Yazılı olarak yapılan açıklamada “Haber bültenlerinde her gün bize empoze edilmeye çalışılan kokuşmuş politik ve kişisel çıkarlar yüzünden üzeri kapatılan yolsuzluklara, hırsızlık yapanların aklanmasına, mağdur gösterilmesine; ölülerin ve katliamların yarıştırıldığı, şehir şehir cinayetlerin kol gezdiği, kadın cinayetlerinin, işçi ölümlerinin, çocuk tacizinin kol gezdiği ve aklandığı bir ülkeye; iktidar hırsıyla, savaş çığırtkanlıklarıyla, tanklarıyla, toplarıyla, mermileriyle kişisel çıkarını korumaya çalışan siyasete, siyasetçiye; kendi korku imparatorluğunu kurana; korku imparatorluğunun çanak yalayıcı yazarlarına alışmayacağız. Halkımıza acımadan saldıran katliamcı çeteleri ve onları yaratan siyasal erki lanetliyoruz. Toplumsal barış ve huzur için sistemin öngördüğü tüm alışılmış şeylerden soyutlanıp tekrarlıyoruz; kalemimizle, sanatımızla, şarkımızla, resmimizle, şiirimizle o duvarınızı yıkacağız!”
Marx’ın gençliği sinemada: “Le Jeune Karl Marx”
Alman filozofun öyküsünü anlatacak olan “Le Jeune Karl Marx” (Genç Karl Marx) adlı filmin yönetmen koltuğunda Haitili yönetmen Raoul Peck oturuyor.
Senaryosunu Raoul Peck ve Pascal Bonitzer’in kaleme aldığı, Belçika, Almanya ve Fransa ortaklığı ile hayata geçirilmesi planlanan filmde Karl Marx rolünü August Diehl, Engels rolünü ise Stefan Konarske üstlenecek. Filmin yaz aylarında gösterime girmesi bekleniyor.
Kadına şiddete ‘cumhurbaşkanına hakaret’ kılıfı
Kadına yönelik şiddet artarak devam ederken, şiddetin üstünü örtmek için yeni bir ‘bahane’ daha bulundu. Erkek şiddeti “cumhurbaşkanına hakaret etti” ile gerekçelendirildi.
Hem nişanlısının şiddetine uğrayan hem de ‘cumhurbaşkanına hakaret’ten ifade vermek zorunda kalan kadın ise hakarette bulunmadığını, nişanlısının kendisini kurtarmak için bunları söylediğini belirtti.
Özgecan’ın katili öldürüldü
Ahmet Suphi Altındöken ile babası Necmettin Altındöken Adana E Tipi Kapalı Cezaevi’nde vurulduktan sonra ayrı ambulanslar ile Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Göğsünden tek kurşunla vurulan ve ameliyata alınan Ahmet Suphi Altındöken öldü.
Karın boşluğundan iki kurşun ile vurulan baba Necmettin Altındöken’in ise tedavi altında olduğu bildirildi.
Anaokulunda Alevi öğrencilere ilahi okuttular, aileleri etkinliğe çağırdılar
DİHA’nın haberine göre, Adıyaman merkezde Alevilerin yaşadığı Karapınar semtinin Yenimahalle Mahallesi’nde bulunan Nasrettin Hoca Anaokulu’nda, “Kutlu Doğum Haftası” etkinliği kapsamında ilahiler okutularak, Sünni mezhep içerikli “Küçük Beylere Peygamberimizden Gül Kokulu 40 Hadis” adlı kitapçıklar dağıtıldı. Çocukların aileleri de ‘şölen’ adı altında söz konusu etkinliğe davet edildi.
Ankara’da ”1. Dünya Savaşı ve Sonrası Trabzon Vilayeti ve Pontos Sorunu” paneli yapıldı
Akademisyen, yazar, aydın ve aktivistler tarafından yapılan sunumlarda soykırıma ve Pontos halkına uygulanan tehcir politikalarına değinildi. Ayrıca Türkiye devletine Pontos’ta Rum halkına karşı yapılan soykırım ile yüzleşme çağrısı yapılırken, devletten o süreçte kayıp olan on binlerce Rum çocuğunun yerleri ve adreslerinin açıklanması istendi.
Newroz Dergisi ve Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi tarafından düzenlenen panelde açılış konuşmasını insan hakları savunucusu ve yazar Mahmut Konuk yaptı.
