Ana Sayfa Blog Sayfa 215

Cebeci’de taciz hala sürüyor

Yerlerde sürüklenen, tekmelenen insanlık onurunun hesabını sormak için 24 Şubat saat 13.00’te Cebeci’nin suyunu içmiş herkesle birlikte Cebeci önünde buluşmamızı gerçekleştirdik. HDP ve CHP milletvekillerinin de katıldığı buluşmadan iki gün sonra Cebeci kampüsünü karakola çeviren 3-5 sivil polisten başka kimse kalmamıştı. Sonrasında 21 Mart Newroz’u bahane ederek ortada hiç bir şey yokken yüzlerce çevikle tekrar kampüse girip İletişim Fakültesi içinde keyfi üst araması yapmışlardır. Öğrencileri keyfi olarak darp edip gözaltına almışlardır. Cebeci kampüsünü tarihsel olarak hep tehlike olarak gören devlet her dönem böyle saldırılarla direnişi, mücadeleyi, örgütlülüğü kırmaya çalışsa da bunu hiç bir zaman başaramadı ve başaramayacaktır. Buradan tekrar söylüyoruz.
ÜNİVERSİTELERDE YASAKLARA, POLİS ABLUKALARINA, TUTUKLAMALARA BOYUN EĞMEYECEĞİZ!
HALKIN ÜNİVERSİTELERİ HALKA KAPATILAMAZ!
KALDIRAÇ ANKARA ÜNİVERSİTESİ

Cebeci’de OHAL

Kapı dışında ise sivil polisler ve çevik kuvvet kampüsü abluka altına aldılar. Rektör İbiş’in yazılı açıklamasında tüm bunlar için gösterilen gerekçe ise okulda sözüm ona “can güvenliğini” sağlamak.
B Polisten aldıkları cesaret ile ÖGB de gözaltılara yardım etmekten geri durmadı. Gözaltına alınan öğrencilere yine hukuki bir işlem olmayan ters kelepçe uygulandı. Sağlık muayenesinde ise hekim, plastik kelepçeden kaynaklanan kesik izlerini “göremedi”. 11 öğrenci gözaltına alındıktan sonra Cebeci’deki OHAL’i haber yapan kadınların sivil polisler tarafından alenen fotoğrafları çekilip fişlendi.

Ankara Üniversitesi’nde Berkin anması

Kaldıraç olarak Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü Eğitim Bilimleri Fakültesi’nde Berkin’imiz için anma masası kurduk.
“Hepimiz Berkin’iz Boyun Eğmeyeceğiz!
11 Mart Cuma saat 19.00’da  Gezi’nin çocuklarına ses vermek için topyekün Güvenpark’tayız.” çağrılı ozalitlerimizi kampüse astık.

ODTÜ, Ankara bombalamasında yaşamını yitiren arkadaşları için eylemde

ODTÜ öğrencileri Berkay Baş ve Ozan Can Akkuş için hazırlık önünde oturma eylemi yapıldı. Oturma eyleminin ardından yürüyüş yapıldı.
“Gülüşünüz Kaldı Bize. Bir de O Masmavi Bakışınız…” “Unutmayacağız, Unutturmayacağız” yazılı pankart açan öğrenciler, 10 Ekim’de barış mitingine yönelik bombalı saldırıda yaşamını yitiren Ali Deniz Uzatmaz’ı da unutmadı.
Öğrenciler, eylemin ardından Karşıyaka Camii’nde düzenlenen cenaze törenine katılmak üzere yola çıktı.

