Ana Sayfa Blog Sayfa 286

Gana’da bir benzin istasyonunda patlama: En az 73 kişi yaşamını yitirdi

Gana’nın başkentinde devam eden şiddetli yağışlar ve sel nedeniyle insanların evlerinden çıkarak barındıkları bir barakanın yakınındaki benzin istasyonunda patlama yaşandığı bildirildi. İlk belirlemelere göre en az 73 kişi yaşamını yitirdi.

Yetkililer kesin bir sayı vermek için erken olduğunu ifade ederken, İtfaiye ve Doğal Afetler Müdürlüğünün arama kurtarma çalışmaları devam ediyor.

direnisteyiz.net/dunyadan

Fas’ta cinsiyetçi devlet hukuku İki Eşcinsel Erkeğe Üçer Yıl Hapis Cezası

Evlilik öncesi ilişkiler ve “eşcinsel ilişkilerin” yasak olduğu Fas’ta, iki eşcinsel erkek 3’er yıl hapse mahkum edildi.

Fas’ta polis bir tamirci atölyesinde cinsel ilişkiye giren iki eşcinsel erkeği gözaltına aldı. 40 ve 20 yaşlarındaki iki erkek 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Hapis cezası, Taourirt’ün kuzeyindeki mahkeme tarafından onaylandı.

Tutuklular, gözaltı sırasında ortak bir arkadaşları vesilesiyle tanıştıklarını söyledi. Yetkililer durum hakkında yorum yapmaktan kaçındı.

Fas Ceza Yasası’nın 489 nolu maddesine göre eşcinsellik suç olarak tanımlanıyor. Eşcinseller 3 yıla kadar hapis ve 1000 dirhem para cezası cezalandırılıyor.

Kadınlar ‘Dar Etek Davası’ İçin İsyanda

Haziran ayında çarȿıda etekle dolaȿtıkları için tutuklanan 2 kadın için Faslı kadınlar sokaklara döküldü, 500 gönüllü avukat dava için gönüllü oldu.

Yaȿları 23 ve 29 olarak açıklanan iki kadın, polis tarafından ‘fazla dar’ etekler giyerek ‘teşhircilik’ yapmakla hâkim karşısına çıkarıldı. Suçlu bulunmaları halinde bahsi geçen suçlamadan 2 уıla kadar hapis cezası alacaklar.

Binlerce Kadın Sokaklarda, 500 Avukat Dava İçin Gönüllü

Kadın Hakları gruplarının 2 kadın için ülke çapında düzenlediği protesto gösterilerine binlerce Faslının katıldığı belirtiliyor. Kadınları savunmak için 500’ü aşkın avukatın gönüllü olduğu, duruşmanın görüldüğü salona bunlardan sadece 200’ünün girebildiği kaydedildi. Kadınların serbest bırakılmaları için internet üzerinden başlatılan imza kampanyasına 25 binin üzerinde kişi destek verdi.

Kaynak: direnişteyiz.net, Kaos GL

Venezuela’dan suça karşı yeni mücadele planı

“Halkın Özgürleştirilmesi” adıyla Pazartesi günü özellikle organize suç çetelerinin kontrolündeki bölgelerde bir operasyon başlatıldı. Ülkedeki güvenlik durumuyla ve operasyon ile konuşan Venezuelalı hukukçu Freddy Bernal, devlet başkanı Nicolas Maduro’nun suça karşıtı palnını desteklemek için ulusal birlik çağrısı yaptı.

Sosyalist milletvekili ve İç Politika Komisyonu üyesi Bernal, halkı bu ortak amaç uğrunda birleşmeye ve ülkeyi koruması için güvenlik güçlerine yardım etmeye davet etti. Bernal, bazı durumlarda yerel ve ulusal kolluk kuvvetleri ve hatta savcı ve hakimlerin de ilişkilerinin olduğu iddia edilen suç grupları ile mücadelenin önemine işaret etti. Bernal ayrıca, organize suça karşı devam eden mücadelenin hapishanelerde de yürütülmesi gerektiği savunduğunu, çünkü buralarda suç liderlerinin hukuk dışı işlerini yönettiğini de sözlerine ekledi.

