Ana Sayfa Blog Sayfa 247

Venezuela parlamentosu 2016 bütçe taslağının ilk mütaalasını onayladı

Düşen petrol fiyatlarına rağmen, Venezuela geçtiğimiz yıl sosyal harcamalarda kesinti yapmayarak aşırı yoksulluk düzeyini %5.4’lere kadar düşürdü. Bu oran 2014 yılında 36 bin 300 kişinin açlık sınırından yukarıya çekildiği anlamını taşıyor. Sosyalist hükümetin hedefi ise 2019 yılına kadar aşırı yoksulluk endeksini sıfıra çekmek.

(Direnisteyiz2.org)

Brezilya’da cezaevinde isyan çıktı

Brezilya’nın güneyindeki Parana eyaletinde bulunan Londrina Cezaevinde isyan çıktı.

Koşulları ve yönetimi protesto eden mahkûmlar 11 kişiyi rehin aldı.

Cezaevinin kontrolünü ele geçiren mahkûmlar, çatıya çıkarıp bağladıkları rehineleri aşağı atmakla tehdit etti.

Daha az kalabalık hapishanelere gönderilmeyi talep eden mahkûmlardan ikisi kaçarken yaralandı.

Parana eyaletinde daha önce de cezaevi isyanları çıkmıştı. Geçen yıl Cascavel kentindeki cezaevinde ayaklanan mahkûmlar, 5 kişiyi öldürmüştü. 2013’te Pedrinhas Cezaevinde çıkan isyanda da 60 mahkûm yaşamını yitirmişti.

Brezilya Barolar Birliği verilerine göre, ülkedeki cezaevlerinde 680 binden fazla mahkum bulunuyor. (Direnisteyiz2.org)

Venezuela Başkanı Maduro BM’de konuştu: “İnsanlığın başka bir dünyaya ihtiyacı var”

Irak, Afganistan, Libya ve Suriye üzerindeki emperyalist politikaları eleştiren Maduro, işlenen savaş suçlarının bedelini kim ödeyecek diye sordu.

Suriye’de yaşananları Hollywood versiyonu korku filmine benzeten Maduro, emperyalistlerin desteklediği ve finanse ettiği iç savaşın Suriye’de ölüm ve yıkıma yol açtığını vurguladı. Yaşanan tablonun tüm insanlığı etkileyeceğini hatırlatan Maduro Latin Amerika ile ilgili de konuştu.

ABD’nin Küba’ya uyguladığı ambargoyu kaldırması gerektiğini söyleyen Maduro, Küba’nın Guantanamo’nun kapatılması talebinin de yanında olduklarını ifade etti.

Venezuela’da yeni bir sosyal ve ekonomik model yaratırken büyük zorluklarla karşı karşıya kaldıklarını hatırlatan Maduro, “Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti olarak onurumuz ve bağımsızlığımız için mücadeleye devam ediyoruz” dedi.

(Direnisteyiz2.org)

Dünya emekçileri Ankara katliamına karşı ayakta

ETUC: “Kalbimiz Ankara Katliamının Kurbanlarıyla Birlikte Atıyor”

Avrupa Sendikalar Konfederasyonu Genel Sekreteri Luca Visentini, 10 Ekim’de yaptığı açıklamada, “Tüm sendika yöneticileri ve üyelerinin kalpleri, Ankara’da yaşanan korkunç saldırıda yaşamını yitirenler ve yaralananlarla birlikte atmaktadır. Hayatını kaybedenlere, ailelerine ve sevdiklerine tüm kalbimizle dayanışma duygularımızı ifade ediyoruz” dedi.

ETUC üyesi DİSK ve KESK’in de düzenleyicileri olduğu bir barış gösterisine katılan insanların soğukkanlı biçimde katledilmesini kınayan Visentini, “Bu, sendikalara ve barışa yönelik kalpsiz bir saldırıdır. Bu saldırıyı gerçekleştirenlerin insan yaşamı ile ilgili uzaktan yakından ilgisi yoktur” diye konuştu.

Avrupa’da Protesto Eylemleri

Yunanistan, Fransa, Almanya, Avusturya, İspanya ve İngiltere başta olmak üzere pek çok ülkede halklar sokağa çıkarak katliamı lanetledi ve dayanışma mesajı verdi.