Koç Üniversitesi’nde tutuklu akademisyenler için eylem

“Esra Mungan, Muzaffer Kaya, Kıvanç Ersoy Yalnız Değildir” sloganlarıyla başlayan eylemde, savaşı körükleyen saray iktidarının kendisine karşı çıkan tüm sesleri bastırmak istediği belirtildi. Eylemin son bulmasının ardından bir araya gelen öğrenciler, hocalarımız serbest bırakılana kadar her hafta yemekhanede ses çıkarma eylemi yapma kararı aldı. Bildiri dağıtımları ve ajitasyonlarla 2 haftadır devam eden ses çıkarma eylemlerinde, patlayan bombaların sorumlusunun içerde ve dışarda savaş diyenler olduğuna ve barış için akademisyenlerin tam da bu tabloyu engellemek için harekete geçtiğine vurgu yapılıyor. Aynı zamanda öğrenciler, akademisyenlerin tutuklanma sebebi olarak gösterilen metni okudukları bir video kolajı hazırlayarak, bu suça ortak olmayacaklarını ve tutuklanan akademisyenlerle dayanışma içinde olduklarını bir kez daha gösterdiler.

Koç öğrencilerinden hocalara e-posta

Koç Üniversiteliler Dayanışması’ndan öğrenciler, okullarında “Bu Suça Ortak Olmayacağız” diyen akademisyenlere soruşturma açılmasının ardından, üniversitelerin gerçek işlevini hatırlatmak amacıyla üniversitedeki tüm hocalara bir e-posta gönderdi.
Mailin bir kısmı,
“…Bizler bilime ve bilimin gücüne inanan öğrenciler olarak; üniversitelerde üretimin insan yaşamı, onuru ve vicdanı gözetilerek yapılması gerektiği kanaatindeyiz. Toplum için toplumla birlikte üretilmeyen bilimin, işlevinden oldukça uzaklaşmış olacağını vurgulamak istiyoruz. Mühendislik okuyup çocukları öldüren bombalar üretmek, hukuk okuyup kamu düzeni yalanıyla katliamları meşrulaştırmak ve hak arayışlarına engel olunmasına vesile olmak, psikoloji okuyup sistemin açmazlarını bireylerin rahatsızlıkları olarak göstermek ve diğer birçok meslekte bilim adı altında sermayenin çıkarlarına hizmet etmek istemiyoruz.
Dört bir yanda bombaların patladığı, doğanın talanıyla ekolojik  dengelerin altüst edildiği, her gün onlarca işçi ve kadın cinayetinin yaşandığı, 62 kişinin gelirinin 3,5 milyar insanın gelirine eşit olduğu bu çılgınlıklar çağına dünyayı, farkında olarak ya da olmayarak yaptıklarımızla ya da yapmadıklarımızla, daha fazla sürükleyen bireyler değil; şimdilik içinde barınabileceğimiz yegâne yer olan yerküremizi yaşanılabilir bir yere dönüştüren insanlar olmak istiyoruz. Yaşanan tüm katliam ve acılarda her birimizin sorumluluğu olduğu gibi, bunları önlemek için yapabileceklerimiz de var. Akademisyenlerimizin imza attığı bildiri ve sonrasında gösterdikleri kararlılık bunun bir örneğidir.
Tüm bu gerekçelerin sonucu olarak imzacı hocalarımızın yanında olduğumuzu bildiriyoruz. Bilimin gerçek işlevleriyle tutarlı olan böyle tutumların artmasının üniversiteleri varoluş amaçlarına yaklaştıracağına inanıyoruz.”
Koç Üniversiteliler Dayanışması’ndan Öğrenciler

İ.Ü.’de 8 Mart

İstanbul Üniversitesi Merkez Kampüs’te 8 Mart için etkinlik gerçekleştirdik. Şenlik biçiminde ördüğümüz etkinliğimiz  havuzlu bahçede bildirilerimizin bulunduğu masaları açmamızla başladı. Takas pazarı, vegan-vejetaryen mutfak, keçe atölyeleri oluşturduk. Halaylar, horonlar, roman havası ile etkinliğimizi sürdürdük. Hukuk fakültesinden ‘kadınlar’ ‘yaşam’ ‘için’ ‘direniyor’ yazılı dört pankart sallandırdık. Aralarında Ekin Wan, Büşra Mete, Polen Ünlü’nün, Özgecan’ın da olduğu direnen kadınları canlandırdığımız bir mizansen gerçekleştirdik. Etkinliğimizi halaylar , horonlar ile sonlandırdık.

Komutan Chavez anıldı: “Yaşam için ölenler ölümsüzdür!”

