Sri Lankalı komünistler: “21. yüzyıl, sosyalizm yüzyılıdır”

Halk Kurtuluş Cephesi(JVP) politbüro üyesi Sunil Handunethi ile röportaj

Son birkaç yıldır bütün dünyada isyanlar yaşanıyor. 2019’da 40 isyan başlığı hafızamızda tazeliğini koruyor. Hindistan, Sudan, Şili, Las Tesis, Black Lives Matter, Sarı yelekliler aklımıza ilk gelenler.

Bu yaygın, kitlesel, sürekli ve radikalleşme eğilimindeki isyanlar pandemiyle birlikte biraz durulsa da dipten bir dalga olarak sürmeye devam ediyordu. Bunu yazılarımıza, röportajlarımıza da aktarmaya çalıştık.

Pandemiye rağmen süren isyan hareketleri, genel grevler de yüzeyde görünenlerdi. Bu senenin 1 Mayıs kutlamalarına giderken dünya halkları ve emekçileri sokakla ilişkisini yeniden şekillendiriyordu. Pandemi öncesindeki seneler gibi olmasa da yeniden kitleselleşme eğilimi kendini ortaya koyuyordu.

1 Mayıs kutlamalarına o gözle bakarken bu sene Küba’dan sonra gözümüze çarpan kutlama; Marks, Engels ve Lenin fotoğraflarının en önde yürüdüğü, kıpkızıl kortejiyle ve kitleselliğiyle Sri Lanka’da örgütlendi.

1 Mayıs sonrasında da bakanların evlerinin yakıldığı, sokakların teslim alındığı eylem görüntüleri düştü bizim de önümüze.

Biz de bahsettiğimiz 1 Mayıs kortejini kuran Halk Kurtuluş Cephesi’yle iletişime geçtik. Yaşanan isyan süreciyle beraber, Sri Lanka’da gelişen mücadelelerin tarihsel, toplumsal altyapısını da anlamaya çalıştık.

Biz sorularımızdan kısmadan, bütün merak ettiklerimizi sorduk. Politbüro üyesi yoldaş Handunethi de teker teker cevaplandırdı.

  1. JVP’yi (Halk Kurtuluş Cephesi’ni) okurlarımıza kısaca tanıtır mısınız?

JVP (Halk Kurtuluş Cephesi), Marksist-Leninist prensipler üzerine kurulmuş bir politik partidir. Komünizmi siyasi felsefesi olarak kabul eder. Parti liderliği, partinin en yüksek kurumu olan parti kongresi tarafından seçilen bir Merkez Komitesi ve bir Politik Büro’dan oluşur. Janatha Vimujthi Peramuna; demokratik merkeziyetçi yapıda inşa edilen İşçi Sınıfı Partisi olarak, çiftçiler, işçiler, gençlik, öğrenciler, kadınlar ve din adamları arasında büyük bir ağa sahip.

JVP 1965 yılında, partimizin kurucusu olan Yoldaş Rohana Wijeweera’nın girişimiyle kuruldu. 1965’ten önce Yoldaş Rohana da bir Komünist Parti üyesiydi. Ancak, eski sol siyasi partiler Sri Lanka işçi sınıfını kapitalist sınıfa ve kapitalist siyasi partilere kişisel çıkarları için satınca, yoldaş Rohana doğru bir sol partinin gerekliliğini anladı. Ayrıca, SSCB’de eğitim görme deneyimine sahipti. Eş zamanlı olarak Küba devrimi, yoldaş Che suikastı ve Afrika’daki Kurtuluş Cepheleri gençlere bir yeni sol hareket oluşturma konusunda ilham verdi. Tüm bu faktörler toplu olarak JVP’nin başlangıcı sayılır. JVP yola çıktığından beri kapitalist baskıya maruz kalmıştır.

