Ana Sayfa Blog Sayfa 215

Kolombiya’da 2 hafta içinde 29 solcu lider öldürüldü

Solcu parti Yurtseverler Birliği (UP) Başkanı Aida Avella, bu katliam dalgasının sola karşı yükselen yeni bir imha hareketinin başlangıcı olduğundan korktuklarını belirtti. UP uzun yıllar boyunca paramiliter bir imha kampanyasıyla karşı karşıya kalmıştı. Bugüne dek partinin ülkedeki başkan adayı da dahil olmak üzere binlerce üyesi uyuşturucu satıcıları, sağcı paramiliter gruplar ve güvenlik güçlerince öldürüldü.
Ülkede onlarca yıldır devam eden iç savaş, Kolombiya’da köklü bir paramiliter örgütlenme yarattı. 80’li yıllardan itibaren ülkedeki en büyük gerilla gücü FARC’a karşı ABD desteğiyle “gayrinizami harp” yoluna başvurmuş olan sağcı hükümetler, devasa bir çeteleşme oluşturdu. Uyuşturucu kaçakçılığıyla finanse edilen bu çeteler, FARC’ın etkin olduğu bölgelerde, sayısız köy yakma, kaçırma, ve faili meçhule imza atarken, sendikacılara karşı da ölümcül bir yıldırma operasyonu başlatmıştı.
Suikastler, 23 Mart’ta Kolombiya Cumhurbaşkanı Juan Manuel Santos ve FARC arasında 51 yılın ardından imzalanacak barış anlaşması öncesinde şiddetlendi. Öte yandan FARC, suikastlerin engellenmesi sağlanmazsa silahsızlanmayacağını duyurdu.
Kaynak: Jiyan.us

Kırım: Türk askeri uzmanlar, Ukrayna’da paralı askerleri eğitiyor

Balbek, “Çok sayıda Türk askeri eğitmenin Ukrayna’nın Herson Bölgesi’nde toplandığını gösteren güvenilir bilgilere sahibiz. Paralı askerlerin açık alanlarda ve kent koşullarında silahlı faaliyetlere hazırlanması için, o bölgede poligon kurmaya çalışıyorlar” dedi. Kırım Tatar Meclisi liderlerinin bu inisiyatifin başında olduğunu da belirten Balbek, Ukraynalı yetkililerin meclis bünyesi altında etkili askeri birlik kurmayı hedeflediklerini belirtti.
Ülkü Ocakları Üyeleri de Herson’da
Herson Bölgesi’nin teröristlerin çekim merkezi haline geldiğini sözlerine ekleyen Balbek, “Türkiye’deki Ülkü Ocakları’ndan aşırılık yanlısı üyeleri ile Suriye’de IŞİD saflarında mücadele eden, Mısır ve Libya’daki darbelerde görev alan militanlar ve haklarında arama kararı bulunan Kafkasyalılar Herson’a getiriliyor” diye konuştu.
Kaynak: direnisteyiz3.org

Rusya’dan Sur ve Cizre İçin Soruşturma Çağrısı

Zaharova, uluslararası toplumun dikkatinin bu olaylara çekilmesi konusunda İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Uluslararası Af Örgütü gibi uluslararası kuruluşlara büyük görev düştüğünün altını çizdi.
Bakanlığın resmi internet sitesi üzerinden bir açıklama yayımlayan Zaharova şu ifadeleri kullandı: “Russia Today (RT) televizyonunun Türk ordusunun yürüttüğü sözde terörle mücadele operasyonlarıyla ilgili hazırladığı materyalleri dikkatli bir şekilde inceledik. Özellikle Sur ve Cizre’de elde edilen görüntüler ve görgü tanıklarının sunduğu kanıtlardaki vahşet, çarpıcı bir etki yaratıyor. Aktarılanlara göre, sadece bir binada yaklaşık 150 kişi diri diri yakıldı. Şırnak’ta yaklaşık 500 sivil öldürüldü. Kitlesel insan hakları ihlallerine ilişkin her bilginin ve belgenin titizlikle soruşturulması gerektiğini düşünüyoruz. Soruşturmanın yürütülmesi için uluslararası prosedürler ve mekanizmalar mevcut. Önemli olan, bu prosedür ve mekanizmaların önyargısız ve objektif bir şekilde harekete geçirilmesidir.”
Kaynak: direnisteyiz3.org