Yunanistan‘da Syriza ‘nın çağrısıyla Sintagma meydanında bir eylem düzenlendi. Eylemde “Unutulamaz, Affedilemez” yazılı bir pankart açılırken, “Katil, faşist Erdoğan” sloganı atıldı.

Paris’te Fransa Demokratik Kürt Konseyi, Fransız Komünist Parti, Fransa Kürdistan Dayanışma Derneği, Kürt Kadın Hareketi, ACTİT, ESP, FUAF, ATİK, FEDA, Pazarcık Elbistan HalkEvi, SYKP, DİDF, Alınteri, Kızılbayrak, SKB, ADHK-Paris, Odak, Bloc Rouge, ve daha birçok kurumun çağrısı ile Republique Meydanı’nda toplanan kitle “No pasaran”, “Barış, inadına barış”, “Katil AKP” sloganları attı.

Köln’de kitlesel bir yürüyüş gerçekleşirken DTK Eşsözcüsü Sabahat Tuncel mitingde bir konuşma yaparak katliamcıları iyi tanıdıklarını belirtti ve “Biz bu katliamı yapanları iyi tanıyoruz. Ağrı, Amed, Suruç’ta katliam yapanlarla aynı zihniyetteler. Bu zihniyet 90 yıllık cumhuriyet tarihinden bu yana bize katliam yapıyorlar. Bu katliamcılar, AKP hükümeti tarafından korunuyor. Bunlarda bizi çok iyi tanıyorlar. Asla geri adım atmayacağız. Biz Şex Saitlerin, Seyid Rızaların torunlarıyız. Asla teslim olmayacağız, AKP’ye biat etmeyeceğiz. Bunlardan hesap soracağız” dedi.

Eyleme NAV-DEM, AABF, MLKP, ATİK, Kaldıraç, PYD, ADHK, BİR-KAR, PARTİZAN, AGİF PARTİZAN ile Almanya’dan anarşist gruplar olmak üzere çok sayıda kurum ve kuruluş katıldı. Yürüyüşte katliamda hayatını kaybedenlerin posterleri ile AKP ve savaş karşıtı pankartlar taşındı ve “Katil Erdoğan”, “Ankara şehitlerini unutmayacağız”, “Kahrolsun faşizm” sloganları atıldı.

İsveç‘in Gävle şehrinde de eylem vardı. Toplanan kitle Gävle Demokratik Kürt Toplum Merkezi’nin lokalinden şehir merkezine yürüdü. Avusturya’nın Viyana, İngiltere’nin Londra, İspanya’nın Madrid şehirlerinde de katliamı lanetlemek ve dayanışma mesajları vermek amacıyla eylemler düzenlendi.

FHKC’den Dayanışma Mesajı: “Şehitlerimiz bölgemizde özgürlüğün nihai zaferine dek yolumuzu aydınlatacaktır”

FHKC Ankara katliamına ilişkin dayanışma için açıklama yayınladı. Açıklamada saldırıyı kınayan FHKC, Filistinli bir devrimcinin de alanda yaşamını yitirdiğini duyurarak “Şehitlerimiz, bölgemizde özgürlüğün, barışın, demokrasinin ve adaletin nihai zaferini halklarımızca hep beraber kutlayacağımız güne dek mücadele yolumuzu aydınlatacaktır.” dedi.

“Emperyalizm, Siyonizm ve onların bölgesel müttefiki olan gerici güçlerin bölgemize dayattığı terör ve savaş politikalarının durdurulması için verilen mücadelenin, bölgemizin ilerici ve özgürlükçü güçleri başta olmak üzere tüm bölge halklarınca ağır bedeller ödenerek yürütüldüğünü görüyoruz.” ifadelerine yer verilen mesajda katliamda şehit düşen Filistinli genç Ahmet Al- Haldi’ye de değinilerek, verilen mücadelenin hepimizin ortak mücadelesi olduğunu gösterdiği belirtildi.