JVP, 1971 ve 1988-1989 yıllarında kapitalist hükümete karşı iki silahlı ayaklanmaya ön ayak oldu.  Zaman zaman meydana gelen kapitalist baskılar nedeniyle yoldaşlarının yaklaşık 70 000’i hayatlarını feda etti. Bu baskılardan sonra bile, JVP, Sri Lanka bilincinde, sosyalist örnek olarak doruğa ulaşma yeteneğine sahip hale geldi. JVP’nin her tam zamanlı üyesi siyasete Sri Lanka’da gerçek işçi sınıfı kültürünü yetiştiren gönüllüler olarak dahil olur.

Şu anda JVP, entelektüeller, profesyoneller, sendikalar, siyasi partiler ve çeşitli halkçı siyasi kültüre inanan ilerici örgütlerden oluşan geniş bir kolektif olan Ulusal Halk Gücüne liderlik ediyor.

  1. Geldiğimiz noktada, hareketin gelişimi, eylem ve etkinlikler, bunların yaygınlığı ve sıklığı konusunda son durum nedir? Eylemlere katılım hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sistem çöküyor ve şu anda birkaç zorluk var. Ekonomik huzursuzlukla başladı ve sosyal ve siyasi krizlere yol açtı. Ekonomik kriz beş bölüme ayrılabilir:

  1. Üretim krizi
  2. Bütçe krizi- hükümetin düşük geliri ve gelirden üç kat daha yüksek gideri
  3. Ticaret açığı krizi
  4. Borç krizi
  5. Halkın içinde eşitsiz gelir dağılımı

İnsanların üzerine çöken tüm bu yük ve baskı sonucunda örgütlü ve kendiliğinden eylemler ortaya çıktı. Protesto dalgası, çiftçileri yollara sürükleyen gübre sorunuyla yoğunlaşmaya başladı. Daha sonra yakıt/gaz krizi, elektrik, gıda ve ilaç yokluğu ülkedeki durumu korkunç ve umutsuz hale getirdi. Çok sayıda insan gelirlerini kaybetti, ve gün içinde ilaç ve elektrik yokluğundan çocuklar hastanelerde ölüyorlar. Sri Lanka tarihinin en yüksek enflasyon oranı Rajapaksa rejimiyle başlayan bu günlerde görüldü. Diğer felaket ise Parlamento ve Merkez Bankası’nın izni olmadan mantıksız bir şekilde kâğıt para basmak. Bu zorlukların bir sonucu olarak, son derece acı çeken insanlar JVP’nin liderliğini aradı ve JVP, ülkenin her köşesinde acımasız, bencil, yozlaşmış hükümete karşı kitlesel protestolara öncülük etti. JVP sendikaları yönetmeye çağıran çalışmalar, 6 Mayıs’ta başarılı kepenk kapatma, insanların ihtiyaçlarını talep eden kitlesel mitingler, yürüyüşler, halkçı medya ve YouTube aracılığıyla siyasi tartışmalar düzenledi.

Gallface Green’deki “Gotagogama” protestosu çeşitli ilerici hareket grupları tarafından desteklendi ve JVP liderliğindeki SYU (Sosyalist gençlik birliği) ve SSU (sosyalist öğrenci birliği) de protestoculara katıldı.

Eylemlere katılımın niteliği ve niceliği bakımından ülkemizin gençliği önemli bir oranda temsil edildi. Çoğu insan şu anda enflasyonla karşı karşıya olduğundan, toplumun çeşitli katmanları protestolara katıldı. Hükümeti destekleyen politikacılar, kitlenin çığlığını duymazdan geldiler ve Başkan’ı tamamen yanlış bilgilerle doldurdular. Cumhurbaşkanı’nın ayrıca ülkenin finans ve ekonomisi hakkında sınırlı bilgi ve kavrayışa sahip olması ve kamuoyuna karşı bilgisiz olması ülkeyi bugün bulunduğu konuma getirdi.