Hapisten Çıkan Basklı lideri binler karşıladı

Otegi, San Sebastian kentindeki Anoeta veledromunda gerçekleştirdiği ilk mitingine geleneksel Bask halk dansı yapan bir grubun eşliğinde girdi.
Otegi, 10 binden fazla kişiye seslendiği konuşmasında sık sık Bask devleti kurma hedefine vurgu yaparak, “Eğer mücadele edersek, kazanırız. Bask Ülkesi bağımsızlığını kazanır; bundan şüphem yok.” dedi. İspanya’dan ayrılmaktan başka çare olmadığını söyledi.
Otegi’nin konuşmasında yıl sonunda Bask bölgesinde yapılacak yerel seçimlerde Bildu adına Bask başkanlığına aday olduğunu açıklaması bekleniyordu; ancak Otegi’nin 2021 yılına kadar kamusal görevde bulunma yasağı bulunuyor. Otegi, ETA üyesi olmak ve örgütle bağlantılı Batasuna partisini yeniden kurmak suçlamalarından hapis cezası almıştı.
ETA 2011’de silahlı faaliyetleri tamamen durdurma kararı almış, ancak silah bırakmamıştı.
Kaynak: direnisteyiz3.org

Fransa Devleti açık savaşta: Halka yaptırımlar, Suudi Prense şeref nişanı

Havaalanı İstemeyen Onbinler Otobanı Kapattı
Fransa’nın Nantes kenti yakınlarındaki geniş bir ormanlık ve tarım arazisine yapılmak istenen havalimanına karşı onbinlerce kişi sokağa çıktı, otobanı kesti.
Fransa’nın Nantes kenti yakınlarında kurulmak istenen yeni havaalanı “Notre-Dame-des-Landes” projesine karşı direnen binler sokağa çıktı. Cumhurbaşkanı François Hollande’ın 11 Şubat’ta yaptığı referandum açıklaması  ve bölgede kalan son 15 yerlinin de tahliye edilmek istenmesi üzerine onbinlerce kişi otobanı kesti.
Fransa’dan Suudi Prense ‘Şeref Nişanı’
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Ortadoğu’daki  katliamcı tecavüzcü çetelere verdiği destek ve idam başta olmak üzere ağır insan hakları ihlalleriyle bilinen Suudi veliaht Prensi Muhammed bin Nayif’e “Şeref Nişanı” verdi. Suudi Arabistan da Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’a ‘Krallık Yüksek Nişanı’nı layık görmüştü.
Hollande’ın, Suudi veliaht Prensi Muhammed bin Nayif’i ülkenin en yüksek dereceli sivil nişanı olan Légion d’Honneur ile ‘onurlandırdığı’ ortaya çıktı. Elysée Sarayı’nda şeref nişanı sunulan Suudi prens ve İçişleri Bakanı Bin Nayif’in ziyaretine ilişkin herhangi bir açıklama yapılmamıştı.
Fransa’da, İş Yasası Reformu Yüzbinlerce Kişiyi Sokaklara Döktü
François Hollande’nin iş yasası reformu solcu öğrenciler ve Fransa sendikalarının oluşturduğu birleşik cephenin yoğun muhalefeti ile karşılaştı.
Üniversite ve lise öğrencileri ile sendika üyelerinin de dahil olduğu yüz binler bütün Fransa’da iş reform paketine yönelik protestolara katıldı. En az 90 lise barikatla kapatıldı.
Paris’in merkezindeki Sophie Germain Lisesi girişi düzinelerce çöp bidonundan oluşan barikatla kapatıldı.