Galatasaray Meydanı’ndagerçekleştirilen anma eyleminde, Venezuela Dayanışma Komitesi adına basın açıklaması okundu. Venezuela’da Chavez’in halklar adına elde ettiği kazanımların sürekli olarak emperyalist güçler tarafından saldırıya uğradığına dikkat çekilen açıklamada, komite olarak Chavez’in mirasına sahip çıktıkları, Anadolu halkları ile Latin Amerika halkları arasında devrimci, enternasyonel bir mücadele ağı oluşturmaya çalışıldığı belirtildi.
Basın açıklamasının ardından Nazım Hikmet’in “Saman Sarısı” adlı şiirinden bir kesit ve üç gün önce işçi cinayetinde katledilen Duran Baysal’a yazılan şiirler okundu. Şiirlerin ardından AKA-DER Müzik Topluluğu üç şarkılık bir mini konser düzenledi.
Etkinlik “Komutan Chavez Ölümsüzdür”, “El Pueblo Unido Jamas Sera Vencido”, “Örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez” sloganlarıyla son buldu.
“Chavez’in bizlere bıraktığı mirasın özü Duran’ın yaşamında somutlaşmıştır”
Galatasaray Lisesi önündeki anmanın ardından Karaköy Mimarlar Odası’nda “Venezuela’da Son Gelişmeler ve Chavez’in Mirası” adlı söyleşi etkinliği düzenlendi.
Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu ve VDK’nin birlikte düzenlediği etkinlikte Barış İçin Müzik Vakfı öğrencileri mini konser düzenledi.
Ardından söz alan Venezuela Dayanışma Komitesi temsilcisi 3 Mart’ta yitirilen devrimci işçi Kaldıraç okuru Duran Baysal’ı anarak konuşmasına başladı:
“Chavez’in bizlere bıraktığı mirasın özü, Duran’ın yaşamında somutlaşmıştır. Duran Baysal ve onun yoldaşları olarak bizler, insanların burjuvaların hırsları uğruna ölmediği, emeğiyle var olduğu komünist bir dünya uğruna mücadele veriyoruz.”
Konuşmasına Venezuela’da Chavez’in ve önderlik ettiği sosyalistlerin başarılarını anlatarak devam eden temsilci, “Evet Chavez yaşıyor, Chavez bugün Venezuela’nın barriolarında, Chiapas’ın ormanlarında, Bolivya’nın madenlerinde, Rojava’nın serhıldanında, İstanbul’un kondularında yaşıyor.” diyerek Chavez’in bıraktığı devrimci mirasın tüm dünyada yürütülen mücadele ile yürütülmekte olduğunu vurguladı ve şöyle ekledi:
“Emperyalizmin kendini yenilmez ilan ettiği, ideolojik bir hegemonya oluşturduğu bir dönemde, Yoldaş Chavez’le birlikte Venezuela’dan yükselen mücadele, onların bu hegemonyasında bir çatlak oluşturdu ve ezilen dünya haklarına moral taşıdı.”
“Komutan Chavez’in öncülüğünde başlayan bu mücadele, en başından başta, ABD emperyalizmi olmak üzere tüm emperyalistlerin ve içerideki bir avuç işbirlikçinin saldırıları ile karşılaştı.”
“İşte bu saldırılara karşı, İşçi sınıfı ve ezilen halkların mücadelesinin enternasyonal bir mücadele olduğunun bilinci ile dünyanın her yerinde olduğu gibi, bu topraklarda da Venezuela halkının ve yoldaş Chavez’in mücadelesinin yalnız olmadığını göstermek, orada yürüyen mücadeleyi kendi yaşadığımız topraklarda da duyurabilmek için, 23 Kasım 2014’te Venezuela Dayanışma Komitesi’ni kurduk.”
VDK temsilcisinin ardından Venezuella İstanbul Başkonsolosu Tatiana Lucia Zapata Bracho konuştu. Venezuela’da Chavez’in açtığı sosyalizm yoluyla yaşanan gelişmeleri istatistikleriyle açıklayan başkonsolos, günümüzde Venezuela’ya uygulanan ağır emperyalist baskıları da bütün ayrıntılarıyla anlattı.
Kolombiya devletinin Venezuela’ya yönelik emperyalist müdahaledeki rolüne dikkat çeken başkonsolos, özellikle ülkedeki temel gıda maddelerinin Kolombiya devletinden giriş yapanlar tarafından ülkeden kaçırıldığı ve bu yolla halk için bir gıda sıkıntısı yaşatılması amacı güdüldüğünü söyledi.
Dünya çapında petrol fiyatlarının düşürülmesinin de yine Venezuela’ya yönelik bir amacı olduğunu belirten başkonsolos, ülkenin temel geliri olan petrol üretiminin giderek azaldığına, bunun OPEC ülkeleriyle olan görüşmeler yoluyla çözülmeye çalışıldığını aktardı.
Kaynak: direnisteyiz3.org