Çok sayıda akademisyen, yazar ve aktivistin katıldığı panelin açılış konuşmalarını yazar Fikret Başkaya ile Özgürlük ve Sosyalizm Partisi (ÖSP) Genel Başkanı Sinan Çiftyürek yaptı.
Maraş’ta “Alevi katliamına izin vermeyeceğiz” diyen Tuzluçayır halkına polis saldırdı
“Maraş’ta Alevi katliamına izin vermeyeceğiz” diyerek Tekmezar Parkı’nda bir araya gelen Alevi Kurumları, Emek ve Demokrasi Güçleri, Tuzluçayır Meydanı’na yürümek isteyince polisler yürüyüşün izinsiz olduğunu söyleyerek yürümekte ısrar eden halka saldırdı. Ara sokaklara kadar gaz bombası ile saldıran polis, mahalleyi abluka altına alarak gözaltı yaptı.
Polis saldırısında yaralıların olduğu ve aralarında Seyr-i Sokak muhabirinin de olduğu çok sayıda kişinin gözaltına alındığı bildirildi.
Soykırımın 101’inci yıldönümünde ‘yüzleşme’ çağrısı
İstanbul:
Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe Platformu, Avrupa Irkçılık Karşıtları Hareketi (EGAM), İHD ve Nor Zartonk; Ermeni Soykırımı’nın 101. yıldönümünde soykırımda yaşamını yitirenleri anmak ve Türkiye’ye soykırımla yüzleşme çağrısı yapmak amacıyla Kabataş İskelesi’nde bir araya geldi. Pankart ve dövizler ile Ermeni müzikleri eşliğinde; 24 Nisan 1915 tarihinde tutuklanan Ermeni aydınların Anadolu’nun içlerine, ölüme gönderildikleri tren istasyonu olan Haydarpaşa Garı’na geçti. Gar önünde yapılan anmada, “Ermeni Soykırımını Tanı, Af Dile, Tazmin Et” yazılı pankart açılarak, soykırımda yaşamını yitirenlerin fotoğrafları taşındı.
Ankara:
24 Nisan Anma Platformu, Ermeni Soykırımı’nda yaşamını yitirenleri anmak ve katliamı lanetlemek amacıyla Ankara’nın Kızılay ilçesinde, Yüksel Caddesi’nde açıklama yaptı. Anma etkinliğine çok sayıda aydın, sanatçı, vekil ve demokratik kurum temsilcisi katıldı. Anmada, sürgünde katledilen Ermeni aydınlarının isimleri okunarak, müzik ve şiir dinletisi yapıldı. Açıklamanın Türkçe ve Ermenice okunduğu etkinlikte konuşan Baskın Oran, Ermeni Soykırımı’nın neden ve sonuçlarına değindi.
HDP Mardin Milletvekili Erol Dora ise Ermeni Soykırımı’ndan hemen sonra on binlerce Asuri ve Süryani’nin de katledildiğini hatırlattı.
En son açıklama yapan Pınar Ömeroğlu, soykırımda sadece Ermenilerin yok edilmediğini, tarımdan sanayiye, tıptan eczacılığa, mimariden mühendisliğe hayatın tüm alanlarındaki üretkenliğin de yok edildiğini belirtti.
Antep:
HDP Dîlok (Antep) Gençlik Meclisi öncülüğünde Ermeni Soykırımı lanetlendi. Yeşilsu Parkı’nda yapılan ve siyasi parti temsilcilerinin katıldığı açıklamada, “Cizre’den 1995’e Katliamların Tanığıyız. Ermeni Soykırımını Kınıyoruz” pankartı açılarak, “Soykırım inkarı ihanettir”, “Soykırıma, katliama karşı direneceğiz” sloganları atıldı.
Mersin:
Güney Dergisi ve Mersin Arap Alevi Gençlik Meclisi, Ermeni soykırımının 101. yıldönümünde soykırımda yaşamını yitirenleri “Portakal’ın Uykusu” ve “Süveydiye’nin Çiçekleri” belgesel gösterimi ile andı.
Soykırımda katledilen Ermeni mebusların resimleri TBMM’deydi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Garo Paylan, 1915 Ermeni Soykırımı sırasında tutuklanıp öldürülen Ermeni mebusların anısına TBMM’deki koltuklara vekillerin fotoğraflarını koydu.