Sri Lanka’nın tüm etnik kökenleri (Sinhaleseler, Tamiller, Müslümanlar, Burgherler, Maley) ve hatta yabancı çalışan Sri Lanka vatandaşları bile protesto gösterileri düzenledi ve onları destekledi. Rajapaksa rejimi etnik ve dini kaygıları insanları ayırmak için ve çeşitli şekillerde insanlarda birbirlerine karşı güçlü bir düşmanlık inşa etmek için kullandı. Hükümet karşıtı mücadeleler, tüm etnik grupları temsil eden her bir bireyi davet etti. Artık hükümet, eskisi gibi etnik kökenleri birbirine düşman edemez.

‘Gotagogama’daki teknolojiye ilgili protesto gençleri cezbediyor ve akıllıca kullanılıyor. Örneğin hükümet 9 Mayıs’ta silahsız gençlerin protesto ettiği bu yere saldırganlar gönderdiğinde protestocular youtuberların ve teknik destek eylemcileri yardımıyla halkı çok kısa sürede bilgilendirebildi. Gençler halka haber verebildi ve büyük bir felaket kontrol altına alındı.

  1. Protestoları yönlendiren, parçası olduğunuz bir muhalefet koalisyonu var mı? Adım atmaya çalıştığınız konular nelerdir?

Protestoların içinde temelinde politik olmayan gruplar da dahil olmak üzere çeşitli parti ve görüşlere mensup gruplar da yer alıyor. Burada toplanan gruplar, Başkan ve hükümetin istifasını talep ediyor. Bunun için seslerini yükseltiyorlar ve kesinlikle bunun noktada duruyorlar. JVP liderliğindeki gençlik liderleri, yolsuzluğu ortadan kaldıracak ve kitleler arasında birliği gerçekleştirecek sistematik bir değişim getirmek için tüm bu gençleri tek bir ana platformda toplamaya çalışıyor. Sri Lanka parlamentosundaki kapitalist muhalefet partisi SJB’nin bu protestoda hiçbir rolü yok ve liderleri Sajith Premadasa 9 Mayıs’ta Galleface/ Gotagogama’ya yaptığı ziyarette gençler tarafından reddedildi. Hoş karşılanmadı ve protesto eden gençler tarafından orada bulunmasına izin verilmedi.

 

  1. İsyanın ilerleyişi hakkında ne gibi öngörüleriniz var ve JVP bu aşamada neyi örgütlemeye çalışıyor?

Bu hızla hareket eden bir durum ve JVP’nin şu ana kadar yaptığı şey bu protestolarda temsil ediliyor. Gençliğin ve halkın protestolara yaygın katılımını sürdürmek istiyoruz. Protestoculara yönelik her türlü zararlı faaliyeti veya ifadeyi şiddetle kınıyoruz. Devam eden protestoları mümkün olduğunca desteklemeye ve Ranil ve Gotabhaya’nın kötü niyetli siyasi anlaşmasını halka anlatmaya çalışıyoruz. Ayrıca halkın taleplerini desteklemek ve teşvik etmek ve devam eden protestoları güçlendirmek için eylemler düzenliyoruz. Siyasi anlaşmaları kullanarak hükümet ve hükümet destekçileri, protestoları caydırmaya ve yanlış yönlendirmeye çalışıyor. Şimdi, mevcut durumu halkın anlaması için ekstra çaba sarf ediyoruz.

  1. Tarihsel ve toplumsal ilerleyişin devamlılığı olarak son isyan sürecine nasıl geldik?

Onlarca yıldır JVP, insanları kapitalist sistem yanı sıra yozlaşmış kapitalist hükümetlere karşı bilinçlendiriyor ve onlara karşı mücadele ediyor. Protestolar ve sendikal eylemler, ve arttırılan bu bilinç ile bu kitlesel halk protestolarının sıçramasına katkıda bulunduk. Özellikle son iki yıldır JVP, onun kitle örgütleri ve diğer ilerici örgütler, ulusal kaynakların yabancılara peşkeş çekilmesi, özelleştirme, adam kayırmacılık, yolsuzluk ve ABD ile emperyalist anlaşmalar konusunda kamuoyunu bilinçlendirmek ve hükümeti yoğun bir şekilde eleştirmek için sayısız eylemde bulunuyor. Krizin derinleştiği dönemde protestoların çoğu da, ülkenin çeşitli bölgelerinde JVP ve kitle örgütleri tarafından organize edildi.