İçişleri, Adalet ve Barış Bakanı Gustavo Gonzalez Pazartesi günü operasyonun ilk sonuçlarını açıkladı. Karakas’ta başlatılan operasyon sırasında polis ve şüpheliler arasında çıkan çatışmada 14 suçlunun öldürüldüğü, paramiliter gruplarla ilişkileri olması nedeniyle 32’si yabancı 134 kişinin gözaltına alındığı bildirildi. Polisin çalıntı araba, el konuşmuş silahlar ve uyuşturucu bulduğu da belirtildi. City Tiuna’da ise operasyon kapsamında 8’i yabancı uyruklu 102 kişinin gözaltına alındığı bildirildi. Karakas’ta başlatılan operasyonun, ulusal sınırlar içinde genişletileceği de belirtildi.

direnisteyiz.net

Maduro: Exxon Mobil Venezuela’yı istikrarsızlaştırmak için çalışıyor

Venezeula Dayanışma Komitesinin teleSUR kaynaklı çeviri haberine göre; Bolivarcı Venezula Cumhuriyeti devlet başkanı Nicolás Maduro, petrol şirketleri ve lobilerinin Venezuela’nın Karayiplerle ilişkisini bozmaya çalıştığını ifade etti.

Maduro, teleSUR’a verdiği röportajda ülkenin petrol şirketi Exxon Mobil tarafından itibarsızlaştırma kampanyası ile karşı karşıya olduklarını ifade ederken Guyana Kooperatif Cumhuriyeti ile ilişkiler hakkında sorulan soruya “Venezuela’ya karşı Exxon Mobil tarafından finanse edilen şiddetli bir kampanya var” cevabını verdi. Maduro “Bu, yüksek düzeyde bir karmaşa yaratarak Venezuela’yı köşeye sıkıştırmak, uyguladığımız barış politikalarını baltalayan bir kampanya” ifadelerini kullandı.

Guyana ile tek taraflı anlaşma yaparak Esequibo’da petrol arama faaliyetlerine başlayan Exxon Mobil, bölgede önemli bir rafineri bulduğunu açıklamıştı. Venezuela bu anlaşmayı provokasyon ve ihlal olarak görmüş ve Guyana’yı diyalog için masaya davet etmişti. Maduro Çarşamba günü verdiği röportajda bu sorunun iki ülke arasındaki diyalog ile çözülebileceğin işaret ederken, “Esequibo Britanya’nın hediyesi değildir, (Esequibo) bizim özgürlük savaşçılarımız tarafından savunulmuştur, kurtarıcılarımızın kanı oradadır.” dedi.

Maduro Pazartesi günü Guyana ile diplomatik ilişkileri yeniden gözden geçirme kararı almış, büyükelçiyi geri çağırabileceğinin sinyallerini vermişti.

direnisteyiz.net

Maduro’dan Çipras’a ve Yunanistan halkına destek

Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti Devlet Başkanı Salı günleri yaptığı haftalık televizyon programında  Yunanistan halkı ve Başbakan Alexis Çipras ile dayanışma içerisinde olduklarını ifade etti. Yunanistan’ın kredileri ödemeyi reddetmesinin ardından yapılan açıklamada Maduro, “Venezuela adına, resmi olarak Başbakan Çipras ve Yunanistan halkı işe dayanışma içinde olduğumuzu ifade etmek isterim” dedi. “Yunanistan halkı 2 bin yıldır demokrasi anlayışları ile bilinir ve Yunanistan halkı demokrasiye saygı gösterecektir” diyen Maduro, Yunanistan hükümetini trokyanın dayattığı ekonomik politika reçetelerine karşı mücadele etmesi konusunda destek verdiklerini belirtti.