Fransa 9 Mart Çarşamba günü iki ayrı grev ile sarsıldı. Metro operatörü SNCF’deki işçiler öğrencileri ve genel işçileri temsil eden sendikalarla birlikte iş bıraktı.
Peki bahsi geçen iş reformu neyi içeriyor?
Fransa sendikaları 9 Mart’ta kabineye sunulması planlanan tartışmalı iş yasası reform paketine karşı öfkeliler. Muhalefet baskısı nedeniyle paketin kabineye getirilme tarihi 24 Mart’a ertelendi.
Reform paketi Fransa’da dokunulmaz olan iş yasalarını köklü değişikliklere açık hale getirecek. Tasarı kapsamında çalışma süresinden ücretli izne kadar her şey müzakereye tabi olacak.
Ülkedeki en büyük iki sendika 9 Mart’ı ulusal eylem günü ilan etti. Kitlesel eylemlere üniversite ve lise öğrencileri de katıldı. Lise öğrencileri sendikası FIDL üyelerine okul sıralarını sokaklara taşıma çağrısında bulundu. Diğer yedi sendika da 31 Mart için ülke genelinde grev ve eylem çağrısı yaptı.
Hükümet neden reform paketini zorluyor?
Hükümet reform paketini savunmak için tıpkı Güney Kore’deki emekçi düşmanı reform paketini dayatan Park Geun-hye hükümeti gibi ülkedeki yüksek işsizlik oranını bahane olarak kullanıyor. İşsizlik oranını düşürme savı ile emek esnekleştirilmeye ve ucuzlaştırılmaya çalışılıyor.
Demiryolu grevi
Demiryolu işçilerini temsil eden dört büyük sendika CFDT, CGT, Sud ve UNSA ortak genel grev çağrısında bulundu. Bu çağrı dört büyük sendikanın 2013 Haziran’ından beri yaptıkları ilk ortak çağrı.
Sendikalar grevi hükümete uyarı olarak niteliyor ve ulaşımın düzgün yapılabilmesi için daha fazla işçinin istihdam edilmesini talep ediyor. SNCF’de kesintiler dolasıyla 2003’ten beri istihdam 25.000 küçültüldü. Sendikalar ayrıca ücretlerin yükseltilmesini ve daha iyi çalışma koşullarının sağlanmasını talep ediyor.
Binler Olağanüstü Hal Yasalarını Protesto Etti
IŞİD saldırılarında 130 kişinin hayatını kaybetmesinin ardından kasım ayında Fransa’da OHAL ilan edilmiş, Başkan Francois Hollande ise ‘terörist tehdidin hala yüksek bir risk oluşturduğu gerekçesi’ ile Şubat ayında OHAL’in uzatılmasını istemişti.
Binlerce gösterici 12 Mart’ta Paris’te toplanarak OHAL’in uzatılmasını hükümet darbesi olarak niteledi. Cumartesi günkü gösterilere katılanlar arasında anarşistler ve kayıtdışı çalışan göçmen işçiler de dahil olmak üzere birçok farklı grup vardı. Protestocular OHAL yasalarının güvenlik güçlerine çok geniş yetkiler tanıdığını savunuyorlar.
Daha geniş yetkilerle donatılan güvenlik güçleri cami, ev ve işyeri olmak üzere 3.400 mekâna baskın düzenledi, 300 insan ev hapsine mahkum edildi.
Eyleme Filistin destekçisi aktivistler de katıldı.Geçen 6 ay içerisinde onikiden fazla BDS (Boykot, Yatırımların Geri Çekilmesi, Yaptırımlar) eylemcisi hakkında dava açılmıştı.
Kaynak: direnisteyiz3.org