Akademisyenlerden Uluslararası Dayanışma Çağrısı

Aralarında Judith Butler, Slavoj Zizek, Partha Chatterjee ve Antonio Negri’nin de bulunduğu dünyanın dört bir yanından akademisyenler, ortak açıklama yaparak 10 Ekim’de Ankara’daki Barış Mitingi öncesinde meydana gelen ve 102 kişinin hayatını kaybetmesine sebep olan patlamaların Birleşmiş Milletler çatısı altında kurulacak bağımsız komisyonlarca incelenmesi çağrısında bulundu.

(Direnisteyiz2.org)

Gerilla saflarından senatoya uzanan mücadelenin adı: Lucía Topolansky

Uruguay eski devlet başkanı José Mujica Türkiye ziyaretiyle ön plana çıkarken, Uruguay siyasetinde önde gelen isimlerden eşi Lucía Topolansky’nin hayatı ise gerilladan Senato’ya uzanan bir macera. 1960’lı yıllarda Tupamaro gerillalına katılan Lucía’nın yaşamı “Kadın gibi 100 yıl yaşayacak yerde adam gibi bir sene yaşarım” diyenlere inat tüm insanlara örnek olacak mücadelelerle dolu.

Lucía’nın İlk Eylemi: Monty Finans Kurumu Soygunu

Lucía Topolansky, 1944 yılında Uruguay’ın Montevideo kentinde dünyaya geldi. Üniversitede mimarlık okuyan Lucía, Monty Finans Kurumu bankasında çalışırken bankanın kara borsa faaliyetlerini deşifre etti. Lucía, basın ve yetkilileri konuyla ilgili bilgilendirmesine rağmen bankaya herhangi bir yaptırım uygulanmadığını görünce Tupamaro gerillalarıyla beraber bankayı soyma planları yaptı. 16 Şubat 1969 tarihinde soygunda gizli belgeleri sızdırdı ve eylem sonucunda suç işleyen bankacılar hakkında dava açıldı. Böylece Lucía, rahat hayatını geride bırakarak kız kardeşi María Elia’yla beraber Tupamaro gerillalarına katıldı. Gerilladaki arkadaşları için destek merkezi haline gelen Lucia buna uygun olarak ‘Ağaç gövdesi’ ismini aldı.

İki Kere Cezaevinden Kaçtı

Lucía, Uruguay’ın askeri diktatörlüğü altında

tutuklu kaldı ve işkenceye maruz kaldı. Toplam 13 yıl tutuklu kalan Lucía, iki sefer cezaevinden kaçtı. 1971 yılında Carcel de Cabildo kadın cezaevinden kaçışında 36’sı kadın olmak üzere 38 tutuklu yoldaşının da zindan kapılarını açtı. 1984 yılında af ilan edilmesiyle birlikte Lucía, Halk Katılımcı Hareketi’yle beraber legal siyasete katıldı.

Lucía Uruguay’ın İlk kadın Devlet Başkanı                   

2000 yılından 2005 yılına kadar Uruguay Temsilciler Meclisi’nde Montevideo’yu temsil etti. Lucía, 2005 yılında başka bir eski Tupamaro gerillası olan José Mujica’yla evlendi. 2009 yılında Senato’ya seçilen Lucía ,en çok oy alan Senato adayı oldu. 2010 yılında Lucía Uruguay devlet başkanı José Mujica ve başkan yardımcısının ülkede bulunmamasından dolayı Senato görevlerini yerine getirerek iki gün boyunca devlet başkan vekilliği yaptı. Böylece Lucía Uruguay’ın ilk kadın devlet başkanı oldu.

Ağaç Gövdesi Lucía Doğayla İç İçe Bir Yaşam Sürüyor…

Hala Senato’da bulunmaya devam eden Lucía, Montevideo’ya yakınlarında kendi ve eşinin işlettiği çiçek çiftliğinde ekolojik bir hayat sürüyor. José Mujica devlet başkanıyken maaşının yüzde 90’ını sosyal hizmetlere bağışlaması ve çiftçilik yaparak geçimini sağlaması ile tanınıyordu.