Sivas Mebusları Garabet Paşayan ve Nazaret Dağavaryan, İstanbul Mebusu Krikor Zohrab’ın da aralarında olduğu fotoğraflar HDP sıralarına yerleştirildi.
Paylan, fotoğrafları Twitter’da paylaşarak “Osmanlı Meclisi Mebusanı’nda görev alıp, 1915’te tutuklanıp katledilen Ermeni vekiller 101 yıl sonra yeniden mecliste” yazdı.
Kilis’e roket yağıyor
23.07.2015: TC’nin Suriye’ye girme planlarının kilit noktasında yer alan Cerablus’tan yaralı IŞİD’çinin Türkiye’ye geçirilmek istenmesi ve TC askerinin IŞİD’e ateş etmesi sonucunda Kilis sınırında başlayan çatışmada biri IŞİD’çi biri TC askeri olmak üzere 2 kişi öldü, yaklaşık 7 kişi de yaralandı.
21.08.2015: Valilik, Kilis’in Elbeyli ilçesinde, IŞİD’e katılmak üzere Suriye sınırını geçmeye çalışan 16 kişinin gözaltına alındığını iddia etti.
02.09.2015: IŞİD kontrolündeki bölgeden Kilis’e açılan ateş sonucu yaralanan 2 askerden biri öldü.
18.11.2015: IŞİD’de bir dönem komutanlık yaptıktan sonra kaçan Suriyeli Said, “Hem El Nusra hem de IŞİD’in, Kilis’ten Suriye’ye adam transfer etme çalışmalarına devam ettiğini” öne sürerek, “Hatta Kilis’te iki cami vardır. Bunlardan biri El Kaide’ye gidenler için, diğeri de IŞİD’e gidecekler için kullanılır. Bu iki camide iki grubun temsilcileri bulunur. Bu camilerden halen Suriye’ye savaşçı geçirilir” iddiasında bulundu. Komutan ayrıca, “Uzun bir süre boyunca IŞİD’e ‘açık sınır kapısı’ politikası uygulandı” dedi.
18.01.2016: IŞİD kontrolündeki bölgeden atılan 3 roket mermisinden biri, okul bahçesine düştü. 2 kişi hayatını kaybetti, 1 öğrenci yaralandı.
23.01.2016: Suriye’den atılan 2 Katyuşa roketinden biri Kilis kent merkezinde türbe bahçesine, diğeri ise sokağa düştü. Çevredeki ev ve iş yerlerinin camlarının kırıldığı olayda 1 kişi yaralandı.
08.03.2016: Suriye’den ateşlendiği belirtilen 8 roket mermisi Kilis’e düştü. Patlamada biri çocuk 2 kişi yaşamını yitirdi, üç kişi de yaralandı. Davutoğlu “Suriye’deki ateşkesin ne kadar kırılgan olduğunu gösteriyor. Türkiye, bu çerçevede kendisine yönelik her türlü saldırıya mukabelede bulunacaktır” açıklamasında bulundu.
04.04.2016: Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile terör örgütü IŞİD arasındaki çatışmalar sırasında atılan havan mermilerinden 2’si ilçe mezarlığına, 4’ü ise mezarlığın yanındaki araziye isabet etti.
07.04.2016: Kilis kent merkezine Suriye tarafından atılan 2 roket kent merkezinde yerleşim alanına düştü, 2 kişi yaralandı.
11.04.2016: Suriye tarafından atılan 5 roket mermisi Kilis kent merkezine düştü. Roketlerden 2’si yerleşim alanlarının bulunduğu bölgeye düşerken, patlama nedeniyle aralarında çocukların da olduğu 3’ü ağır 11 kişi yaralandı, 1 kişi öldü.
12.04.2016: Kent merkezine 2 roket atıldı. 2 kişinin öldüğü 6 kişinin yaralandı. Yüzlerce kişi valilik binası önünde eylem başlattı.
13.04.2016: Suriye tarafından atılan 3 roket mermisi boş araziye düştü. MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Kilis’e geldi. Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın da öğle saatlerinde kente gelerek sınırdaki inceleme çalışmalarına katılacağı belirtildi.