direnisteyiz.net

Özgür bilimsel eğitim talebimizle sokaklardaydık

İzmir Özgür liseliler olarak “Bilimi geleceksizleştiren,bilimi metalaştıran eğitim sistemini kabul etmiyoruz” talebiyle Alsancak Sevinç Pastanesi önünde toplandık.ÖSYM önüne yapılan yürüyüş sırasında “özgür bilimsel eğitim için ileri”, “liseler bizimdir bizimle özgürleşecek”, ‘Berkin Elvan mücadeleye devam” ve “yaşasın devrimci dayanışma” sloganları atıldı.ÖSYM önünde okunan basın açıklamasında “Bu sene de bir eğitim öğretim yılı bitti ve öğrenciler milli eğitim bakanlığının reva gördüğü notları ve kağıt parçaları ile tatile gönderildi. Bu sene de son sınıf öğrencileri daha iyi bir üniversite hayaliyle 4 sene boyunca yarış atı mantığıyla yetiştirildikleri bir sınava girdi. Bizler bilimin dört duvar arasında saklanmasına karşı,tarihin örtbas edilmesine karşı Özgür bilimsel eğitimi savunuyoruz,bizler rekabeti değil dayanışmayı savunuyoruz, yalnızlığa karşı örgütlü mücadeleyi savunuyoruz.* denildi. Okunan basın açıklamasından sonra eyleme destek veren Yeni Demokrat Gençlik’e teşekkür edilerek eylem sonlandırıldı.

Bozuk eğitim sistemine ve sınavlara karşı sokaklardaydık

22 Haziran Pazartesi günü Özgür Lise, Liseli Öğrenci Birliği, Liseli Genç Umut ve Devlis Koordinasyonu ile beraber bozuk eğitim sistemine ve sınavlara karşı sokağa çıktık. Alsancak Sevinç Pastanesi’nden ÖSYM’ye kadar yapılan yürüyüşte “Liseler bizimdir, bizimle özgürleşecek!”, “Düzene uygun kafalar olmayacağız!” sloganları atıldı. ÖSYM önünde yapılan basın açıklamasında “Liselileri rekabetçi, ezberci, tek tipleştiren eğitim sistemine karşı örgütlü mücadeleye çağırıyoruz!” denildi. Eylem yapılan ajitasyon ve sloganlarla sonlandırıldı.

İzmir’de ulaşım “çilesi” katlanarak büyüyor: 90 dk. uygulaması yok, geçici sistem bilet

İzmir’de sene başında yapılan %6’lık zammın ardından ulaşım giderek kötüleşiyor. Son olarak Elektronik temassız akıllı kart hizmetini Kentkart adlı firmadan alarak Kartek adlı firmaya veren Büyükşehir Belediyesi, zararın tamamını vatandaştan çıkarmaya çalışıyor.

İzmir’de KentKart adlı firma bayilere verilen payı yüksek tuttukları gerekçesiyle ihaleyi kaybettiğini açıkladı. Bu durumun İzmir’de yaşayan vatandaşları ilgilendiren kısmı ise hemen ertesi gün patlak verdi. Kentkart dolumu yapılmıyor, cihazlar kartları okumuyordu. Bu nedenle Büyükşehir Belediyesi tarafından verilen talimatla herhangi bir ulaşım aracına bindiğinde kartı okunamayanlar ücretsiz olarak ulaşım hizmetinden faydalandı.

Fakat devam eden günlerde İzmir Büyükşehir Belediye tarafından sorunun giderilememesiyle ilgili açıklama yapılarak Kentkart adlı firmanın sistem şifrelerini değiştirdiği iddia edildi, firma ise böyle bir şeyin olmadığına dair açıklama yayımladı.

“Filler tepişir çimenler ezilir”

İzmir’de yaklaşık 1 haftadır yaşanan bu problemden dolayı “Her problemde olduğu gibi bu problemin de bir sorumlusu vardır. Ve bunun bedeli, mutlaka sorumlu ya da sorumlulara yansıtılacaktır.” diyen Kocaoğlu yönetimindeki Büyükşehir Belediyesinin kaybı milyonlarla ölçülüyor, haliyle bu zararı karşılamak için vatandaşın cebine yüklenmekten başka çare bulunamadı.