Şu anda protestolar yozlaşmış siyasi kültürü sona erdirmek için birkaç ilerici taleple ile devam ediyor. En büyük talep, Gotabhaya’nın Cumhurbaşkanlığından ayrılmasıdır. Biz de bu talep ve seçim talebinden yanayız. Bir sosyal sistem değişikliği için toplumu yeniden yapılandırmaya yönelik çalışmayı amaçlıyoruz. Bu amaçla ideolojimizin etrafında insanları ve güçleri topluyoruz.

  1. Genel hatlarıyla işçi sınıfı ve sınıf hareketinin durumunu anlatır mısınız?

JVP liderliğindeki Sendika Cepheleri, Galle Face özelinde Sendika Koordinasyon Merkezi ve Sendikalar Arası İşçiler Derneği’nde (özel sektör işçilerinden oluşan) bu protesto/harekete tam destek veriyor, öğretmen sendikaları protestolara katılıyor ve destekliyor.

28 Nisan’da sendikal hareket, cumhurbaşkanı Gotabhaya Rajapaksa’nın istifasını talep eden bir günlük greve gitti ve greve çok sayıda kişi katıldı. Aynı şekilde 6 Mayıs’ta hartal (kepenk kapatma) olarak adlandırılan ve çok başarılı sayılan sendikalar hareketinin başarısı, 1953 yılının ağustos ayının başarısı ile kıyaslandı. Bu güne binden biraz fazla sendikanın katılması bekleniyordu. Dönemin Başbakanı, eski başbaşkan Mahinda Rajapaksa bu gece istifa kararı aldı ve hartal böyle sona erdi. Bu Hartal’a özellikle Kuzey ve Doğu’nun sendika işçileri, Çay Tarlası işçileri katıldı.

9 Mayıs’ta hükümet, Cumhurbaşkanlığı Sekreterliği önündeki barışçıl protestoya saldırmak için haydutları görevlendirdiğinde, sendika hareketi 9 Mayıs’ta meydana gelen saldırılara odaklanan üç günlük bir grevi canlandırdı. Sendikalar Galle Face mücadelesini desteklemek için çeşitli faaliyetler başlatıyor. Sendikal hareket, şu anda devam eden kitlesel protestoları teşvik ediyor.

  1. Direniş, devrimci ve sosyalist hareketlerin bir bütün olarak durumunu ve ilerlemesini kısaca anlatır mısınız? Bu güçler isyanda nasıl bir pozisyon aldılar?

Bu soruyu önceki cevaplarımda tartıştım.

  1. Genel hatlarıyla kadın ve gençlik hareketinin durumunu anlatır mısınız?

Kadınlar, ailelerinin geçimini sağlama konusunda büyük katkı sağlasalar da siyaseten ön planda değiller. Direnişten bu yana kadınlar da yoğun bir şekilde seslerini yükselttiler ve akaryakıt, gıda, gaz ve elektrik kriziyle karşı karşıya kalanların çoğunluğunu temsil ediyorlar.

JVP liderliğindeki Sosyalist Kadın Birliği, Haklar İçin Kadınlar Hareketi, İlerici Kadın Kolektifi (NPP’yi temsil eden bir Parlamento Üyesi olan Harini Amarasuruiya tarafından yönetiliyor) aktif olarak dâhil oluyor ve kadınları hak alma mücadelelerine doğru yönlendiriyor.