15.04.2016: Kilis Valisi Tapsız, roketlerden yaralanan vatandaşları hastanede ziyaret etti. Vali, ziyareti sırasında bir hasta yakınına ‘Geçmiş olsun.Beterin beteri var’ diyerek tepkileri üzerine çekti. Bir yaralıya ise “O zaman bizim de üzerimize gelebilir, bilmiyoruz ki. Ama biz şimdi şöyle söyleyeyim; abdestsiz dışarıya çıkmıyoruz” dedi.
18.04.2016: Kilis ve Hatay bir kez daha roket ve top mermilerinin hedefi oldu. En az 9 kişi yaralanırken 4’ü çocuk olmak üzere 5 kişi yaşamını yitirdi.
19.04.2016: Suriye tarafından atılan 5 roket mermisinden 3’ü yerleşim alanına düştü. Bir evde yangın çıktı 3 kişi yaralandı. Kilis Belediye Başkanı Hasan Kara “Ne yazık ki terörün dini, imanı, cinsi, ırkı olmuyor. 3 hafif yaralımız var. Çok şükür bugün can kaybımız yok” dedi.
22.04.2016: IŞİD tarafındaki bölgeden ateşlenen 5 roket mermisi yerleşim alanına düştü. 2 kişi öldü, 4 kişi yaralandı.
24.04.2016: IŞİD kontrolündeki bölgeden atılan 2 roket mermisi Kilis Valiliği’ne 100 metre uzaklıktaki bir camiye isabet etti. Camideki patlamada 15 kişi yaralandı, 1 kişi öldü. Yaşananlarda devletin ihmali olduğunu düşünen Kilis halkı ‘Hükümet istifa’ sloganlarıyla Valilik’e yürümek istedi. Polisin halka saldırması sonucu çok sayıda kişi yaralandı. Kent sakinlerinin protesto haklarını kullanmalarından rahatsızlık duyan Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, “Roket mermileri düşebildiği için açık alanda yurttaşların toplu olarak bulunması, bunlar güvenlik açısından uygun değil. Yurttaşlar öncelikle kendi can güvenliği açısından buna dikkat etmelerinde fayda var” dedi.
25.04.2016: Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Kilis’e dönük yapılan saldırılarla ilgili açıklamalarda bulundu. “Kilis’te yaşanan hadiseler birçok insanın hayatına mal oldu. En üst düzeyde tedbirler alınıyor. Sorunun kaynağı Suriye’dir” diyen Kalın, atılan IŞİD roketleri için “Bir kısmı yanlışlıkla geliyor olabilir, bir kısmı kasıtlı atılmış olabilir” dedi.
28.04.2016: CHP heyetinin Kilis raporunda, ziyaret ettikleri Kilis Valisi Süleyman Tapsız’ın sarf ettiği belirtilen, “Bu füzelerin düşüyor olması eleştiriliyor, tabii ki düşecek havada mı kalacak, yerçekimi var” şeklindeki ifadeler dikkat çekti. Raporda, “Vali, tedbirler almaya katkı sunduklarını, halkı anonslarla bilgilendirdiklerini, kendilerinden kaynaklı bir sıkıntı olmadığını kendisinin de can güvenliği olmadığı ve ancak kendisinin ‘süpermen’ olmadığını, roketleri havada yakalayamayacağını aktarmıştır” denildi. ‘Kurşun adres sormaz ki’ şarkısını hatırlatan Vali; Ankara’dan ileride çalışmalar yürüttüklerini söylemiş.
29.04.2016: Suriye’nin Bab bölgesinden ateşlenen 2 Katyuşa roketatar mermisi, 06.00 sıralarında Kilis’te peş peşe tarlaya düştü. Yaralananın olmadığı olay kentte paniğe yol açtı.
30.04.2016: Sabah saatlerinde Kilis’e bir roket atıldı, saat 11:00’da da Suriye tarafından kente ikinci bir roketli saldırı daha gerçekleştirildi. Patlamalarda ölen ya da yaralanan olmadı.
01.05.2016: Kilis şehir merkezi, sınırın Suriye tarafında IŞİD’in denetimindeki bölgeden atıldığı tahmin edilen 2 roket mermisinin daha hedefi oldu. Çok sayıda kişi yaralandı.
02.05.2016: Suriye’de bulunan IŞİD noktasından Kilis kent merkezine 2 katyuşa roketatar mermisi atıldı. Saldırıda 1 kişi öldü, 2 kişi yaralandı.
Dilek’in hesabı sorulacak!