ABD’de binlerce öğrenci eğitim kesintilerini protesto etti

“Bizim eğitimimiz, kazanç kapısı değil!” sloganı atılarak yapılan yürüyüşte, öğrenciler bütçe kesintilerinin eğitim sistemini daha da kötüleştireceğini dile getirdiler.
Boston polisinin büyük bir grup ile birlikte orada toplanan protestocuları dağıtmak için emir vermesi üzerine Downtown Crossing’de öğleden sonra polisle öğrenciler arasında çatışma çıktı.
Boston Common’da toplanan 1.000 civarında öğrenci düzenledikleri eylemde, öğrenim haklarında kayıplar yaşayacakları gerekçesiyle bütçe kesintilerini kınadılar.
Eylemde konuşma yapan bir öğrenci “Okullarımızda bütçe kesintilerini durdurmak için mücadele edeceğiz. Hükümeti eğitim için asgari gereklilikleri almaya zorlayacağız,” dedi.
Ülkenin farklı şehirlerinde okullarını terk eden yüzlerce öğrenci sabah saat 11.30 gibi başlayan ve protestoların bir parçası olan öğrenci boykotuna katıldı.
Kaynak: isyandan.org

Macaristan: Onbinlerce öğretmen eğitim politikalarını protesto etti

Budapeşte’de 15 Mart’ta düzenlenen hükümet karşıtı mitinge onbinlerce kişi katıldı ve internet kullanımından vergi alınmasını öngören yasa tasarısına karşı yapılan 2014 yılındaki yürüyüşten beri düzenlenen en büyük protesto gösterisi gerçekleştirildi.
950 demokratik kitle örgütünün katıldığı mitinge yaklaşık 80.000 kişinin katıldığı tahmin ediliyor. Mitingde konuşan lise müdürü Istvan Pukli, “Böyle görkemli ve uzun soluklu grevler düzenlediğimiz takdirde hükümet halkı karşısına almaya cesaret edemez” dedi.
Pukli ayrıca “Macaristan’ın geleceği ve kendi (eğitim) hakları üzerine konuşan” kişiler hakkında son 6 yıldır hükümet tarafından yürütülen saldırılar için Başbakan Viktor Orban ve Cumhurbaşkanı Janos Ader’i özür dilemeye çağırdı.
30 Mart’ta Tanitanek Hareketi tarafından düzenlenen eyleme de birçok öğretmen katıldı. Ülke genelinde eyleme katılan yaklaşık 250 okulda eğitime 1 saatliğine ara verildi. Bu süre içerisinde öğrenciler ve veliler okul binası etrafında el ele tutuşarak öğretmenlere destek verdi.
Grevin organizatörlerinden Teleki Blanka Lisesi Müdürü İstvan Pukli, hedeflerinin, en önemli problemlerin çözümü için teklif ettikleri 12 maddenin hükümet tarafından kabul edilmesi olduğunu söyledi.
Öğretmenler daha fazla değiştirilmeden ders kitaplarını kendilerinin seçmesi, öğrenciler üzerindeki ders yükünün azaltılması, Macaristan’daki Roman öğrencilerin dezavantajlı konumunu gidermek için “21. yüzyılın taleplerine göre belirlenmiş” eğitim ve entegrasyon programlarının başlatılmasını istiyorlar.
ABD: Hemşireler Bir Haftalık Greve Başladılar
Kaiser Los Angeles Tıp Merkezi’nde çalışan hemşireler 15 Mart Salı günü bir hafta sürecek greve girdiler. Kaiser tesisi önünden başlayan yürüyüşe yaklaşık 500 hemşire katıldı.