Hugo Chavez anma konseri yapıldı

İlk olarak Venezuela Büyükelçisi J.Reyes, ”Bugün daha eşit bir dünyanın inşasına çalışan bizler için önemli birgün, bugün Bolivarcı Devrimle bize gösterdiğiniz dayanışma için çok teşekkür ederim. Biz gerek Türkiye gerek bu coğrafyadaki tüm ülkelerin bizlerle olduğunun farkındayız. Arkadaşlarım, yoldaşlarım Hugo Chavez’in ruhu daha özgür bir dünya yaratmak için aranızda Chavez yaşıyor, kavgamızda yaşayacak.” sözleriyle seslendi.Che, Bolivar ve Chavez olağanüstü ihtişamlarıyla yaşıyorlar.
Temel Demirer “Biz Chavez’i çok sevdik. Bize ilk gençlik günlerimize hatırlattı. Tıpkı Vietnam’dakiler gibi yeniden ayaklanmamız gerektiğini bizlere gösterdi. Fidel’i, Che’yi hatta ilk şiirlerimizi hatırlattı. Metin Demirtaş’ın ‘Bizim de dağlarımız vardır Che Guevara’ dizesini hatırlayalım. Bolivar da Che de ölmedi, onlara Chavez de eklendi. Şimdi onlar ölümsüzler. Onların anılarını coğrafyamızda açtığımız hendeklerde, kurduğumuz barikatlarda yaşatacağız. Selam olsun kumandana, selam olsun tüm isyancılara!” diyerek konuşmasını bitirdi.

Macaristan’da binlerce öğretmen eğitim sistemi için sokağa çıktı

Hemşire kolektifinden Mária Sándor yaptığı konuşmada hemşirelik ücretlerinin 2007 yılından bu yana gündeme alınmadığını söyledi. Sándor “bu ülke doktorların, hemşirelerin, öğretmenlerin ya da sosyal hizmet uzmanlarının çığlıklarına ne zaman kulak verecek?” diye sordu. Sándor’un konuşması sık sık kalabalık tarafından “Orban defol!”, “Biz onlara geçit vermeyeceğiz!”, “Hainler!” sloganlarıyla kesildi.
Grev komitesi, daha önce 18 olan okul yaşının yükseltilmesi, öğretmenler üzerindeki idari yükün azaltılması, öğretmenler için zorunlu çalışma saatlerinin kaldırılması, önceki işverenin değiştirilmesi ve okul yöneticileri için finansal yönetim hakları, çocuklara göre sınıf sayısı ve önceki müfredatta yapılan radikal kesintiler de dahil olmak üzere 25 maddelik talepler listesini hazırladı.
Muhalefette yer alan Sosyalist Parti ise bir basın metni yayımlayarak Cumartesi günkü gösterinin “Macaristan’ın geleceği hakkında” olduğunu söyledi ve protestoculara verdiği desteği dile getirdi.
isyandan.org

Perspektif

Taksim’in gölgesinde Kadıköy: 2025 1 Mayısı

Son yıllarda her yıl olduğu gibi, 2025 yılı 1 Mayıs kutlamalarında da, devlet-sol ve sendikalar arasında bir “manevra savaşı” devreye girdi. Her yıl 1 Mayıs...