Dilek Doğan’ı öldüren tutuksuz sanık polis Y.M. davaya katılmadı. Eylem yasağından yargılananların davaya gelmeyince suçlu sayıldığı, barış isteyen akademisyenlerin bildiri imzaladıkları için tutuklu yargılandığı Türkiye Cumhuriyeti’nde polisler, devletin sınıf savaşımındaki tutum alışını açıklarcasına davalarda korunup kollanmaya devam ediliyor. Davaya bunun dışında; Dilek Doğan’ın avukatları ve ailesi ile polis Y.M.’nin avukatları, CHP milletvekilleri Hilmi Yarayıcı ve Gamze İlgezdi ile sanatçı Pınar Aydınlar ve Berkin Elvan’ın ailesi de katıldı.
Duruşma öncesi adliyenin çevresi yine polis tarafından abluka altına alındı. Adliye önünde bekleyenlere müdahale eden polis, 10’a yakın kişiyi gözaltına aldı.
Doğan ailesinin avukatı Cemal Yücel, telsiz kayıtlarını hatırlatarak “45 dakika ambulans beklenmiş. Yani adeta Dilek’in ölmesi beklenmiş. Ailesi adeta çırpınarak, polislerle dövüşerek Dilek’i hastaneye yetiştirmeye çalışmış.” dedi.
Ne Olmuştu?
İstanbul Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü polisleri, Doğan ailesinin evine 18 Ekim 2015’te baskın düzenlemiş, Dilek Doğan polis Y.M.’nin silahından çıkan kurşunla vurulmuştu. Dilek tedavi gördüğü Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 25 Ekim’de hayatını kaybetmişti. Sonrasında, memleketi Maraş Afşin’de toprağa verilmişti. 25 yaşındaki Dilek Doğan Maraşlı Kürt ve Alevi bir ailenin çocuğuydu, Akmerkez’de bir mağazada çalışıyordu.
Sanık polis memuru Y.M. hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, ”kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi” suçundan 20 yıldan 26.5 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı.
17 Şubat’ta görülen davanın ilk duruşmasında mahkeme heyeti, avukatların ve ailenin sanık polisin tutuklu yargılanması taleplerini reddetti.
Adalet: Katliamları Haklı Çıkarmak
Dilek Doğan’ın ölümüne yol açmaktan yargılanan polis memuru Y.M.’nin mesai arkadaşı, ağabey Mehmet Doğan’ı suçladı. Polis Gökhan Dumanlı, Mehmet Duman’ın küfredip canlı bomba olmak istediğini itiraf ettiğini öne sürdü. Görüntülerden de anlaşıldığı gibi Dilek’in vurulması konusunda şüphe yokken, davada Dilek Doğan’ın kardeşi Mehmet Doğan’ın polise hakaret edip etmediği bolca tartışıldı. Davanın gündemi bu konu haline getirilmeye çalışılınca, mahkemede gerginlik yaşandı.
Tanıkların ardından söz alan Doğan ailesinden avukatı Cemal Yüksel, sanık polisin her an kaçabileceğini bu yüzden tutuklanmasını istedi. Yüksel, “İnsanlar bize soruyor, ‘Bu adam, adam öldürmekten yargılanmıyor mu?’diye. Baklava çalan çocuklar, cumhurbaşkanına hakaret edenler vs. tutuklanıyor. Bu adam neden tutuklanmıyor? Biz bu soruya cevap veremiyoruz. Mahkemeler polis yargılamalarında açıkça taraf tutuyor.” dedi.
Kararını açıklayan mahkeme heyeti ise duruşma sırasında çıkan gerginliği gerekçe göstererek, duruşmanın güvenliğinin kalmadığı iddiasıyla duruşmaların kapalı yapılmasına karar verdi. Kararın ardından salonda “Dilek için adalet istiyoruz”, “Dilek’in hesabı mahşere kalmayacak” sloganları atıldı.
Mahkeme heyetinin duruşmaların kapalı görülmesi kararı alması, salonda gerginliğe yol açtı. Salona giren polisler, aralarında Doğan’ın kardeşleri Mehmet, Emrah ve Mazlum Doğan ile aile avukatları Barkın Timtik ve Günay Dağ’ın da olduğu 20’ye yakın kişiyi gözaltına aldı.
Avukatlar daha sonra serbest bırakıldı. Davanın devamı 30 Mayıs’ta görülecek.
Direnisteyiz.org, imc.tv