Kaiser Los Angeles Tıp Merkezi başhemşiresi Patti Clausen hemşireler olarak ücret artışı talep ettiklerini ve şimdiki ücretlerinin Güney Kaliforniya’da çalışan meslektaşlarına göre yüzde 15 daha düşük olduğunu belirtti. Açıklamada ayrıca, “hepimiz ücretlerimizin daha iyi olmasını istiyoruz ancak daha da önemlisi hasta güvenliği ve yeterli sayıda personel alımının sağlanmasını istiyoruz,” diye belirtildi.
Pakistan: Dokuma İşçisi Kadınlar Sopalarıyla Kapıya Dayandılar
Pakistan Faisalabad’da DCO fabrikasında çalışan dokuma işçisi kadınlar dokuma tezgahlarını ve diğer ekipmanları her gün temizlemeyi reddederek iş bıraktılar.
11 Mart’da beşinci gününe giren protestolarda dokuma işçisi kadınlar daha fazla işçi kiralamak isteyen fabrika patronlarına karşı sopalarla silahlandılar.
Perşembe günü protestocu kadın işçiler fabrika yetkililerinin onları dinlemesi talebiyle DCO ofisinin kapısını sopalarıyla tahrip ettiler.
Kadın işçilerin düzenlediği protestolar nedeniyle dokuma tezgahları son birkaç hafta üretim yapmadı ve fabrika kapalı kaldı.
Güney Afrika: İşçiler Polisle Çatıştı, Sokakları Çöplüğe Çevirdi
14 Mart Pazartesi günü SA Belediye Emekçileri Sendikası (Samwu)’na bağlı Pikitup işçileri yönetimin işten atma tehditlerine boyun eğmeyerek iş durdurdular.
Bu, yolsuzlukla suçlanan Pikitup patronu Amanda Nair’in görevden alınması ve maaşların artırılması talepleriyle Kasım 2015’den beri düzenlenen dördüncü grev. Aynı konuyla ilgili geçen yıl mahkemeye çıkan Nair, Yüksek Mahkeme tarafından aklanmıştı.
Yaklaşık 4.000 işçi, maaş artışlarının Şubat maaşına yansıtılacağı sözünün yerine getirilmemesi üzerine şartelleri indirerek grev başlattılar.
Sendika yönetimi, üyelerinin Johannesburg’da bulunan sendika genel merkezinde toplandığını ve onların polislerden korkanların gideceği yolu gösteren bir grafik çalışması yaptıklarını söyledi.
Pikitup işçileri ile polis arasında çatışma çıktı, bir işçi polisin silahından çıkan plastik mermi ile yaralandı. Polis ayrıca işçileri dağıtmak için gaz bombası ile saldırdı. Pikitup işçileri ise protestoları sırasında Johannesburg kentindeki çöpleri sokaklara saçtılar.
İngiltere: Stajyer Doktorlar Grevi
Doktor maaşlarında yüzde 30 kesintiye gidilmesine, çalışma koşullarının kötüleşmesine ve Ulusal Sağlık Servisinin (NHS) özelleştirilmesine yol açacak yasa taslağına karşı stajyer doktorlar 9 Mart’ta üçüncü kez greve gittiler. Asistan doktorlar daha önce 12 Ocak ve 10 Şubat’ta da greve gitmişlerdi. Asistan Doktorlar Komitesi, (BMA) eylemlerin devam edeceğini duyurdu, 6 ve 26 Nisan tarihlerinde yine greve gidilmesi bekleniyor.
Kaynak: direnisteyiz3.org