Lucía ise AP Haber Ajansıyla yaptığı röportajında doğal yaşam tarzını böyle tanıttı: “Kendimizi onların dediği gibi ‘yoksul’ olarak görmüyoruz. Sadeyiz çünkü bu bize uygun. Daha mutluyuz, daha az dertlerimiz ve sorunlarımız var. Ömür boyu planladığımız projelerimiz var, bu şekilde yaşamayı seviyoruz ve böyle iyi hissediyoruz.” (Direnisteyiz2.org)

YPG, TSK’nin saldırılarına ilişkin açıklama yaptı

Açıklamada ayrıca aynı gün saat 22.00 suların­da DAİŞ çetelerinin Kobanê’ye bağlı Sirîn kasabası­nın güneyine yönelik bir saldırı düzenlediği, Malha köyüne yönelik ağır silahlar ve havan toplarıyla düzenlenen saldırıya YPG güçlerinin eşit düzeyde karşılık verdiği belirtildi. (Direnisteyiz2.org

Planları bozulan 6’lı çetenin üyesi Katar: “Gerekirse Suudi Arabistan ve Türkiye ile askeri müdahale yaparız”

ABD, İngiltere, İsrail, Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye Cumhuriyeti’nden oluşan altılı çetenin IŞİD ve çeteler eliyle Ortadoğu’da yürüttüğü savaşa karşı halkların ortak mücadelesi sürerken, IŞİD’in mevzii kaybetmesi yeni planları da beraberinde getiriyor. Rusya’nın IŞİD’e karşı başlattığı hava operasyonları, ardından “Esad’lı geçiş süreci”nin gündeme gelmesi, altılı çetenin planlarını revize etmek zorunda kalmasının bir başka nedeni olarak görülüyor.

Suudi Arabistan’ın Suriye konusunda askeri müdahaleyi dışlamayan tutumu hakkında görüşü sorulan Katar Dışişleri Bakanı Halid El Atiyye, “Suriye halkını ve Suriye’yi bölünmekten korumak için Suudi ve Türk kardeşlerimizle birlikte elimizden geleni yaparız. Suriye halkını rejimin gaddarlığından korumak için askeri bir müdahale gerekiyorsa, bunu yaparız” diye konuştu.

Reuters’in haberine göre CNN’e konuşan Halid El Atiyye, “Herhangi bir meydan okumadan kork­muyoruz. Bu yüzden güçlü bir pozisyonda diyalog çağrısı yapıyoruz. Barışa ve barış için en kısa yolun doğrudan diyalog olduğuna inanıyoruz” dedi.

Atiyye, Suriye’deki krize siyasi çözüm sağlanmasını tercih ettiklerini de belirtti.

SURİYE: DOĞRUDAN SALDIRI OLARAK DEĞERLENDİRİRİZ

Lübnan merkezli El Mayadin televizyonu, Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal Mikdad’ın cevap olarak şu ifadeleri kullandığını bildirdi:

“Eğer Katar bize tehdidini askeri müdahale boyutuna taşırsa, bunu doğrudan saldırı olarak değerlendiririz. Tepkimiz çok sert ve yıkıcı olur.”

(Direnisteyiz2.org)

Şengal’in özgürleşmesi için ortak komutanlık kuruldu

Basın toplantısında konuşan YBŞ Genel Komutanı Mazlum Şengal, Şengal katliamının başından itibaren Şengal direnişinde yer alan üç güç olarak bugün bir ittifak geliştirdiklerini, ‘Fermandariya Êzidxana ji bo Rizgariya Şengal’ adı altında ortak bir komutanlık kurduklarını belirtti.

YPJ Şengal Komutanlarından Bêrîvan Axîn de Êzîdî Kadınları Birliği olarak bu ortak komutanlıkta yer alacaklarını belirtti. Axîn, “DAİŞ çetelerinin elinde esir bulunan Êzîdî kadınlarının özgürlüğü ve kutsal Êzidxanê’nin özgürlüğü için tüm güçleri bugün ilk adımını attığımız Ortak Komutanlık çatısı altında mücadele etmeye çağırıyoruz. Bu direnişe kadınların da katılarak kendi renklerini ortaya koymalarını bekliyoruz” şeklinde konuştu.

Kutsal Êzidxanê’nin özgürlüğü için şehit veren tüm güçlerin Ortak Komutanlık çatısı altında birleşmelerini istediklerini dile getiren HPŞ kurucusu Haydar Şeşo ise başta PKK, YNK ve KDP güçleri olmak üzere Kürdistanî güçlerden destek sunmalarını ve sorumluluklarını yerine getirmelerini beklediklerini kaydetti. (Direnisteyiz2.org)

Rusya’nın Suriye müdahalesi

Rusya Genelkurmay Başkanlığı Ana Operasyon Dairesi Başkanı Andrey Kartapolov, 30 Eylül’de Suriye’de başlattıkları hava operasyonlarına ilişkin bilançoyu düzenlediği basın toplantısında paylaştı.

Rus uçaklarının bin 631 uçuş gerçekleştirdiğini ve 2 bin 84 hedefi vurduğunu söyleyen Kartapolov, operasyonlarda terör örgütü DAİŞ ve El Kaide bağlantılı El Nusra’nın elindeki 52 eğitim kampının, 40 patlayıcı imalathanesinin ve 155 mühimmat deposunun imha edildiğini duyurdu.

AA: Rusya Sivilleri Vuruyor

Rusya’nın IŞİD’e yönelik başlattığı hava saldırılarının ardından başta ;Anadolu Ajansı olmak üzere tüm yandaş basında “Rusya sivilleri vuruyor” haberleri çıkmaya başladı.

Anadolu ajansı söz konusu haberi “Rusya muhalifleri vuruyor” şeklinde duyururuken, Haber 7 ilgili habere “Rusya Suriye’de sivilleri katletti” şeklinde başlık attı. Yenişafak’ın da “Rusya ÖSO’yu vurdu”, Star’ın ise “Rusya Suriye’de katliam yapıyor!” şeklinde başlık attığı haberlerin kaynakları ise El-jazeera olarak gösteriliyor.

ABD Rusya’nın Suriye’ye Desteğinden Rahatsız

ABD Savunma Bakanı Carter, Rusya’nın IŞİD’e karşı mücadele ederken bir yandan da rejime destek verdiğini söyledi.

ABD Savunma Bakanı Ashton Carter Pentagon’da bir basın toplantısı düzenledi. Carter, “Buradan yaptığım ve kişisel gözlemlerim, Rusya Savunma Bakanı’n sözlerine bakınca, Rusya’nın durumunda mantıksal çelişki olduğunu görüyoruz. Şimdi de uygulamalarında mantıksal çelişki var. Rusya, bir yandan IŞİD’e karşı mücadele edeceğini söylüyor, niyetinin bu olduğunu belirtiyor; bir yandan da Beşar Esad’a ve rejimine destek veriyor” dedi.

Lavrov: “Birleşik ve laik Suriye istiyoruz”

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, ABD Başkanı Barack Obama ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in istekleri doğrultusunda Kerry ile görüştüklerini belirterek, “Bu doğrultuda, Suriye yönetiminin isteği üzerine şimdi Suriye’de operasyonlar yapmaya başlayan Rusya ve ABD’nin başını çektiği koalisyon güçleri arasında istenmeyen olaylar yaşanmaması için iletişim kanalları kurmayı ele aldık. Hepimiz de Suriye’de demokrasi istiyoruz. Birleşik ve laik Suriye istiyoruz. Tüm etnik ve mezhepsel grupların haklarının tanındığı ve güvence altına alındığı bir Suriye istiyoruz. Ancak buralara ulaşmak için izlenecek yollar konusunda, ayrıntılarda görüş ayrılıklarımız var” diye konuştu.

Kerry: “Biz de birlik içinde olan bir Suriye görmek istiyoruz”

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry de açıklamasında, Rusya ile görüş ayrılıklarının sürdüğünü ve IŞİD’e karşı mücadelede Rusya’nın kararlı olup olmadığından emin olunmadığını belirtti. Kerry, “Bu işin olabildiği kadar hızlı çözülmesi konusunda görüş birliğindeyiz. Özellikle, hem bölgeyi hem de Avrupa’yı son derece etkileyen mülteciler konusunda. Biz de demokratik, laik ve birlik içinde olan bir Suriye görmek istiyoruz. Ancak Rusya’nın vurduğu hedeflerin IŞİD bölgeleri olup olmadığı konusunda ciddi kaygılarımız var” diye konuştu.

Irak’tan Rusya Müdahalesine Olumlu Yanıt Geldi

Irak Başbakanı Haydar El-İbadi, Rusya’nın Irak’ta IŞİD’e hava operasyonu düzenlemesini memnuniyetle karşılayacaklarını, ancak konuyu henüz Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmediklerini açıkladı.

France 24 kanalının haberine göre Irak Başbakanı El-İbadi, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Rusya’nın ülkelerinde IŞİD’e karşı hava operasyonu düzenlemesine açık olduklarını belirtti.

El-İbadi, “Putin bana Rusya’nın Suriye’de IŞİD’le mücadele ettiğini söyledi ve ben ona inanıyorum. Rusya Hava Kuvvetleri’nin Irak’ta IŞİD hedeflerine operasyon düzenlemesine açığım” ifadelerini kullandı.

ABD’nin Irak yönetimine IŞİD’le mücadele için gösterdiği desteğin yetersiz kaldığını da ifade eden Irak Başbakanı, “IŞİD’le mücadelemizde ABD’den etkileyici bir askeri yardım almıyoruz. Rusya ve İran’ın da olduğu daha geniş bir koalisyona ihtiyacımız var” dedi.

‘Hava harekatı 3-4 ay sürer’

Rusya Parlamentosu Dışişleri Komisyonu Başkanı Aleksei Puşkov ise Suriye’de başlatılan hava operasyonlarının 3-4 ay sürebileceğini söyledi, “Elbette her zaman saplanıp kalma riski vardır. Ancak bizim Moskova’da konuştuğumuz şey operasyonun 3-4 ay süreceği şeklinde” dedi. Puşkov, hava harekâtlarının dozunun artarak devam edeceğini de vurguladı.

PYD: Rusya’nın Saldırısı Olumlu Bir Gelişme

PYD Eş Genel Başkanı Salih Müslim, Suriye’de hava saldırılarına başlayan Rusya’yla askeri koordinasyona hazır olduklarını, Rusların Suriye’nin kuzeyinde hava saldırısı gerçekleştirmesini de hoş karşılayacaklarını söyledi.

BBC Türkçe’ye konuşan Müslim, Rusya’nın Suriye’de hava saldırılarına başlamasını ‘olumlu bir gelişme’ olarak gördüklerini belirtti.

Hava saldırıları nedeniyle IŞİD karşıtı uluslararası koalisyon içinde yer alan ülkelerin Rusya’ya tepki göstermesine karşın Müslim, “Hava saldırılarının koalisyonla danışıklı olduğunu düşünüyoruz. Perde arkasında olsa bile muhakkak bir şeyler vardır” dedi.

Müslim, “Erdoğan’ın, AKP’nin bazı planları vardı. Türkiye’nin artık tek taraflı hareket etmesine engel olabilir diye düşünüyorum” yorumunu da yaptı.

“Rusya hava saldırıyla ilgili sizi bilgilendirdi mi?” sorusuna “Hayır” cevabını veren Müslim, kendileri ile Rusya arasında gelişebilecek olası bir askeri koordinasyonun “olumlu olacağını” söyledi ve ekledi: “YPG’nin uluslararası koalisyonla koordinasyonu zaten vardır. Rusya ile bizim politik ilişkilerimiz vardır ama askeri bakımdan böyle bir şey gelişmedi. Gelişirse olumlu olur. Sadece bizimle de değil, terörizmle savaşan tüm güçlerle işbirliği olursa çok iyi olur.”

Müslim: ÖSO ve sivillerin vurulduğu haberlerine inanmıyorum’

Rusya’nın, kendilerinin de işbirliği yaptığı ÖSO’ya bağlı grupları da hedef aldığı yönündeki haberleri ve bunun Rus saldırılarını olumlu bulmakla bir çelişki yaratıp yaratmadığı sorusuna Müslim, bunların gerçek olduğunu düşünmediğini belirtti: “Bazı gruplar, Rusya ÖSO’yu vurdu, siviller öldü diyor. ÖSO’yu vurduklarına inanmıyorum. Bu abartılıyor.”

Müslim saldırıların kendilerinin de karşısında yer aldığı Esad yönetiminin elini güçlendirmesiyle ilgili bir soruya şu cevabı verdi: “Kaygımız rejimin güçlenmesi. Rejim bunu kendi lehine bir gelişme olarak ele alırsa daha da çıldırabilir. Savaşın başka boyutlara tırmanmasından korkuyoruz.”

Müslim bununla birlikte saldırıların kendileri için genel olarak olumlu olduğunu yineledi.

PYD’nin hâkim olduğu Rojava’da Rusya’nın hava saldırıları düzenlemesine nasıl yaklaşacaklarına dair soruya, Müslim şu cevabı verdi: “Bunu hoş karşılarız. IŞİD, Nusra Cephesi, Ahrar’uş Şam aynı zihniyetteki örgütlerdir. Bunlara karşı herhangi bir mücadele, bizim, hatta sadece bizim de değil bütün insanlık için iyi bir gelişme olur.”

Müslim işbirliği yaptıkları grupların da vurulabilmesi ihtimalinde tavırlarının ne olacağına ilişkin soruya, “ÖSO’da bizim ilişkili olduğumuz gruplar zaten demokrasiyi savunuyorlar. Herkesin bunları meşru güç olarak görmeleri gerekiyor. Zaten onlarla anlaşmalarımız var. Onlara bir saldırı olursa beraber savunuruz. Ama olacağını sanmıyorum, çünkü Rusya da kabul ediyor ki, artık bunlar Suriye’nin bir parçasıdır ve demokratik Suriye’yi savunan güçlerdir” cevabını verdi.

‘Suriye’ye asker yollayan ülkeler arasına Küba da katıldı’ iddiası

ABD medya organı Fox’a göre Küba’nın yüzlerce askerle Rusya’nın Suriye harekâtına destek verdiği bildirildi. Suriye’ye giden Kübalı askerlerin Rus tanklarının kullanımında uzman oldukları açıklanırken, askerlerin özel kuvvetler mensubu oldukları iddialar arasında anılıyor.

(Direnisteyiz2.org)

Dünyada ilk kez SSCB’nin halka sağladığı 12 önemli hak

English Russia’nın, tarihçilerin çalışmalarına dayanarak yaptığı derlemeye göre dünyada ilk kez SSCB tarafından halka verilen “12 harika hak” şöyle:

  1. SSCB, insanlık tarihinde günde 8 saatlik mesaiyi sağlayan ilk ülkedir.
  2. Herkese yılda 1 ay tatil izni verilmesi, diğer bir ilkdir.
  3. Sendikadan onay alınmadan işçi işten atılamaz
  4. Devlet üniversite öğrencisine, “diplomasını aldıktan sonra iş” garantisi verir
  5. Giriş sınavını vermek, uygun lise notları karşılığında, istediği üniversitede ücretsiz okuma hakkı
  6. İhtiyacı olan herkesin çocuğu için ücretsiz okul öncesi ve kreş hakkı
  7. Dünyada ücretsiz profesyonel sağlık hizmeti ilk kez Sovyet vatandaşlarına tanınmıştır. Her zaman, her yerde ve kesinlikle ücretsiz, sınırsız. Şu anki Rusya’da bile sistem devam etmektedir.
  8. Her Sovyet yurttaşı müdürüne giderek istediği tatil beldesine yılda bir kez gidiş talep edebilirdi.
  9. Her Sovyet yurttaşının bir apartman dairesi sahip olma hakkı vardı. Evet biraz uzun bekleme sıraları vardı sonunda alınıyordu, dünyada ilk. Bu sayede Rusya’da birçok kişi bugün ev sahibi.
  10. Her Sovyet yurttaşı, işi ile evi arasında ücretsiz ulaşım hakkına sahipti, dünyada ilk.
  11. Her yeni anne olmuş yurttaş, 3 yıl doğum iznine ayrılabiliyordu. İzninde bir süre tam ücret, sonrasında da bir süre refah yardımı alıyordu.
  12. Anneye bebeği için ilk üç yıl boyunca ücretsiz süt veriliyordu. Süt mutfakları adı verilen süt ağı noktasına gidiliyor ve ücretsiz alınıyordu.

(Direnisteyiz2.org) 

Perspektif

1 Mayıs 2025: Açlığa, yoksulluğa, işsizliğe, savaşa ve katliamlara, devlet terörüne,...

2024 yılı 1 Mayıs’ından sonra, hemen herkes, “1 Mayıs alanı Taksim’dir,” dedi. Her 1 Mayıs’tan sonra bu söylenir. Kimisi, “nasılsa 1 Mayıs geçti ve...