Sri Lanka tarihinde ilk kez 2022’de İşçi Bayramı Mitinglerini (1 Mayıs) üç yerde (Kuzey, Güney ve ayrıca Kolombo’da) gerçekleştirdik. Bu mitinglerde kadın ve gençlerin önemli bir rol oynaması, ülkenin sosyalist bir hareketle umutlanmasına yol açmıştır.

  1. Asya’daki devrimci güçlerle ilişkiniz nasıl? Dayanışmamızı ve dünyadaki devrimci güçlerle kolektif mücadele tutumunu artırmak için ne yapılmalı?

Solun öncülüğündeki ilerici hareketlerle yakın ilişki içerisindeyiz ve onların etkinliklerinde, tartışmalarında ve dayanışma faaliyetlerinde yer alıyoruz. JVP’nin Öğrenci ve Gençlik kolları, WFDY’nin (Dünya Demokratik Gençlik Federasyonu) üyesidir ve ayrıca JVP sendikaları, WFTU’nun (Dünya Sendikalar Federasyonu) faaliyetlerine aktif olarak katılmaktadır. Enerjiğiz ve bölgede aktif olarak yer alıyor ve önemli bir rol oynuyoruz. CPI (Hindistan Komünist Partisi) ve CPC (Çin Komünist Partileri) ile ve ayrıca bölgedeki Bangladeş Komünist Partisi ve diğer sol örgütlerle yakın ilişkilerimiz var.

Bilimsel sosyalizmin gelişmesi ve dünyamızın ilerlemesinin iyileştirilmesi için ideolojik farklılıklar tanımlanmalı ve iyi tartışılmalıdır. Örgütün ideolojisi, disiplini ve yapısı her şeyden önemli olmalıdır. Biz (JVP) kapitalist hükümetlerle iki kez mücadele ettik ve silahlı kuvvetler tarafından baskı ve işkence gördük.

Biz JVP olarak ideolojimizi ve disiplinimizi önemli ölçüde koruduk, halkın güvenini ve saygısını büyük ölçüde kazandık. Şu anda Sri Lanka’nın önde gelen sol partisiyiz. JVP’nin liderliğindeki ilerici hareket NPP (Ulusal Halkın Gücü), toplu olarak profesyonellerin, işçi sınıfının ve genel olarak herkesin desteğini almak için başarılı bir şekilde ortakça çalışıyor.

  1. Ülkenizin son 50-60 yılının kaderini etkileyen Tamil İsyanı hakkında ne düşünüyorsunuz? Tamil sorununa çözüm öneriniz nedir?

30 yıllık savaş sona erdi. Ancak, bu mücadele ve Tamillerin yakıcı sorunları cevap bulmadı. Tamil Ayrılıkçı Hareketi yenildi. Hükümet her ne kadar bunu bir zafer olarak görse de bu kapitalist hükümet Tamil halkının güvenini kazanamadı. Bunun ancak, halkların kardeşliğini gözeten JVP liderliğindeki bir yönetim tarafından yapılabileceğine inanıyoruz. Kuzey ve Doğu halklarının mücadelesi ancak onların ihtiyaçlarını anlayabilen ve temsil eden bir hükümetle karşılanabilir. Çözümler eşitlik ve adalet temelinde olmalıdır. Irkçılık ve ırkçı hareketler ortadan kaldırılmalıdır ve biz böylesi bir toplum yaratmak için çalışıyoruz.

 

  1. Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
    21. yüzyıl sosyalizm yüzyılıdır. Kapitalizmin yarattığı teknoloji ve teknoloji dünyası, insanları çeşitli şekillerde felakete sürüklemek ve istismar etmek için kullanıldı. Teknoloji insanları bölmek ve yönetmek, insanlar arasında uyumsuzluk getirmek için kullanıldı. Ancak, şimdi halk tarafından haklarını korumak ve geliştirmek için kullanılıyor ve sol hareket/sosyalist gruplar, dünya çapında işçi sınıfının birliğinin yanı sıra insanların haklarını inşa etmek ve geliştirmek için kullanıyor.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz