Ana Sayfa Blog Sayfa 245

“Asgari ücretle siz geçinin…”

20 Ekim tarihinde asgari ücretin 1300 TL’ye yükseltilmesi üzerine yapılan tartışmalarda Ankara’da İşçi Gazetesi imzalı “Asgari Ücretle Siz Geçinin, Biz Hakkımız Olanı İstiyoruz” başlıklı bildiri Kızılay’da ve emekçi semtlerinde dağıtıldı. Asgari ücret zammının aslında patronların değil işçinin emekçinin cebinden çıkacağını vurgulayan bildiri yapılan zamla dahi açlık sınırının altında kalan asgari ücretle geçinmenin mümkün olmadığını vurgulayarak, hakkımız olanı alabilmek için işyeri örgütlenmelerini oluşturmamız gerektiğine vurgu yaptı.

İşçilerin gündemi duvarlarda

Ankara’da İşçi Gazetesi’nin iki haftada bir çıkartacağı duvar gazetesi uygulaması başlatıldı. Gazetenin ilk iki sayısı Ankara’nın emekçi semtlerinde duvarlara asıldı. AK Parti’nin seçim vaatlerinde asgari ücreti 1300 TL’ye yükseltme vaadi üzerine milyonlarca emekçinin gündemi haline gelen asgari ücret tartışmaları duvar gazetesinin ana gündemini oluşturdu. Özellikle çoğunluğu asgari ücretle çalışan işçilerin bulunduğu organize sanayi bölgesi Ostim’de işçilerin metro durağı ve otobüs duraklarındaki duvar gazetesine ilgisi yoğun oldu.

PYD yetkilileri ve Süryani temsilciler: ‘Göçmen mülkü kanunu’ çıkarılmadı

 

PYD EŞ Başkanlık Danışmanlarından Sihanok Dibo, bazı Süryani ve Ermeni kuruluşlarının, YPG  ve PYD’nin  Til Temir, Til Hemis ve Hesekê’de Hıristyanların özel mülklerine el koyduğu, gençlerini  zorla askere aldığı ve karar süreçlerine dâhil edilmedikleri yönünde öne sürdükleri  iddiaları yalanladı.

‘Rapor baştan sona sorunlu’

Açıklanan raporun içeriğini  “Baştan sona kadar sorunlu” diye değerlendiren Dibo,  raporda  aktarıldığı gibi ‘Göçmen Mülkü Kanunu’ çıkarılmadığını, aktardı.

Demokratik Özerk Yönetim içerisinde yaşayan herkesin özel mülkiyetini koruma altına almanın Demokratik Özerk Yönetimin sorumluluk alanında olduğunu hatırlatan Dibo, “Özel mülkiyetin korunması konusunda çıkacak olan bir yasanın önceliği de Süryani, Asuri ve Arap halkımızın özel mülklerini korumayı başat bir görev olarak görür” dedi.

‘Gündemimizdeki kanun arap ve süryani halkının mülkünü korumayı amaçlıyor’

Demokratik Özerk Yönetimin Hukuk Meclisi tarafından özel mülkiyetin korunmasına yönelik bir kanun tartışması olduğunu  açıklayan Dibo, bunun nedenlerini  ise şöyle ifade etti: “Açıklanan raporda bahsi geçen, özellikle Süryanilerin yoğun olduğu Til Temir ile Arapların yoğun olduğu  Til Hemis bölgeleri bir dönem  IŞİD çetelerinin işgali altındaydı. Buralarda yaşayan Arap ve Süryani  halkından insanların çoğunluğu buraları terk etti. Bu bölgeler YPG/YPJ tarafından özgürleştirildikten sonra oraya geri dönüşler yaşanmaya başladı. Geri dönüşler ile birlikte Arap ve Süryani halkımızdan bazıları arasında sorunlar yaşanmaya başladı. Bazıları geri dönen kişilerin arazi ve mallarını gitmeden evvel kendilerine sattığını iddia ederek, geriye dönen insanların mallarını, mülklerini vermek istemiyordu. Bu nedenle sorunlar yaşanmaya başladı. Cizîrê Demokratik Özerk Yönetim bünyesindeki Hukuk Meclisi bu durum üzerine bir kanun ile özellikle buralardan savaş nedeniyle göç eden Süryani ve Arap kardeşlerimizin mülklerini koruma altına almayı gündemine aldı. Ancak daha yasalaşan ve sonuçlanan bir durum yoktur. Bu kanun ile amacımız kimsenin mülkiyetine el koymak değil, aksine bu bölgelerden ayrıldıktan sonra mülkiyetine başkaları tarafından el konulan insanlarımızın mülkiyetini korumak ve bu nedenle oluşabilecek olası husumetlerin önüne  geçmektir.”

YPG’nin Süryani gençlerini zorla askere aldığı yönünde raporda öne sürülen iddiaları da kesin bir dille yalanlayan Dibo, YPG’nin kimseyi zorlayarak saflarında askerlik yaptırmasının mümkün olmadığının tüm dünya tarafından bilindiğini ifade etti.

Kaynak: direnisteyiz2.org

 

 

Geçen yıla göre işsiz sayısı 114 bin kişi arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ağustos ayı İşgücü İstatistikleri’ ni açıkladı. Buna göre Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2015 yılı Ağustos döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 114 bin kişi artarak 3 milyon 58 bin kişi oldu.

İşsizlik oranı ise değişim göstermeyerek yüzde 10,1 seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde tarım dışı işsizlik oranı 0,1 puanlık artış ile yüzde 12,4 olarak tahmin edildi. 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı 0,6 puanlık azalış ile yüzde 18,3 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran değişim göstermeyerek yüzde 10,3 olarak gerçekleşti.

İstihdam Oranı 46,8

İstihdam edilenlerin sayısı 2015 yılı Ağustos döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre 837 bin kişi artarak 27 milyon 150 bin kişi, istihdam oranı ise 0,7 puanlık artış ile yüzde 46,8 oldu.

Bu dönemde tarım sektöründe çalışan sayısı 202 bin kişi, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı ise 636 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin yüzde 22,2’si tarım, yüzde 19,3’ü sanayi, yüzde 7,5’i inşaat, yüzde 51’i ise hizmetler sektöründe yer aldı. Önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında hizmet sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 0,6 puan, tarım sektörünün payı 0,1 puan artarken, sanayi sektörünün payı 0,7 puan azaldı, inşaat sektörünün payı ise değişim göstermedi.

İşgücüne Katılma Oranı Yükseldi

İşgücü 2015 yılı Ağustos döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre 951 bin kişi artarak 30 milyon 208 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,9 puan artarak yüzde 52,1 olarak gerçekleşti. Aynı dönemler için yapılan kıyaslamalara göre; erkeklerde işgücüne katılma oranı 0,5 puan artarak yüzde 72,6, kadınlarda ise 1,2 puanlık artışla yüzde 32,1’e geldi.

16 Kasım 2015, direnisteyiz2.org

DİSK-AR: Gerçek işsizlik oranı yüzde 16.8, işsiz sayısı da 5.5 milyon

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR), Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan işsizlik rakamlarını değerlendirdi.

TÜİK’in işsizlik oranını yüzde 10.1 olarak açıklamasına rağmen, her dört kadından birinin işsiz olduğunu, her üç kişiden birinin de işsiz kalma nedeni ile geçici işte çalıştığını belirtti.

3 Yılda 935 Bin Yeni İşsiz

DİSK-AR, resmi işsiz sayısının geçen yılın aynı dönemine göre 114 bin kişilik artış göstererek 3 milyon 58 bine ulaştığını, Ağustos 2015 dönemi için işsiz sayısının Ağustos 2012 dönemine göre yüzde 44 artmış olduğunu belirterek, Türkiye ekonomisinin 3 yılda 935 bin yeni işsiz yarattığını vurguladı.

Ağustos 2015 dönemindeki işsiz sayısının, 2009 krizindeki Ağustos döneminden sonraki en yüksek işsizlik olduğu ifade eden DİSK-AR, gizli işsizler ve çaresizlerin toplam sayısının ise 6 milyon 496 bin olduğunu aktardı.

Yeni İşsizlerin Yüzde 89’u Kadınlar

DİSK-AR verilerine göre, kadınlarda geniş tanımlı işsizlik oranı ise yüzde 24.7 oldu ve işsiz sayısındaki artış büyük oranda kadın işsiz sayısından kaynaklandı. İşsiz kadın sayısı son 1 yılda 104 bin kişi artarken, erkeklerde artış 14 binde kaldı. Yeni işsizlerin yüzde 89’unu kadınlar oluşturdu.

TÜİK yeni serisinde daha önceki seride olan ve anket soru formunda yer alan işin sürekliliği ile ilgili verilerin dinamik sorgulamadan çıkartıldığının belirtildiği DİSK-AR açıklamasında şöyle denildi:

“Geçici çalışanların sayısındaki gelişim istihdamın niteliği açısından son derece önemli bir değişkendir. Bu verinin web sitesinde ve dinamik sorgulamada artık paylaşılmaması, daha önce kolayca ulaşılan bir bilgiye ulaşmak için bürokratik süreçlere başvurulması zorunluluğu getirilmesi büyük bir eksikliktir.”

TÜİK İşgücü Anketi’nin Ağustos 2015 verilerine göre işsizliğin hem görünen hem görünmeyen boyutlarıyla tehlike sinyali verdiğini vurgulayan DİSK-AR, tehlikenin kadınlar, gençler ve geçici çalışanlar için ciddi boyutta olduğunu açıkladı.

İşsizliğin Önlenebilmesinin Yolu

DİSK-AR’ın değerlendirmesinde işsizlikle gerçek anlamda mücadele için şu öneriler sıralandı:

– Haftalık çalışma süresi gelir kaybı yaşanmaksızın 37,5 saate, fazla mesailer için uygulanan yıllık 270 saat sınırı, 90 saate düşürülmelidir.

– Herkese en az 1 ay ücretli izin hakkı tanınmalıdır.

– Herkes için iş güvencesi ayrımsız bir biçimde uygulanmalıdır.

– Sendikal hak ve özgürlükler güvence altına alınmalı, sendikal barajlar kaldırılmalı, herkesin sendika hakkını özgürce kullanabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

– Taşeronlaşma ve kayıt dışı istihdam engellenmelidir.

– Kamu girişimciliği ve hizmetleri istihdam yaratacak şekilde yeniden ele alınmalıdır.

– Kamuda personel açığı derhal kapatılmalıdır.

– Kadın istihdamının artırılması ve işsizliğinin azaltılması için işgücü piyasalarındaki cinsiyetçi uygulamalara son verilmeli, ev içi bakım hizmetleri devletin gereken nitelikli, yaygın ve ücretsiz bakım hizmetlerini sağlaması ile kadının üzerinden alınmalıdır.

17 Kasım 2015, direnisteyiz2.org

 

Soma’da işten atılan işçilerin tazminatı 23 yılda mı ödenecek!

 

Dört taksitte ödeme sözü verilmişti.

Soma’da 300’ü aşkın maden işçisinin yaşamını yitirdiği katliamının ardından Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’ye bağlı ocaklarda çalışan 2 bin 955 işçi, 30 Kasım gecesi cep telefonu mesajıyla işten atılmış, işçilere yasal hakları olan kıdem tazminatları ödenmemişti. O tarihten bu yana işsizlik ve parasızlıkla boğuşan, borç batağında olan işçilere, 7 Haziran seçimlerinden hemen önce, Erdoğan’ın Manisa’ya mitinge geldiği gün sus payı mahiyetinde küçük bir miktarda ödeme yapılmış, tazminatlarının kalan bölümünün 4 taksitte ödeneceği duyurulmuştu.