Şuan da kullanılmakta olan İzmir’de kart öncesi kullanılan kağıt bilet sistemi… Şoförler, kartı geçersiz olanları geçtiğimiz günlerde otobüslerden indirmişti. Şimdi ise aktive edildiği ve bakiye yüklendiği halde cihazların okuyamadığı kartlar için herkes bilet almak zorunda. Metro, İzban, otobüs ve vapurlara konulan siyah bilet kutuları yeniden ortaya çıktı. Elinde bulunan kartına para yükleyenler, sistem değişiminin ardından aktivasyon yaptıranlar bir de cihazların kartlarını okumaması durumunda bilet almak zorunda bırakıldı. ESHOT şoförleri ve metro istasyonlarınca satılan biletlerin fiyatı Tam 2,00 TL, Öğrenci 1,00 TL şeklinde düzenlenmiş.

Cihaz arızaları, kart dolu olsa dahi “bakiye yetersiz”,”kullanımda değil”,”geçersiz kart” şeklinde uyarılar veriyor. İndirimli ücret düşmesi gerekirken tam ücret düşüyor ve İzmirlileri en çok bunaltan ise varolan 90 dakika uygulaması çalışmıyor.

90 Dakika Uygulaması yok, ulaşımdaki yeni aktarma sistemi hala devrede

Aziz Kocaoğlu’nun “12 Şubat 2007’de başlayan ve kent içi ulaşımda ücretsiz aktarma olanağı sağlayan sistem, dar gelirli vatandaşlarımıza destek olmak amacıyla uyguladığımız önemli bir sosyal proje niteliği taşımaktadır ve bundan vazgeçmemiz mümkün değildir. Hemşehrilerimizden, her seçim öncesinde ortaya atılan ‘90 dakika kaldırılıyor’ şeklindeki iddialara itibar etmemelerini rica ediyorum”dediği 90 dakika uygulaması, ilk ücret ödenen ulaşım aracından sonra 90 dakika içerisinde yapılan binişlerde ücretsiz geçişi sağlayan bir sistem. Özellikle geçtiğimiz aylarda İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından uygulamaya sokulan aktarma merkezli ulaşım sistemi nedeniyle İzmir’de kısa mesafeler dahi 2-3 aktarmayla gidiliyorken her binişte 2,00 veya 1,00 TL ücet ödeniyor. 90 dakika uygulamasının kalkması ise İzmir halkında büyük tepkilere neden oldu.

Direnişteyiz.net

15-16 Haziran yol gösteriyor, S&F işçisi direniyor; kazanacak!

İzmir’de 83 gündür direnen S&F işçileri, 15-16 Haziran nedeniyle Kaldıraç, AKA-DER ve İşçi Gazetesi tarafından ziyaret edildi. İşçilerin bulunduğu Gaziemir Organize Sanayi Bölgesi girişine sloganlar ve daha önce “Mulberry”adlı markanın adını lekelediği için yasaklanan dövizle giren kurumlar “S&F İşçisi Yalnız Değildir”, “Direne Direne Kazanacağız” sloganları attılar. İşçiler, büyük bir coşkuyla karşıladı.

Deriteks Sendikası İzmir Şube Başkanı Makum Alagöz’le ve işçilerle birlikte oturan kurumlar, Alagöz’ün ağzından süreci tekrar dinledi. Alagöz fabrikada çalışma koşullarının nasıl olduğundan bahsederek “insanları zorunlu mesaiye bırakıyorlar ve 25 kuruşluk iki dillim kek veriyorlar” dedi.

Sendikalı oldukları için işten atılan işçilere ilişkin ise “Mulberry’ye çanta üretiyor bu insanlar. Mulberry diyor ki sendikalı olma hakkına saygı gösterilmelidir. Ama buradaki işletme bunu dikkate almaksızın 14 arkadaşımızı işten çıkardı. Sonrasında da 40 civarında arkadaşımız zorla istifa ettirildi. Bununla da kalmadı, Mulberry ismini lekelediği gerekçesiyle pankartımızı gözaltına aldılar. Dövizimizi yasakladılar. Hepimize 2911 sayılı kanundan önce soruşturma açtılar, sonra da şirket ‘haksız rekabet’ bu diyerek dava açtı. Hangi rekabet? Rekabet dediğiniz iki firma arasında olur. Biz sendikayız. En son da yayın yasağı getirdiler. Facebooktan bile paylaşamazmışız fotoğraflarımızı.” dedi. Mulberry’nin bir çanta fiyatının 8000 TL olduğunu kaydeden Alagöz, işçilerin aldığı ücretin 1020 TL olduğunu söyledi.