Sınıf savaşının alanı tüm yeryüzü: dünyadan işçi direnişleri

Mart ayında pek çok ülkede, çeşitli meslek grupları protesto gösterileri düzenledi. Egemenlerin saldırıları karşısında direnişi örgütleyenler dünyanın her yerinde bizlere o eskimeyen gerçeği haykırıyor: Sınıflar var oldukça sınıf savaşımı sürecektir.
Mısır Vakıflar Bakanlığına bağlı çalışan kamu işçilerinin grevi
Vakıflar Bakanlığına bağlı çalışan işçiler asgari ücret için verdikleri mücadeleye, bakanlığın tehditlerine rağmen devam ediyorlar. Bakanlığa karşı protestolara katıldıkları için 12 işçi hakkında dava açıldı. Bakanlık tarafından yönetilen Damanhour Carpet şirketindeki 600 işçi ise, asgari ücretin altında maaş aldıkları için 1 Mart’ta greve çıkmıştı. Bakanlık sahip olduğu cami, çiftlik ve daha birçok mal varlığından dolayı kira geliri elde ediyor. Ancak bu gelirlerin işçilere âdil dağıtımı yapılmıyor.

Pakistan’da intihar saldırısında yaşamını yitirenlerin sayısı 70’e yükseldi

Pakistan Başbakanı Nevaz Şerif’in siyasi olarak en güçlü olduğu, en zengin eyalet Pencap’ın başkenti Lahor’da bir lunaparkta patlama meydana geldi. Lahor Emniyet Müdürü verdiği bilgide saldırıda ölenlerin sayısının 70 olduğunu söyledi. Saldırıda 300’den fazla kişi de yaralandı. Ölen ve yaralananların çoğu kadın ve çocuk.
Tatil günlerinde Gülşan Parkı’na özellikle kadınlar ve çocukların yoğunlukla gittiğini ifade edilirken, bugün Hristiyan toplumunun parkta Paskalya Yortusu’nu kutladığı belirtildi.
“Hristiyanları hedef aldık”
Saldırıyı Pakistan Talibanı’na bağlı Cemaat ül Ahrar adlı grup üstlendi.
Grubun sözcüsü Twitter’dan yaptığı açıklamada, “Hristiyanları hedef aldık” ifadelerini kullandı.
Pakistan Başbakanı Nevaz Şerif saldırının ardından ülke çapında 3 günlük yas ilan etti.
2014’te Erdoğan: “Müslüman diğer bir Müslümanı Allahuekber diyerek öldüremez.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yazılı bir açıklamayla saldırıyı kınadı.
Paskalya’da kadın ve çocukları hedef alan bu saldırı Erdoğan’ın daha önce yaptığı bir açıklamayı akıllara getirdi. Erdoğan 2014’te yaptığı açıklamada IŞİD ve benzeri çetelerin müslüman olmayanlara saldırmasını meşrulaştıracak ifadeler kullanmaktan kaçınmamıştı. Erdoğan henüz başbakan iken Haziran 2014’te Musul’da 15 Türkiyeli işçinin kaçırıldığı iddiaları ile ilgili Fransa ziyareti öncesi hava alanında yaptığı açıklamada IŞİD’e yönelik bir operasyonu doğru bulmadığını ifade etmişti. Erdoğan, “IŞİD unsurlarının halkla iç içe olmuş olması sivil insanların ölümüne yol açabilir. Böyle hassas bir yanı var.” ifadelerini kullanmış, “Bizim değer yargılarımız arasında mezhebi bir taassubun olması mümkün değil. Bir Müslüman diğer bir Müslümanı Allahuekber diyerek öldüremez. Şu yapılanları bizim Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak tasvibimiz asla mümkün değildir.” demişti.
Kaynak: direnisteyiz3.org

Filistinli tutsakların açlık grevi sürüyor

Yazan Hanani, 35 gündür açlık grevinde ve 28 Ekim 2015’ten beri idari tutuklu. 24 yaşındaki Hanani üç yıl İsrail hapishanelerinde yattı ve üniversite eğitimini bitirmesi engellendi. Beit Furik Kadın Komitesi Hanani’nin açlık grevi için destek çadırı kurdu.
Hanani’nin yanı sıra 43 yaşındaki Sami Janazreh de 20 gündür açlık grevinde. Janazreh, 15 Ekim 2015’ten beri herhangi bir yargılama veya suçlama olmaksızın idari tutuklu olarak esir edilmiş durumda.
27 Nisan 2015’ten beri idari tutuklu olan 41 yaşındaki Imad Batran’ın ise 25 Şubat’ta açlık grevine girdiği belirtildi. Batran aynı zamanda işgal mahkemelerini de boykot ediyor ve bu nedenle mahkemeye çıkmayı reddediyor. Batran daha önce de defalarca tutuklanmış ve İsrail hapishanelerinde yedi yıl tutsak edilmişti. Batran, 2013 yılında yine idari tutukluluğunu protesto etmek için açlık grevine girmiş ve tam 105 gün açlık grevinde kalmıştı.
Kaynak: isyandan.org