Aradan geçen bir yılda, umutla ödenmesini bekledikleri binlerce TL tutarındaki tazminatlarının sadece bir taksiti alabilen işçiler, bağlı bulundukları sendika ile şirketin, bu paraları 23 taksitte ödemek üzere anlaştıklarını duyduklarında şaşkına döndüler. Anlaşmayı ortaya çıkartan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, işçilere seçim yatırımı olarak Haziran ayında ödenen ilk taksit sonrasında tek kuruş dahi ödenmediğini; sermaye, siyaset ve sendika üçlüsünün bir kez daha işçilerin alın terini çalındığını belirtti.

‘Sendika işçiyi düşünmüyor, şirketi düşünüyor’

Katliam sonrası işsiz kalan maden işçilerinden Arif Şengül, artık unutulduklarını geçim derdiyle baş başa kaldıklarını belirterek yaşadıklarını şöyle anlattı: “Ben 2400 TL aldım. 25.000 TL daha alacağım var. Bizleri unuttular. Bizlerin paralarını verdirmiyorlar. Bunun en önemli nedeni sendika. İşçiyi düşünmüyor, şirketi düşünüyor. Biz sendikaya üye olmadığımız halde paramızı vermiyorlar. Duyuyoruz. Şirket şart koşuyormuş, ‘Devlet saha versin. Oradan para kazanalım ödeyelimdiye. Burada işçi yerine şirket korunuyor. Bizleri haklarımızı aradığımız için işe de almıyorlar. Soma’daki madencilerin bir kısmı işe girdi giremeyenler, inşaatlarda, tarlalarda çalışıp geçim mücadelesi veriyor. Kimisi de kendi memleketlerine döndü. Ben de tarlada çalışıyorum ama iş bulmam lazım. Okutmam gereken iki çocuğum var” dedi.

Sendikanın başka gündemleri var!

Maden İş Sendikası Ege Bölge Şubesi Başkanı Recep Satır işçilerin tazminatların ödenmemesiyle ilgili olarak, “Benim protokolle alakam yok” iddiasında bulundu.

Şube başkanı olarak birinci dereceden ‘alakalı’ olması gereken sendikacı Recep, Ankara’ya gidip konuyla ilgili sendika genel merkez nezdinde görüşmeler yapacağını, işçilerin parasının neden ödenmediğini öğreneceğini ve ödenmesini sağlamak için elinden geleni yapacağını ifade ediyor.

İşçilerin parası ödenmezse sendika olarak greve gidip gitmeyecekleri yönündeki soruya sendikacı Recep, “Grev, olabilir ama gündemde değil” yanıtı veriyor.

İşçiler kendini hatırlatmalı!

Recep’in işçileri satış protokolüyle alakası yok ama sendikanın gündemlerine hakim!

İşçi kardeşlerim mağduriyetlerini oturdukları yerden isyan ederek gideremezler. Kendilerini yeniden hatırlatmanın yolunu bulmalıdırlar.

İşçi Gazetesi / 30 Kasım2015

 

Filipinler’de FKP-YHO, maden şirketinin makinalarını yaktı

Isabela’da eylemlilik sürdüren Yeni Halk Ordusu’nun Reynaldo Pinon Komutanlığı, Dimualuadi Bölgesi’nde maden şirketinin son teknoloji ürünü ekipman ve taşıtlarının yakılmasını üstlendiğini açıkladı.

YHO sözcüsü Ka Dasig, saldırının maden şirketinin gerçekleştirdiği sayısız hak ihlalinin, tehlike içeren faaliyetlerine ve devrimci vergi talebinin maden şirketi tarafından reddedilmesine karşı bir misilleme olduğunu söyledi.

Isabela Polisi’nin açıklamasına göre iki spor arazi aracı, üç araba, bir buldozer, 5 kepçe, bir yükleyici ve bir kamyonet yakıldı. Yeni Halk Ordusu aynı zamanda şirketin bir güvenlik görevlisini silahsızlandırırken 4 pompalı tüfek, bir 9mm’lik tabanca ve 38 kalibrelik bir revolvere el koydu.

Şirketin baş güvenlik görevlisi Ramil Abugen’in açıklamasına göre, silahlı 30 kişi çarşamba günü şirkete baskın düzenledikten sonra güvenlik görevlilerine, Vali Reynaldo Dirije’ye yazılan ve maden şirketini kınayan bir mektup verdiler.

Kaynak: isyandan.org

 

Fransa yargısının kararını kınıyoruz: İsrail’i boykot etmek suç değil, görevdir!

Böylelikle Fransa’da BDS faaliyetleri suç kapsamına girmiş oldu. Siyonist oluşumun Filistin’deki saldırılarını giderek yoğunlaştırdığı bu günlerde alınan bu karar, İsrail’in suçlarını aklayarak elini daha da rahatlatmış olacak.

 

İngiltere’de akademisyenlerden İsrail üniversitelerine boykot!

“Filistinlilerin haklarını alması için İngiltereli bilim insanlarının taahhüdüdür” başlıklı imza metninin duyurusu 27 Ekim’de Guardian’da bir tam sayfa olarak basıldı.

İngiliz profesörleri ve öğretim görevlilerinden oluşan 343 kişi yayınladıkları deklarasyonla İsrail akademik kurumlarının bilirkişiliğinde hareket eden veya bu kurumlar tarafından organize edilen ya da finanse edilen etkinliklere katılmama ve bu kurumlardan gelen ziyaret davetlerinin kabul edilmemesi konusunda mutabakata vardıklarını belirttiler.

“Ruh halindeki değişimin hissedildiği…” ve akademik sorumlulukla organizasyona yardım eden Londra Ekonomi Okulu profesörü Jonathan Rosenhead, El Cezire’ye verdiği demeçte “Biz, beş yıl önce bunu yapamazdık” diyor ve ekliyor, “Çok daha fazla insanın deklarasyonu imzalayacağını ve bu süreçte halkın İsrail hakkında eğitilmesine yardımcı olacağını ve bir noktadan sonra İsrail’in söylenenleri dikkate alıp, kendi politikalarını değiştirmeye başlayacağını umuyoruz.”

Deklarasyona imza koyanlar yaptıkları açıklamada “İsrail / Filistin’de şiddetli çatışmaların tırmanışa geçmesiyle bugün acil olarak yapılması gereken… Filistin halkıyla dayanışmaktır. İsrail’in 48 yıldır işgal alanını genişletmesi ve sokak gösterilerini kışkırtması sonucu Filistinliler kurban ediliyor,” diye belirttiler.

Akademisyenler ayrıca “İsrail Devleti, uluslararası hukuka uygun, insan hakları evrensel ilkelerine saygı duyana kadar,” İsrail kurumlarını boykot etmeye devam edeceklerini belirtti.

Kaynak: isyandan.org

 

İsrail “bıçaklı saldırı” yalanıyla Filistinli çocukları katletmeye devam ediyor

Siyonist İsrail polisi Batı Kudüs’te biri 16, diğeri 14 yaşında iki kız çocuğuna silahla saldırdı. İşgalci İsrail polisinin saldırısında 16 yaşındaki çocuk yaşamını yitirirken, 14 yaşında olan ise ağır yaralandı.

Polislere bıçaklı saldırı düzenledikleri iddia edilen iki çocuğa ilişkin İsrail polis sözcüsü Luba Samiri, yaptığı yazılı açıklamada, “İsraillileri bıçaklamaya çalışan 14 ve 16 yaşlarındaki iki Filistinli kız polis tarafından vuruldu. Saldırganlardan 16 yaşındaki kız olay yerinde öldü. Hastaneye kaldırılan 14 yaşındaki saldırganın durumu ise ağır” ifadelerini kullandı.

Kaynak: direnisteyiz2.org

 

Perspektif

1 Mayıs 2025: Açlığa, yoksulluğa, işsizliğe, savaşa ve katliamlara, devlet terörüne,...

2024 yılı 1 Mayıs’ından sonra, hemen herkes, “1 Mayıs alanı Taksim’dir,” dedi. Her 1 Mayıs’tan sonra bu söylenir. Kimisi, “nasılsa 1 Mayıs geçti ve...