Alagöz, tekstil sektöründe çok az sendikalının olmasından bahsetti. Hem marka ismi olduğu gerekçesiyle gözaltına alınan pankart, hem yayın yasağı nedeniyle “Bu direniş hepimizin. Bugün marka adını kullanmayın demek, bunu yasallaştırmak yarın öbür gün başka bir fabrikada da karşımıza çıkacak. CMS’de grev var yazamayacak basın. Veya biz pankarta ‘Bu iş yerinde grev var’ yazamayacağız.” dedi. S&F işçilerinin kazanımlarının, tüm işçilerin kazanımı olacağına değinen Alagöz, “yapmamız gereken işçilere her şeyi anlatabilmek. İçeride hala çalışan arkadaşlarımız var. Resmen eziyet görüyorlar içeride. Bu fabrikaya sendikanın girmesi gerek” dedi. Ayrıca internet üzerinden de bir imza kampanyasının başladığını belirtti.

Nergiz Öztürk fabrikadaki kazanımlardan bahsederek “Siyasi simge olduğu için başını kapatanların başı açtırılıyordu. Geçtiğimiz gün patron inip diyor ki ‘artık takabilirsiniz, bundan sonra mesaiye kalmak zorunlu değil. Ama sakın bunları sendika yüzünden verdiğimizi zannetmeyin’. Sonra bir arkadaş gidip ‘beni de atın’ diyor patrona, patron da ‘valla şu aralar kımıldayacak durumda değilim. Kimseyi çıkarmayı göze alamam’ diyor. E biz daha sendika olarak girmeden bu kadar kazanım sayabiliyoruz. Bir de girdiğimizde nasıl olacak biliyorlar. Bu yüzden korkuyorlar. Bugün S&F Tekstile sendikanın girmesi demek bu bölgede çalışan bütün tekstil işçilerinin sendikalı olabilmesi demek” dedi. İşçilerle yapılan sohbetin ardından ziyaret son buldu.

ODTÜ’de eğitim emekçileri işten atmalara karşı direniş çadırı kurdu, direniş kazanımla sonuçlandı

ODTÜ’de açılan soruşturmalarla üç Eğitim-Sen üyesinin 1 yıl süreyle kademe ilerlemesini durdurma cezası alması, Barış Çelik ve Mert Kükrer’in ise dosyalarının kamu görevinden  çıkarma talebiyle YÖK’e gönderilmesi üzerine başlayan çadır direnişinde ODTÜ Rektörlüğü geri adım attı.

Eğitim Sen Ankara 5 Nolu Üniversiteler   Şubesi örgütlenme sekreteri Mert Kükrer ile denetleme kurulu üyesi Barış Çelik’in dosyaları ise kamu görevinden çıkarma talebiyle YÖK’e gönderilmişti.

ODTÜ içinden ve dışından aydın ve akademisyenler başta olmak üzere yaşanan haksızlığa gösterilen tepkiler ve 17 gündür süren çadır direnişi sonuç verdi. Eğitim Sen Genel Merkezi ile görüşen ODTÜ Rektörlüğü dosyaların usulsüzlükler içerdiği için YÖK’ten geri  çekileceğini bildirdi. Bu kararın ardından sendika çadır direnişini sonlandırarak mücadeleye diğer yollarla devam etme kararı aldı. Dosyaların geri çekilmesinin önemli bir kazanım olduğunu belirten Eğitim-Sen’liler sürecin hala kritik olduğunu, tüm cezalar geçersiz kılınana, aynı süreç içerisinde Aralık ayında işten atılan iş yeri temsilcisi işe geri alınana dek aktif mücadelenin süreceğini, ODTÜ’de emekçilerin yaşadığı pek çok sorunun çözümü için de sendikal faaliyetlerin artarak süreceğini   belirttiler