizi görelim” sözleriyle taciz ediyor.
Soykırım saldırılarının sürdüğü Şirnex’in (Şırnak) Silopiya (Silopi) ilçesinde son “yasak” 24 Nisan’da kalkmasına rağmen devlet güçlerinin halka yönelik saldırıları sistematik bir şekilde sürüyor. Saldırıların şiddetli yaşandığı yerlerden Zap, Barbaros ve Cudi mahallerindeki kadınlar devlet güçlerinin cinsel şiddetine maruz kalıyor.
Yıkımın aralıksız devam ettiği Zap Mahallesi’nde, zırhlı araçların ablukası altında yeni yaşamı inşa etmeye çalışan kadınlar, polislerin sürekli cinsel saldırılarına maruz kalıyor.
Zap Mahallesi’nde yaşayan kadınların verdiği bilgilere göre, özel harekat polisleri, sokaktan geçerken çocuklara sürekli hakaretlerde bulunuyor. Kadınlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Amed’de sarf ettiği “Bunlar ateist bunlar Zerdüşt” sözlerinin devlet güçlerinin dilinden de düşmediğine dikkat çekerek, “Mahallede sürekli sürü halinde dolaşıyorlar, ırkçı marşları şarkıları yüksek sesle dinliyorlar, bu müzikleri dinledikçe çıldırıyorlar. Çocukların yanından geçip ‘hepiniz Ermeni p… siniz, hepiniz kâfirsiniz Zerdüşt’sünüz! Alın çocuklarınızı sokaktan onları burada görmeyelim’ deyip bize nefes aldırmıyorlar. Bizi yıldıran yıkılmış evimiz değil, bunların tacizleridir, çünkü böyle polis asker görmedik bunlar İŞİD’lilere benziyorlar” şeklinde anlatıyor.
Polis göçe zorluyor!
Barbaros Mahallesi’nde yaşayan kadınlardan biri ise özel harekatçıların halkı göçertmek için uğraştığını ifade ederek, yapılan tehditleri şöyle anlatıyor: “Mahallede gördüğümüz özel harekat polisler korkunçlar, çocuklarımız onları gördüğünde kaçacak yer arıyorlar. Biz yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz, o yıkımdan sonra evlerimizi temizlemeye çalışıyoruz, polisler yanımızdan geçip ‘siz burada ne yapıyorsunuz? Çıkın gidin buradan ne yapacaksınız bu yıkılan evleri. Bakın İstanbul, Mersin gibi yerler var gidin orda yaşayın bırakın Silopi’yi yoksa sizin için hiç iyi şeyler olmaz’ gibi tehditlerde bulunup aslında gözümüzü korkutmaya çalışıyorlar ve bizi göçe zorluyorlar.”
Polisin yanlarından geçerken sürekli ıslık çaldığını dile getiren kadın, tacizlerden korunmak için birkaç kadının birlikte dolaşmak zorunda kaldıklarını anlatıyor.
Kaynak: DİHA

Erdoğan katliamlara sahip çıktı, savaşa devam dedi

HDP’li vekilleri PKK’ye lojistik sağlamakla suçlayan Erdoğan, Kürdistan’a dönük başlatmış olduğu savaş ve yıkımlara devam edileceği mesajını verdi. Kürtlerin silahlarını gömmesi ve teslim olma beklentisini yineleyen Erdoğan, Cizîr, Sûr, Nisêbîn’de yapılan katliamları ise “tarihi mücadele” olarak nitelendirdi. Erdoğan, yine Rakka özgürleştirme hamlesi başlatan YPG’nin üniformasını giyen ABD askerleri için de müttefiklerine sitem etti.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve atadığı Başbakan Binali Yıldırım ile birlikte koruma ordusu eşliğinde Amed’te (Diyarbakır) yandaşlarına konuştu. İlk durağı valilik binası olan Erdoğan, yanında atanmış Başbakan Yıldırım ve çok sayıda bakan ile milletvekillerini getirdi. Erdoğan için kentin işlek yolları trafiğe kapatılırken, zırhlı araç, binlerce polis, asker, özel hareket ile keskin nişancı görevlendirildi.
Kendisini atayan Erdoğan’a hitaben konuşan çiçeği burnunda Başbakan Binali Yıldırım, “bayrak sevdasıyla” başladığı konuşmasına daha önce yaptığı Amed ziyaretlerini hatırlattı. Atandığı kongrede dile getirdiği “PKK’yi bitireceğiz” sözlerini tekrarlayan Yıldırım, devlet güçlerinin Sur’a yönelik 6 aydır süren soykırım saldırılarını görmezden gelerek “Diyarbakır’ı yakıp yıkanlar bir kez daha bu yaptıklarından pişman olacaklar” diyerek Amed halkını tehdit etti.
Karakolların güvenliği için beton bariyerlerle kapatılan duble yollarla iktidarı öven Yıldırım, karakola çevrilen okulları es geçerek, AKP’nin kentte eğitim kalitesini arttırdığını ileri sürdü. Belediyeleri  PKK’ye lojistik destek vermekle suçlayarak  DBP’li belediyeleri hedef gösterdi.
Daha önce “giremiyorsanız yakın yıkın” diyerek özel hareket ve orduya talimat veren Erdoğan, Kürt halkını suçlamaya devam ederek şunları illeri sürdü:
“Diyarbakırlı çocuklarımızı hayata daha iyi hazırlamak için çalışıyoruz. Ama bu dersliklerin yarısı yakıldı. Camilerimizi yakmadılar mı? Bunlar Ateist, bunlar Zerdüşt. Bunlardan bir şey olmaz. Bunlar bizim değerlerimizle hareket etmiyorlar. Er veya geç ben inanıyorum ki benim Diyarbakırlı, Şırnaklı kardeşim de bunların ne olduğunu anlayacak. Muşlu, Vanlı, Iğdırlı, Hakkarili kardeşim de anlayacak. Bunlara gereken dersi sandıkla vereceğiz.”
Bu sözlerinin devamında yine “Bunlar Kandil ile hareket ediyorlar” diyerek HDP’li vekilleri tehdit etmeye devam eden Tayyip Erdoğan, Kürtlerin silahlarını gömmesini ve teslim olma beklentisini tekrarladı.
Erdoğan konuşmasında Suriye Demokratik Güçleri’nin (QSD), Rakka’nın kuzeyini özgürleştirmek için başlattığı özgürlük hamlesinde yer alan ABD askerlerinin YPG/YPJ armalı üniformalarına da tepki gösterdi. “PKK, PYD, YPG ve DEAŞ’ın hiçbir farkı yok. Şu anda Amerika’nın PYD-YPG’ye vermiş olduğu desteği bize verilen söz bu değildir. Ben siyasetin dürüst yapılabileceğine inanan biriyim. Bize dost olanlar bizimle NATO’da birlikte olanlar, kalkıp ta kendi askerlerini onların işaretleri ile gönderemez” diyen Erdoğan, müttefiklerine sitem etti.

Sûr halkından Erdoğan’a: Ne yüzle geliyorsun?
Vatandaşlar “Kan dökülmesine karşı olmamıza rağmen, topraklarımızda ısrarla savaş yürütülüyor. Erdoğan gelecek diye bütün yolları kapatıyorlar. Demek ki sıkıntı var ve çözülmediğini ve yakıp, yıkmakla da çözemezler.”  Sözleriyle tepkilerini dile getirirken “kardeşsek neden toprağımı şehrimi bombalıyorsun. Amed’in kutsal bir yer olduğunu söylüyorlar ancak Amed’de ne camii ne de kilise bıraktılar.Gelmelerinin hiçbir anlamı yok, ne yüzle geliyorlar.” Diyerek  yasaklardan dolayı aylardır evlerine gidemediklerini ifade ettiler.
Amed (Diyarbakır) halkı kente gelen Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan ve atanan Başbakan Binali Yıldırım’a kıraathanelerde sırtını dönerek, konuşmaları protesto etti. Kıraathanede bulunan yurttaşlar, Erdoğan’ın gelişinin kendileri için olmadığını, yine Kürdistan’da yakıp yıktığı yerlerle övünmek için geldiğini ifade etti.
Mitinge Amed halkı ilgi göstermezken, katılım için ise çevre iller Meletî (Malatya), Xerpet (Elazığ) ve Çewlik’ten (Bingöl) insanlar taşındı. Mitingin yapıldığı alanda çevre illerinden birçok otobüsün bulunması da dikkat çekti.
Kaynak: DİHA

Saldırıların hedefindeki DBP’de direniş kongresi

“İnadına Özgürlük, İnadına Direniş” sloganıyla gerçekleştirilen yeniden inşa kongresi için Ankara Büyükhanlı Park Otel’de toplanıldı. Kongrenin yapıldığı salonun çevresine çok sayıda çevik kuvvet polisi konuşlandırılırken, salon girişine kurulan polis kamerasıyla salona girenlerin kayıt altına alınması dikkat çekti.
Kongreye HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, DTK Eş Başkanları Leyla Güven ve Hatip Dicle, HDK Eş Sözcüleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Ertuğrul Kürkçü’nün yanı sıra DBP’li belediye eş başkanları, HDP’li milletvekilleri de katıldı.
Divan seçimi ardından da saygı duruşuyla başlayan kongre, daha sonra Kamuran Yüksek’in mesajının okunmasıyla devam etti. DBP’nin faaliyetlerine ilişkin hazırlanan sinevizyon gösteriminin ardından HDP Eş Genel Başkanları ve değer aileleri katılım gösterdi. Raporların okunmasının ardından da yeni eş başkanlarının ve parti organlarının belirlenmesi amacıyla tek listeyle seçime gidildi.
Kürt halkı vardır, ulustur ve anavatanı Kürdistan’dır
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, katıldığı DBP kongresinde; tekçi anlayışı kabul etmeyen herkese ‘Ya baş eğeceksiniz ya baş vereceksiniz’ demek bir katliam politikasıdır. Sayın Öcalan’ın çözüm sürecinde ısrarla anlatmaya çalıştığı ‘birlikte yaşam olmazsa felaketler bizi bekliyor’ uyarısının ne kadar doğru bir uyarı olduğunu gösteriyor. 12 metrekarelik bir hücrede kanın nasıl durdurabiliriz diye gece gündüz diyen biri öbür tarafta başkan olmak için nasıl kan dökebilirim diyen biri var.
Kürtler olarak kendilerinden vazo ya da saksıda yetişmiş, sera malı Kürt olmalarının istendiğini, buna itiraz ettiklerinde ise bedel ödetilmek istendiğini söyledi. “Bu bedeli ödemekten kaçacak mıyız? Nerede incelmişse orada kopacak ama biz asla geri adım atmayacağız. Tarih başka türlü yazılmaz” diyen Demirtaş, ‘Türkiye Türklerindir’ sözlerine ise, “Eğer halen öyleyse birlikte yaşamın formülünü kendileri bulsunlar. Yok, eğer hepimizinse birlikte yaşama şansına sahibiz. Kürt halkı vardır, bir ulustur ve anavatanı Kürdistan’dır.” sözleriyle yanıt verdi.
DBP’nin 4. Olağanüstü Kongresi’nde saldırı ve baskıları boşa çıkartacak olan yeni parti yönetiminin belirlendiği seçimler gerçekleşti. Eş Genel Başkanlığa Kamuran Yüksek ile Sebahat Tuncel’in seçildiği kongrede, parti meclisinin yarısını ise yarısını ise kadınlar oluşturdu. Parti Meclis’inde 32 kadının yer alması bir kez daha DBP geleneğinin kadını temsiliyetini noktasındaki ısrarının yansıması oldu.
DBP’nin 4. Olağanüstü Kongresi’nde raporların okunmasının ardından yeni dönemde tüm baskı ve saldırıları boşa çıkartmayı hedef olarak önüne koyan parti yönetimini belirlemek amacıyla seçimlere gidildi.
Kaynak: DİHA